paddle - English Turkish Sentences
English Turkish
paddle kürek çekmek v.
  • Tom tried paddling his canoe upstream.
  • Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeye çalıştı.
  • Tom tried paddling his canoe upstream.
  • Tom kanosuyla akıntıya karşı kürek çekmeyi denedi.
  • Tom and Mary were paddling a canoe down the river the last time I saw them.
  • Tom ve Mary onları son gördüğümde nehrin aşağısına doğru bir kanoda kürek çekiyorlardı.
Show More (1)
paddle raket (masatenisi için) n.
  • Tom can't remember which ping-pong paddle is his.
  • Tom hangi ping-pong raketinin kendisine ait olduğunu hatırlayamıyor.
  • Tom can't remember which ping-pong paddle is his.
  • Tom hangi ping-pong raketinin onunki olduğunu hatırlayamıyor.
Show More (-1)
paddle kano kullanmak v.
  • Tom and Mary paddled their canoe along the shoreline, looking of a place to camp.
  • Tom ve Mary kamp yapacak bir yer arayarak sahil boyunca kanolarını kullandılar.
Show More (-2)