|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
mind n.
|
kafa |
|
We are looking to hire young people with analytical minds.
Analitik kafası olan gençleri işe almayı istiyoruz.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
mind n.
|
akıl |
|
We should perhaps all keep in mind our common stated goal of 'better regulation'.
Belki de hepimiz 'daha iyi düzenleme' şeklindeki ortak hedefimizi aklımızda tutmalıyız.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
mind n.
|
zihin |
|
The human mind is more complex than you think.
İnsan zihni sizin sandığınızdan daha karmaşıktır.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
mind v.
|
önemsemek |
|
We also have small and medium sized enterprises very much in mind.
Küçük ve orta ölçekli işletmeleri de çok önemsiyoruz.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
mind v.
|
aldırmak |
|
Tom didn't mind living by himself.
Tom kendi başına yaşamaya aldırmıyordu.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
come to mind v.
|
akla gelmek |
|
The question which immediately comes to mind is whether this is the best solution.
Hemen akla gelen soru ise bunun en iyi çözüm olup olmadığıdır.
More Sentences
|
General |
|
7 |
General |
frame of mind n.
|
ruh hali |
|
The signals sent out from Brussels put me in a thoughtful frame of mind.
Brüksel'den gelen sinyaller beni düşünceli bir ruh haline soktu.
More Sentences
|
8 |
General |
open mind n.
|
açık fikir |
|
So I must ask you to keep an open mind on the Commission's reasoning.
Bu nedenle sizden Komisyonun gerekçeleri konusunda açık fikirli olmanızı rica ediyorum.
More Sentences
|
9 |
General |
mind n.
|
hatır |
|
Memories of my college days come to my mind.
Üniversite günlerimin anıları hatırıma geliyor.
More Sentences
|
10 |
General |
state of mind n.
|
ruhsal durum |
|
Dan was worried about Linda's state of mind.
Dan, Linda'nın ruhsal durumu hakkında endişeliydi.
More Sentences
|
11 |
General |
mind n.
|
zeka |
|
I think that a sharp mind must have worked on this report.
Bu rapor üzerinde keskin bir zekânın çalışmış olması gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
12 |
General |
mind reader n.
|
zihin okuyucu |
|
Are you a mind reader?
Sen bir zihin okuyucusu musun?
More Sentences
|
13 |
General |
presence of mind n.
|
soğukkanlılık |
|
He lost his presence of mind at the news.
Haber karşısında soğukkanlılığını kaybetti.
More Sentences
|
14 |
General |
state of mind n.
|
ruh hali |
|
Unfortunately, we must point out that this dangerous state of mind is still very much alive.
Ne yazık ki bu tehlikeli ruh halinin hala canlı olduğunu belirtmek durumundayız.
More Sentences
|
15 |
General |
mind n.
|
fikir |
|
I believe that, if intelligent people change their minds, we shall be able to win this battle throughout the world.
İnanıyorum ki zeki insanlar fikirlerini değiştirirlerse bu savaşı tüm dünyada kazanabiliriz.
More Sentences
|
16 |
General |
mind n.
|
düşünce |
|
With this in mind, we profoundly regret the terrorist attacks in Istanbul.
Bu düşüncelerle İstanbul'da meydana gelen terör saldırılarından derin üzüntü duyuyoruz.
More Sentences
|
17 |
General |
mind n.
|
gönül |
|
When this House votes tomorrow on this directive, it can do so, I believe, with its mind very much at ease.
Bu Meclis yarın bu yönergeyi oyladığında, inanıyorum ki bunu gönül rahatlığıyla yapabilir.
More Sentences
|
|
18 |
General |
bearing in mind n.
|
akılda tutma |
|
All this must be borne in mind.
Tüm bunlar akılda tutulmalıdır.
More Sentences
|
19 |
General |
mind n.
|
dikkat |
|
Mind you; Parliament cannot talk because we are constantly calling for reports.
Dikkatinizi çekerim; Parlamento konuşamıyor, çünkü sürekli rapor istiyoruz.
More Sentences
|
20 |
General |
mind n.
|
akıl |
|
That cannot be what the originator had in mind.
Yönetmeliği hazırlayanların aklında bu olamaz.
More Sentences
|
21 |
General |
human mind n.
|
insan aklı |
|
What is at issue, therefore, is a product of the human mind.
Dolayısıyla söz konusu olan, insan aklının bir ürünüdür.
More Sentences
|
22 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önünde bulundurma |
|
I will therefore comment on these two issues, bearing in mind the restrictions we are faced with at the moment.
Bu nedenle, şu anda karşı karşıya olduğumuz kısıtlamaları göz önünde bulundurarak bu iki konu hakkında yorum yapacağım.
More Sentences
|
23 |
General |
mind n.
|
sakınca |
|
I hope you do not mind me speaking in such personal terms.
Umarım böyle kişisel terimlerle konuşmamın sakıncası yoktur.
More Sentences
|
24 |
General |
mind games n.
|
akıl oyunları |
|
Tom likes to play mind games.
Tom akıl oyunları oynamayı seviyor.
More Sentences
|
25 |
General |
change of mind n.
|
fikrini değiştirme |
|
I hope that there is a change of mind in the European Union on this.
Umarım Avrupa Birliği'nde bu konuda bir fikir değişikliği olur.
More Sentences
|
26 |
General |
mind n.
|
zekâ |
|
We were all captivated by the child's brilliant mind.
Çocuğun parlak zekası hepimizi büyüledi.
More Sentences
|
27 |
General |
mind n.
|
deha |
|
Hawking was one of the finest minds of our time.
Hawking bizim dönemimizin en büyük dehalarından biriydi.
More Sentences
|
28 |
General |
mind v.
|
umursamak |
|
Do you mind scooting over a bit?
Biraz kenara kaysan olur mu?
More Sentences
|
29 |
General |
mind v.
|
dikkat etmek |
|
Tom had a lot on his mind, so he wasn't paying enough attention to his driving.
Tom'un aklında çok şey vardı, bu yüzden sürüşüne yeterince dikkat etmiyordu.
More Sentences
|
30 |
General |
have in mind v.
|
aklında olmak |
|
There is a reference to applicant states and that is something that we have in mind.
Başvuru sahibi devletlere atıfta bulunuluyor ve bu bizim de aklımızda olan bir şey.
More Sentences
|
31 |
General |
mind v.
|
sözünü dinlemek |
|
This dog minds well.
Bu köpek iyi söz dinliyor.
More Sentences
|
32 |
General |
bear in mind v.
|
dikkate almak |
|
We will soon see, and for our part, we will bear in mind any suggestions on this issue.
Yakında göreceğiz ve kendi adımıza bu konudaki her türlü öneriyi dikkate alacağız.
More Sentences
|
33 |
General |
mind v.
|
kafaya takmak |
|
Tom wouldn't mind if Mary gained a few pounds.
Tom eğer Mary birkaç pound kazanırsa kafaya takmaz.
More Sentences
|
34 |
General |
mind v.
|
aldırmak |
|
I don't think Tom would mind if we did that.
Bunu yaparsak Tom'un aldıracağını sanmıyorum.
More Sentences
|
35 |
General |
keep in mind v.
|
aklında tutmak |
|
Keep in mind what I tell you.
Sana söylediklerimi aklında tut.
More Sentences
|
36 |
General |
mind v.
|
itaat etmek |
|
I taught my dog to mind certain instructions like "rollover."
Köpeğime "yuvarlan" gibi bazı talimatlara itaat etmesini öğrettim.
More Sentences
|
37 |
General |
bring to mind v.
|
akla getirmek |
|
It brings to mind the old proverb, ‘prevention is better than cure’.
Bu durum eski bir atasözünü akla getirmektedir: 'önlem almak tedavi etmekten daha iyidir'.
More Sentences
|
|
38 |
General |
mind v.
|
aldırış etmek |
|
I knew Tom wasn't going to mind.
Tom'un aldırış etmeyeceğini biliyordum.
More Sentences
|
39 |
General |
bear in mind v.
|
akılda tutmak |
|
I would ask people to bear in mind that citizenship is not defined by the passport you hold.
İnsanlardan, vatandaşlığın sahip olduğunuz pasaportla tanımlanmadığını akıllarında tutmalarını rica ediyorum.
More Sentences
|
40 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde bulundurmak |
|
We must all bear in mind the increasing volatility of the financial markets.
Hepimiz mali piyasaların artan oynaklığını göz önünde bulundurmalıyız.
More Sentences
|
41 |
General |
mind v.
|
bakmak |
|
This sort of freedom would equate to getting the fox to mind the geese.
Bu tür bir özgürlük, tilkinin kazlara bakmasını sağlamakla eşdeğer olacaktır.
More Sentences
|
42 |
General |
mind v.
|
ilgilenmek |
|
The issue surrounding Galileo springs to mind, which has caused great difficulty.
Galileo'yu ilgilendiren ve büyük zorluklara yol açan mesele akla geliyor.
More Sentences
|
43 |
General |
mind v.
|
karşı çıkmak |
|
I wouldn't mind a beer right now.
Şu anda bir biraya karşı çıkmazdım.
More Sentences
|
44 |
General |
bear in mind v.
|
unutmamak |
|
It is important to bear in mind that economic integration and getting the economy of Europe right is important.
Ekonomik entegrasyonun ve Avrupa ekonomisini doğru bir şekilde ele almanın önemli olduğunu unutmamak gerekir.
More Sentences
|
45 |
General |
bear in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
We must bear in mind that we have to work together closely if we are to meet these challenges.
Bu zorlukların üstesinden gelebilmemiz için birlikte çalışmamız gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
More Sentences
|
46 |
General |
mind v.
|
dikkatli olmak |
|
We must be cautious with this tendency and not give in to every thought that enters our minds.
Bu eğilime karşı dikkatli olmalı ve aklımıza gelen her düşünceye teslim olmamalıyız.
More Sentences
|
47 |
General |
read mind v.
|
akıl okumak |
|
I can read minds.
Akıl okuyabilirim.
More Sentences
|
48 |
General |
read mind v.
|
zihin okumak |
|
It seems almost as if Mary could read minds.
Neredeyse Mary zihin okuyabilecek gibi gözüküyor.
More Sentences
|
49 |
General |
mind v.
|
fark etmek |
|
Casting my mind back, however, I notice that we still have problems with the old bathing water directive.
Bununla birlikte, geçmişe döndüğümde, eski banyo suyu yönetmeliği ile ilgili hala sorunlarımız olduğunu fark ettim.
More Sentences
|
50 |
General |
mind v.
|
sorun etmek |
|
Tom doesn't mind sleeping on the couch.
Tom kanepede uyumayı sorun etmiyor.
More Sentences
|
51 |
General |
mind v.
|
göz kulak olmak |
|
Will you mind my phone while I go to the ladies' room?
Ben tuvalete giderken telefonuma göz kulak olur musun?
More Sentences
|
52 |
General |
of sound mind adj.
|
aklı başında |
|
He's not of sound mind.
Aklı başında değil.
More Sentences
|
53 |
General |
mind-blowing adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
The changes are absolutely mind-blowing.
Değişiklikler kesinlikle akıllara durgunluk veriyor.
More Sentences
|
54 |
General |
mind-bending adj.
|
akılalmaz |
|
It was a mind-bending experience.
Akıl almaz bir deneyimdi.
More Sentences
|
55 |
General |
equal mind n.
|
soğukkanlılık |
|
56 |
General |
habit of mind n.
|
ruhsal durum |
|
57 |
General |
turn of mind n.
|
zihniyet |
|
58 |
General |
strength of mind n.
|
akıl |
|
59 |
General |
cast of mind n.
|
düşünüş şekli |
|
60 |
General |
mind n.
|
anlayış |
|
61 |
General |
mind n.
|
iç |
|
62 |
General |
mind n.
|
dimağ |
|
63 |
General |
turn of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
64 |
General |
mind n.
|
anlak |
|
65 |
General |
inquiring mind n.
|
öğrenmeye meraklı |
|
66 |
General |
time out of mind n.
|
eskiden beri |
|
67 |
General |
savage mind n.
|
yaban düşünce |
|
68 |
General |
mind n.
|
nefes |
|
69 |
General |
mind n.
|
murat |
|
70 |
General |
frame of mind n.
|
ruhsal durum |
|
71 |
General |
mind n.
|
anlık |
|
72 |
General |
mind mapping n.
|
zihin haritalama |
|
73 |
General |
mind n.
|
meram |
|
74 |
General |
frame of mind n.
|
mizaç |
|
75 |
General |
frame of mind n.
|
durum |
|
76 |
General |
mind n.
|
istek |
|
77 |
General |
frame of mind n.
|
ruhi hal |
|
|
78 |
General |
mind n.
|
şuur |
|
79 |
General |
change of mind n.
|
düşünüşü değiştirme |
|
80 |
General |
time out of mind n.
|
öteden beri |
|
81 |
General |
state of mind n.
|
haleti ruhiye |
|
82 |
General |
mind n.
|
idrak |
|
83 |
General |
mind n.
|
arzu |
|
84 |
General |
mind n.
|
ruh |
|
85 |
General |
mind share n.
|
akıl payı |
|
86 |
General |
mind n.
|
hafıza |
|
87 |
General |
idea in mind n.
|
imge |
|
88 |
General |
presence of mind n.
|
aklı başında olma |
|
89 |
General |
mind n.
|
öz |
|
90 |
General |
habit of mind n.
|
ruh hali |
|
91 |
General |
mind n.
|
us |
|
92 |
General |
mind and body n.
|
akıl ve beden |
|
93 |
General |
absence of mind n.
|
dalgınlık |
|
94 |
General |
agility of mind n.
|
zeka kıvraklığı |
|
95 |
General |
ease of mind n.
|
hafiflik |
|
96 |
General |
cast of mind n.
|
düşünce tarzı |
|
97 |
General |
mind n.
|
bellek |
|
98 |
General |
idea in mind n.
|
imaj |
|
99 |
General |
frame of mind n.
|
düşünce yapısı |
|
100 |
General |
path of mind n.
|
aklın yolu |
|
101 |
General |
mind developing toys n.
|
zeka geliştirici oyuncaklar |
|
102 |
General |
mind game n.
|
zeka oyunu |
|
103 |
General |
twisted mind n.
|
mantıksız düşünce |
|
104 |
General |
twisted mind n.
|
sapmış fikir |
|
105 |
General |
twisted mind n.
|
yanlış düşünce |
|
106 |
General |
collective mind n.
|
müşterek akıl |
|
107 |
General |
common mind n.
|
ortak akıl |
|
108 |
General |
mind over matter n.
|
irade gücünü kullanarak güçlükleri kontrol edebilme |
|
109 |
General |
mind over matter n.
|
sorunların üstesinden gelmek için iradesini kullanma |
|
110 |
General |
acute mind n.
|
keskin zeka |
|
111 |
General |
keep in mind that n.
|
unutmamamız gerekir ki |
|
112 |
General |
unsound mind n.
|
akıl hastalığı |
|
113 |
General |
frame of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
114 |
General |
state of mind n.
|
halet-i ruhiye |
|
115 |
General |
mind-bender n.
|
şaşırtıcı şey |
|
116 |
General |
mind n.
|
kanı |
|
117 |
General |
mind unsoundness n.
|
akıl bozukluğu |
|
118 |
General |
mind n.
|
irade gücü |
|
119 |
General |
state of mind n.
|
haletiruhiye |
|
120 |
General |
business mind n.
|
ticaret zekası |
|
121 |
General |
business mind n.
|
ticari zeka |
|
122 |
General |
body mind harmony n.
|
vücut-kafa uyumu |
|
123 |
General |
body mind harmony n.
|
beden-zihin ahengi |
|
124 |
General |
mind gym n.
|
zihin jimnastiği |
|
125 |
General |
mind exercise n.
|
zihin jimnastiği |
|
126 |
General |
mind gym n.
|
zihin egzersizi |
|
127 |
General |
mind gym n.
|
beyin jimnastiği |
|
128 |
General |
mind exercise n.
|
beyin jimnastiği |
|
129 |
General |
mind exercise n.
|
zihin egzersizi |
|
130 |
General |
empty mind n.
|
boş zihin |
|
131 |
General |
civil servant mind-set n.
|
memur zihniyeti |
|
132 |
General |
child's mind n.
|
çocuk aklı |
|
133 |
General |
child's mind n.
|
çocuğun aklı |
|
134 |
General |
business mind n.
|
iş zekası |
|
135 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye eğilimli/meyilli |
|
136 |
General |
a criminal mind n.
|
suç işlemeye yatkınlığı olan |
|
137 |
General |
young mind n.
|
toy zihin |
|
138 |
General |
a clear mind n.
|
salim kafa |
|
139 |
General |
a clear mind n.
|
zihin açıklığı |
|
140 |
General |
mind abuse n.
|
beyin yıkama/zorla ikna etme |
|
141 |
General |
mind map n.
|
kavram haritası |
|
142 |
General |
mind map n.
|
akıl haritası |
|
143 |
General |
foggy mind n.
|
bulanık/karışık zihin |
|
144 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırlama |
|
145 |
General |
bearing in mind n.
|
dikkate alma |
|
146 |
General |
bearing in mind n.
|
hesaba katma |
|
147 |
General |
bearing in mind n.
|
göz önüne alma |
|
148 |
General |
bearing in mind n.
|
hatırda tutma |
|
149 |
General |
mind-body medicine n.
|
akıl vücut tıbbı |
|
150 |
General |
mind-eraser n.
|
hafıza silici |
|
151 |
General |
superior mind n.
|
üst akıl |
|
152 |
General |
mind n.
|
izan |
|
153 |
General |
peace of mind n.
|
iç rahatlığı |
|
154 |
General |
unconscious mind n.
|
bilinç dışı/bilinç altı |
|
155 |
General |
conscious mind n.
|
bilinçli zihin |
|
156 |
General |
union of mind and body n.
|
akıl ve beden birlikteliği |
|
157 |
General |
theory of mind n.
|
zihin kuramı |
|
158 |
General |
the question in my mind n.
|
aklımdaki soru |
|
159 |
General |
western mind n.
|
batı aklı |
|
160 |
General |
hive mind n.
|
kolektif fikir |
|
161 |
General |
quickness of mind n.
|
çabuk kavrama yeteneği |
|
162 |
General |
embodied mind n.
|
bedenlenmiş akıl |
|
163 |
General |
mind reading n.
|
düşünce okuma |
|
164 |
General |
mind reading n.
|
zihin okuma |
|
165 |
General |
natural state of mind n.
|
doğal ruh hali |
|
166 |
General |
a month mind n.
|
güçlü veya anormal arzu |
|
167 |
General |
a year's mind n.
|
ölümden bir yıl sonraki anma töreni |
|
168 |
General |
a month mind n.
|
ölümden bir ay sonraki anma töreni |
|
169 |
General |
body-mind n.
|
bir bütün olarak insan |
|
170 |
General |
mind n.
|
merhumu cenazeden bir ay veya bir yıl sonra ağıtla anma |
|
171 |
General |
mind n.
|
biyolojik bir organizmanın organik olmayan yönü |
|
172 |
General |
mind n.
|
ruh hali |
|
173 |
General |
mind n.
|
zihinsel yapı |
|
174 |
General |
mind n.
|
düşünce tarzı |
|
175 |
General |
mind n.
|
hissetme şekli |
|
176 |
General |
mind n.
|
mizaç |
|
177 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu kimse |
|
178 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin vücut bulduğu insan grubu |
|
179 |
General |
mind n.
|
zihinsel özelliklerin canlı örneği olan bölge sakinleri |
|
180 |
General |
mind-set n.
|
kişinin durumlara verdiği yanıtları ve durumlarla ilgili çıkarımlarını belirleyen sabit zihinsel tutum veya tavır |
|
181 |
General |
month's mind [uk] n.
|
güçlü arzu |
|
182 |
General |
month's mind [uk] n.
|
heves |
|
183 |
General |
one-track mind n.
|
tek bir şeye takıntılı olma |
|
184 |
General |
one-track mind n.
|
yalnızca bir konuyu düşünebilme |
|
185 |
General |
careless mind n.
|
dikkatsiz zihin |
|
186 |
General |
mind uploading n.
|
zihin aktarımı |
|
187 |
General |
mind uploading n.
|
zihni bilgisayara aktarma |
|
188 |
General |
mind controlling n.
|
birinin zihnini kontrol etme |
|
189 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
190 |
General |
mind controlling n.
|
zihin kontrolü |
|
191 |
General |
mind control n.
|
zihin kontrolü |
|
192 |
General |
bear in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
193 |
General |
keep in mind v.
|
hatırda tutmak |
|
194 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
terbiyesini takınmak |
|
195 |
General |
be in one's right mind v.
|
aklı başında olmak |
|
196 |
General |
take into one's mind v.
|
ısrar etmek |
|
197 |
General |
keep one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
198 |
General |
(something) to never cross (one's) mind v.
|
aklının ucundan geçmemek |
|
199 |
General |
change somebody's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
200 |
General |
mind v.
|
önem vermek |
|
201 |
General |
flash through one's mind v.
|
birden aklından geçmek |
|
202 |
General |
strain one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
203 |
General |
give a piece of one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
204 |
General |
make up one's mind v.
|
kararını vermek |
|
205 |
General |
know one's own mind v.
|
kararlı olmak |
|
206 |
General |
read one's mind v.
|
aklını okumak |
|
207 |
General |
put somebody in mind of v.
|
hatırlatmak |
|
208 |
General |
mind v.
|
endişelenmek |
|
209 |
General |
speak one's mind v.
|
ne düşündüğünü açıkça söylemek |
|
210 |
General |
stick in (one's) mind and bother v.
|
akla takılmak |
|
211 |
General |
put something in someone's mind v.
|
bir şeyi birinin aklına koymak |
|
212 |
General |
call something to mind v.
|
birine bir şeyi hatırlatmak |
|
213 |
General |
prey on someone's mind v.
|
içini kemirmek |
|
214 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası işlemek |
|
215 |
General |
mind one's step v.
|
ayağını denk almak |
|
216 |
General |
set one's mind v.
|
baş koymak |
|
217 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklı yerinde olmamak |
|
218 |
General |
prey on someone's mind v.
|
rahat bırakmamak |
|
219 |
General |
(for an idea) to find a niche in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
220 |
General |
read someone's mind v.
|
birinin ne düşündüğünü yüzünden okumak |
|
221 |
General |
come to mind v.
|
hatırlamak |
|
222 |
General |
be of one mind v.
|
hemfikir olmak |
|
223 |
General |
put somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
224 |
General |
occur one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
225 |
General |
change one's mind v.
|
vazgeçmek |
|
226 |
General |
have made up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
227 |
General |
set one's mind on v.
|
çok istemek |
|
228 |
General |
bring (something) to mind v.
|
çağrıştırmak |
|
229 |
General |
come to mind v.
|
hatırına gelmek |
|
230 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlatmak |
|
231 |
General |
be out of one's mind v.
|
kafadan kontak olmak |
|
232 |
General |
call back to mind v.
|
aklına getirmek |
|
233 |
General |
make up one's mind v.
|
karara varmak |
|
234 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde tutmak |
|
235 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birinin kuşkularını ortadan kaldırmak |
|
236 |
General |
mind v.
|
kulak vermek |
|
237 |
General |
change one's mind v.
|
dönmek |
|
238 |
General |
make up one's mind v.
|
karar vermek |
|
239 |
General |
take into ones mind v.
|
ısrar etmek |
|
240 |
General |
mind v.
|
gözetmek |
|
241 |
General |
mind v.
|
saymak |
|
242 |
General |
stick in (one's) mind v.
|
akla takılmak |
|
243 |
General |
call to mind v.
|
hatırlatmak |
|
244 |
General |
call to mind v.
|
akla getirmek |
|
245 |
General |
put something out of one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
246 |
General |
change one's mind v.
|
niyeti bozmak |
|
247 |
General |
boggle the mind v.
|
insanı hayrete düşürmek |
|
248 |
General |
have in mind v.
|
hatırında tutmak |
|
249 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
250 |
General |
relieve one's mind v.
|
rahatlatmak |
|
251 |
General |
turn one's mind v.
|
kafasına takmak |
|
252 |
General |
call to mind v.
|
hatırlamak |
|
253 |
General |
keep in mind v.
|
akılda tutmak |
|
254 |
General |
know one's own mind v.
|
ne istediğini bilmek |
|
255 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
birine verip veriştirmek |
|
256 |
General |
turn one's mind to v.
|
kafasına takmak |
|
257 |
General |
cross one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
258 |
General |
mind v.
|
kulak asmak |
|
259 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
yüreğine su serpmek |
|
260 |
General |
go out of one's mind v.
|
keçileri kaçırmak |
|
261 |
General |
set one's mind on v.
|
baş koymak |
|
262 |
General |
drive someone out of his mind v.
|
çileden çıkarmak |
|
263 |
General |
use one's mind v.
|
aklını kullanmak |
|
264 |
General |
put out of mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
265 |
General |
arrange in the mind v.
|
akılda düzenlemek |
|
266 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafasına koymak |
|
267 |
General |
have in mind v.
|
akılda tutmak |
|
268 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmış olmak |
|
269 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
aklından çıkarmak |
|
270 |
General |
set one's mind on v.
|
kafasına koymak |
|
271 |
General |
put somebody in mind of v.
|
kafasına sokmak |
|
272 |
General |
have a quick mind v.
|
kafası çalışmak |
|
273 |
General |
know one's own mind v.
|
emin olmak |
|
274 |
General |
remain in one's mind v.
|
aklında kalmak |
|
275 |
General |
cross one's mind v.
|
hatırına gelmek |
|
276 |
General |
have in mind v.
|
niyet etmek |
|
277 |
General |
blow one's mind v.
|
deli etmek |
|
278 |
General |
change one's mind v.
|
caymak |
|
279 |
General |
keep in mind v.
|
dikkate almak |
|
280 |
General |
bear in mind v.
|
hesaba katmak |
|
281 |
General |
be acceptable to the mind v.
|
mantıklı gelmek |
|
282 |
General |
call back to mind v.
|
hatırına getirmek |
|
283 |
General |
set somebody's mind at rest v.
|
rahatlatmak |
|
284 |
General |
change one's mind v.
|
fikrini değiştirmek |
|
285 |
General |
keep in mind v.
|
unutmamak |
|
286 |
General |
be in one's mind v.
|
akılda bulunmak |
|
287 |
General |
be out of one's mind v.
|
çok öfkeli olmak |
|
288 |
General |
bear in mind v.
|
zihinde tutmak |
|
289 |
General |
pass through one's mind v.
|
aklından geçmek |
|
290 |
General |
bear in mind v.
|
hatırlamak |
|
291 |
General |
have peace of mind v.
|
kendiyle barışık olmak |
|
292 |
General |
mind your business v.
|
sen kendi işine bak |
|
293 |
General |
let something prey on one's mind v.
|
dert etmek |
|
294 |
General |
be in one's right mind v.
|
kendini bilmek |
|
295 |
General |
put somebody's mind at ease v.
|
yüreğine su serpmek |
|
296 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasına takmak |
|
297 |
General |
keep something in a corner of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulundurmak |
|
298 |
General |
not to mind v.
|
aldırmamak |
|
299 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
birini rahatlatmak |
|
300 |
General |
pass out of one's mind v.
|
hatırından çıkarmak |
|
301 |
General |
know one's own mind v.
|
kendi fikrini bilmek |
|
302 |
General |
bear in mind v.
|
göz önünde tutmak |
|
303 |
General |
take a load off one's mind v.
|
endişesini gidermek |
|
304 |
General |
bear in mind v.
|
aklında tutmak |
|
305 |
General |
mind one's p's and q's v.
|
adımını denk almak |
|
306 |
General |
go out of one's mind v.
|
aklını oynatmak |
|
307 |
General |
keep in mind v.
|
hesaba katmak |
|
308 |
General |
be kept in mind v.
|
akılda tutulmak |
|
309 |
General |
come to mind v.
|
aklına gelmek |
|
310 |
General |
mind v.
|
itiraz etmek |
|
311 |
General |
come to one's mind v.
|
esmek |
|
312 |
General |
bring to mind v.
|
hatırlamak |
|
313 |
General |
keep something in one's mind v.
|
aklından çıkarmamak |
|
314 |
General |
dismiss from one's mind v.
|
düşünmemek |
|
315 |
General |
have a mind to v.
|
niyeti olmak |
|
316 |
General |
turn over in one's mind v.
|
düşünüp taşınmak |
|
317 |
General |
be of the same mind v.
|
hemfikir olmak |
|
318 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
azarlamak |
|
319 |
General |
tell somebody one's mind v.
|
ağzına geleni söylemek |
|
320 |
General |
make up one's mind v.
|
seçmek |
|
321 |
General |
not to mind v.
|
aldırış etmemek |
|
322 |
General |
bring to mind v.
|
aklına bir şey getirmek |
|
323 |
General |
occur one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
324 |
General |
cross one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
325 |
General |
come to one's mind v.
|
aklına gelmek |
|
326 |
General |
mind one's business v.
|
işin başında bulunmak |
|
327 |
General |
stick in the mind v.
|
akılda kalmak |
|
328 |
General |
keep popping in one's mind v.
|
zihnini kurcalamak |
|
329 |
General |
lose one's mind v.
|
akıl sağlığını yitirmek |
|
330 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
zil zurna sarhoş olmak |
|
331 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
haddinden fazla içip sarhoş olmak |
|
332 |
General |
get pissed out of one's mind v.
|
çok içip sarhoş olmak |
|
333 |
General |
stick in one's mind v.
|
aklında yer etmek |
|
334 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
akıldan çıkmak |
|
335 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
aklına kazınmak |
|
336 |
General |
(a certain thing) slip one's mind v.
|
aklından çıkmak |
|
337 |
General |
be at the back of your mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
338 |
General |
be in the back of one's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
339 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
aklının bir köşesinde bulunmak |
|
340 |
General |
keep in mind v.
|
hafızada tutmak |
|
341 |
General |
occupy one's mind v.
|
zihnini meşgul etmek |
|
342 |
General |
stick in one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
343 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
zihninde yer etmek |
|
344 |
General |
bore somebody out of their (tiny) mind v.
|
içini baymak |
|
345 |
General |
change one's mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
346 |
General |
change mind v.
|
fikir değiştirmek |
|
347 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
aklına bir fikir gelmek |
|
348 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine almak |
|
349 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine almak |
|
350 |
General |
stick in one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
351 |
General |
be imprinted on one's mind v.
|
belleğine kazımak |
|
352 |
General |
(an idea) come into someone's mind v.
|
fikir gelmek |
|
353 |
General |
be at the back of someone's mind v.
|
belleğinde yer etmek |
|
354 |
General |
have in mind v.
|
niyeti olmak |
|
355 |
General |
bear in mind v.
|
gözönünde bulundurmak |
|
356 |
General |
put somenone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
357 |
General |
set someone's mind at rest v.
|
içine su serpmek |
|
358 |
General |
set someone's mind at ease v.
|
içine su serpmek |
|
359 |
General |
read one's mind v.
|
aklından geçeni okumak |
|
360 |
General |
be kept in mind v.
|
öngörülmek |
|
361 |
General |
change one's mind v.
|
kararını değiştirmek |
|
362 |
General |
bear something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
363 |
General |
mind over matter v.
|
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek |
|
364 |
General |
be imprinted on one's mind(s) v.
|
beyinlere kazınmak |
|
365 |
General |
give someone a piece of one's mind v.
|
ağzının payını vermek |
|
366 |
General |
weigh on someone's mind v.
|
birinin kafasını kurcalamak |
|
367 |
General |
be a load off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
368 |
General |
be a load off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
369 |
General |
be a weight off your mind v.
|
sorundan kurtulmuş olmak |
|
370 |
General |
be a weight off your mind v.
|
problemi çözmüş olmak |
|
371 |
General |
have a good mind to v.
|
-esi gelmek |
|
372 |
General |
have a good mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
373 |
General |
have a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
374 |
General |
have a one-track mind v.
|
bir konuyu tutturmak |
|
375 |
General |
have half a mind to v.
|
-esi gelmek |
|
376 |
General |
have half a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
377 |
General |
have a mind to v.
|
-eceği gelmek |
|
378 |
General |
set one's mind on v.
|
-i çok arzu etmek |
|
379 |
General |
get out of one's mind v.
|
beyninden kazımak |
|
380 |
General |
get out of one's mind v.
|
kafasından atmak |
|
381 |
General |
get out of one's mind v.
|
akıldan çıkarmak |
|
382 |
General |
make up one's mind to v.
|
karar vermek |
|
383 |
General |
make up one's mind to v.
|
aklına koymak |
|
384 |
General |
keep something in mind v.
|
akılda tutmak |
|
385 |
General |
keep one's mind on v.
|
zihnini toplamak |
|
386 |
General |
mind v.
|
sakıncalı bulmak |
|
387 |
General |
keep one's mind on v.
|
kafasını belli bir yere vermek |
|
388 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
çok korkmak |
|
389 |
General |
keep one's mind on v.
|
düşüncelerini belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırmak |
|
390 |
General |
be scared out of one's mind v.
|
yusuf yusuf etmek |
|
391 |
General |
have a mind to v.
|
niyetinde olmak |
|
392 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafaya koymak |
|
393 |
General |
set one's mind on something v.
|
kafaya koymak |
|
394 |
General |
set one's mind on doing something v.
|
kafasına koymak |
|
395 |
General |
make up one's mind v.
|
kafasını toplamak |
|
396 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi fikrine sahip olmak |
|
397 |
General |
have a mind of one's own v.
|
kendi düşüncesine sahip olmak |
|
398 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından uçup gitmek |
|
399 |
General |
keep in mind v.
|
aklına yazmak |
|
400 |
General |
bear in mind v.
|
aklına yazmak |
|
401 |
General |
bear in mind v.
|
aklına kazımak |
|
402 |
General |
keep in mind v.
|
aklına kazımak |
|
403 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
yatağa girince huzurlu uyumak |
|
404 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
vicdanen rahat olmak |
|
405 |
General |
sleep with peace of mind v.
|
başını yastığa rahat koymak |
|
406 |
General |
mind out v.
|
ilgilenmek |
|
407 |
General |
keep in mind v.
|
akıldan çıkarmamak |
|
408 |
General |
mind out v.
|
dikkat etmek |
|
409 |
General |
mind out v.
|
gözlemek |
|
410 |
General |
slip one's mind v.
|
hatırlayamamak |
|
411 |
General |
slip one's mind v.
|
aklından gitmek |
|
412 |
General |
slip one's mind v.
|
unutmak |
|
413 |
General |
be out of one's mind v.
|
çıldırmak |
|
414 |
General |
be out of one's mind v.
|
aklını kaçırmak |
|
415 |
General |
speak one's mind v.
|
düşündüğünü dosdoğru söylemek |
|
416 |
General |
pay no mind v.
|
aldırmamak |
|
417 |
General |
pay no mind v.
|
önemsememek |
|
418 |
General |
pay no mind v.
|
aldırış etmemek |
|
419 |
General |
pay no mind v.
|
boş vermek |
|
420 |
General |
pay no mind v.
|
umursamamak |
|
421 |
General |
get inside the mind of v.
|
zihnine girmek |
|
422 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak bir zekası olmak |
|
423 |
General |
have an agile mind v.
|
kıvrak zekalı olmak |
|
424 |
General |
bear in mind v.
|
derpiş etmek |
|
425 |
General |
be of the same mind v.
|
aynı kafadan olmak |
|
426 |
General |
be all of one mind about v.
|
hemfikir olmak |
|
427 |
General |
be all of one mind about v.
|
aynı fikirde olmak |
|
428 |
General |
expand one's mind v.
|
zihnini genişletmek |
|
429 |
General |
be great at anything he/she sets one's mind to v.
|
aklına koyduğu her şeyde çok iyi olmak |
|
430 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem göze hem akla hitap etmek |
|
431 |
General |
engage both the mind and the eye v.
|
hem gözü hem aklı meşgul etmek |
|
432 |
General |
get a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
433 |
General |
have a child's mind v.
|
bir çocuğun zekasına sahip olmak |
|
434 |
General |
come into someone's mind v.
|
birinin aklına gelmek |
|
435 |
General |
read one's mind v.
|
zihnini okumak |
|
436 |
General |
have peace of mind v.
|
huzurlu olmak |
|
437 |
General |
have a broad perspective/an open mind v.
|
ufku geniş olmak |
|
438 |
General |
speak someone's mind v.
|
aklındakini söylemek |
|
439 |
General |
come to my mind v.
|
aklıma gelmek |
|
440 |
General |
clear the mind v.
|
zihni boşaltmak |
|
441 |
General |
broaden the mind v.
|
zihni genişletmek |
|
442 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
açıkça konuşmak |
|
443 |
General |
mind one's chances v.
|
her fırsatı değerlendirmek |
|
444 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
dobra dobra konuşmak |
|
445 |
General |
mind one's chances v.
|
istifade etmek |
|
446 |
General |
give a piece of one's mind to v.
|
bir çift söz etmek |
|
447 |
General |
mind v.
|
(bir şeyi) anımsatmak |
|
448 |
General |
mind v.
|
(bir şeyin) hatırlatıcısı olmak |
|
449 |
General |
mind [dialect] v.
|
anımsamak |
|
450 |
General |
mind [dialect] v.
|
akılda tutmak |
|
451 |
General |
mind [dialect] v.
|
niyeti olmak |
|
452 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırlamak |
|
453 |
General |
mind [dialect] v.
|
hatırda tutmak |
|
454 |
General |
mind [obsolete] v.
|
dualarda hatırlamak |
|
455 |
General |
mind [obsolete] v.
|
vasiyette anmak |
|
456 |
General |
mind v.
|
farkında olmak |
|
457 |
General |
mind v.
|
idrak etmek |
|
458 |
General |
mind [dialect] v.
|
arzu etmek |
|
459 |
General |
mind [dialect] v.
|
eğilimi olmak |
|
460 |
General |
mind [dialect] v.
|
amaçlamak |
|
461 |
General |
mind v.
|
(uyuşturucu) hayal gördürmek |
|
462 |
General |
mind v.
|
şaşırtmak |
|
463 |
General |
mind v.
|
hayretler içinde bırakmak |
|
464 |
General |
mind v.
|
emin olmak |
|
465 |
General |
mind v.
|
temin etmek |
|
466 |
General |
finish in mind v.
|
kafada bitirmek |
|
467 |
General |
in his right mind adj.
|
aklı başında |
|
468 |
General |
in one's right mind adj.
|
aklı başında |
|
469 |
General |
out of one's mind adj.
|
kaçık |
|
470 |
General |
out of one's mind adj.
|
deli |
|
471 |
General |
mind developing adj.
|
zeka geliştirici |
|
472 |
General |
mind-boggling adj.
|
parmak ısırtan |
|
473 |
General |
mind-boggling adj.
|
akıllara durgunluk veren |
|
474 |
General |
mind-bending adj.
|
bunaltıcı |
|
475 |
General |
mind-bending adj.
|
hayal gördüren |
|
476 |
General |
mind-numbing adj.
|
usandırıcı |
|
477 |
General |
mind-numbing adj.
|
sıkıcı |
|
478 |
General |
mind-numbing adj.
|
bezdirici |
|
479 |
General |
mind-controlled adj.
|
zihinle/akılla/düşünceyle/düşünmeyle/düşünerek kontrol edilen |
|
480 |
General |
mind-altering adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
481 |
General |
mind-altering adj.
|
halüsinojenik |
|
482 |
General |
mind-altering adj.
|
bakış açısında veya düşünce biçiminde kalıcı değişim yaratan |
|
483 |
General |
mind-altering adj.
|
(insanın) hayatını değiştiren |
|
484 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait |
|
485 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren |
|
486 |
General |
mind-body adj.
|
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan |
|
487 |
General |
mind-expanding adj.
|
şiddetli algılar yaratan |
|
488 |
General |
mind-expanding adj.
|
çarpık algılar yaratan |
|
489 |
General |
mind-expanding adj.
|
psikedelik |
|
490 |
General |
mind-expanding adj.
|
yüksek farkındalık veya anlayış kazandıran |
|
491 |
General |
in her right mind adj.
|
sorumlu davranan |
|
492 |
General |
to one's mind adv.
|
fikrine göre |
|
493 |
General |
on one's mind adv.
|
aklında |
|
494 |
General |
in a corner of his mind adv.
|
aklının bir köşesinde |
|
495 |
General |
on one's mind adv.
|
hatırında |
|
496 |
General |
on one's mind adv.
|
vicdanında |
|
497 |
General |
mind at peace adv.
|
gönül rahatlığıyla |
|
498 |
General |
with this in mind adv.
|
bunu akılda tutarak |
|
499 |
General |
never mind! interj.
|
adam sen de |
|
500 |
General |
never mind! interj.
|
sağlık olsun |
|