|
- It does not give me the right or an Irish farmer the right to pick grapes or olives in the south of Spain.
- Bu bana ya da İrlandalı bir çiftçiye İspanya'nın güneyinde üzüm ya da zeytin toplama hakkı vermez.
- I want a martini with three olives.
- Ben üç zeytinli bir martini istiyorum.
- In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasım ayında zeytinler yağ yapmak için ağaçlardan toplanır.
- In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasım ayında, zeytinler yağ yapmak için ağaçlardan toplanır.
- Tom hates olives.
- Tom zeytinden nefret eder.
- The olives are harvested in autumn.
- Zeytinler sonbaharda hasat edilir.
- Can you pass me the olives?
- Bana zeytinleri uzatır mısın?
- Can you pass me the olives?
- Bana zeytinleri verir misin?
- Russian salad is made with potatoes, olives, tuna, and other vegetables.
- Rus salatası patates, zeytin, ton balığı ve diğer sebzelerle yapılır.
- Can I have some anchovies with olives?
- Biraz zeytinli ançüez alabilir miyim?
- You like olives, don't you?
- Zeytinleri seversin, değil mi?
- I like every type of olives.
- Zeytinin her çeşidini severim.
- I want a martini with three olives.
- Üç zeytinli bir martini istiyorum.
- The olives are harvested in autumn.
- Zeytinler sonbaharda toplanır.
- Oil is extracted from olives.
- Zeytinlerden yağ çıkarılır.
- I'm very fond of olives.
- Zeytine çok düşkünüm.
- You like olives, don't you?
- Zeytini seviyorsun, değil mi?
- I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamıyorum.
- These olives are not in the market.
- Bu zeytinler markette yok.
- Oil is extracted from olives.
- Yağ, zeytinden elde edilir.
- I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
- Can I sample the olives?
- Zeytinin tadına bakabilir miyim?
- I don't harvest your olives.
- Zeytinlerinizi hasat etmiyorum.
- Tom hates olives.
- Tom zeytinden nefret ediyor.
- The olives are harvested in the fall.
- Zeytinler sonbaharda hasat edilir.
- I don't harvest your olives.
- Senin zeytinlerini toplamam.
- I'm very fond of olives.
- Zeytini çok severim.
- These olives are not in the market.
- Bu zeytinler markette satılmıyor.
Show More (25)
|