casual - English Turkish Sentences
English Turkish
casual rahat (giysi) adj.
  • It is remarkable how casual we in Europe sometimes are about food.
  • Avrupa'da yemek konusunda bazen ne kadar rahat olduğumuz dikkat çekicidir.
  • We like to be casual.
  • Rahat olmayı severiz.
  • Tom is trying to act casual.
  • Tom rahat davranmaya çalışıyor.
Show More (9)
casual sıradan adj.
  • It is not just a question of a casual street brawl but orchestrated violence and intimidation over a sustained period.
  • Bu sadece sıradan bir sokak kavgası meselesi değil, uzun bir süre boyunca planlanmış şiddet ve gözdağı meselesidir.
  • A casual remark can hurt someone.
  • Sıradan bir söz birini incitebilir.
  • Tom tried to sound casual.
  • Tom sıradan görünmeye başladı.
Show More (7)
casual gündelik adj.
  • We do not want second-class jobs or deskilled casual work, as you are proposing.
  • Sizin önerdiğiniz gibi ikinci sınıf işler ya da masa başı gündelik işler istemiyoruz.
  • What is the difference between a causal relationship and a casual relationship?
  • Nedensel ilişkiyle gündelik ilişki arasındaki fark nedir?
  • Tom is in casual clothes.
  • Tom gündelik elbiselerinin içinde.
Show More (0)
casual uzaktan (yakın olmayan) adj.
  • They're casual acquaintances.
  • Uzaktan tanışıyorlar.
Show More (-2)
casual gündelik giysi n.
  • Tom was dressed in casual clothing.
  • Tom gündelik giysiler giyinmişti.
Show More (-2)
casual rastlantısal adj.
  • What is the difference between a causal relationship and a casual relationship?
  • Nedensel bir ilişki ile rastlantısal bir ilişki arasındaki fark nedir?
Show More (-2)