british - English Turkish Sentences
English Turkish
british ingiliz n.
  • The private remarks of the British Ambassador in Tel Aviv have been reported in the Israeli media.
  • Tel Aviv'deki İngiliz Büyükelçisinin özel açıklamaları İsrail medyasında yer almıştır.
  • Might I be permitted to raise a very important issue for the British MEPs coming to Strasbourg?
  • Strazburg'a gelen İngiliz Parlamenterler için çok önemli bir konuyu gündeme getirmeme izin verir misiniz?
  • I welcome foreign minister de Palacio's support yesterday for the British and American position.
  • Dışişleri Bakanı de Palacio'nun dün İngiliz ve Amerikan tutumunu desteklemesini memnuniyetle karşılıyorum.
Show More (89)
british britanyalı adj.
  • Anyone who is English or British or follows cricket knows what a scoreboard is.
  • İngiliz ya da Britanyalı olan ya da kriketi takip eden herkes skor tabelasının ne olduğunu bilir.
  • British Airways stayed in Northern Ireland and stood by its staff through bombs and bullets.
  • British Airways Kuzey İrlanda'da kaldı ve bombalar ve kurşunlar arasında personelinin yanında durdu.
  • I am quoting the British Medical Journal of 23 November 2002.
  • British Medical Journal'ın 23 Kasım 2002 tarihli sayısından alıntı yapıyorum.
Show More (4)
british ingiliz halkı n.
  • I can tell this House that 80% of the British public agrees.
  • Bu Meclise İngiliz halkının %80'inin aynı fikirde olduğunu söyleyebilirim.
Show More (-2)