Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Sentences
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Hide
Details
Clear
History :
bilirubin düzeyinin yükselmesi
History
English
Turkish
1
applied
pratik
adj.
It is not enough to talk about joined-up Community policies; this principle also needs to be
applied
in practice.
Birleştirilmiş Topluluk politikalarından bahsetmek yeterli değildir; bu ilkenin
pratikte
de uygulanması gerekir.
The Structural Funds regulation is an important tool, but it needs to be
applied
correctly in practice.
Yapısal Fonlar yönetmeliği önemli bir araçtır, ancak
pratikte
doğru bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
The Structural Funds regulation is an important tool, but it needs to be
applied
correctly in practice.
Yapısal Fonlar yönetmeliği önemli bir araçtır ancak
pratikte
doğru bir şekilde uygulanması gerekmektedir.
Clearly, these could be
applied
in practice out in the real world.
Açıkçası bunlar gerçek dünyada
pratik
olarak uygulanabilir.
I think it is something that cannot be practically
applied
or monitored.
Bunun
pratikte
uygulanamayacak ya da izlenemeyecek bir şey olduğunu düşünüyorum.
Show More (2)
2
applied
uygulanmakta olan
adj.
Self-regulation, as is now being
applied
on a large scale, appears to be a very handy instrument.
Şu anda büyük ölçekte
uygulanmakta olan
öz düzenleme, çok kullanışlı bir araç olarak görünmektedir.
Self-regulation, as is now being
applied
on a large scale, appears to be a very handy instrument.
Şu anda büyük ölçekte
uygulanmakta olan
öz düzenleme çok kullanışlı bir araç gibi görünmektedir.
Show More (-1)