önceden belirlenmiş - Turkish English Dictionary
History

önceden belirlenmiş



Meanings of "önceden belirlenmiş" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
önceden belirlenmiş predetermined adj.
önceden belirlenmiş prespecified adj.
önceden belirlenmiş foregone adj.
önceden belirlenmiş cut-and-dried adj.
önceden belirlenmiş preestablished adj.
önceden belirlenmiş fateful adj.
önceden belirlenmiş preordained adj.
Computer
önceden belirlenmiş preset adj.
Informatics
önceden belirlenmiş preset adj.
Archaic
önceden belirlenmiş predevote adj.

Meanings of "önceden belirlenmiş" with other terms in English Turkish Dictionary : 56 result(s)

Turkish English
General
önceden belirlenmiş sonuç fix n.
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama living up to n.
önceden belirlenmiş tarih predetermined time n.
önceden programlanmış/belirlenmiş randevu sistemi pre-scheduled appointment system n.
bir makamda çalışmaya müsaade edilen, önceden belirlenmiş hizmet süresi term limit n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer mail drop n.
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer maildrop n.
bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi mark n.
her şeyin kaderle önceden belirlenmiş olduğunu savunan doktrin fatalism n.
önceden belirlenmiş amaç predetermination n.
önceden yazılmış/belirlenmiş (kader) preordained adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili instalment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan instalment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren instalment adj.
(kader) önceden belirlenmiş preordinate [obsolete] adj.
önceden belirlenmiş/belirli bir süre sonrasında beyond a predetermined period adv.
Idioms
belirli/önceden belirlenmiş bir düzen alınarak yapılan savaş a pitched battle n.
önceden belirlenmiş bir fiyat a set price n.
Trade/Economic
piyasa fiyatı önceden belirlenmiş bir düzeye ulaştığında piyasaya yavaş yavaş sunulan devlet tahvili tap n.
önceden belirlenmiş asgari fiyat reserved price n.
önceden belirlenmiş fiyattan hisse alma hakkı share call options n.
önceden belirlenmiş masraf predetermined cost n.
önceden belirlenmiş maliyet predetermined cost n.
önceden belirlenmiş fiyattan satınalma hakkı call options n.
vadesinden önce bir varlığın önceden belirlenmiş bir fiyattan satılması put option n.
önceden belirlenmiş satış hedefini geçen satış temsilcisine verilen prim sales incentive n.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili installment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan installment adj.
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren installment adj.
Law
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence n.
Technical
dünya yüzeyinde önceden belirlenmiş bir nokta checkpoint n.
önceden belirlenmiş bir değere ayarlanabilen tork sınırlama mekanizmasına sahip somun anahtarı torque spanner n.
önceden belirlenmiş yük proofload n.
Computer
önceden belirlenmiş gradyan preset gradient n.
önceden belirlenmiş doku preset texture n.
önceden belirlenmiş parametre preset parameter n.
önceden belirlenmiş kenar boşluklarına uygun olması için satır sonundaki kelimenin otomatik bölünmesi word wrapping n.
Informatics
önceden belirlenmiş parametre preset parameter n.
önceden belirlenmiş özelliklere göre bilgiyi düzenleme data formatting n.
Telecom
önceden belirlenmiş kanal default channel n.
Electric
sadece önceden belirlenmiş yükseklikteki gerilimin geçmesine izin veren bir elektrik devresinden oluşan bir cihaz kicksorter n.
Railway
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme development n.
Aeronautic
önceden belirlenmiş bir eksen üzerinde uçan bir uçağın açısal hızını ölçen alet turn meter n.
Biology
önceden belirlenmiş eksenlere sahip olmayan isotropic adj.
Social Sciences
kültürün dış etkileşim yerine önceden belirlenmiş iç etkenlere göre belirli bir yönde çeşitlenmesi orthogenesis n.
Religious
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni ceremonial n.
Military
yalnızca iki veya daha fazla farklı etkinin aynı anda veya önceden belirlenmiş bir sırayla gerçekleşmesiyle patlamak üzere tasarlanmış bir mayın combined influence mine n.
üzerinde önceden belirlenmiş slot time adj.
Hunting
önceden belirlenmiş hedeflere nişan almak engage pre-selected v.
Sport
yarış atları için önceden belirlenmiş fikstür race meeting n.
galibi önceden belirlenmiş spor müsabakası hippodrome n.
(boks) sonucu önceden belirlenmiş maçta yalandan nakavt olma dive n.
buz pateninde önceden belirlenmiş bir düzende yürütülen ve şampiyona yarışmasına ait aşamalı bir dizi temel artistik patinaj hareketlerinden her biri school figure n.
akışı önceden belirlenmiş profesyonel güreş yarışması gösterisi smackdown n.
kazananı önceden belirlenmiş bir spor müsabakası düzenlemek hippodrome v.
kazananı önceden belirlenmiş rigged adj.