slippery - English Turkish Sentences
English Turkish
slippery kaygan adj.
  • Watch out! The road is slippery.
  • Dikkat et! Yol kaygan.
  • If we fail to address it, we shall find ourselves on a very slippery slope.
  • Eğer bu konuyu ele almazsak, kendimizi çok kaygan bir zeminde bulacağız.
  • With this proposal, you are travelling down a very slippery slope.
  • Bu öneriyle çok kaygan bir zeminde ilerliyorsunuz.
Show More (43)
slippery kaypak adj.
  • Everybody thinks that he is a slippery co-worker.
  • Herkes onun kaypak bir iş arkadaşı olduğunu düşünüyor.
  • The politician is as slippery as an eel!
  • O politikacı çok kaypak!
  • Tom is slippery as an eel.
  • Tom bir yılan balığı kadar kaypaktır.
Show More (0)
slippery belirsiz adj.
  • His ideas sounded quite slippery to me.
  • Fikirleri bana oldukça belirsiz geldi.
Show More (-2)