kendinden - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

kendinden



Bedeutungen von dem Begriff "kendinden" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
kendinden auto adj.
kendinden yourself pron.
kendinden self- pref.
Technical
kendinden intrinsic adj.
Automotive
kendinden self adjusting clutch system n.

Bedeutungen, die der Begriff "kendinden" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
kendinden emin confident adj.
kendinden geçmiş unconscious adj.
General
sırıtış (birinin kendinden memnun olduğunu gösteren) smirk n.
sürekli kendinden söz eden kimse egotist n.
kendinden hoşnut olma complacency n.
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması erotomania n.
kendinden nefret etme self disgust n.
kendinden emin olma cockiness n.
kişinin kendinden daha üstün bir insanın kendisine aşık olduğuna inanması clerambault's syndrome n.
kendinden geçme durumu rapturousness n.
kendinden geçme frenzy n.
kendinden geçme stupor n.
kendinden geçme blackout n.
kendinden şüphe etme self doubt n.
kendinden geçirme enrapturing n.
yetişkinlerin, genelde 15-19 yaş aralığında olan kendinden yaşça küçük genç kız veya erkeklere ilgi duyması ephebophilia n.
kendinden geçme transport n.
kendinden geçme trance n.
kendinden geçme transports n.
kendinden bahsetmekten kaçınan kimse a private person n.
kendinden geçme hali ecstasy n.
kendinden geçme swoon n.
kendinden ayarlama self regulation n.
kendinden eminlik assurance n.
kendinden geçme rapture n.
kendinden geçme hali trance n.
kendinden geçme ecstasy n.
kendinden eminlik assuredness n.
kendinden nefret etme self hatred n.
kendinden geçme abandon n.
kendinden verme nonindulgence n.
kendinden geçme elocation n.
kendinden zayıf olan insanlara eziyet eden kimse plug ugly n.
hep kendinden söz etme egotism n.
kendi kendinden memnun olma self-contentment n.
kendinden memnun olma self-satisfaction n.
kendinden verme self denial n.
kendinden önceki teknolojilerin yerini hızlı bir şekilde alan teknoloji disruptive technology n.
kendinden nefret etme self-hatred n.
kendinden nefret etme self-loathing n.
kendinden emin ifade confident expression n.
kendinden çok genç biriyle evlenen kimse baby snatcher n.
kerameti kendinden menkul kehanet self-fulfilling prophecy n.
kendinden emin olma durumu self-assuredness n.
kendinden geçen kimse rapturist n.
kendinden geçme transportation [obsolete] n.
(kendinden yaşlı kadına saygı hitabı olarak) teyze aunt [dialect] n.
kendinden emin ve olumlu tavır takınan kimse yea-sayer n.
kendinden emin bir şekilde onaylayan kimse yea-sayer n.
kendinden geçme enravishment n.
kendinden pullu zarf, kartpostal veya paket kağıdı entire n.
yatılı okulda kendinden yaşça büyük öğrencinin ayak işlerini yapan öğrenci fag n.
anormal derecede heyecanlanmış veya kendinden geçmiş kadın maenad n.
anormal derecede heyecanlanmış veya kendinden geçmiş kadın menad n.
kendinden geçerek dans edip dönen derviş whirler n.
kendinden küçük veya zayıf insanlara kötü davranan kimse browbeater n.
kendinden geçme rhapsody n.
beklenmedik yetenekleri olan, kendinden bahsetmeyen kimse dark horse n.
(kendinden) fedakarlık denial n.
(kendinden) fedakarlık denial of one's self n.
(kendinden) fedakarlık deniance n.
kendinden açık bir şekilde üstün rakibi yenen taraf giant killer n.
kendinden daha büyük veya üstün bir rakibi yenen taraf giant-killer n.
(uyuşturucu etkisi ile) kendinden geçme rush n.
(uyuşturucu etkisi ile) kendinden geçme flash n.
kendinden geçme disguisedness n.
kendinden aşağı olanla yapılan evlilik disparage [obsolete] n.
kendinden geçme dwam n.
kendinden geçme dwalm n.
kendinden geçme dwaum n.
kendinden geçmişlik intoxicatedness n.
vecd ile kendinden geçmiş dindar kimse convulsionary n.
kendinden daha zengin veya makamca yüksek kimselere yaltaklanmaya hazır olma durumu flunlyism n.
kendinden çok emin olma prefidence [obsolete] n.
kendinden iğrenme self-abhorrence n.
kendinden duyulan tiksinti self-abhorrence n.
kendinden tiksinme self-disgust n.
kendinden şüphe duyma self-doubt n.
kendinden keyif duyma self-enjoyment n.
kendinden ittirmeli tekerlekli araç self-propelled vehicle n.
kendinden ödün verme self-renunciation n.
kendinden feragat etme self-renunciation n.
kendinden vazgeçme self-renunciation n.
kendinden vazgeçme self-surrender n.
kendinden eminlik single-mindedness n.
kendinden geçmişlik frenzy n.
kendinden memnun sırıtış smerk [dated] n.
kendinden eminlik stanchness n.
kendinden aşırı emin olma superconfidence n.
(din görevlisini) kendinden sonra gelecek görevli yerine tayin etme superordination n.
kendinden emin conviction n.
kendinden geçmek be entranced v.
kendinden geçirmek ravish v.
kendinden geçirmek entrance v.
kendinden geçmek commune with oneself v.
kendinden geçmek lose oneself v.
kendinden geçmek let one's hair down v.
kendinden geçmek be beside oneself v.
sırıtmak (kendinden memnun bir şekilde) smirk v.
kendinden geçmek get carried away v.
kendinden geçirmek ecstasize v.
kendinden geçmek faint v.
kendinden geçirmek enrapture v.
kendinden emin bir şekilde hışımla yürümek sweep v.
kendinden geçmek lose one's head v.
kendinden memnun olmak be pleased with oneself v.
kendinden geçmek break down v.
kendinden geçmek blackout v.
kendinden geçirmek ensorcel v.
kendinden geçirmek intoxicate v.
kendinden geçmek lose consciousness v.
kendinden emin olmak be sure of oneself v.
kendinden geçmek pass out v.
kendinden geçmek be overwhelmed v.
kendinden pay biçmek live and let live v.
kendinden çok hoşnut olmak be in one's glory v.
kendinden emin bir şekilde hızla yürümek sweep v.
kendinden bekleneni yapmak come through v.
kendinden ödün vermek deprive oneself v.
kendinden utanmak be ashamed of oneself v.
kendinden utanmak feel ashamed of oneself v.
kendinden bekleneni yapmak toe the line v.
kendinden geçmek lose one's self-control v.
kendinden soğutmak disincline v.
kendinden geçmek plotz v.
kendinden vermek self-sacrifice v.
kendinden nefret etmek hate oneself v.
kendinden geçmek lose control of oneself v.
kendinden emin bir havası olmak have an air of confidence v.
kendinden bahsetmek talk about oneself v.
kendinden bahsetmek tell about oneself v.
kendinden bir şeyler katmak add something from oneself v.
kendinden bir şeyler katmak add something of oneself v.
kendinden şüphe etmek doubt yourself v.
kendinden geçirmek rapture v.
kendinden geçmek rapturize v.
kendinden geçirmek rap [obsolete] v.
kendinden emin olmak promise one's self v.
kendinden geçirmek trance v.
kendinden geçirmek translate v.
kendinden geçirmek asweve [obsolete] v.
kendinden geçirmek ecstacise v.
kendinden üst pozisyonda olan birine gitmek go upstairs v.
yatılı okulda kendinden yaşça büyük öğrencinin ayak işlerini yapmak fag v.
mutluluktan kendinden geçmek joy v.
(kendinden) memnun olmak hug v.
kendinden bir şeyler bulmasını sağlamak humanify v.
kendinden üstün biri ile evlenmek overmatch v.
kendinden geçmek dwam v.
kendinden geçmek dwalm v.
kendinden geçmek dwaum v.
(aslan) kendinden uzak tutmak dompt v.
bir an kendinden geçmek dover [scotland] v.
kendinden geçirmek paradise v.
kokainle kendinden geçirmek coke v.
kendinden emin yürümek flounce v.
kendinden memnun olmak plume [obsolete] v.
(birin) içki ile kendinden geçirmek sodden v.
kendinden bir şeyler katmak solarize [us] v.
kendinden bir şeyler katmak solarise [uk] v.
kendinden soğutmak push away v.
kendinden geçirmek sozzle v.
kendinden çok emin presumptuous adj.
kendinden çok emin presuming adj.
kendinden geçmiş rapturous adj.
kendinden geçmiş in raptures about something adj.
kendinden geçmiş ensorcelled adj.
kendinden emin assured adj.
kendinden çok emin mining adj.
kendinden memnun smug adj.
kendinden çok emin overconfident adj.
kendinden geçmiş intoxicated adj.
kendinden geçmiş ensorceled adj.
çabuk ve kendinden emin crisp adj.
rahat ve kendinden emin suave adj.
kendinden geçmiş beside oneself adj.
kendinden geçmiş senseless adj.
kendinden hoşnut complacent adj.
kendinden fazla emin overweening adj.
kendinden çok emin cocksure adj.
kendinden geçmiş entranced adj.
kendinden geçmiş gone adj.
kendinden çok emin milling adj.
kendinden geçmiş distraught adj.
kendinden çok emin cocky adj.
kendinden geçmiş ecstatic adj.
kendinden geçmiş enrapt adj.
kendinden memnun self satisfied adj.
yaşamından ve kendinden memnun jaunty adj.
kendinden geçmiş ecstatical adj.
başarı sevinciyle kendinden geçmiş drunk with success adj.
kendinden emin confident adj.
kendinden geçmiş distracted adj.
sürekli kendinden söz eden egotistical adj.
kendinden fazla emin cocksure adj.
kendinden geçmiş drunk adj.
kendinden geçmiş in raptures over something adj.
kendinden geçmiş rapt adj.
kendinden geçmiş slaphappier adj.
kendinden geçmiş temulent adj.
kendinden ayarlı autoregulative adj.
kendinden ayarlı autoregulatory adj.
kendinden geçirici nitelikte olmayan nonintoxicating adj.
kendinden geçirici heart-robbing adj.
kendinden menkul self-appointed adj.
kendinden ayarlanabilen self-configurable adj.
kendinden emin self-assured adj.
kendinden menkul self-styled adj.
kendinden üretilen self-produced adj.
kendinden sönümlü self-extinguishing adj.
kendinden çok emin self-assertive adj.
kendinden geçirici ecstatic adj.
kendinden yetişmiş self-grown adj.
kendinden yetişmiş self-trained adj.
(kerameti) kendinden menkul self- evident adj.
kendinden pozisyon alan self-positioning adj.
kendinden emin assertive adj.
kendinden menkul self-proclaimed adj.
kendinden emin bullish adj.
kendinden yanıp sönen self-flashing adj.
kendinden bir şeyler bulabileceğin relatable adj.
kendinden menkul self-professed adj.
kendinden geçmiş agone adj.
kendinden geçmeyen raptureless adj.
kendinden geçmiş transported adj.
kendinden hoşnut olmayan uncomplacent adj.
kendinden çok emin upstart adj.
kendinden emin haltless adj.
kendinden emin self-secure adj.
kendinden çok başkalarını düşünen selfless adj.
kerameti kendinden menkul self-entitled adj.
kendinden geçmiş dionysiac adj.
kendinden ısıtan idiothermic [obsolete] adj.
kendinden ısıtmalı idiothermic [obsolete] adj.
aşırı kendinden emin overassertive adj.
kendinden emin robust adj.
kendinden geçmiş disguised adj.
kendinden geçmiş distraughted adj.
kendinden emin crank [dialect] adj.
kendinden emin cranky [dialect] adj.
kendinden öteye bakan outward-looking adj.
kendinden çok emin prefident [obsolete] adj.
kendinden korkan self-affrighted adj.
kendinden geçmiş self-annihilated adj.
kendinden kaynaklanan self-born adj.
kendinden kurulan self-constituted adj.
kendinden tatmin olmuş self-content adj.
kendinden şüphe duyan self-doubting adj.
kendinden dolan self-filling adj.
kendinden nefret eden self-hating adj.
kendinden tiksinen self-loathing adj.
kendinden nefret eden self-loathing adj.
kendinden ışık saçan self-luminous adj.
kendinden ışıklı self-luminous adj.
kendinden parlayan self-luminous adj.
kendinden gelen self-originating adj.
kendinden kaynaklı self-originating adj.
kendinden gelen self-paced adj.
kendinden kaynaklı self-paced adj.
kendinden ittirmeli self-propelling adj.
kendinden şüphe duyan self-questioning adj.
kendinden sızdırmaz self-sealing adj.
kendinden yapışan self-stick adj.
kendinden yapışkanlı self-stick adj.
kendinden yapışan self-sticking adj.
kendinden yapışkanlı self-sticking adj.
kendinden asılı self-suspended adj.
kendinden şüphelenen self-suspicious adj.
kendinden kuşku duyan self-suspicious adj.
kendinden geçmiş crunked adj.
kendinden emin foursquare adj.
kendinden geçiren swoony adj.
kendinden geçiren soporific adj.
kendinden aşırı emin superconfident adj.
kendinden geçmiş bir şekilde raptly adv.
kendinden emin bir şekilde cocksurely adv.
kendinden geçmişcesine ecstatically adv.
kendinden geçmiş bir biçimde rapturously adv.
kendinden geçmiş bir şekilde intoxicatedly adv.
kendinden geçirerek entrancingly adv.
kendinden geçmiş bir şekilde frenzily adv.
kendinden çok emin militarily adv.
kendinden geçmiş bir şekilde entrancedly adv.
kendinden çok emin bir şekilde overconfidently adv.
kendinden sorumlu on his own adv.
kendinden emin bir şekilde self-assuredly adv.
kendinden ödün vermeden without sacrificing oneself adv.
kendinden ödün vermeksizin without sacrificing oneself adv.
kendinden çok emin bir şekilde overlarge [obsolete] adv.
kendinden emin bir şekilde familiarly adv.
kendinden memnun bir şekilde fatly adv.
kendinden çok emin bir halde presumptuously adv.
kendinden çok emin bir halde presumingly adv.
kendinden çok emin bir halde pretendingly adv.
kendinden emin bir şekilde surely adv.
kendinden hareketli anlamı veren ön ek zoo- pref.
kendinden üretilen anlamına gelen ön ek idio- pref.
Phrasals
kendinden geçirmek carry (someone or something) along with (someone or something) v.
kendinden geçirmek carry away v.
kendinden geçirmek carry away v.
kendinden saymak count upon v.
kendinden geçmek spark out v.
kendinden saymak count on v.
kendinden geçmek/bayılmak go under v.
kendinden geçmek pass out v.
-ile kendinden geçirmek intoxicate with v.
birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek expect something from someone or something v.
birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek expect something (out) of someone or something v.
bir şey yüzünden kendinden geçmek faint from something v.
kendinden geçmek go under v.
kendinden daha çekici, zeki, yetenekli, üst sınıftan biriyle evlenmek marry up v.
kendinden daha iyi/üstün biriyle evlenmek marry up v.
kendinden emin bir şekilde (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/yanına gitmek breeze up to (someone or something) v.
kendinden emin bir şekilde yanına gitmek/karşısına çıkmak breeze up v.
birini kendinden geçirmek carry someone away v.
-den dolayı kendinden geçmek faint from v.
kendinden geçmek fold up v.
(kendinden/bir şeyden) katkı sağlamak give of (oneself or something) v.
(kendinden/bir şeyden) fedakarlık yapmak/etmek give of (oneself or something) v.
bir şeyi kendinden küçük/daha genç birine vermek/bırakmak/devretmek hand something down v.
bir şeyi kendinden sonra gelen kuşağa bırakmak hand something down v.
sohbete kendinden bir bilgi katmak interject something into something v.
(birini bir şeyle) kendinden geçirmek intoxicate (someone) with (something) v.
kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak punch above (something) v.
(biri/bir şey) için kendinden geçmek swoon over (someone or something) v.
kendinden geçirmek waft off v.
kendinden emin bir şekilde yaklaşmak/yürümek/gelmek/gitmek waltz up v.
kendinden emin bir şekilde (birine/bir şeye) yaklaşmak/yürümek/gelmek/gitmek waltz up (to someone or something) v.
Phrases
nereye gidersen git kendinden kaçamazsın wherever you go, there you are expr.
herkes kendinden sorumlu each man for himself expr.
(bir şeyde) kendinden emin in control of (something) expr.
Proverb
zorbanın/kabadayının gücü ancak kendinden zayıf olanlara yeter bully is always a coward
kişinin kendinden büyük düşmanı yoktur every man is his own worst enemy
Colloquial
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan cradle-robber n.
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle evlenen cradle-robber n.
(kendinden yaşlı kadına saygı hitabı olarak) teyze auntie-ji [hinglish] n.
kendinden geçmek bum out v.
kendinden emin olmak know what (one) is about v.
kendinden geçmek lose oneself v.
gülmekten kendinden geçmek laugh yourself silly v.
(birini kendinden/endişelerden/stresten) uzaklaştırmak take (one) out of (oneself) v.
kendinden çok emin olmak be cocksure of (oneself) v.
kendinden fazla emin davranmak think you own the place v.
alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmek be out of it v.
birinin (kendinden) kaynaklı bir sorun/problem olmak be someone's (own) lookout [uk] v.
kendinden emin hareket etmek style it out v.
kendinden geçmek drown v.
uyuşturucunun/anestezinin etkisiyle kendinden geçmiş drugged up to the eyeballs adj.
kendinden geçmiş eliminated adj.
kendinden geçmiş goggle-eyed adj.
kendinden geçmiş googly-eyed adj.
kendinden geçmiş far gone adj.
kendinden geçmiş far gone adj.
kendinden geçmiş far out adj.
kendinden geçmiş gonged adj.
(uyuşturucuyla) neredeyse kendinden geçmiş numbed out adj.
kendinden geçmiş killed (off) adj.
(alkol veya uyuşturucudan) kendinden geçmiş annihilated adj.
kendinden geçmiş carried away adj.
yalnızca kendinden konuşan full of oneself adj.
kendinden geçmiş gone under adj.
(kendinden) memnun pleased with (oneself) adj.
kendinden emin sure of yourself adj.
(kendinden yaşlı adama saygı hitabı olarak) amca uncle-ji interj.
mutluluktan kendinden geçmiş over the moon expr.
kendinden geçmiş out cold expr.
kendinden geçmiş out like a light expr.
kendinden başkasını düşünmeden on the make expr.
kendinden geçmiş halde down for the count expr.
kendinden geçmiş down for the count expr.
kendinden emin at (your) ease expr.
kendinden emin in control expr.
Idioms
kendinden önceki ileri gelenlerden güç alma a dwarf standing on the shoulders of giants n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse a daddy-type n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse a baby-porker n.
kişi kendinden bilir işi it takes one to know one n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma ya da evlenme cradle snatching n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse a cradle-robber n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse a baby-snatcher n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan ya da evlenen kimse a cradle-snatcher n.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma straight-arm n.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma stiff-arm n.
kendinden son derece emin kişi fire-breather n.
kendinden önceki önemli düşünürlerin bilgilerine dayanarak/buluşlarının üzerinde yükselen kimse a dwarf standing on the shoulders of giants n.
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey a hard act to follow n.
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey a tough act to follow n.
birinin kendinden geçmesini sağlayan ilaç a mickey finn n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma cradle-snatching [uk] n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olma robbing the cradle [us] n.
kendinden çok küçük biriyle birlikte olan kimse cradle-snatcher n.
kendinden büyük ve tecrübeliler elders and betters n.
kendinden büyükler elders and betters n.
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey hard act to follow n.
kendinden sonra gelenleri gölgede bırakan kimse/şey tough act to follow n.
kendinden memnun kimse the cat that ate the canary n.
kendinden hoşnut kimse the cat that ate the canary n.
kendinden memnun kimse the cat that swallowed the canary n.
kendinden hoşnut kimse the cat that swallowed the canary n.
kendinden geçecek/yere yığılacak kadar şiddetli bir yumruk yemek get (one's) bell rung v.
kendinden geçecek/yere yığılacak kadar şiddetli bir yumruk yemek ring (one's) bell v.
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek marry below (one's) station v.
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek marry below oneself v.
kendinden daha aşağıda/daha aşağı statüde biriyle evlenmek marry beneath oneself v.
kendinden geçmek pass out (cold) v.
sosyal statüsü kendinden yüksek biriyle evlenmek marry above oneself v.
kendinden üstün biriyle evlenmek marry above oneself v.
bir parça ekmek kazanmak için kendinden geçmek be out earning a crust v.
kendinden emin olmak be secure in one's skin v.
kendinden emin olmak comfortable in one's skin v.
kendinden yaşça (bir hayli) küçük birisiyle çıkmak rob the cradle v.
kendinden umulanı/bekleneni yapmak come up with the goods v.
kendinden yaşça bir hayli küçük biriyle cinsi münasebette bulunmak rob the cradle v.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak straight-arm v.
kendinden uzak tutmak hold at bay v.
kendinden beklendiği gibi davranmamak step out of line v.
kendinden umulanı/bekleneni yapmak deliver the goods v.
kendinden geçmek forget oneself v.
kendinden memnun olmak be comfortable in one's skin v.
kendinden yaşça (bir hayli) küçük biriyle evlenmek rob the cradle v.
kendinden geçinceye kadar ağlamak cry oneself to sleep v.
kendinden geçmek be out for the count v.
kendinden bekleneni yapmamak step out of line v.
kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak stiff-arm v.
kendinden geçirmek blow somebody's mind v.
kendinden üstün biriyle aşık atmak punch above one's weight v.
kendinden uzak tutmak keep at bay v.
söz konusu işi yüksek standartlarda yapan kendinden önceki çalışanın seviyesine ulaşabilmek için çok sıkı çalışmak have big shoes to fill v.
şans kendinden yana olmamak have the deck stacked against one v.
şans kendinden yana olmamak have the cards stacked against one v.
yalnızca kendinden konuşmak be full of oneself v.
kendinden geçene kadar içmek drink (oneself) to sleep v.
(birini/bir şeyi birinden, bir şeyden, kendinden) uzaklaştırmak push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) v.
(birini/bir şeyi birinden, bir şeyden kendinden) uzağa itmek push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) v.
kendinden beklendiği gibi davranmak/hareket etmek run to form v.
kendinden bekleneni yapmak run to form v.
kendinden geçmek üzere olmak get the vapors v.
kendinden geçmek go out of (one's) senses v.
her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek have the world on a string v.
kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek rub one's hands v.
kendinden geçmek fall into oblivion v.
kendinden daha başarılı, zeki ve güzel olduğu düşünülen biriyle hit above (one's) weight v.
yaptığından/kendinden memnun başını yastığa rahat koymak sleep the sleep of the just v.
kendinden geçmek sink into oblivion v.
yaptığından/kendinden memnun başını yastığa rahat koymak sleep the sleep of the just v.
kendinden ödün vermek sell oneself v.
kendinden taviz vermek sell oneself v.
(birinin kendinden) kaynaklı bir sorun/zorluk olmak be (one's) (own) lookout [uk] v.
birinin kendinden kaynaklı bir sorun/zorluk olmak be (one's) (own) lookout [uk] v.
ilaçlardan dolayı kendinden geçmiş/sersemlemiş be doped to the gills v.
kendinden emin olmak be on firm ground v.
birinin kendinden kaynaklı bir sorun/zorluk olmak be someone's (own) lookout [uk] v.
kendinden emin ve neşeli olmak be bright and breezy v.
(kendinden) fazla emin olmak be cocksure of (oneself) v.
(kendinden) gayet emin olmak be cocksure of (oneself) v.
kendinden geçmiş halde uyumak be down for the count v.
kendinden emin olmak be in control v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek be in raptures (about/over somebody/something) v.
(biriyle/bir şeyle ilgili) kendinden geçmek go into raptures (about/over somebody/something) v.
kendinden öncekilerden çok üstün özelliklere sahip olmak (teknolojik olarak) be light years away from v.
alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmek be out of (one's) face v.
alkol/uyuşturucu etkisi altında kendinden geçmek be out of (one's) skull v.
kendinden geçmek be beside oneself v.
kendinden geçirmek blow someone's mind v.
kendinden geçirmek blow one's mind v.
kendinden başka kimseyi önemsememek have (one's) head (stuck) up (one's) arse v.
(bir şey) yüzünden kendinden geçmek lose (one's) head over (something) v.
kendinden geçmek lose head v.
kendinden geçmek lose your head v.
kendinden bekleneni yapmak play (one's) part v.
kendinden beklenen performansı sergilemek punch (one's) weight v.
kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak punch above your weight [uk] v.
kendinden beklenen performansı sergilemek punch your weight [uk] v.
kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek rub hands v.
kendinden memnun/hoşnut bir şekilde beklemek rub your hands v.
kendinden/kendi problemlerinden ötesini görmemek see no further than (the end of) (one's) (own) nose v.
kendinden geçmek spit (out) the dummy v.
kendinden emin konuşmak talk the talk v.
kendinden taviz vermek give ground v.
kendinden bekleneni yapmak fit the bill v.
sosyal statüsü kendinden yüksek biriyle evlenmiş above (oneself) adj.
kendinden geçmiş knocked out adj.
kendinden geçmiş spaced out adj.
kendinden geçmiş loaded to the gills adj.
(bir şeyle) kendinden geçmiş beside oneself (with something) adj.
(kendinden) geçmiş beside (oneself) adj.
kendinden geçmiş beside yourself adj.
kendinden emin ve neşeli bright and breezy adj.
kendinden emin comfortable in (one's) own skin adj.
kendinden memnun comfortable in (one's) own skin adj.
kendinden geçmiş feeling no pain adj.
(alkolden/uyuşturucudan) kendinden geçmiş off (one's) head [uk/ireland] adj.
kendinden geçmiş past (someone's or something's) prime adj.
kendinden geçmiş past prime adj.
gözü (birinden/kendinden) başka bir şey görmeme as if the sun shines out (someone's) backside expr.
herkes kendinden sorumludur every man for himself expr.
kendinden geçeceksin it'll knock you on your ass expr.
kendinden emin biçimde dimdik bolt upright expr.
kendinden geçmiş beside oneself expr.
kendinden geçeceksin it'll knock you on your butt expr.
kendinden geçmiş under the table expr.