home - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

home

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "home" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 150 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
home n. ev
General
home n. alışkın
home n. iç
home n. kale
home n. vatan
home n. baba ocağı
home n. sıla
home n. hedefe
home n. ocak
home n. sığınak
home n. memleket
home n. mesken
home n. bomba
home n. yurt
home n. melce
home n. hedef bomba
home n. yuva
home n. özerklik
home n. aile ocağı
home n. bakımevi
home n. ev
home n. konut
home n. mesken vatan
home n. ülke
home n. güven ve mutluluk veren ortam
home n. doğal yaşam alanı
home n. bir şeyin keşfedildiği yer
home n. bir şeyin kurulduğu yer
home n. bir şeyin geliştirildiği yer
home n. bir şeyin tanıtıldığı yer
home n. kaynak
home n. karargah
home n. ana üs
home n. bir yerde yaşayan aile
home n. ev halkı
home n. ölümden sonraki mesken
home n. duygusal olarak bağlı olunan aile ortamı
home n. odak noktası
home n. ilgi merkezi
home n. halk dansı düzeninde kişinin ilk konumu
home n. bir soyadı
home n. yaşanan bölge
home n. mezar
home v. yuvasına dönmek
home v. yerleştirmek
home v. sinyallere göre yönelmek
home v. hedeflemek
home v. (kuş) yurda dönmek
home v. yuvalandırmak
home v. eve sahip olmak
home v. eve göndermek
home v. eve gitmek
home v. yönlendirmek
home v. kiriş veya sınır işaretini takip ederken hedefe doğru ilerlemek
home v. eve sahip olmak
home v. merkeze sahip olmak
home v. genel merkeze sahip olmak
home v. (güvercine) güvercinliğe dönmeyi öğretmek
home v. dikkatini toplamak
home v. ilerleme kaydetmek
home adj. eve ait
home adj. vatana ait
home adj. eve özgü
home adj. hedefe ait
home adj. dar
home adj. evdeki
home adj. evde yapılan
home adj. derin
home adj. ev ile ilgili
home adj. içişlerine ait
home adj. yerel
home adj. menşe yerine ait
home adj. menşe yeriyle ilgili
home adj. merkeze ait
home adj. merkezle ilgili
home adj. etkili
home adj. ölümcül
home adj. hedeflenen işarete ulaşan
home adj. hedeflenen yere ulaşan
home adj. özgün
home adj. orijinal
home adj. normal
home adj. yakın
home adj. kişisel
home adj. yerinde
home adj. isabetli
home adv. yurda
home adv. evde
home adv. eve
home adv. tam yerine
home adv. ülkesinde
home adv. kendi sahasında
home adv. bir şeyin yönlendirildiği noktaya
home adv. bir şeyin yönlendirildiği yerde
home adv. bir şeyin merkezine doğru
home adv. bir şeyin derinine doğru
home adv. derince
home adv. sonuna kadar
home adv. kişinin ailesine doğru
home adv. kişinin ailesine
home adv. kişinin sempatisinin odağında
home adv. menşe ülkeye veya yerine doğru
home adv. menşe ülkede veya yerinde
home adv. memlekete doğru
home adv. yaydan çıkma pozisyonunda
home adv. iyi bir sonuca doğru
home adv. bilinç veya duyarlılık merkezine doğru
home adv. altta yatan gerçekleri ortaya çıkararak
home adv. yakından
home adv. sıkıca
home adv. yakın bir şekilde
Colloquial
home n. tımarhane
home n. akıl hastanesi
Technical
home n. imleç başlama konumu
Computer
home n. ana sayfa
home n. başkonum
home n. ekran başı
home n. giriş
home n. giriş sayfası
home n. imleç başlama konumu
home adj. ana
home adj. başlangıç
home adj. dokunarak yazarken parmakların konumlandırıldığı temel tuşlara ait veya ilgili
home adv. ana sayfaya
home adv. giriş sayfasına
Aeronautic
home v. yayın merkezine doğru uçmak
Marine
home adv. (donanım) en iyi konumda
home adv. (donanım) en uygun konumda
home adv. gemiye
home adv. gemiye doğru
home adv. geminin içine
home adv. geminin içine doğru
home adv. denizden kıyıya doğru
Zoology
home v. (hayvan) belirli bir mesafeden doğruca evine dönmek
Military
home v. (füze veya uçağı) hedefe yönlendirmek
Sport
home n. (beyzbol) kendi sahası
home n. kişinin kendi sahası
home n. oyuncunun hücuma karşı güvende olduğu alan
home n. oyuncunun ulaşmak istediği amaç
home n. (lakros) rakibin kalesine en yakın iki oyun konumundan her biri
home n. (lakros) rakibin kalesine en yakın iki oyun konumundan birinde oynayan oyuncu
home n. (oyunlarda) hedef
home n. (oyunlarda) amaç
home adj. bir takımın sponsoruyla ilgili
home adj. (takımın) kendi sahasıyla ilgili
home adj. takımın kendi sahasında oynadığı
home adj. (oyunda veya sporda) hedefe yakın olan
home adj. (oyunda veya sporda) hedefi oluşturan
home adv. (oyunda veya sporda) nihai bir hedefe doğru
home adv. (oyunda veya sporda) nihai bir amaca doğru

Bedeutungen, die der Begriff "home" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
home ownership n. ev sahipliği
General
a home truth n. acı gerçek
rest home n. dinlenme evi
absence from home n. gurbet
nursing home n. huzur evi
spacey home n. geniş ev
foster home care n. koruyucu aile
nursing home n. huzurevi
nursing home n. bakım evi
one living away from home n. gurbetçi
nursing home n. bakımevi
home entertainment systems n. ev eğlence sistemleri
rest home n. huzurevi
nursing home n. şifa yurdu
nursing home n. özel klinik
family home n. baba ocağı
home office n. içişleri bakanlığı
home town n. bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü
family home n. babaevi
home affairs n. iç işleri
mobile home n. dinlence taşıtı
nursing home n. küçük özel hastane
home invasion n. ev basma
old people's home n. bakımyurdu
stately home n. büyük bir çiftlikte bulunan malikane
home and school n. ev ve okul
nursing home n. bakım yurdu
secretary of state for home affairs n. içişleri bakanı
home product n. yerli malı
home computer networks n. ev bilgisayar ağları
mobile home n. karavan
hearth and home n. yuva
harvest home n. harman sonu
home base n. merkez
home affairs n. dahili işler
old people’s home n. yaşlılar yurdu
mobile home n. bir yere kalıcı olarak park edilen ve konut olarak kullanılan büyük karavan
home demand n. iç talep
funeral home n. cenaze töreni yapılan yer
mental home n. akıl hastanesi
at home in n. kendini rahat hisseden (bir yerde)
ottoman old people’s home n. düşkünler yurdu
home coming n. eve dönüş
mobile home n. mobil ev
daily children’s home n. kreş ve gündüz bakımevleri
home port n. demirleme limanı
home base n. üs
home trade n. dahili ticaret
hearth and home n. aile ocağı
home town n. bir ülkede yaşayan bireylerin bütünü
small home appliances n. küçük ev aletleri
nursing at home n. evde bakım
children’s home in ottoman empire n. sanayi mektebi
home labor n. ev işi
one's home n. sıla
home country control principle n. ev sahibi ülkenin gözetim ve denetim yetkisine sahip olması
home office n. idare merkezi
course for nursing at home n. evde yaşlı bakım kursu
home town n. kişinin doğduğu ve büyüdüğü yer
stately home n. malikane
home brew n. evde çıkarılan içki
home zone n. yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge
funeral home n. ölü evi
nursing of old persons at home n. evde yaşlı bakım
home office n. şirketin idare merkezi
home market n. iç pazar
home secretary n. içişleri bakanı
family home n. baba evi
home town n. memleket
old people’s home n. huzurevi
vacation home n. tatil evi
storage in the home n. eve depolama
home fleet n. filo
rest home n. yaşlılar yurdu
home life n. aile hayatı
home computer n. ev bilgisayarı
home affairs n. içişleri
home reserve n. milis
food transport services to home n. eve yemek götürme hizmetleri
children’s home in ottoman empire n. çocuk ıslahhanesi
home for orphans n. yetimhane
home economics n. ev ekonomisi
old people's home n. fakirhane
home production n. yerli üretim
home product n. yerli mamul
old people's home n. yaşlılar evi
nostalgia for family or home n. aile özlemi
home improvement n. ev dekorasyonu
home improvement n. evin değerini arttırmak için yapılan dekorasyon çalışması
way home n. evin yolu
holiday home n. yazlık ev
dream home n. hayallerinin evi
home owner n. ev sahibi
smart home system n. akıllı ev sistemi
home for the aged n. huzurevi
eventide home n. huzurevi
disaster home n. afet konutu
home technology n. ev teknolojisi
detention home n. ıslahevi
home work n. ev ödevi
home base n. yönetim merkezi
rest home n. misafirhane
small home appliance n. küçük ev aleti
home insurance n. konut sigortası
home theater system n. ev sinema sistemi
home theater n. ev sinema sistemi
home cinema system n. ev sinema sistemi
aged-home care n. evde bakım yaşlı
home-baked bread n. ev ekmeği
earth-sheltered home n. toprak damlı ev
home-made bomb n. ev yapımı bomba
home-brew n. ev yapımı alkol
single-parent home n. tek ebeveynli ev
ottoman old people’s home n. daru’l-aceze
take-home pay n. net maaş
home position n. başkonum
home appliance n. beyazeşya
home-office n. içişleri bakanlığı
home automation n. ev otomasyonu
home made n. yerli malı
mobile home n. gezerev
nursing home n. özel sağlık yurdu
home truth n. acı ama gerçek
home truth n. anımsanmaktan kaçınılan akla geldikçe üzüntü veren gerçek
home port n. bağlama
home appliances n. ev aletleri
home visit n. ev ziyareti
home industry n. ev endüstrisi
home exchange n. iki ev sahibinin belirli bir süre karşılıklı birbirlerinin evlerinde oturması
home exchange n. (iki ev sahibi arasında) ev değiştirme
home care n. hastaya kendi evinde verilen bakım hizmeti
home care n. evde bakım
longing for home n. memleket özlemi
longing for home n. memleket hasreti
electrical home appliance n. elektrikli ev aleti
home health care n. evde sağlık bakımı
home delivery n. ev teslimatı
home delivery n. adrese teslim
home delivery n. eve teslim
home delivery n. eve servis
home economics n. ev idaresi
home girl n. mahalleli kız
home girl n. mahalleden kız
log home n. ağaç ev
retirement home n. huzurevi
nursing home residents n. huzurevi sakinleri
funeral home n. cenaze evi
companion at home n. adreste/evde refakat
home studio n. ev stüdyosu
foster home n. koruyucu ev/aile
welcome-home present n. eve hoş geldin hediyesi
smart home technology n. akıllı ev teknolojisi
home-made whiskey n. ev yapımı viski
singlewide mobile home n. tek üniteli mobil/taşınabilir ev
doublewide mobile home n. çift üniteli mobil/taşınabilir ev
double-wide mobile home n. çift üniteli mobil/taşınabilir ev
single-wide mobile home n. tek üniteli mobil/taşınabilir ev
home telecare n. evde tele-bakım
take home messages n. bir etkinlikten veya tecrübeden öğrenilen şeyler/alınan mesajlar
home owner n. kendi evinde oturan kimse
home brew n. (özellikle bira gibi) evde yapılan içki
old-age home n. huzur evi
home slippers n. ev terliği
stay at home father n. eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca
stay-at-home dad n. eşi çalıştığından ötürü ev işlerini yapan koca
nursing home n. bakımyurdu
stay-at-home mom n. ev hanımı anne
home remedy n. evde hazırlanan ilaçlarla yapılan tedavi
children’s home n. yetimhane
children’s home n. çocuk yurdu
single-family detached home n. müstakil ev
single-family detached home n. müstakil konut
home planet n. ana gezegen
home world n. ana gezegen
home cinema n. ev sinema odası
home theater room n. ev sinema odası
home care n. ev bakımı
motor home n. karavan tipi ev
take home message n. bu olaydan çıkarılacak ders
take home message n. son/nihai söz
take home message n. sözün/lafın/sunumun özü
take home message n. buradan çıkaracağımız ders
take home message n. kıssadan hisse
home assignment n. ev ödevi
medical home n. evde sağlık hizmeti veren kuruluş
medical home n. evde sağlık hizmeti
pool home n. havuzlu ev
temporary home n. geçici yuva
smart home application n. akıllı ev uygulaması
home office n. ev ofis
home for old people n. yaşlılar evi
home for seniors n. yaşlılar evi
home for elderly n. yaşlılar evi
group home n. grup evi (bakıma ihtiyaç duyan kişilere hizmet veren bakım evi)
take-home lessons n. bir dersin sonunda öğrendiğin ve seninle birlikte bu ders devam etmese bile gelecek şeyler
take-home lessons n. okuldan öğrenilen hayat dersleri
home-brew n. ev yapımı bira
home-brew n. ev yapımı içki
eco-home n. çevre dostu ev
home person n. ev insanı
at-home n. ev oturması
at-home n. ev ziyareti
home care n. evde bakım
children's home n. yetimhane
villa home [australia] n. tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri
manufactured home n. standart parçaların birleştirilmesi ile yapılan prefabrik ev
manufactured home n. bir yerde park halindeyken sabit bir konut olarak da kullanılabilen ve çeşitli hizmetleri sağlayabilen mobil ev
harvest-home n. ekinleri toplayıp eve getirme
harvest-home n. hasat bayramında orakçıların söylediği şarkı
harvest-home n. hasat bayramı
harvest-home n. hazine toplama fırsatı
home aid [new zealand] n. hizmetçi
home aid [new zealand] n. yardımcı
home aid [new zealand] n. evde yardım
home appliance n. ev işi yapan cihaz
home appliance n. ev aleti
home away from home n. kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer
home brew n. amatörlerce evde üretilen ürünler
home buyer n. ev alan kimse
home folk n. hemşeriler
home folk n. memleketliler
home from home n. kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer
home ground n. organizmanın normalde yaşadığı veya oluştuğu ortam
home ground n. tanıdık alan
home ground n. bilindik konu
home help [uk] [new zealand] n. kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse
home help [uk] [new zealand] n. ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti
home leave n. abd dışında görev yapan federal hükümet çalışanlarına verilen ekstra tatil süresi
home leave n. memlekete gitme izni
home lot n. ev arsası
home lot n. sahibinin evinin bulunduğu kapalı arsa
home movie n. kişinin yaşamını veya aktivitelerini konu alan film
home run n. hedefine ulaşmada tamamen başarılı olan şey
home run n. etkileyici başarı
home run n. üstün başarı
home run n. yolculuğun evde biten kısmı
home straight n. taahhüdün son aşaması
home straight n. yolculuğun son aşaması
home stretch n. (proje) son aşama
home stretch n. son düzlük
home stretch n. işin sonuna gelme
home stretch n. işi kolaylama
home stretch n. düze çıkma
home thrust n. iyi yönlendirilmiş darbe
home thrust n. etkili darbe
home thrust n. hayati şekilde yaralayan darbe
home truth n. tartışmasız gerçeğin ifadesi
home truth n. doğru ancak hoş karşılanmayan açıklama
home truths n. anımsanmaktan kaçınılan akla geldikçe üzüntü veren gerçekler
home truths n. acı ama gerçek olan şeyler
home unit [australia/new zealand] n. bir dizi benzer konutun parçası olan müstakil ev
home video n. evde çekilmiş amatör film
home video n. aile etkinliğinin çekildiği amatör film
home video n. filmlerin kaydedilip evde izlenmek üzere dağıtıldığı ortam
home video n. evde izlemek için önceden kaydedilmiş video kasetleri kiralama veya satma işi
home video n. ailenin video kamerayla çekilmesi
home-brew n. amatör kimselerce evde üretilen ürünler
home-buying n. ev alma
home-buying n. daire alma
home-dwelling n. evde tutma
home-dwelling n. evde saklama
home-keeping n. evde durma
home-lover n. evde olmaktan keyif alan ve ailesine düşkün kimse
home-maker n. evi çekip çeviren kimse
home-maker n. ev işlerini yapan kimse
home-maker n. annenin olmaması veya hasta olması durumunda ailenin bakımını üstlenen sosyal yardım görevlisi
home-speaking n. doğrudan, etkili ve ikna edici konuşma
long home n. mezar
long home n. kabir
home textile n. ev tekstil
second home n. tatil evi
second home n. yazlık
second home n. hafta sonu evi
second home n. ikinci ev
second home n. evdeymiş gibi hissedilen yer
second home n. vaktin büyük çoğunluğunun geçirildiği yer
soldiers' home n. gazilere hizmet sunan orduevi
come home v. dönmek
press home v. ileri sürmek
make for home v. eve koşmak
be at home to guests v. gün yapmak
come home to somebody v. kafasına dank etmek
press home v. iddia etmek
make for home v. evin yolunu tutmak
hit home v. can evinden vurmak
take home v. eve almak
go home v. eve gitmek
make oneself at home v. rahatına bakmak
bring home the bacon v. eve ekmek getirmek
leave somebody without a home or a job v. açıkta bırakmak
come home v. kavramak
make oneself at home v. abayı sermek
come home v. eve dönmek
come home to v. kafasına dank etmek
strike home v. canevinden vurmak
feel at home v. yadırgamamak
break up a home v. yuva bozmak
come home for the weekend v. evci çıkmak
take home v. arkadaşını eve bırakmak
set up a home v. yuva kurmak
take someone home v. arkadaşını eve bırakmak
strike home v. can evinden vurmak
be far from home v. gurbete düşmek
set up a home v. ev kurmak
feel at home v. kendini rahat hissetmek
press home v. saldırmak
stay home v. evde kalmak
bring home the bacon v. ev geçindirmek
see someone home v. birini evine bırakmak
get home v. eve gelmek
go home empty handed v. hava almak
stay at home v. evde durmak
remain at home v. evde durmak
home from home v. kendi evi gibi saymak
make oneself at home v. evinde hissetmek
go home late v. eve geç gitmek
abandon home v. evi terketmek
leave home v. evi terketmek
take somebody to one's home v. eve bırakmak
take somebody to one's home v. evine bırakmak
drive the point home v. inandırıcı bir biçimde açıklamak
drive the point home v. ikna edici bir şekilde anlatmak
go home empty-handed v. ayazda kalmak
get home v. hedefine ulaşmak
get home v. hedefi bulmak
get home v. hedefi on ikiden vurmak
get home v. hedefe ulaşmak
get home v. evine ulaşmak
get home v. bitişe ulaşmak
get home v. konakladığı yere ulaşmak
invite to one's home v. eve davet etmek
be at home v. evde olmak
be at home v. evde hazır bulunmak
go back home v. eve dönmek
arrive home v. eve varmak
bring home the bacon v. evini geçindirmek
reach home v. eve varmak
take work home v. eve iş getirmek
take work home v. eve iş götürmek
return home v. memleketine dönmek
make home delivery v. evlere servis yapmak
come home from school v. okuldan eve gelmek
go back home v. eve geri gitmek
go back home v. eve geri dönmek
return home from school v. okuldan eve dönmek
come home drunk v. eve sarhoş gelmek
come home from some place v. (bir yerden) eve gelmek/dönmek
dream of being a home owner v. ev sahibi olma hayali kurmak
bring home the bread v. eve ekmek getirmek
abduct someone in one’s home v. birini evinden kaçırmak
come home early v. eve erken gelmek
come home late v. eve geç gelmek
head back home v. eve (geri) yönelmek
head back home v. (geri) eve yönelmek
be placed in a foster home v. bir koruyucu aileye verilmek
drop somebody home v. eve bırakmak
give somebody a lift home v. eve bırakmak
give someone a ride to home v. eve bırakmak
take a girl home v. eve kız getirmek
be at home with someone v. birisiyle evde olmak
get home v. eve girmek
leave one’s home address v. ev adresini bırakmak
return to one's mother's home v. baba ocağına dönmek
return to one's mother's home v. annesinin evine dönmek
return to one's mother's home v. eve annesine dönmek
be on one's way home from one's shift v. vardiyasından evine dönüyor olmak
come home from the office v. ofisten eve gelmek
be found dead at her/his home v. evinde ölü bulunmak
be found dead in her/his home v. evinde ölü bulunmak
get back home v. eve dönmek
return home v. eve dönmek
accompany someone home v. birine evine kadar eşlik etmek
see someone home v. birine evine kadar eşlik etmek
prefer staying at home v. evde oturmayı/kalmayı tercih etmek
walk home alone v. eve tek başına yürümek
drive someone home v. birini (araba ile) evine götürmek/bırakmak
drive home v. eve gitmek (araba ile)
take from home v. evden almak
come back home v. eve dönmek
sit at home all day v. bütün gün evde oturmak
hang around at home on sunday v. pazar günü evde takılmak
come home v. eve gelmek
watch a movie at home v. evde film izlemek
sell a home v. ev satmak
be home alone v. evde yalnız olmak
be alone at home v. evde yalnız olmak
fix things at home v. evdeki eşyaları tamir etmek
be at home v. evde olmak
re-home v. (hayvana) yeni bir yuva bulmak
re-home v. sahiplendirmek
bring home v. birinin evine getirmek
home [uk] v. (hayvanı) yuvaya yerleştirmek
home [uk] v. evine (hayvan) almak
home [uk] v. (hayvan) sahiplenmek
home brew v. evde içki mayalamak
home brew v. evde içki üretmek
home-brew v. evde içki mayalamak
home-brew v. evde içki üretmek
come home from (some place or something) v. (bir yerden/şeyden) evine dönmek
come home from (some place or something) v. (bir yerden/şeyden) eve gelmek
go home v. (kibarca) yarışmadan elenmek
promise to return something home v. bir şeyi eve getirmeye söz vermek
press home v. (avantaj) üzerine inşa etmek
press home v. ısrarla yapılmasını istemek
press home v. altından girip üstünden çıkmak
press home v. ikna etmeye çabalamak
get home alright v. sağ sağlim eve varmak
get home safely v. sağ sağlim eve varmak
at home in adj. bilgili (bir konuda)
at home in adj. -e aşina
at home with adj. aşina
at home adj. alışkın
home based adj. ev tabanlı
at home with adj. -i iyi bilen
home-made adj. ev yapımı
home-grown adj. evde yetişen
home-cured adj. evde tedavi edilen
home-loving adj. evcimen
home-coming adj. eve dönüş yapan
take-home adj. eve al
take-home adj. eve götür
home made adj. evde yapılmış
home-grown adj. evde büyüyen
home-grown adj. evde yetiştirilen
home-raised adj. evde yetiştirilen/büyütülen
home-schooled adj. evde eğitim gören
home-schooled adj. evde eğitilen
home-schooled adj. evde öğrenim gören
home-grown adj. kendi bahçesinde yetişen
home sick adj. evini özlemiş
out-of-home adj. ev dışı
home-grown adj. yerli
home-cooked adj. evde pişmiş
home-cooked adj. evde pişirilmiş
home-cooked adj. evde hazırlanmış (yemek)
at-home adj. evde yapılan
at-home adj. ev için tasarlanmış
home-bred adj. yerli
home-bred adj. yabancı olmayan
home-bred adj. evde yapılmış
home-brewed adj. ev üretimi
home-brewed adj. ev yapımı
home-built adj. ev yapımı
home-built adj. evde inşa edilmiş
home-built adj. ev üretimi
home-built adj. mülkte yapılan
home-built adj. mülkte üretilen
home-care adj. evde bakıma ait
home-care adj. evde bakımla ilgili
home-care adj. evde bakım veren
home-driven adj. sonuna kadar sokulan (çivi)
home-driven adj. yakına sokulan (çivi)
home-keeping adj. evde duran
home-keeping adj. serserilik yapmayan
home-made adj. kabaca yapılmış
home-made adj. kabaca üretilmiş
home-made adj. kişinin kendi çabalarıyla üretilmiş veya edinilmiş
home-style adj. sade ve gösterişsiz
home-style adj. ev konforunda olan
down-home adj. (abd'de) güneyli kimselere ait veya ilgili
down-home adj. (abd'de) güneylilere özgü niteliklere sahip olan
down-home adj. basit
down-home adj. doğal
in-home adj. evde hizmet veren
in-home adj. evde sağlanan
in-home adj. evlere çalışmaya giden
stay-at-home adj. çalışmayıp eviyle ilgilenen
stay-at-home adj. ev hanımı/beyi olan
home free adv. artık eve gidebiliriz (yapılan bir iş bitince söylenir)
at home adv. evde
at home adv. memleketinde
home free adv. bitmiş
home free adv. tamamlanmış
at home adv. kendi evinde
away from home adv. gurbette
till the cows come home adv. çıkmaz ayın son çarşambasına
till the cows come home adv. çıkmaz ayın son çarşambasına kadar
away from home adv. yad elde
at home and abroad adv. dahili ve harici
at home and abroad adv. içerde ve dışarda
far from home adv. evden uzakta
away from home adv. evden uzakta
not at home adv. evden uzakta
at home and abroad adv. yurtiçinde ve yurtdışında
at home adv. kabul günü
at home adv. ev toplantısı
home- pref. benzer anlamı veren ön ek
home- pref. aynı anlamı veren ön ek
home ec abrev. ev ekonomisi
home ec abrev. ev idaresi
Phrasals
hammer home something v. (bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek
hammer something home v. (bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek
bring home v. maaş almak
home in v. hedefe ulaşırken dikkatini toplamak
home in v. hedefe ulaşırken ilerleme kaydetmek
home in v. (bir şeye) indirgemek
home in v. deneme yanılma süreciyle bulmak
home in v. aşamalı arama süreciyle yaklaşmak
home in v. deneme yanılma veya aşamalı arama süreciyle ilerlemek
home in on v. -e doğru yönelmek/ilerlemek