foreign - English Turkish Sentences
English Turkish
foreign yabancı adj.
  • They'm even going to throw in they folks up to Gloucestershire and other foreign parts.
  • Hatta Gloucestershire ve diğer yabancı bölgelerdeki insanları da işin içine katacaklar.
  • In return, we provide over a quarter of foreign investment in Canada.
  • Buna karşılık Kanada'daki yabancı yatırımların dörtte birinden fazlasını biz sağlıyoruz.
  • It is also crucial that Turkey improves its rating as a foreign investment location.
  • Türkiye'nin bir yabancı yatırım alanı olarak derecelendirme notunu arttırması da çok önemlidir.
Show More (251)
foreign dış adj.
  • The European Parliament cannot be the only parliamentary body for the common foreign and security policy.
  • Avrupa Parlamentosu, ortak dış ve güvenlik politikası için tek parlamenter organ olamaz.
  • I have already passed this information on to the Committee on Foreign Affairs.
  • Bu bilgiyi halihazırda Dış İlişkiler Komitesi'ne ilettim.
  • This common foreign and security policy has fallen to pieces once again today.
  • Bu ortak dış ve güvenlik politikası bugün bir kez daha paramparça olmuştur.
Show More (72)
foreign yurt dışı adj.
  • Cancel or postpone your foreign trips.
  • Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin ya da erteleyin.
  • Is this your first foreign trip?
  • Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?
  • Cancel or postpone your foreign trips.
  • Yurt dışı seyahatlerinizi iptal edin veya erteleyin.
Show More (1)