Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
parlamak
Bedeutungen von dem Begriff
"parlamak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 68 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Common Usage
1
Common Usage
parlamak
shine
v.
General
2
General
parlamak
blow
v.
3
General
parlamak
glow
v.
4
General
parlamak
flame up
v.
5
General
parlamak
brighten
v.
6
General
parlamak
light up
v.
7
General
parlamak
flash
v.
8
General
parlamak
beam
v.
9
General
parlamak
glisten
v.
10
General
parlamak
gleam
v.
11
General
parlamak
coruscate
v.
12
General
parlamak
gloss
v.
13
General
parlamak
glitter
v.
14
General
parlamak
lighten
v.
15
General
parlamak
glint
v.
16
General
parlamak
shone
v.
17
General
parlamak
kindle
v.
18
General
parlamak
shine out
v.
19
General
parlamak
twinkle
v.
20
General
parlamak
flame
v.
21
General
parlamak
blaze
v.
22
General
parlamak
polish
v.
23
General
parlamak
flare up
v.
24
General
parlamak
acquire influence
v.
25
General
parlamak
fire
v.
26
General
parlamak
blink
v.
27
General
parlamak
loose off at
v.
28
General
parlamak
gild
v.
29
General
parlamak
sparkle
v.
30
General
parlamak
fulminate
v.
31
General
parlamak
smile
v.
32
General
parlamak
flare
v.
33
General
parlamak
glare
v.
34
General
parlamak
glitter with
v.
35
General
parlamak
shine
v.
36
General
parlamak
adjust
v.
37
General
parlamak
deflagrate
v.
38
General
parlamak
lamp
v.
39
General
parlamak
beacon
v.
40
General
parlamak
leme
v.
41
General
parlamak
leeme
v.
42
General
parlamak
blenk
v.
43
General
parlamak
bloom
v.
44
General
parlamak
low [scotland]
v.
45
General
parlamak
burn
v.
46
General
parlamak
gleen [obsolete]
v.
47
General
parlamak
glister
v.
48
General
parlamak
ignite
v.
49
General
parlamak
illuminate
v.
50
General
parlamak
inflame
v.
51
General
parlamak
dazzle
v.
52
General
parlamak
outflash
v.
53
General
parlamak
outshine [rare]
v.
54
General
parlamak
scour
v.
55
General
parlamak
shaft
v.
56
General
parlamak
foulder [obsolete]
v.
57
General
parlamak
slicken
v.
58
General
parlamak
spangle
v.
59
General
parlamak
sun
v.
Phrasals
60
Phrasals
parlamak
glow up
v.
61
Phrasals
parlamak
flash out
v.
Technical
62
Technical
parlamak
shine
v.
63
Technical
parlamak
sheen
v.
64
Technical
parlamak
blaze
v.
65
Technical
parlamak
glaze
v.
Lighting
66
Lighting
parlamak
rutilate
v.
Automotive
67
Automotive
parlamak
flare
v.
Archaic
68
Archaic
parlamak
glory
v.
Bedeutungen, die der Begriff
"parlamak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 121 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
yıldızı parlamak
boom
v.
2
General
göz kamaştıracak bir şekilde parlamak
glare
v.
3
General
titreyerek parlamak
wink
v.
4
General
yıldızı parlamak
flash
v.
5
General
öfkeyle parlamak
blaze
v.
6
General
yıldızı parlamak
blaze
v.
7
General
gözleri parlamak
beam
v.
8
General
titrek parlamak
twinkle
v.
9
General
parlamak (alev)
blaze
v.
10
General
titreşerek parlamak
blink
v.
11
General
yüzü sevinçle parlamak
beam
v.
12
General
gözleri parlamak
eyes be bright with desire
v.
13
General
parlamak (alev)
shoot up
v.
14
General
parlamak (kor)
glow
v.
15
General
biteviye sönüp parlamak (ışık)
wink
v.
16
General
parıl parıl parlamak
shine brightly
v.
17
General
birden parlamak
blaze up
v.
18
General
yıldızı parlamak
flourish
v.
19
General
kor gibi parlamak
glow
v.
20
General
yıldızı parlamak
be lucky
v.
21
General
parlamak (göz)
snap
v.
22
General
parlamak (gözler)
twinkle
v.
23
General
parlamak (yüzü)
beam
v.
24
General
daha çok parlamak
outshine
v.
25
General
gözleri parlamak
beam on somebody
v.
26
General
gözleri parlamak
(one's eye) to light up
v.
27
General
gözleri parlamak
(one's eye) to spark
v.
28
General
gözleri parlamak
(one's eye) to glow
v.
29
General
gözleri parlamak
(one's eye) to shine
v.
30
General
gözleri parlamak
(one's eye) to smoulder
v.
31
General
(kor) parlamak
glow
v.
32
General
birden parlamak
flash
v.
33
General
-den daha fazla parlamak
outshine
v.
34
General
pırıl pırıl parlamak
glitter with
v.
35
General
aniden parlamak
flare up
v.
36
General
saman alevi gibi parlamak
flare up
v.
37
General
(kısa sürede) yıldızı parlamak
become an instant success
v.
38
General
(kısa sürede) yıldızı parlamak
become a shining star
v.
39
General
parlamak (öfke ile)
snap
v.
40
General
yeniden parlamak
reflourish
v.
41
General
kesik kesik parlamak
winkle
v.
42
General
belli belirsiz parlamak
blink
v.
43
General
loş bir şekilde parlamak
blink
v.
44
General
sıcaklıkla parlamak
bloom
v.
45
General
sıcak bir renkle parlamak
bloom
v.
46
General
sürekli parlak ışınımlar yaparak parlamak
glance
v.
47
General
kısa süreliğine parlamak
gleam
v.
48
General
görünüşü ve çekiciliğiyle parlamak
glitz (up)
v.
49
General
fazla parlamak
overshine
v.
50
General
daha çok parlamak
overshine
v.
51
General
(ışık) bir şeyin içinden parlamak
pierce
v.
52
General
arasında parlamak
intermicate
v.
53
General
aniden parlamak
flame
v.
54
General
(gözler) tutku ve canlılıkla parlamak
flash
v.
55
General
(önemli biri) yaşadığı dönemde yıldızı parlamak
floruit
v.
56
General
daha çok parlamak
outflash
v.
57
General
daha çok parlamak
outglare
v.
58
General
daha çok parlamak
outsparkle
v.
59
General
pırıl pırıl parlamak
beat
v.
60
General
üzerine parlamak
sun
v.
Phrasals
61
Phrasals
arasından/içinden parlamak
shine through
v.
62
Phrasals
ile parlamak/ışıldamak
sparkle with something
v.
63
Phrasals
parlamak (ateş ile)
glow with something
v.
64
Phrasals
birinden/bir şeyden bir konuda daha çok parlamak
exceed someone or something in something
v.
65
Phrasals
bir şeyle parlamak
glint with something
v.
66
Phrasals
bir şeyle parlamak
glisten with something
v.
67
Phrasals
gözü parlamak
glitter with something
v.
68
Phrasals
yıldızı parlamak
glow up
v.
69
Phrasals
-in üstünde ışıl ışıl parlamak
blaze down
v.
70
Phrasals
(bir şeye) parlamak
bristle at (something)
v.
71
Phrasals
(bir konuda) daha çok parlamak
exceed in
v.
72
Phrasals
birine parlamak
flash on someone
v.
73
Phrasals
bir anda parlamak
flash up
v.
74
Phrasals
üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down
v.
75
Phrasals
üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on
v.
76
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on (someone or something)
v.
77
Phrasals
gözleri parlamak
glaze up
v.
78
Phrasals
(birine/bir şeye) bir anda parlamak/patlamak
lash out against (someone or something)
v.
79
Phrasals
(birine/bir şeye) bir anda parlamak/patlamak
lash out at (someone or something)
v.
80
Phrasals
ile parlamak/ışıldamak
sparkle with
v.
81
Phrasals
gözleri (bir şeyle) parlamak
twinkle with (something)
v.
Colloquial
82
Colloquial
bir konuda (birinden/bir şeyden) daha fazla parlamak
have (got) it over (someone or something)
v.
83
Colloquial
'-den daha fazla parlamak
have it over
v.
Idioms
84
Idioms
yıldızı parlamak
be in the ascendent
v.
85
Idioms
yıldızı parlamak
(one's) star is rising
v.
86
Idioms
gözleri parlamak/parıldamak
(one's) eyes are out on stalks
v.
87
Idioms
(sinirle) parlamak
get off (one's) bike [australia/ireland/new zealand]
v.
88
Idioms
(sinirle) parlamak
get off your bike [australia/ireland/new zealand]
v.
89
Idioms
(üstünde) ışıl ışıl parlamak
blaze down on (someone or something)
v.
90
Idioms
gözleri gururla parlamak
beam with pride
v.
91
Idioms
gözleri ışıldamak/parlamak
get a twinkle in (one's) eye
v.
92
Idioms
gözleri parlamak
flash with
v.
93
Idioms
yıldızı parlamak
rise in the world
v.
94
Idioms
yıldız gibi parlamak
shine as a star
v.
95
Idioms
yıldız gibi parlamak
shine like a star
v.
96
Idioms
yıldızı parlamak
be in the ascendant
v.
97
Idioms
gözleri (bir hisle) parlamak
flash with (an emotion)
v.
98
Idioms
gözleri sinirle parlamak
flash with anger
v.
99
Idioms
gözleri şevkle parlamak
flash with eagerness
v.
100
Idioms
bir anda parlamak (ve sönmek)
rise like a rocket (and fall like a stick)
v.
101
Idioms
yıldızı bir anda parlamak (ve kısa sürede sönmek)
rise like a rocket (and fall like a stick)
v.
102
Idioms
hemen parlamak
be on a short fuse
v.
103
Idioms
hemen parlamak
have a short fuse
v.
104
Idioms
birden parlamak
bristle with anger
v.
105
Idioms
birden parlamak
bristle with indignation
v.
106
Idioms
birden parlamak
bristle with rage
v.
107
Idioms
ile parlamak
glint with
v.
108
Idioms
parlamak (ateş ile)
glow with
v.
109
Idioms
hemen parlamak
have (got) a short fuse
v.
110
Idioms
(bir konuda(birinden/bir şeyden) daha fazla parlamak
have (got) it over (someone or something) in (something)
v.
111
Idioms
yıldızı parlamak
rise (up) in the world
v.
112
Idioms
bir anda parlamak
rise like a rocket
v.
113
Idioms
eğik açı ile parlamak
cut one's eye
v.
Technical
114
Technical
(metal) soğuyup katılaşırken aniden parlamak
recalesce
v.
115
Technical
fosforlu gibi parlamak ya da parıldamak
phosphoresce
v.
Agriculture
116
Agriculture
toprak ile temas halindeyken parlamak
scour
v.
Archaic
117
Archaic
hafifçe parlamak
glimpse
v.
118
Archaic
daha çok parlamak
dazzle (out)
v.
119
Archaic
daha çok parlamak
dazzle (down)
v.
120
Archaic
daha çok parlamak
dazzle (out)
v.
Slang
121
Slang
birine parlamak
flash on
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of parlamak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy