-something - Türkisch Englisch Wörterbuch

-something

Bedeutungen von dem Begriff "-something" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
-something suf. yaşı belirli sayıdaki 10 yıllık süre ile yaklaşık olarak ifade edilen kimse anlamını veren bir son ek

Bedeutungen, die der Begriff "-something" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
the best (of something) n. en iyisi
Would that not be the best way of testing our democratic commitment?
Demokratik taahhüdümüzü test etmenin en iyi yolu bu değil midir?

More Sentences
General
put something on v. bir şeyi giymek
Let me put something on.
Dur bir şey giyeyim.

More Sentences
take something off v. bir şeyi çıkarmak
I was very warmly dressed, so I came back to take something off.
Çok kalın giyinmiştim, bu yüzden bir şeyler çıkarmak için geri döndüm.

More Sentences
work something out v. hesaplamak
I'm sure we can work something out.
Hesaplayabileceğimizden eminim.

More Sentences
something fishy n. bityeniği
something to say n. diyecek
something of the kind n. öyle bir şey
sorting something out n. ayıklama
making something go with n. yakıştırma
slowing something down n. ağırlaştırma
luck into something n. şans eseri
something got without effort/cost n. lüp
fire something up n. fayrap etmek (soba/kalorifer vb'ni)
the pluses and minuses of something n. bir şeyin olumlu ve olumsuz tarafları
blowing something up n. şişirme
the right way do (something) n. yol yöntem
the right way do (something) n. yol yordam
key point (about something) n. işin püf noktası
key point (about something) n. bir işin püf noktası
(someone/something) which is a blend of the two n. ikisi ortası
(someone/something) which is a blend of the two n. ikisinin ortası
the right way to do (something) n. yol erkan
good opinion of someone or something n. hüsn-ü zan
samples of something similar n. örneğe en uygun
easy way of doing something n. bir işi yapmanın kolay yolu
low point (to be in something) n. (bir işin) gelebileceği en berbat durum
low point (to be in something) n. (bir işin) gelebileceği en berbat nokta
basic characteristics of something n. bir şeyin en temel özellikleri
the dark face of something n. bir şeyin karanlık yüzü
group something under something n. altında toplamak
life after something n. -den sonraki hayat
short for something n. (bir şeyin) kısaltılmışı
take something seriously n. ciddiye almak
responsibility towards someone or something n. birine veya bir şeye karşı sorumluluk
embodiment of something n. ... vücut bulmuş hali
initiation of something n. bir şeye önayak olunması
make somebody scapegoat for something v. hedef göstermek
carry something through v. gerçekten yapmak
swallow something up v. bir şeyi yok etmek
predicate something on something v. isnat etmek
tack something on v. bir şeyi çivi veya raptiyeyle bir yere asmak
put something forward v. saatini ileri almak
cancel something v. iptal etmek
dissolve something away v. yok etmek
do something wrong v. kabahat işlemek
draw somebody out about something v. söyletmek
stand as a candidate in something v. adaylığını koymak
(for something) to hurt v. zoruna gitmek
heed of something v. kulak asmak
chisel somebody out of something v. madik atmak
be disposed to do something v. istekli olmak
be of use for something v. bir şeye yaramak
bring something up v. ortaya atmak
set something back v. bir işi (bir süre için) geciktirmek
find (something) odd v. acayibine gitmek
place something out of someone 's reach v. bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
set something to rights v. bir şeyi yoluna koymak
let something off to somebody v. kiraya vermek
brood over something v. kara kara düşünmek
glory in something v. zevkini çıkarmak
write something down v. not etmek
be something in disguise v. bir şey kılığına girmiş olmak
leave something to mature v. dinlenmeye bırakmak
predicate something on v. esas kabul etmek
be unable to do something v. acze düşmek
read something through v. bir şeyin tamamını okumak
toss something out v. bir şeyi çöpe atmak
brood over something v. arpacı kumrusu gibi düşünmek
take something on oneself v. bir işi kendiliğinden yapmak
level something at v. yöneltmek
put something by v. bir kenara para koymak
be a stranger to something v. fransız kalmak
have something to say v. diyeceği olmak
position oneself to do something v. zemin hazırlamak (bir şey yapabilmek için)
head something off v. bir şeyi engellemek
mull something over v. bir şeyi iyice düşünmek
go down with something v. yakalanmak
go over something with a fine comb v. ince eleyip sık dokumak
predicate something on v. esas almak
touch something up v. bir şeyi rötuş etmek
trespass on something v. kötüye kullanmak
slow something down v. ağırlaştırmak
keep something in one's mind v. aklından çıkarmamak
whip something off v. bir giysiyi çıkarıvermek
have the face to do something v. yüzü tutmak
treat somebody to something v. ısmarlamak
come to terms with something v. üzücü bir olayı yavaş yavaş kabullenmek
keep something out v. uzak tutmak
put something forward to v. randevu tarihini ileri almak
get something cheaply v. kapatmak
decide for something v. bir şeyin lehinde karar vermek
get something over v. bir şeyi bitirmek
be prone to something v. bir şeye yatkın olmak
get something off one's chest v. boşalmak
be opposed to something v. bir şeye karşı olmak
see (someone/something) in one's dream v. rüyasına girmek
be unable to do something v. aciz olmak
say something in jest v. şaka olarak söylemek
do something the hard way v. daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
set something down v. bir şeyi bir yere koymak
give something in v. teslim etmek
have something printed v. bastırmak
rake around for something v. arayıp taramak
keep up with something v. uymak
check something in v. vestiyere bırakmak
gamble something away v. kumarda kaybetmek
give something a wring v. burmak
tease something apart v. bir şeyin tellerini lif lif ayırmak
perch on the edge of something v. ilişmek
work something in v. bir şeyi ovarak sürmek
be answerable for something v. bir şeyden sorumlu olmak
put something on the market v. piyasaya sürmek
touch something off v. bir şeye sebep olmak
deeply resent something v. zoruna gitmek
have something thrown away v. döktürmek
purchase the entire supply of something v. çok miktarda almak
set something at naught v. bir şeyi hiçe saymak
disdain to do something v. bir şey yapmaya tenezzül etmemek
enviously admire something v. çok hoşlanmak
lay something up v. depo etmek
do something in secret v. bir şeyi gizlice yapmak
put down a deposit on something v. depozito ödemek
burn something out v. yakıp kül etmek
put a damper on something v. zehir etmek
put something in storage v. bir şeyi depoya koymak
have no business doing something v. birinin bir şey yapmaya hakkı olmamak
play something by ear v. notasız çalmak
zipper something open v. bir şeyin fermuarını açmak
liven something up v. bir şeyi daha canlı bir hale getirmek
turn something off v. söndürmek
make something stick v. kanıtlamak
be about something v. bir şey yapmak
take something apart v. sökmek
buckle down to something v. koyulmak
think something over v. iyice düşünmek
fling something in one's teeth v. başına kakmak
consent to something v. razı olmak
opt for something v. yeğlemek
make something rustle v. hışırdatmak
put something forward to v. toplantı saatini ileri almak
tilt something over v. bir şeyi yan yatırarak devirmek
batter something down v. yerle bir etmek için bir şeye vurmak
give someone to understand something v. birine bir şeyi ima etmek
wind something into a ball v. bir şeyi yumak yapmak
put something away v. kaldırmak
revile at something v. küfretmek
do something sloppily and hastily v. aceleye getirmek
display of something v. sergilemek
tear something up v. parça parça etmek
put something to ransom v. rehin bırakmak
pique oneself on something v. övünmek
patch something together v. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
frown upon something v. uygun bulmamak
make something into v. bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek
take something in stride v. bir şeyin üzerinde durmamak
sum something up v. bir şeyi özetlemek
keep something under wraps v. gizli tutmak
have a bash at something v. bir denemek
be deaf to something v. kulak asmamak
hold something back v. zapt etmek
have something to do with v. alakası olmak
break something off v. son vermek
lock something up v. bir şeyi kilit altında tutmak
revile at something v. hakaret etmek
put something plainly v. bir şeyi açıkça söylemek
keep something secret v. gizli tutmak
make amends to someone for something v. bir şeyin zararını telafi etmek
deliver something by hand v. elden vermek
coax something out of someone v. birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek
frown on something v. uygun bulmamak
push something through v. bir şeyi kabul ettirmek
go in for something v. katılmak
set one's mind on something v. kafasına koymak
carry something out v. yürütmek
give credence to something v. inanmak
take something in stride v. bir şeyi mesele yapmamak
give way to something v. kapılmak
blow something up v. havaya uçurmak
make something creak v. gıcırdatmak
keep something dark v. açığa vurmamak
be deprived of something v. bir şeyden yoksun olmak
spell something out v. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
sell something at a profit v. bir şeyin satışından kar etmek
take something down v. yazmak
ensconce oneself in something v. kurulmak
check something in v. emanete vermek
spell something out for v. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
have something on v. giymek
absent oneself from something v. katılmamak
turn something into a joke v. şakaya dökmek
be unable to bring oneself (to do something) v. nefsine yedirememek
be bunged up with something v. tıkanmak
lock something away v. bir şeyi kilit altında tutmak
make something clear v. bir şeyi belirtmek
take something in v. bir şeyi içeri almak/çekmek
sum something up v. bir durumu anlamak/kavramak
hurry something up v. hızlandırmak
rule something out v. elemek
give something publicity v. açıklamak
drag something into a deadlock v. açmaza sürüklemek
do something behind someone's back v. arkasından iş çevirmek
call something up v. hatırlatmak
set somebody back something v. mal olmak
tuck into something v. yumulmak
get something right v. bir şeyi tam istenilen şekilde yapmak
trifle with something v. ağırsamak
feel a twinge of guilt about (something) v. vicdan azabı duymak
puzzle something out v. bir şeyi çözmeye çalışmak
put something down v. bir şeyi kaydetmek
take something off v. bir şeyi indirmek
be lacking in something v. eksik olmak
stub something out v. söndürmek
interpret something strictly v. hayal gücünü kullanarak bir şeye başka bir anlam yüklemeye kalkmamak
zip something up v. fermuarlamak
talk about something v. lafını etmek
sop something up with v. bir şeyi bir sıvıya banarak o şeyi soğurmak
note something down v. kaydetmek
touch something up v. sadece gereken yerlere boya vurarak bir şeyin görünümünü düzeltmek
put something on the market v. satışa çıkarmak
break something off v. koparmak
wrench something away from somebody v. zorla almak
take a bite of something v. bir şeyden bir lokma ısırmak
do something forbidden v. kaçamak yapmak
turn something out v. kesmek
know something backwards v. su gibi bilmek
be a dab hand at something v. erbabı olmak
have the wrong information about something v. yanlış bilmek
make (something) active v. aktif kılmak
drum something into somebody's head v. kafasına sokmak
mull something over v. bir şeyi düşünüp taşınmak
acquaint somebody with something v. bilgilendirmek
turn something off v. kapamak
fill something out v. doldurmak
brood on something v. kara kara düşünmek
receive something favorably v. olumlu karşılamak
be through with something v. elini eteğini çekmek
decide in favor of something v. bir şeyin lehinde karar vermek
let something ride v. oluruna bırakmak
cloak something in a guise of v. bir şeyi başka bir şeyin kisvesine büründürmek
be loath to do something v. bir şeyi yapmayı hiç istememek
head something off v. bir şeyin ilerlemesini engellemek
put something back v. bir şeyi geciktirmek
find something meaningful v. anlamlı bulmak
do something mad v. delişmenlik etmek
suffer so much after having something good v. burnundan gelmek
let something flow v. akıtmak
wipe something out v. ortadan kaldırmak
get something out of the way v. bir şeyi kenara çekmek
cast a cloud on something v. berbat etmek
put something to one side v. bir kenara bırakmak
turn something down v. sesini kısmak
take something amiss v. gücenmek
actively participate in something v. aktif olarak yer almak
do something treacherous v. çıyanlık etmek
be worth doing something v. değmek
gobble something v. şapır şupur yemek
put something forward v. ileri sürmek
write something up v. birini/bir olayı makale konusu yapmak
eke something out v. idareli kullanmak
run something in v. rodaj yapmak
put something to a vote v. bir şeyi oya sunmak
put one's signature under something v. altına imza atmak
cannot take something v. tahammül edememek
put something away v. yerine koymak
put something over v. bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek
keep something handy v. el altında bulundurmak
blurt something out v. yumurtlamak
go with something v. uymak
set something apart v. bir şeyi bir tarafa ayırmak
make great strides in something v. aşama kaydetmek
put something out of one's mind v. aklından çıkarmak
sell something at a loss v. bir şeyi zararına satmak
spin something round v. fırıl fırıl döndürmek
take something naturally v. doğal karşılamak
put something out v. üretmek
put something back to v. tarihini öne almak (toplantı/randevu vb)
be vexed at something v. bir şeye canı sıkılmak
find something difficult v. ağır gelmek
take something lying down v. hiç karşı gelmeden bir şeyi kabul etmek
get something over with v. bir şeyi bitirmek
wear something out v. deforme etmek
let something pass unchallenged v. göz yummak
cut something off v. kesmek
give up something to somebody v. helal etmek
bring something forward v. ileri sürmek
lay something at one's door v. üstüne yıkmak
immerse oneself in something v. kendini kaptırmak
take something in the right spirit v. bir şeyin ardındaki iyi niyeti kavrayarak kızmamak
let something out to somebody v. kiraya vermek
choke something back v. zapt etmek
give something off v. yaymak
put something to the vote v. oya koymak
bung something up v. tıkamak
put something up for auction v. bir şeyi açık artırma ile satışa çıkarmak
give something one's consideration v. bir şey üzerinde düşünmek
gain the habit of something v. alışkanlık kazanmak
dedicate something to somebody v. adına sunmak
keep something in perspective v. bir şeyi bir bütünsellik içinde ele almak
be hard put to do something v. akla karayı seçmek
have a bash at something v. el atmak
prevail on somebody to do something v. razı etmek
give the lie to something v. birşeyin doğru olmadığını ispatlamak
cut something back v. budamak
wipe something out v. yok etmek
get something stolen v. çaldırmak
feel raw about something v. bir olayı hazmedememek
mark something up v. fiyatını artırmak
feel a twinge of guilt about something v. vicdan azabı çekmek
channel something into v. bir şeyi bir yere akıtmak
be cross with somebody about something v. kızmak
write something down v. yazmak
tack something on to v. bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek
pick up the tab (for something) v. ödemek
work something in v. bir şeyi yer yer katmak
chisel somebody out of something v. mantarlamak
have something at one's fingertips v. bir şeyi çok iyi bilmek
do something stupid v. nane yemek
puzzle something out v. bir şeyin anlamını bulmak
put something in someone's mind v. bir şeyi birinin aklına koymak
take something off v. götürmek
steam something off v. bir şeyi buhara tutarak çıkarmak
write something up v. kitap vb haline sokmak
scramble for something v. kapışmak
fritter something away v. ziyan etmek
clamp the lid on something v. yasaklamak
sort something out v. bir şeyi halletmek
take something off v. izin almak (belirli bir süre için)
barricade something off v. barikat kurmak
put something over to v. başka bir tarihe ertelemek
make something clear v. açıklamak
poke something at v. bir şeyi bir yere doğru uzatmak
make amends to someone for something v. birinden bir şey için özür dilemek
put something to rights v. bir şeyi yoluna koymak
go at something v. sarılmak
put something forward to v. randevu saatini ileri almak
pull something off v. fora etmek
put something on the agenda v. gündeme almak
make something reasonable v. akla uydurmak
touch something up v. bir şeyi boyayla rötuş etmek
come into something v. miras olarak almak
find something strange v. yadırgamak
argue for something v. iddia etmek
drag something out v. uzatmak
take something on faith v. kanıt olmadan bir şeye inanmak
palm something off v. kakalamak
set something in motion v. bir şeyi başlatmak
disapprove of something v. uygun görmemek
break something up v. sona erdirmek
present something to v. hediye etmek
talk something over v. görüşmek
leave something undone v. bir şeyi yarıda bırakmak
give way to something v. yerine bırakmak
throw money at something v. bir sorunu parayla çözmeye çalışmak
fill something in v. doldurmak
keep something out of v. uzak tutmak
work something out of v. bir şeyi bir yerden çıkarmak
get something through someone's head v. bir şeyi birinin kafasına sokmak
work something loose v. bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek
end in something v. sonuçlanmak
find something contrary to v. aykırı bulmak
inform oneself of something v. öğrenmek
be unable to work something out v. içinden çıkamamak
lay something at one's door v. üzerine atmak
have something taped v. kaydetmek
teem with something v. dolu olmak
talk something over v. söyleşmek
get something off one's chest v. içini dökmek
press someone for something v. ısrarla birinden bir şey istemek
stick something out v. uzatmak
parcel something out v. taksim etmek
welcome something warmly v. olumlu karşılamak
keep something quiet v. saklamak
bring something out v. üretmek
set something down v. bir şeyi yazmak
put something forward v. ileri almak (saat)
maintain something active v. aktif halde tutmak
believe that something is possible v. aklı kesmek
ram something down somebody's throat v. zorla kabul ettirmek
rip something up v. bir şeyi yırtmak
channel something into v. dökmek
rid something of v. bir şeyi bir yerden kurtarmak
put something back to v. saatini öne almak (toplantı/randevu vb)
debar somebody from something v. menetmek
keep something in perspective v. bir şeye bir bütün olarak bakmak
take something to heart v. altüst olmak
wear something out v. eskitmek
turn one's nose up at something v. burun kıvırmak
absent oneself from something v. gelmemek
revile against something v. hakaret etmek
shout something from the rooftops v. davul çalmak
mess (something) up v. içine etmek
argue someone out of something v. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
buy something on credit v. bir şeyi veresiye almak
steal something v. bomba patlatmak
call something to mind v. birine bir şeyi hatırlatmak
poke one's nose into something v. bir işe burnunu sokmak
take something on v. üstlenmek
opt for something v. tercih etmek
set something on end v. bir şeyi dikine koymak
do something in a hurry v. aceleye getirmek
be opposed to something v. bir şeyin aleyhinde olmak
abide by something v. riayet etmek
take something upon oneself v. bir işi kendiliğinden yapmak
sort something out v. ayıklamak
prize something up v. bir şeyi manivela görevini gören bir şeyle kanırtmak
be to blame for something v. suçlusu olmak
smoke something out v. bir şeyi meydana çıkarmak
cook something up v. tezgahlamak
keep something at one's fingertips v. el altında bulundurmak
entwine something around v. bir şeyi başka bir şeye dolamak
knock something off the price v. fiyatta indirim yapmak
keep something up v. sürdürmek
chisel somebody out of something v. mandepsiye bastırmak
take something in v. görmek (oyun/müze vb'ni)
speed something up v. hızlandırmak
cut something back v. kısmak
see something from a different perspective v. farklı gözle görmek
do something behind one's back v. birinden gizli yapmak
cut something back v. kesinti yapmak
see something from a different perspective v. farklı gözle bakmak
make heavy weather of something v. birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
wind something up v. saat vb gibi bir şey kurmak
say something out of spite v. nispet vermek
put something in order v. nizama sokmak
see something before one dies v. dünya gözüyle görmek
tell something to someone straight v. birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
shake something out v. bir şeyi silkmek
get something easily v. düşürmek
have a scent for something v. sezmek
be wrapped up in something v. kendini kaptırmak
rub something on v. bir şeyi bir yere sürmek
put something back v. geri almak
put something forward v. ileri almak
come under something v. hedef olmak
mist something up v. buğulandırmak
bring somebody in something v. kazanç getirmek
put something down v. not etmek
be cool towards something v. soğuk bakmak (bir şeye)
trade something in for v. bir şeyi verip onun değerini başka bir şeyin bedelinden düşürerek o şeyi satın almak
take something up with v. bir meseleyi konuşmak (birisiyle)
have something to do with v. ilgisi olmak
nail something to v. bir şeyi bir yere çivilemek
do something in a haphazard way v. ezbere hareket etmek
depose to doing something v. tanıklık etmek
blurt something out v. düşünmeden söylemek
spoil something while trying to improve v. kuşa benzetmek
take something to heart v. bir şeyi ciddiye almak
find something odd v. yadırgamak
put something down v. bir şeyi (aşağı bir yere) koymak
have something in prospect v. ummak
take the liberty of doing something v. izin istemeden bir şeyi yapmak
raze something to the ground v. yerle bir etmek
sleep through something v. bir şey olup biterken uyumak
egg somebody on to do something v. dolduruşa getirmek
force somebody to do something v. gırtlağına basmak
cut one's teeth in something v. bir alanda ilk deneyimini yaşamak
treat something as a joke v. işi şakaya vurmak
be quite something v. herkese nasip olmamak
go ahead with something v. sürdürmek
turn something on v. açmak
get something for nothing v. avanta etmek
turn something into an investment v. yatırıma dönüştürmek
content oneself with something v. iktifa etmek
leave something unfinished v. yüzüstü bırakmak
learn something from the ground up v. bir şeyi her yönüyle öğrenmek
keep something under wraps v. saklamak
put something forward to v. ertelemek
pull something apart v. bir şeyi çekerek aralamak
make something bleed v. kanatmak
start something up v. bir şeyi başlatmak
make something over to v. bir şeyi birinin üstüne yapmak
find (something) strange v. acayibine gitmek
pay something off v. ödemek
do something the right way v. bir şeyi usulüne göre yapmak
press someone for something v. bir şey için birini sıkıştırmak
take something seriously v. kaale almak
be pleased to do something v. bir şeyi memnuniyetle yapmak
leave something to its fate v. kaderine terketmek
be incapable of doing something v. acze düşmek
be unqualified to do something v. bir şeyi yapmak için gereken niteliklere sahip olmamak
be vague about something v. tereddüt etmek
keep something in a corner of one's mind v. aklının bir köşesinde bulundurmak
set something back v. bir şeyi aksatmak
do something with feeling v. bir şeyi duyarak yapmak
set oneself to do something v. koyulmak
be the object of (somebody/something) v. muhatap olmak
know something cold v. bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek
be chocked up with something v. tıkanmak
blot something out v. kapatmak
pull something to v. bir şeyi çekmek
keep something on the back burner v. sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
take a bite of something v. bir şeyden bir ısırık almak
work somebody up (into something) v. gaza getirmek
get a kick out of something v. keyif almak
let something spoil v. kokutmak
play something down v. bir şeyi önemsizmiş gibi göstermek
sew something on v. bir giysiye bir şey dikmek
be at something v. meşgul olmak
be on the verge of something v. eşiğinde olmak
make up for something v. telafi etmek