öz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

öz



Bedeutungen von dem Begriff "öz" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
oz n. ideal yer
oz n. mükemmel yer
oz n. kusursuz mekan
Slang
oz n. avustralya

Bedeutungen von dem Begriff "öz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 112 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
öz essence n.
öz core n.
öz self n.
General
öz distillate n.
öz quintessence n.
öz matter n.
öz pith n.
öz cream n.
öz juice n.
öz soul n.
öz content n.
öz nucleus n.
öz kernel n.
öz medulla n.
öz quick n.
öz pith and marrow n.
öz entity n.
öz heart n.
öz meat n.
öz stuff n.
öz extraction n.
öz principle n.
öz elixir n.
öz mind n.
öz precis n.
öz distillation n.
öz goodness n.
öz extract n.
öz gist n.
öz sum n.
öz substantiality n.
öz full n.
öz spirit n.
öz quiddity n.
öz crux n.
öz epitome n.
öz own n.
öz substratum n.
öz marrow n.
öz heartbeat n.
öz essential oil n.
öz substance n.
öz abstract n.
öz inner core n.
öz leaven n.
öz being n.
öz eye n.
öz virtuality n.
öz bottom n.
öz hard-core n.
öz meat and potatoes n.
öz bones n.
öz bone n.
öz yolk [obsolete] n.
öz heart and soul n.
öz compend n.
öz inbeing n.
öz comprehension [obsolete] n.
öz comprizal [obsolete] n.
öz inward n.
öz inwardness n.
öz root n.
öz sel [scotland] n.
öz sketch n.
öz bearing n.
öz strength n.
öz sum total n.
öz précis n.
öz elementary adj.
öz inherent adj.
öz genuine adj.
öz echt adj.
öz compact adj.
öz compendious adj.
öz essential adj.
öz telegrammic adj.
öz thumbnail adj.
öz whole adj.
öz boiled-down adj.
öz institutional adj.
öz innate adj.
öz cryptic adj.
öz biological adj.
öz auto- pref.
öz self- pref.
Trade/Economic
öz substance n.
Law
öz compendium n.
Technical
öz core n.
öz abstract n.
öz self n.
Construction
öz pulp n.
öz net n.
Automotive
öz meat n.
Medical
öz succus n.
Food Engineering
öz essence n.
öz intrinsic adj.
Physics
öz nucleus n.
Biology
öz medullae n.
Biochemistry
öz bio n.
öz origin n.
öz auto adj.
Marine Biology
öz orijin n.
öz code n.
Botanic
öz pith n.
Linguistics
öz core n.
öz gist n.
Philosophy
öz quiddity n.
öz esse n.
öz hypostasis n.
Archaic
öz german n.
öz model n.
Slang
öz beef n.

Bedeutungen, die der Begriff "öz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
öz verilmişlik self-givenness n.
kısa ve öz brief adj.
General
öz nitelik attribution n.
öz kuzen cousin german n.
öz sunu self presentation n.
kaynatarak hazırlanan öz decoction n.
kısa ve öz biçimde açıklama encapsuling n.
öz kimlik self identity n.
öz değer eigenvalue n.
öz bilinç consciousness n.
öz değerlendirme self evaluation n.
verici öz testi transmit self test n.
öz birliği consubstantiality n.
iç/öz disiplin self discipline n.
öz kaynaklar own funds n.
öz kaynak equity n.
kısa ve öz biçimde açıklama encapsulating n.
öz hürriyeti liberty of speech n.
öz sağlama self check n.
öz kardeş full sister n.
öz kardeş full brother n.
öz-gerçekleştirme self-actualization n.
öz yapabilirlik self-actualization n.
öz değerlendirme self-evaluation n.
öz iletkenlik self-conductivity n.
öz hizmet makinesi self-service machine n.
öz-sunum self presentation n.
öz denetim self-control n.
öz soğurma self-absorption n.
öz algılayış self-perceiving n.
öz-olumlama self-affirming n.
öz algı self-perceiving n.
öz-etkilenim self-affection n.
öz yönetim self-management-direction n.
öz değerlendirme self-assessment n.
öz-yeterlik self-efficacy n.
öz yönetim self-management n.
öz sınama self-test n.
çocuklarda öz saygı self-esteem in children n.
öz yönetim self-governance n.
öz algılama self-perceiving n.
öz kimlik self-identity n.
öz saygı self-respect n.
öz eğitim self-instruction n.
öz yeterlilik self-sufficiency n.
öz yeterlik self-sufficiency n.
öz algılama self-perception n.
yaşlılarda öz gerçekleştirim self-realization in old age n.
öz-imleme self-reference n.
öz-performans self-performance n.
öz dürüstlük sententiousness n.
ilişkisel öz-anlatı relational self narrative n.
öz sermaye yatırımcısı equity investor n.
öz sermaye yatırımı equity investment n.
öz önem self-significance n.
öz yeterlik self-efficacy n.
öz anlam self-significance n.
öz işlev function n.
öz-imkan bootstrap n.
öz yetkinlik self-competence n.
öz-gerçekleştirme selfactualization n.
kaynatılmış öz decoction n.
öz kardeş brother german n.
öz eleştiri autocriticism n.
öz eleştiri self-criticism n.
öz bakım self care n.
öz uygulama self-application n.
öz geçmiş resume n.
öz anne birth mother n.
öz savunma self-defence n.
öz süreklilik self continuity n.
öz düzenleyici strateji self-regulatory strategy n.
öz kardeş whole sister/brother n.
öz baba natural father n.
öz baba birth father n.
öz baba biological father n.
öz değerlendirme self assessment n.
öz güven confidence n.
öz güven self confidence n.
öz güven self-assurance n.
öz savunma self-defense n.
öz yapabilirlik self-actualisation n.
öz-gerçekleştirme self-actualisation n.
öz evlat child through birth n.
öz çocuk biological child n.
öz çocuk one's own child n.
öz çocuk child through birth n.
öz evlat biological child n.
öz evlat one's own child n.
öz geçmiş araştırması background investigation n.
öz tanımlama self-definition n.
öz bütünlük self-integrity n.
öz imge self image n.
öz imgesi self image n.
öz-üretim self production n.
niceliksel öz quantified self n.
öz yardım self help n.
öz fikir core idea n.
öz düşünce core idea n.
öz anlayış self-compassion n.
öz çıkar self interest n.
öz belirleme self determination n.
öz-adımlama self-pacing n.
öz-tempo self-pacing n.
öz uyum self-concordance n.
öz nezaket self-kindness n.
az ve öz konuşan kimse laconic [obsolete] n.
az ve öz konuşarak çok şey anlatma laconicism n.
az ve öz konuşarak çok şey anlatma laconism n.
öz-bildirim self-report n.
öz-rapor self-report n.
öz benlik egoity n.
öz güven poise n.
öz geçmiş background n.
öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile birth family n.
öz aile birth family n.
bir şeyin meydana geldiği öz whatness n.
kısa ve öz konuşma breviloquence n.
öz disiplin deportment n.
öz disiplin deporture n.
kısa, öz ve doğru ifade one-liner n.
öz güven opinion [obsolete] n.
öz nitelik inwardness n.
öz denetimlilik possession n.
şirketin borç sermayesinin öz sermayesine oranı capital gearing n.
taslak, tablo veya listedeki az ve öz ifade scheme n.
öz kabul self acceptance n.
öz savunuculuk self-advocacy n.
öz sevgi self-charity n.
öz tatmin self-content n.
öz kültür self-culture n.
öz tatmin self-enjoyment n.
öz saygı self-estimation n.
öz motivasyonlu gelişim self-evolution n.
öz denetim gerçekleştiren kimse self-examinant n.
öz değerlendirme self-examination n.
öz varlık self-existence n.
öz ile var olma durumu self-existence n.
öz belirlenim self-identification n.
öz kimlik belirlenimi self-identification n.
öz varlık self-life [obsolete] n.
öz ile var olma durumu self-life [obsolete] n.
öz kontrol self-mastery n.
öz cesaret self-mettle n.
öz bildirim envanteri self-report inventory n.
öz bildirim ölçeği self-report inventory n.
öz bildirim envanteri self-report personality inventory n.
öz bildirim ölçeği self-report personality inventory n.
öz saygı self-reverence n.
öz belirtim self-determination n.
öz belirlenim self-determination n.
öz saygı self-worth n.
öz dönüşüm self-transformation n.
öz tüketim auto-consumption n.
öz inanç core belief n.
öz saygı self-worth n.
öz saygı self-esteem n.
öz değer self-worth n.
öz değer self-esteem n.
baba tarafından yarı-öz kardeş paternal half-sister n.
öz güven sufficiency n.
öz yeterlik sufficiency n.
aşırı öz güven superconfidence n.
öz güvenlilik surety n.
öz sermaye equity n.
borç-öz sermaye oranı gearing n.
kısa ve öz biçimde açıklamak encapsule v.
kısa ve öz biçimde açıklamak encapsulate v.
öz almak extract v.
öz çıkarmak extract v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten bir öz olarak yorumlamak hypostatise v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak hypostatize v.
(kavramsal varlığı) kendi kendine yeten öz olarak yorumlamak hypostatise v.
öz disiplin ile hizaya getirmek mortify v.
yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak mortify v.
az ve öz hale getirmek concentrate v.
öz suyunu kaybederek kuru ve sert hale gelmek season v.
az ve öz tabloid adj.
kısa ve öz telegraphic adj.
kısa ve öz laconic adj.
kısa ve öz pithy adj.
az ve öz multum in parvo adj.
az ve öz pithy adj.
az ve öz short and sweet adj.
kısa ve öz biçimde açıklanmış encapsuled adj.
az ve öz laconic adj.
kısa ve öz succinct adj.
kısa ve öz brief adj.
az ve öz succinct adj.
kısa ve öz tabloid adj.
öz düzenlemeli self regulated adj.
öz açıklamalı self-explanatory adj.
öz-güven sahibi centered adj.
az ve öz compendious adj.
az ama öz concise adj.
az ama öz compendious adj.
az ama öz succinct adj.
az ve öz concise adj.
öz-düşünümsel self-reflexive adj.
öz bilince sahip self-conscious adj.
öz bilinçli self-conscious adj.
öz-güven sahibi centred adj.
öz denetimli self-controlled adj.
öz yönelimli self-oriented adj.
kısa ve öz taut adj.
kısa ve öz taut adj.
kısa ve öz taut adj.
öz (üvey olmayan) natural adj.
öz (baba/anne) natural adj.
öz-güven sahibi self-confident adj.
öz (kan bağıyla bağlı) true adj.
öz bilinçli olmayan unselfconscious adj.
öz bilince sahip olmayan unselfconscious adj.
öz yerine şekle ait modal adj.
öz yerine şekille ilgili modal adj.
çok kısa ve öz overbrief adj.
öz veya içsel maddenin doğrudan algılanmasına izin verecek şekilde düzenlenmiş diaphanous adj.
kısa ve öz commatic adj.
kısa ve öz condensed adj.
az ve öz pared-down adj.
kısa ve öz pithful adj.
öz ile dolu pithful adj.
kısa ve öz pithsome adj.
az ve öz press [obsolete] adj.
öz disiplinli self-disciplined adj.
öz kontrole tabi self-disciplined adj.
öz disiplinli self-governed adj.
öz nefrete sahip olan self-hating adj.
hareketlerimiz ardındaki esas motivasyon veya anlamın öz sevgi olduğuna inanan selfish adj.
öz düzenleyici self-regulative adj.
öz düzenleyici self-regulatory adj.
öz saygısı olan self-respectful adj.
az ama öz short adj.
kısa ve öz short-winded adj.
bitki öz suyunu üreten succiferous adj.
bitki öz suyunu taşıyan succiferous adj.
bitki öz suyunu aktaran succiferous adj.
bit öz suyu dolu succose adj.
bit öz suyu dolu succous adj.
aşırı öz güvenli superconfident adj.
öz yönetimli self-directed adj.
kısa ve öz bir biçimde summarily adv.
az ve öz concisely adv.
kısa ve öz bir şekilde succinctly adv.
az ve öz olarak laconically adv.
az ve öz bir şekilde shortly adv.
az ve öz olarak in a nutshell adv.
kısa ve öz bir biçimde laconically adv.
kısa ve öz olarak tersely adv.
kısa ve öz bir şekilde telegraphically adv.
az ve öz olarak pressly [obsolete] adv.
Phrasals
öz öğrenim self learning n.
kısa ve öz olarak durumu anlatmak brief (someone) about (someone or something) v.
kısa ve öz olarak durumu anlatmak brief someone about someone or something v.
kısa ve öz bir mesaj göndermek fire out v.
kısa ve öz bir şekilde iletişim kurmak fire out v.
Phrases
az ve öz olarak in brief adv.
az ve öz olarak in short adv.
az ve öz olarak in a word adv.
öz (uz) olsun small is beautiful expr.
az ama öz concise yet complete expr.
az ama öz short but to the point expr.
az ve öz short but to the point expr.
kısa ve öz olsun keep it short but concise expr.
öz bakım bencil değildir self care isn't selfish expr.
öz bakım bencillik değildir self care isn't selfish expr.
Proverb
az konuş öz konuş still tongue makes a wise head
az olsun öz olsun keep no more cats than can catch mice
az konuş öz konuş a still tongue makes a wise head
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is more than skin deep
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is only skin deep
Colloquial
öz kız kardeş genesister n.
öz benlik lonesome n.
kısa ve öz brass-tacks adj.
kısa ve öz olarak in a nutshell expr.
Idioms
kısa ve öz short, sharp shock [brit] n.
az ama öz konuşan insan a man/woman of few words n.
az ve öz short, sharp shock [brit] n.
kendi/öz akrabası flesh and blood n.
kısa ve öz cevap answer on a postcard n.
az olsun öz olsun demek keep no more cats than can catch mice v.
birinin (öz) akrabası olmak be somebody's (own) flesh and blood v.
az ve öz olmak be short and sweet v.
kısa ve öz olmak be short and sweet v.
kısa ve öz konuşan of few words adj.
az ve öz konuşan of few words adj.
az ama öz less is more expr.
kısa ve öz brief and to the point expr.
kısa ve öz short and sweet expr.
yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a beauty is but skin deep. expr.
az ama öz short but sweet expr.
kısa ama öz short but sweet expr.
Speaking
kendi öz malım my very own expr.
öz annem my birth mother expr.
Trade/Economic
adi hisse senedi sahiplerine ait olan öz varlık common equity n.
borç/öz sermaye oranı debt/equity ratio n.
borç/öz sermaye oranı debt equity ratio n.
işletme öz denetimi enterprise self-audit n.
marka öz varlığı brand equity n.
mesleki öz yeterlilik occupational self-efficacy n.
net öz sermaye değeri net equity value n.
net öz sermaye farkı net equity variation n.
öz varlık net assets n.
öz-imaj uyumu self-image congruence n.
öz varlıklarla garanti edilmiş gerçek garantiler real guarantees secured by own assets n.
öz sermaye çarpanı equity multiplier n.
öz sermaye hesabı proprietorship account n.
öz sermaye stockholders' equity n.
öz-denetim kuruluşu self-regulatory organization n.
öz varlık net worth n.
öz sermaye yatırımı equity investment n.
öz kaynaklar own resources n.
öz varlık equity capital n.
öz sermaye equity capital n.
öz düzenleyici kuruluş self-regulatory organization n.
öz sermaye own capital n.
öz geçmiş resume n.
öz geçmiş background n.
öz sermaye finansmanı equity financing n.
öz sermaye shareholders’ equity n.
öz beceriler core competencies n.
öz sermaye owner’s equity n.
öz kaynaklar equities n.
öz sermaye yakası equity collars n.
öz kaynaklar shareholders equity n.
öz sermaye toplamı capital sum n.
öz sermaye stockholder’s equity n.
öz sermaye fonu equity funding n.
öz hisseler treasury shares n.
öz sermaye fonları equity funds n.
öz sermaye stockholder's equity n.
öz-yönetimli süper emeklilik fonu self managed superannution fund n.
öz sermaye capital stock n.
öz kaynak oranı equity capital ratio n.
öz ürün core product n.
öz sermaye değeri equity value n.
öz sermaye hesabı proprietary interest account n.
öz sermaye mülkiyeti equity ownership n.
öz sermaye proprietors' equity n.
öz sermaye proprietary interest n.
öz sermaye varantı equity warrant n.
öz sermaye owner's equity n.
pasif ve öz sermaye bilançosu statement of affairs n.
pasif toplamının öz sermayeye oranı liabilities to worth ratio n.
pasif ve öz sermayeyi gösteren bilanço statutory statement of affairs n.
şirket öz sermayesi stock holders' equity n.
varlıkların borçlarla öz sermayenin toplamına eşit olması accounting equation n.
öz varlık equity n.
işletmenin alım bedelinin firma değeri haricindeki öz varlıklarına tahsis edilen değerden fazla olması goodwill n.
şirketin borç sermayesinin öz sermayesine oranı gearing n.
borcun öz sermayeye oranı aşırı düşük olan (işletme) underleveraged adj.
borcu öz sermayesinden çok daha az olan (işletme) underleveraged adj.
Law
öz babasını öldürme suçu patricide n.
öz ad christian name n.
öz isim prenomen n.
öz isim praenomen n.
öz-temsil self-representation n.
Politics
dünyanın ve öz varlığın tamamen yok edilmesi ideali nihilism n.
çarlık rusya'sında bölgesel öz yönetim sistemine verilen ad zemstvos n.
öz kaynaklar own resources n.
öz değerlendirme self assessment n.
öz düzenleyici kuruluş self regulatory body n.
toplulukların öz kaynakları danışma komitesi advisory committee on the communities' own resources (acor) n.
öz darbe autogolpe n.
kolombiya birleşik öz savunma güçleri autodefensas unidas de colombia n.
kolombiya birleşik öz savunma kuvveti united self-defense force of colombia n.
kolombiya birleşik öz savunma grubu united self-defense group of colombia n.
Institutes
öz disiplin ve öz saygıyı geliştirmek için 1893'te irlanda'da kurulan bir kız derneği girls' brigade n.
Technical
rejeneratörle donatılmış öz ısıtmalı gaz fırını regenerative furnace n.
kabuk-öz sheath-core n.
öz değerler basic values n.
öz-belirtimli alan self-specifying field n.
öz-örgütlü program self-organizing program n.
öz-betimli alan self-describing field n.
öz direnç resistivity n.
öz bakım self-maintenance n.
öz faaliyet core business n.
öz değerler core values n.
öz iyonlaşma autoionisation n.
öz-denetim self check n.
öz-düzenlemeli kod self-demarcating code n.
öz yük own weight n.
öz iyonlaşma autoionization n.
öz indüktans self-inductance n.
öz frekans natural frequency n.
öz empedans intrinsic impedance n.
öz-kontrol self check n.
öz sınama self-test n.
öz hizmet makinesi self service machine n.
öz yük dead load n.
öz ağırlık shelf weight n.
öz değer frekans eigenfrequency n.
öz frekans eigen frequency n.
öz kavurma autogeneous roasting n.
öz salınım frekansı self-oscillation frequency n.
öz madde elementary substance n.
öz ağırlık self-weight n.
öz devinim automation n.
öz kaynaklama autogeneous welding n.
öz-öğrenimli bilgisayar self-learning computer n.
öz yük self weight n.
öz-denetim kodu self-checking code n.
öz endüktans self-inductance n.
öz güvenlik intrinsic safety n.
öz-açıklamalı alan self-describing field n.
öz ayarlama self-adjustment n.
öz-dizinleme self-indexing n.
öz indükleme self-induction n.
öz ağırlıkla sulama gravity irrigation n.
öz senkronizasyon self-synchronization n.
öz soğurma self-absorption n.
öz arayer atomu self-interstitial n.
öz kürlenme self-curing n.
öz-düzenleyici haritalar self-organizing maps n.
öz frekans eigenfrequency n.
öz kapasite self-capacitance n.
öz denetim sayısı self -checking number n.
pancar öz çürüklüğü heart rot of beets n.
reçine ekstraktlarının elektriksel öz iletkenliği electrical conductivity of resin extracts n.
sulu özütün öz direnci resistivity of aqueous extract n.
yabani öz salınım wild self oscillation n.
yüzey öz direnci surface resistivity n.
kendi öz gücüyle hareket eden locomobile adj.
öz açıklamalı self explanatory adj.
öz itişli self-propelled adj.
Computer
öz ilinti autocorrelation n.
öz işlemi own process n.
öz uyarlamalı selfadapting adj.
bilgisayar ağının kullanıcılar, uygulamalar ve ağ öz kaynakları hakkındaki verilerin bulunduğu merkezi depolama alanının yönetimi den (directory enabled networks) abrev.
Informatics
öz hizmet makinesi self service machine n.
öz sınama self test n.
öz ilinti autocorrelation n.
öz altküme proper subset n.
öz uyarmalı motor self-excited machine n.
öz sağlama self check n.
öz açıklamalı self explanatory adj.
Telecom
öz değer attribute n.
Electric
anot akımı öz eğrisi anode current characteristic n.
öz-indüklenme electromagnetic induction n.
öz empedans characteristic impedance n.
Mechanic
öz çap core diameter n.
Construction
öz yayınım self diffusion n.
Woodworking
öz odun truewood [australia] n.
öz kerestesi duramen n.
öz kerestesi heartwood n.
öz kerestesi heart n.
(kereste veya kaplama tahtasında) testere ile öz ışınlardan keserek oluşturulan şekil flake n.
reçineli öz odun ile dolu olan rich adj.
Dyeing
bakkam ağacı öz odunundan elde edilen ve kumaşın mor veya yoğun siyaha boyanması için kullanılan bir boya logwood n.
Automotive
öz indüktans self-inductance n.
öz sınama self-test n.
Marine
öz devinimli dalga ölçer servo-type wave gage n.
Medical
besleyici öz papablast n.
dr edward bach tarafından geliştirilen homeopatik ilkelere dayanan tedavide kullanılan 38 yabani çiçekten elde edilen öz bach flower essences n.
kauçuk türü bitkilerin öz suyu latex n.
öz bakım becerisi self-care ability n.
öz bağışıklık autoimmunisation n.
öz bağışıklık self-immunity n.
öz bakım self care n.
öz-bakım becerisi ölçeği self-care ability scale n.
öz geçmiş autobiography n.
öz bağışıklık autoimmunization n.
öz algı self perception n.
öz saygıda azalma decreased self-esteem n.
öz-bakım gücü self-care agency n.
öz-kaynaklı autologous adj.
Anatomy
parankima hücrelerinin ışın halinde yayılan şeritlerinden oluşup öz ile kabuğu birbirine bağlayan primer doku medullary ray n.
Psychology
algılanan öz denetim ölçeği perceived self-control scale n.
gerçek öz real self n.
güncel öz actual self n.
ideal öz ideal self n.
içsel öz-yardımcı inner self-helper n.
öz-alıcı autoreceptor n.
öz-uyarım self-stimulation n.
öz-ayrımsama teorisi self-awareness theory n.
öz-saygı self-esteem n.
öz-denetim self-control n.
öz-konuşma self-talk n.
öz motivasyon self-motivation n.
öz-referans self-reference n.
öz-olumlama teorisi self-affirmation theory n.
öz-imaj self-image n.
öz-güncelleme self-actualisation n.
öz farkındalığı olan bireyler self-realized individuals n.
öz-yeterlik self-efficacy n.
öz sevgi self-compassion n.
öz merhamet self-compassion n.
öz anlayış self-compassion n.
öz-disiplin self-discipline n.
öz-ayrımsama self-awareness n.
öz-düzenleme self-regulation n.
öz şefkatli farkındalık mindful self-compassion n.
öz-referanslama etkisi self-referencing effect n.
öz saygı self esteem n.
öz-sunum self-presentation n.
öz-teori self-theory n.
öz-olumlama self-affirmation n.
öz-saygı tehdidi modeli threat-to-self-esteem model n.
öz-bilinç self-consciousness n.