proactive - English Turkish Sentences
English Turkish
proactive proaktif adj.
  • A proactive approach to parenting makes children more dependent.
  • Ebeveynliğe proaktif bir yaklaşım, çocukları daha bağımlı hale getirir.
  • All of us need to be much more positive and proactive in this regard.
  • Bu konuda hepimizin çok daha olumlu ve proaktif olması gerekiyor.
  • Thank God, however, this liberal and proactive policy has borne fruit.
  • Ancak Tanrı'ya şükür, bu liberal ve proaktif politika meyvelerini verdi.
Show More (30)