Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
bir olmak
Bedeutungen von dem Begriff
"bir olmak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
bir olmak
equal
v.
2
General
bir olmak
be equal to
v.
3
General
bir olmak
coincide
v.
4
General
bir olmak
coalesce
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"bir olmak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
(bir şeyin) öncesinde olmak
forerun
v.
General
2
General
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap
eighteenmo
n.
3
General
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf
mouthpiece
n.
4
General
ünlü olmak dışında kaydedeğer herhangi bir meziyeti olmayan ünlü
professional celebrity
n.
5
General
çevre için bir tehdit olmak
pose a threat to the environment
n.
6
General
bir işletmeye destek olmak için organize olup o işletmede para harcayan insanlar
cash mob
n.
7
General
başka bir şeyle bitişik durumda olmak
lap
n.
8
General
(ellerinde kan olmak ifadesindeki anlamıyla) bir kimseyi öldürme veya yaralama suçu veya sorumluluğu
blood
n.
9
General
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem
median plane
n.
10
General
iki taraflı simetrik bir hayvanı sağ ve sol yarı olmak üzere ikiye bölen orta düzlem
mesial plane
n.
11
General
içerde iki yolcu, dışarıda sürücü ve uşak olmak üzere toplamda dört kişi taşıyan, üstü açılabilir dört tekerlekli hafif bir at arabası
gladstone
n.
12
General
bir şey kılığına girmiş olmak
be something in disguise
v.
13
General
fiyatı (belirli bir miktar) olmak
cost
v.
14
General
kokusu olmak (belirli bir şeyin)
smell of
v.
15
General
bir yere doğru gidecek olmak
be destined for
v.
16
General
bir şeye sebep olmak
touch something off
v.
17
General
bir şeyden sorumlu olmak
be answerable for something
v.
18
General
bir grubun içinde olmak
rank
v.
19
General
canlı bir örneği olmak
personify
v.
20
General
çok zor bir durumda olmak
be in desperate straits
v.
21
General
yıkık dökük bir halde olmak
be in ruins
v.
22
General
gayrimeşru bir ilişki içinde olmak
carry on with
v.
23
General
önemli bir yeri olmak
loom large in
v.
24
General
bir şeyin delili olmak
be a witness to
v.
25
General
bir konuda başarılı olmak
succeed at
v.
26
General
bir şeye yatkın olmak
be prone to something
v.
27
General
bir şeye karşı olmak
be opposed to something
v.
28
General
beklenmedik bir anda olmak
crop up
v.
29
General
nihai karar/son söz birinin olmak (bir konuda)
have the last word in
v.
30
General
ta kendisi olmak (somut bir şeyin)
personify
v.
31
General
benzeri olmak (başka birinin/başka bir şeyin)
correspond to
v.
32
General
hoş olmayan bir şeyle dolu olmak
bristle with
v.
33
General
bir şeyin önemli bir öğesi olmak
be a part and parcel of
v.
34
General
bir şeyde biriyle ortak olmak
go in with someone on
v.
35
General
toplamı belirli bir miktar olmak
amount to
v.
36
General
bir cezayla karşı karşıya olmak
be in the doghouse
v.
37
General
merkezi bir yerde olmak
be centrally located
v.
38
General
taraftar olmak (bir görüşe)
subscribe to
v.
39
General
fazla yük olmak (bir yapıdaki eleman)
put too much stress on
v.
40
General
bir şeyin aleyhinde olmak
be opposed to something
v.
41
General
belirli bir iş için yeterince insan olmak
man
v.
42
General
belirli bir derecede olmak (ısı vb)
stand at
v.
43
General
bir gömlek üstün olmak
be a cut above
v.
44
General
bir şeyi yapmada kararlı olmak
be decisive in
v.
45
General
büyük bir üzüntü içinde olmak
grieve
v.
46
General
bir kimseye borçlu olmak
be in someone's debt
v.
47
General
birinin belirli bir miktarda eksiği olmak
be ... shy
v.
48
General
olmak (şiir/tekerleme vb'nin sözleri/müziğin nağmesi belirli bir biçimde)
go
v.
49
General
faal bir sosyal hayatı olmak
be in the swim
v.
50
General
olmak (hayat/işler herhangi bir durumda)
go
v.
51
General
bir şey için birine borçlu olmak
have someone to thank for
v.
52
General
uygun olmak (bir yere/çevreye/gruba vb'ne)
fit in
v.
53
General
mülkiyet hakkı olmak (bir yerde)
have title to
v.
54
General
çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde)
settle
v.
55
General
bir yalancının karakterine uygun olmak
lairier
v.
56
General
bir işe fena halde bulaşmış olmak
be in something up to one's eyes
v.
57
General
kıymeti (belirli bir miktar) olmak
be worth
v.
58
General
bir şeyden umutlu olmak
feel hopeful about something
v.
59
General
bir eli yağda bir eli balda olmak
be in clover
v.
60
General
özel ilgi alanı (belirli bir şey) olmak
specialize in
v.
61
General
bir işin beyni olmak
mastermind
v.
62
General
olmak (belirli bir durumda)
stand
v.
63
General
olmak (belirli bir şekilde)
get on
v.
64
General
çok iyi bir şey olmak
be quite something
v.
65
General
bol miktarda sahip olmak (bir şeye)
swim
v.
66
General
görülecek bir hesabı olmak
have a bone to pick with somebody
v.
67
General
toplantı halinde olmak (resmi bir meclis/kurul vb)
sit
v.
68
General
ile bir hizada olmak
be in line with
v.
69
General
en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda)
run away with
v.
70
General
çok zor bir durumda olmak
be in a bad way
v.
71
General
başka bir işi olmak
have other fish to fry
v.
72
General
belirli bir ağırlıkta olmak
weigh
v.
73
General
bir şey başka bir şeye bağlı olmak
be conditioned by
v.
74
General
bir şey için göz kulak olmak
keep an eye out for
v.
75
General
bir şeyden umutlu olmak
be optimistic about something
v.
76
General
hayatında özel bir yere sahip olmak
have a special place in one's life
v.
77
General
uzmanlık alanı (belirli bir şey) olmak
specialize in
v.
78
General
malı olmak (bir şey birinin)
belong to
v.
79
General
daha iyi bir pozisyona tayin olmak
be promoted
v.
80
General
düzensiz bir şekilde etrafa dağılmış olmak
straggle
v.
81
General
tipik bir örneği olmak
typify
v.
82
General
yabancı olmak (bir yer birine)
be a stranger to
v.
83
General
zor bir durumda olmak
be up a gum tree
v.
84
General
bir şey birinin lehinde olmak
tell in someone's favor
v.
85
General
tartıldığında belirli bir ağırlıkta olmak
weigh in at
v.
86
General
programa göre belirli bir zamanda olmak
be scheduled
v.
87
General
parası olmak (bir şey için)
afford
v.
88
General
bir şeyin meraklısı olmak
go in for
v.
89
General
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak
take someone by storm
v.
90
General
bir konuda çok usta olmak
be a past master at
v.
91
General
görüşülmesi ileri bir tarihe bırakılmış olmak (tasarının/meselenin)
be on the table
v.
92
General
bir şeyden umutlu olmak
feel hopeful about
v.
93
General
dolu olmak (bir şeyle)
swim
v.
94
General
bir işte parmağı olmak
have a hand in
v.
95
General
birinin elde edemeyeceği bir şey olmak
be beyond someone's grasp
v.
96
General
biri için olumlu bir puan olmak
speak well for
v.
97
General
nüfuzu olmak (bir kurumda vb)
have a means of gaining advantage with
v.
98
General
bir şey artık geçmişe ait bir şey olmak
be a thing of the past
v.
99
General
meşgul olmak (belirli bir yere ait işlerle)
tend
v.
100
General
bir şeyden yoksun olmak
be devoid of something
v.
101
General
büyük bir kayba sebep olmak
take a heavy toll
v.
102
General
bağlantılı olmak (belirli bir seferle)
connect with
v.
103
General
aklı bir karış havada olmak
have one's head in the clouds
v.
104
General
çok olmak (bir yerde)
abound in
v.
105
General
hakim olmak (bir yere)
dominate
v.
106
General
çok zor bir durumda olmak
be in dire straits
v.
107
General
ile bir arada olmak
rub elbows with
v.
108
General
iki dirhem bir çekirdek olmak
be dressed up fit to kill
v.
109
General
hafif bir tadı olmak (belirli bir şeyin bir yiyecekte veya içecekte)
smack of
v.
110
General
bir arada olmak
coexist
v.
111
General
bir amaç peşinde olmak
be out to
v.
112
General
faal bir sosyal hayatı olmak
be in the swim of things
v.
113
General
adamı olmak (bir kurumda vb)
have pull with
v.
114
General
bir şeyin suçlusu olmak
have oneself to thank for
v.
115
General
kendini bir şey zannetmesine sebep olmak
go to one's head
v.
116
General
kötü bir şeyi geçirmek üzere olmak
be in for
v.
117
General
olmak (yarışma sonunda belirli bir sırada)
come in
v.
118
General
sıkışık bir durumda olmak
be pressed
v.
119
General
adet olmak (bir davranış vb)
become a habit
v.
120
General
bir konuda tembel olmak
be lazy about
v.
121
General
aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak
vote something down
v.
122
General
savunucusu olmak (bir fikirin)
stand for
v.
123
General
bir işte uzun süre başarılı olmak
have a good run for one's money
v.
124
General
bir arada var olmak
coexist
v.
125
General
tarifeye göre belirli bir zamanda olmak
be scheduled
v.
126
General
değersiz bir şey olmak
not to be worth a shit
v.
127
General
çok başarılı olmak (belirli bir konuda)
shine
v.
128
General
olmak (bir yerde)
stand
v.
129
General
çok olmak (bir yerde)
abound with
v.
130
General
bir şeyden yoksun olmak
be deprived of something
v.
131
General
bir numara olmak (müzik listelerinde)
hit the top
v.
132
General
bol olmak (bir yerde)
abound with
v.
133
General
birinde bir şey belirli bir miktarda eksik olmak
be short
v.
134
General
seçimde yenerek makamına sahip olmak (eski bir milletvekilini)
unseat
v.
135
General
çıkmış olmak (bir yerden)
be free of
v.
136
General
bir şeyle görevli olmak
be entrusted with something
v.
137
General
bol olmak (bir yerde)
abound in
v.
138
General
çok arzuladığı bir şeyi arzulamaz olmak
get something out of one's system
v.
139
General
bir şeyle meşgul olmak
be about something
v.
140
General
bir yerde torpili olmak
have an in
v.
141
General
bir işin ustası olmak
be skilled in
v.
142
General
yüksek bir konuma sahip olmak
high up
v.
143
General
birinin hiç bilmediği bir şey olmak
be beyond one's ken
v.
144
General
bir kimsenin izinde olmak
follow in someone's footsteps
v.
145
General
bir şeyin kanıtı olmak
be a witness to
v.
146
General
çok zor bir durumda olmak
be at bay
v.
147
General
biri için olumsuz bir puan olmak
speak ill for
v.
148
General
dayanıklı olmak (bir şeye karşı)
stand up to
v.
149
General
olağanüstü bir şey olmak
be quite something
v.
150
General
sade bir hayatı olmak
rusticate
v.
151
General
bir şey birinin aleyhinde olmak
tell against
v.
152
General
bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak (bitki)
transplant
v.
153
General
bir tahtası eksik olmak
have a screw loose
v.
154
General
mal varlığı (belirli bir miktar) olmak
be worth
v.
155
General
hakim olmak (bir yere)
command
v.
156
General
ortalaması (belirli bir miktar) olmak
be average out at
v.
157
General
geçici bir sessizlik olmak (konuşmada)
lull
v.
158
General
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb)
work out
v.
159
General
bir adım önde olmak
be one step ahead
v.
160
General
başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
have an advantage over someone
v.
161
General
bir şeye alamet olmak
augur
v.
162
General
yasadışı bir işin içinde olmak
be in something up to one's eyes
v.
163
General
bir şey yapmak itiyadında olmak
be given to
v.
164
General
birinden aşağı bir rütbede olmak
rank below
v.
165
General
bir yalancının karakterine uygun olmak
lairiest
v.
166
General
bir şeyin verdiği heyecanla dolu olmak
be flushed with
v.
167
General
eski bir tarihten geliyor olmak
date
v.
168
General
bir işin veya görevin yürütülmesinden sorumlu olmak
charge with
v.
169
General
değeri (belirli bir miktar) olmak
be worth
v.
170
General
nazik bir durumda olmak
hang in the balance
v.
171
General
tartışılması ileri bir tarihe bırakılmış olmak (tasarının/meselenin)
be on the table
v.
172
General
teslim olmak (sakınılması gereken bir şeye)
indulge
v.
173
General
mallar bir yerden başka bir yere taşınmakta olmak
be in transit
v.
174
General
adamı olmak (bir şeyin)
suit
v.
175
General
aşağılık bir şey olmak
not to be worth a shit
v.
176
General
bir konuda bayağı tecrübeli olmak
be an old hand at
v.
177
General
bir gömlek üstün olmak
have an edge on
v.
178
General
birinin elde edebileceği bir şey gibi olmak
be within someone's grasp
v.
179
General
kötü bir şeye mahkum olmak
be doomed to
v.
180
General
bir işaret olmak (iyi/kötü)
augur
v.
181
General
bir şey için deli olmak
go gaga over
v.
182
General
tüm dikkatini bir şeye vermiş olmak
be absorbed in
v.
183
General
bir şeyi yapmaya mecbur olmak
be obliged to do something
v.
184
General
birinin tenezzül etmeyeceği bir şey olmak
be beneath someone
v.
185
General
(bir kurumda vb) bağlantısı olmak
have pull with
v.
186
General
bir şeyin aslında var olmak
be inherent in something
v.
187
General
bir şeyin içinde çok saygın bir yeri olmak
be enshrined in
v.
188
General
olmak (belirli bir şekilde)
get along
v.
189
General
birinin kalbinde özel bir yere sahip olmak
have a special place in one's heart
v.
190
General
olmak (belirli bir sayıda)
number
v.
191
General
ile kaplı olmak (kalınca bir tabaka)
be encrusted with
v.
192
General
insanlar bir yerden başka bir yere geçmekte olmak
be in transit
v.
193
General
emin olmak (bir şey hakkında)
tell
v.
194
General
son söz birinin olmak (bir tartışmanın/ağız kavgasının sonunda)
have the last word
v.
195
General
çok yüklü olmak (belirli bir şeyle)
be weighed down with
v.
196
General
arkasında olmak (bir işin)
take up
v.
197
General
(kötü bir şeyi) geçirmek üzere olmak
be in for
v.
198
General
(kötü bir şey) geçirmek üzere olmak
be in for it
v.
199
General
itibarı yerle bir olmak
fall from grace
v.
200
General
bir şeye aç olmak
raven
v.
201
General
gözü (bir şeyin) üzerinde olmak
have one's eyes on
v.
202
General
bir şeyde önemli bir rolü olmak
feature
v.
203
General
gözü (bir şeyin) üstünde olmak
keep an eye on
v.
204
General
zihni bir şeyle meşgul olmak
be preoccupied with
v.
205
General
boyunda olmak (bir şeyin)
stand
v.
206
General
bir şeyin delisi olmak
be nuts about
v.
207
General
(bir şeye başlamaya) hazır olmak
be pumped (up)
v.
208
General
konuk olmak (bir tv programına vb)
be a guest on a tv show
v.
209
General
konuk olmak (bir tv programına vb)
appear as a guest on a tv show
v.
210
General
bir anlamı olmak
add up
v.
211
General
(bir dilde) akıcı olmak
be fluent in
v.
212
General
parlak bir geleceği olmak
have a promising future
v.
213
General
bir şeyden emin olmak
be positive about
v.
214
General
bir şeyden emin olmak
be positive of
v.
215
General
-de önemli bir rolü olmak
feature in
v.
216
General
(bir şeyin) önemli bir öğesi olmak
feature in
v.
217
General
bir özelliği olmak
be a feature of
v.
218
General
bir konuda hevesli olmak
take an eager interest in
v.
219
General
bir konuda çok ilgili olmak
take an eager interest in
v.
220
General
mizaç olarak değişken bir karaktere sahip olmak
mercurialise
v.
221
General
mizaç olarak değişken bir karaktere sahip olmak
mercurialize
v.
222
General
nerdeyse (bir şey yapıyor olmak)
come closer
v.
223
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have an impressive appearance
v.
224
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have an outward appearance
v.
225
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have a penetrative appearance
v.
226
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have an influential complexion
v.
227
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have a powerful complexion
v.
228
General
çekici bir görünüme sahip olmak
have an attractive appearance
v.
229
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have an attractive appearance
v.
230
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have an attractive view
v.
231
General
etkili bir görünüme sahip olmak
have a penetrative view
v.
232
General
bir şey yapma ayrıcalığı olmak
have the prerogative of doing something
v.
233
General
(bir işin) kurdu olmak
be an old hand at something
v.
234
General
zor bir zamanda metin olmak
stand the gaff
v.
235
General
bir işi olmak
have (got) something on
v.
236
General
bir şeyde başarılı olmak
be good at
v.
237
General
bir deri bir kemik olmak
be all skin and bones
v.
238
General
(bir) servete mal olmak
cost an arm and a leg
v.
239
General
(bir) servete mal olmak
cost a fortune
v.
240
General
özel bir yeri olmak
have a special place
v.
241
General
içi dışı bir olmak
wear one's heart on one's sleeve
v.
242
General
içi dışı bir olmak
wear one's heart upon one's sleeve
v.
243
General
-in yeri (belirli bir yerde) olmak
belong
v.
244
General
aklı bir karış havada olmak
be head-in-the-clouds
v.
245
General
-in toplamı (belirli bir miktar) olmak
total
v.
246
General
bir konuda bilgili olmak
be well-versed in
v.
247
General
bir şeyde uzman olmak
be well-versed in
v.
248
General
ile bir ilgisi olmak
have to do with
v.
249
General
kolay bir hedef olmak
be susceptible to
v.
250
General
önemli bir öğesi olmak
feature
v.
251
General
bir adım önde olmak
be a step ahead
v.
252
General
bir adım önde olmak
stay one step ahead
v.
253
General
bir anlamı olmak
make sense
v.
254
General
(kötü bir şeye) açık veya maruz olmak
be vulnerable to
v.
255
General
bir şey hakkında bilgiye sahip olmak
have knowledge of a thing
v.
256
General
çok iyi bir pozisyonda olmak
fly high
v.
257
General
bir planı olmak
have a plan
v.
258
General
bir alt kademede olmak
be in the lower position
v.
259
General
derin bir nefes olmak
breathe again
v.
260
General
önemli bir yere sahip olmak
have an important place
v.
261
General
önemli bir yere sahip olmak
have an important position
v.
262
General
önemli bir yere sahip olmak
occupy an important place
v.
263
General
önemli bir yere sahip olmak
occupy an important position
v.
264
General
tam bir kopyası olmak
bear a striking resemblance to
v.
265
General
bir yanlıştan sorumlu olmak
be responsible for a mistake
v.
266
General
çok yararlı bir etkisi olmak
have a very beneficial effect
v.
267
General
açısından önde gelen bir ülke olmak
be a leading country for
v.
268
General
iyi bir espri anlayışına sahip olmak
have a good sense humor
v.
269
General
anlatacak bir hikayesi olmak
have a tale to tell
v.
270
General
anlatacak bir hikayesi olmak
have a story to tell
v.
271
General
büyük bir yıkıma neden olmak
cause widespread devastation
v.
272
General
kötü bir üne sahip olmak
have a bad reputation
v.
273
General
kötü bir ünü olmak
have a bad reputation
v.
274
General
teknolojinin bir adım ilerisinde olmak
be one step ahead of technology
v.
275
General
iyi bir espri anlayışına sahip olmak
have a good sense of humor
v.
276
General
iyi bir espri yeteneğine sahip olmak
have a good sense of humour
v.
277
General
iyi bir espri yeteneğine sahip olmak
have a good sense of humor
v.
278
General
iyi bir espri anlayışına sahip olmak
have a good sense of humour
v.
279
General
bir şeyden rahatsız olmak
get annoyed of
v.
280
General
bir şeyden azade olmak
be safe from
v.
281
General
iyi bir şöhrete sahip olmak
enjoy a good reputation
v.
282
General
iyi bir şöhret sahibi olmak
enjoy a good reputation
v.
283
General
dünyada bir ilk olmak
be a first in the world
v.
284
General
bir şeyle meşgul olmak
occupy oneself
v.
285
General
bir avuç toprak olmak
pass away
v.
286
General
bir avuç toprak olmak
die
v.
287
General
bir göreve talip olmak
apply for a situation
v.
288
General
bir şeyden mesul olmak
answer for
v.
289
General
bir şeyden sorumlu olmak
answer for
v.
290
General
biri kendi çapında bir ... olmak
be something of a
v.
291
General
gibi bir şey olmak
be something of a
v.
292
General
gibi bir şey olmak
be somewhat of a
v.
293
General
biri kendi çapında bir ... olmak
be somewhat of a
v.
294
General
bir dile tam anlamıyla hakim olmak
have a full command of a language
v.
295
General
daha bir güzel olmak
become even more beautiful
v.
296
General
bir şeyde iddialı olmak
be assertive about something
v.
297
General
bir parçası olmak
be part of something
v.
298
General
bir ilk olmak
be the first
v.
299
General
bir ilk olmak
be a first
v.
300
General
derin bir üzüntü içinde olmak
be deeply in sorrow
v.
301
General
ciddi bir rahatsızlığı olmak
have a serious disorder
v.
302
General
üzerinde olumsuz bir etkisi olmak
have a negative effect on
v.
303
General
(bir şey) hakkında endişeli olmak
be nervous about
v.
304
General
kötü bir üne sahip olmak
have a notoriety
v.
305
General
bir adım önde olmak
be one step ahead of
v.
306
General
bir şeyi yapmaya vakıf olmak
have a good command of something
v.
307
General
bir şey hakkında çok az bilgisi olmak
know very little about something
v.
308
General
(bir şeyi yapacak) son kişi olmak
be the last person (to do something)
v.
309
General
(bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
make so bold as to do something
v.
310
General
(bir şeyi yapmaya) cesareti olmak
be so bold as to do something
v.
311
General
bir göstergesi/kanıtı/belirtisi olmak
be a testament to
v.
312
General
bir şey ile meşgul olmak
busy oneself with someone or something
v.
313
General
bir sorunu olmak
have an issue
v.
314
General
evrensel bir anlamı olmak
have an universal meaning
v.
315
General
bir işten sorumlu olmak
be in charge of a business
v.
316
General
bir değeri/önemi olmak
count for something
v.
317
General
bir şeyi yapmaya kararlı olmak
be intent on doing something
v.
318
General
(bir konuda/alanda) birsiyle eşit olmak
be equal someone in something
v.
319
General
bir sürü borcu olmak
owe a lot of money
v.
320
General
kıvrak bir zekası olmak
have an agile mind
v.
321
General
bir şeyde iyi olmak
be good at something
v.
322
General
biriyle bir randevusu olmak
have an appointment with someone
v.
323
General
bir adım önünde olmak
be one step ahead of
v.
324
General
büyük bir stres altında olmak
be under a lot of stress
v.
325
General
bir otopsiye tanık olmak
witness an autopsy
v.
326
General
bir cinayete tanık olmak
witness a murder
v.
327
General
(bir şeyde) birisiyle eşit olmak
be equal someone in something
v.
328
General
iyi bir koca olmak
make a good husband
v.
329
General
arasında bir şey olmak
have a thing going with someone
v.
330
General
aralarında bir şey olmak
have a thing going with someone
v.
331
General
ayrı bir mutluluk olmak
be more than happy
v.
332
General
bir saatten az zamanı olmak/kalmak
have less than an hour
v.
333
General
bir konuda ısrarcı ve itici olmak
be pushy and obnoxious on something
v.
334
General
tam anlamıyla birinci sınıf bir skandal olmak
have all the makings of a first-class scandal
v.
335
General
bir şeyden bihaber olmak
have no awareness of something
v.
336
General
biriyle bir ilişkisi olmak
date somebody
v.
337
General
biriyle bir ilişkisi olmak
see somebody
v.
338
General
çok güzel bir çift olmak
make such a beautiful couple
v.
339
General
(kocasına) harika bir eş olmak
make a great wife
v.
340
General
evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak
house-sit
v.
341
General
evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak
housesit
v.
342
General
(bir şeyin) üstünde kötü yan etkisi olmak
have adverse side effects of (something)
v.
343
General
bir kuru temizleme dükkanı olmak
have a dry cleaner
v.
344
General
bir şeyin solunda kalmak/olmak
keep on the left side of something
v.
345
General
bir şeyin solunda kalmak/olmak
keep on the left-hand side of something
v.
346
General
çizgi romandan fırlamış gibi bir hali olmak
come straight out of a comic book
v.
347
General
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak
lead someone to do something
v.
348
General
neredeyse/yaklaşık (bir şeyle) aynı/benzer olmak
come close
v.
349
General
(bir şeyi) neredeyse yapacak olmak
come close
v.
350
General
bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
know very little about something
v.
351
General
bir şeye alerjisi olmak
be allergic to something
v.
352
General
bir çocuğun zekasına sahip olmak
have a child's mind
v.
353
General
bir çocuğun zekasına sahip olmak
get a child's mind
v.
354
General
üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intellect of a 3 year old
v.
355
General
3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intellect of a 3 year old
v.
356
General
üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child
v.
357
General
3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child
v.
358
General
kendine özgü bir gülümsemesi olmak
have a unique smile
v.
359
General
kendine özgü bir gülümsemesi olmak
have a distinctive smile
v.
360
General
güçlü bir sembolü/simgesi olmak/haline gelmek
become the potent symbol of
v.
361
General
bir göstergesi/kanıtı/belirtisi olmak
be a sign for
v.
362
General
bir göstergesi/kanıtı/belirtisi olmak
be a sign to
v.
363
General
bir hemşireyle ilişkisi olmak
have an affair with a nurse
v.
364
General
bir beceriye yatkın olmak
have a facility with
v.
365
General
bir sanatçı olarak nadir bulunan bir yeteneğe sahip olmak
have a rare talent as an artist
v.
366
General
bir sanatçı olarak nadir bir yeteneğe sahip olmak
have a rare talent as an artist
v.
367
General
bir iş için biçilmiş kaftan olmak
be uniquely suited to
v.
368
General
bir şeye vesile olmak
lead or contribute to (a result)
v.
369
General
bir şeye neden olmak/davetiye çıkarmak
cause
v.
370
General
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak
be half dead with a bullet hole in one's shoulder
v.
371
General
bir şeyde kötü olmak
be bad at something
v.
372
General
bir konuda (henüz) karar vermemiş olmak
reserve judgment
v.
373
General
bir şeyle eş anlamlı olmak
be synonymous with
v.
374
General
önemli bir yeri olmak
have an important role
v.
375
General
mutlu bir evlilikleri olmak
be happily married
v.
376
General
bir konuda (henüz) karar vermemiş/kararsız olmak
reserve one's judgment
v.
377
General
sürekli/devamlı bir işi olmak
have regular job
v.
378
General
düzenli bir işi olmak
have a regular job
v.
379
General
düzenli bir işi olmak
have regular job
v.
380
General
sürekli/devamlı bir işi olmak
have a regular job
v.
381
General
büyük bir egosu olmak
have a big ego
v.
382
General
tam tersi bir duruma sahip olmak
have a reverse situation
v.
383
General
tam tersi bir durumu olmak
have a reverse situation
v.
384
General
kanıtlanmış bir başarı geçmişi olmak
have a proven track record of accomplishment
v.
385
General
bir şeyin kötü kalitesinin işareti olmak
be a sign of the bad quality of something
v.
386
General
bir şeyin kötü kalitesinin işareti olmak
be a comment on something
v.
387
General
bir tanığı olmak
have a witness
v.
388
General
bir şey bakımından zengin olmak
be rich in something
v.
389
General
emin olmak (bir şey hakkında)
be sure of/about
v.
390
General
bir işin uzmanı olmak
be an expert of something
v.
391
General
bir işin erbabı olmak
be an expert of something
v.
392
General
bir şey yapmaya alışık olmak
be used to doing something
v.
393
General
(bir şey hakkında) açık/net olmak
be clear on something
v.
394
General
bir şeye yabancı olmak
be a stranger to
v.
395
General
bir şeyde başarısız olmak
fail at something
v.
396
General
iki dirhem bir çekirdek olmak
deck oneself out
v.
397
General
(bir işle) meşgul olmak
engross
v.
398
General
(bir işle) meşgul olmak
engage
v.
399
General
bir şeylerin bir parçası olmak
be a part of something
v.
400
General
(bir şeye) ilgisi olmak
have an interest in
v.
401
General
ayrı bir mutlu olmak
be more than happy
v.
402
General
düzenin bir parçası olmak
be becoming a slave to routine
v.
403
General
bayağı bir geride olmak
be pretty far behind
v.
404
General
iyi bir ekip olmak
make a great team
v.
405
General
bir alanda uzman olmak
be an expert on a field
v.
406
General
bir şeyde uzman olmak
be an expert on a field
v.
407
General
harika bir moda anlayışı/zevki olmak
have great fashion sense
v.
408
General
(bir konuda) hevesli/istekli olmak
be enthusiastic about
v.
409
General
bir şeyin üzerinde/tepesinde olmak
stay on top of
v.
410
General
kendinden emin bir havası olmak
have an air of confidence
v.
411
General
(birine) manevi bir değeri olmak
have a sentimental value (to)
v.
412
General
(birine) manevi bir değeri olmak
have a sentimental value
v.
413
General
üzerinde büyük bir etkisi olmak
have a big influence on
v.
414
General
bir şeyde mükemmel olmak
be excellent at
v.
415
General
(bir müsabakada) seyirci olmak
spectate
v.
416
General
çözümün bir parçası olmak
be a part of solution
v.
417
General
ortak bir yana sahip olmak
have in common
v.
418
General
bir şey hakkında fikir sahibi olmak
get an idea of something
v.
419
General
bir şey hakkında fikir sahibi olmak
get an idea on something
v.
420
General
korkunç bir baş ağrısı olmak
have a terrible headache
v.
421
General
katı bir şekilde karşı olmak
be strictly against
v.
422
General
bir şeye ilgisi olmak
be into something
v.
423
General
bir arayış içinde olmak
be on a quest
v.
424
General
bir şeyin veya bir kimsenin büyük bir hayranı olmak
be a big fan of something/someone
v.
425
General
bir işte yetkin/o işe uygun olmak
be qualified
v.
426
General
birine karşı belirgin bir üstünlüğü olmak
have a decisive advantage over someone
v.
427
General
bir şeyde doğuştan yetenekli olmak
be gifted at something
v.
428
General
bir şeyin sonunda veya iki tarafında da olmak
bookend
v.
429
General
bir takımın parçası olmak
be a part of a team
v.
430
General
(bir sözleşmeye) devam etmede başarısız olmak (abd)
ankle
v.
431
General
(bir şey elde etmek için) birisiyle arkadaş olmak
buddy up
v.
432
General
bir şey için birine sinirli olmak
be angry with someone for something
v.
433
General
bir sanatçıya/ünlüye/kişiye/karaktere hayran olmak
stan
v.
434
General
bir şeyde cömert olmak
be generous with something
v.
435
General
(filmde/dizide) küçük bir rolü olmak
cameo
v.
436
General
bir anlaşmaya taraf olmak
accede
v.
437
General
düz bir yüzeye sahip olmak
tabulate
v.
438
General
bir dereceye kadar etkili olmak
carry weight
v.
439
General
bir bütün olmak
be a one
v.
440
General
(bir şeyin) yeniden bir parçası olmak
reengage
v.
441
General
(bir şeyin) yeniden bir parçası olmak
re-engage
v.
442
General
belirli bir tabiata veya niteliklere sahip olmak
naturize [obsolete]
v.
443
General
bir fikre, düşünceye sahip olmak
entertain
v.
444
General
bir makam için aday olmak
run for an office
v.
445
General
(bir şey ile) dolu olmak
abound with
v.
446
General
(bir yerde) mevcut olmak
have place
v.
447
General
içinden çıkılmaz bir durumda olmak
be at a stand
v.
448
General
bir şeyde harika olmak
be excellent at something
v.
449
General
bir şeyde harika olmak
be brilliant at something
v.
450
General
(birinin/bir şeyin) hayranı olmak
become a fan of (someone or something)
v.
451
General
bir şey ile dolu olmak
be littered with
v.
452
General
(biri/bir şey için) mezar olmak
entomb
v.
453
General
bir şeyle kutsanmış olmak
be blessed with
v.
454
General
belli bir açıda eğimli olmak
tilt at
v.
455
General
bir yerden izole olmak
remain isolated from somewhere
v.
456
General
bir çıkmazdan çıkmaya yardımcı olmak
bail
v.
457
General
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak
erase
v.
458
General
(bir sıkıntıya) hazır olmak
man
v.
459
General
belirli bir ortalama vuruş yüzdesine sahip olmak
bat
v.
460
General
bir mülkün sahibi olmak
usucapt
v.
461
General
belli bir yönde olmak
lie
v.
462
General
bir şeyin sonucu olmak
be due
v.
463
General
bir şeye meyilli olmak
be given
v.
464
General
bir şeyin üstünde boncukların oluşmasına neden olmak
bead
v.
465
General
bir grubun üyesi olmak
belong
v.
466
General
bir kişiye veya gruba bağlı olmak
belong
v.
467
General
sihirli bir şekilde sebep olmak
magic
v.
468
General
belirli bir ölçüde olmak
measure
v.
469
General
belirli bir ebatta olmak
measure
v.
470
General
(bir şeyiyle) meşhur olmak
be famous for its
v.
471
General
keskin bir tadı olmak
bite
v.
472
General
kişisel dini bir beyana şahit olmak
witness
v.
473
General
(bir şey) üzerinde güçlü ve hoş bir etkiye sahip olmak
whow
v.
474
General
(çiçek) sıcak ve hoş bir renkte olmak
blush
v.
475
General
istenen bir özelliğe sahip olmak
boast
v.
476
General
(bir ağacın) düşerken başka bir ağaca takılmasına neden olmak
hang up
v.
477
General
(bir yerin) müdavimi olmak
hant [dialect]
v.
478
General
çözmesi zor bir durumda olmak
hard put
v.
479
General
bir şeyin ölçüsü olmak
measure
v.
480
General
(bir şeyle) meşgul olmak
mell [uk] (with)
v.
481
General
(bir şeyle) alakadar olmak
mell [uk] (with)
v.
482
General
işyerinde beraber yemek yenen bir gruba ait olmak
mess
v.
483
General
işyerinde beraber yemek yenilen bir gruba ait olmak
mess
v.
484
General
küresel bir bakış açısıyla değerlendirilmesine neden olmak
world
v.
485
General
kötü bir şey olmak
worth
v.
486
General
(bir şeyden) haberdar olmak
be aware of (something)
v.
487
General
(bir şeyin) farkında olmak
be aware of (something)
v.
488
General
(bir şey) hakkında bilgisi olmak
be aware of (something)
v.
489
General
(bir şey) bilgisi dahilinde olmak
be aware of (something)
v.
490
General
(bir şeye) vakıf olmak
be aware of (something)
v.
491
General
(bir şeyin) bilincinde olmak
be aware of (something)
v.
492
General
(bir şeyin veya olayın) ilk ve sonu olmak
bookend
v.
493
General
(bir şeyin) göstergesi olmak
herald
v.
494
General
(bir şeyin) hatırlatıcısı olmak
mind
v.
495
General
doğuştan olmayan bir hakla sahip olmak
borrow
v.
496
General
gürültülü bir tartışmaya dahil olmak
broil
v.
497
General
gürültülü bir kavgaya neden olmak
broil
v.
498
General
(bir şeyin) sınırı olmak
brow
v.
499
General
(bir şeyin) içinde en göze çarpan olmak
highlight
v.
500
General
(bir şey) üzerinde kontrol sahibi olmak
hold
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir olmak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy