ülser - Turkish English Dictionary
History

ülser



Meanings of "ülser" in English Turkish Dictionary : 7 result(s)

Turkish English
Common Usage
ülser ulcer n.
General
ülser peptic ulcer n.
ülser mormal n.
ülser fret [obsolete] n.
Medical
ülser ulcer n.
ülser fester n.
Pathology
ülser decubitus n.

Meanings of "ülser" with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)

Turkish English
General
eskiden apse veya ülser üzerine konan küçük yuvarlak nesne issue pea n.
ülser olmak ulcerate v.
ülser etmek ulcerate v.
granülasyon dokusu geliştirmek (yara, ülser) granulate v.
ülser oluşturmak fester v.
ülser türünden ulcerous adj.
Medical
açık ülser open ulcer n.
aftöz ülser canker sore n.
aftöz ülser aphthous stomatitis n.
aftöz ülser aphthous ulcer n.
aftöz ülser sutton's disease n.
anti-ülser ajanlar anti-ulcer agents n.
deride ülser skin ulceration n.
dekibüt ülser decubitus ulcer n.
dirençli venöz ülser refractory venous ulcer n.
duodenal ülser duodenal ulcer n.
ekstragenital ülser extragenital ulcer n.
geç ülser evresi late ulcer stage n.
inflamasyona bağlı olarak kolon mukozasında ülser oluşması ulcerative colitis n.
kazeöz ülser caseating ulcer n.
nüks peptik ülser recurrent peptic ulcer n.
özofajiyal ülser esophageal ulcer n.
peptik ülser kanaması peptic ulcer bleeding n.
peptik ülser peptic ulcer n.
peptik ülser peptic ulceration n.
peptik ülser perforasyonu peptic ulcer perforation n.
peptik ülser kanaması peptic ulcer hemorrhage n.
ülser benzeri semptomlar ulcer like symptoms n.
ülser benzeri dispepsi ulcer like dyspepsia n.
ülser hastası ulcer patient n.
ülser benzeri dispepsinin ayırıcı tanısı differential diagnosis of ulcer like dyspepsia n.
venöz ülser venous ulcer n.
venöz ülser yarası venous ulcer wound n.
yapay ülser exutory [dated] n.
ülser kaynaklı lezyonları onarma helcoplasty n.
ülser kaynaklı lezyonları onarma işlemi helcoplasty n.
çıban, ülser ve diğer ağrılı yaralar ile nitelenen durum botch n.
organın duvarı boyunca görülen ülser perforated ulcer n.
iltihaplı ülser sore n.
ülser olmak ulcer v.
ülser olmak exulcerate v.
ülser özelliğinde olan ulcerative adj.
Dentistry
aftoz ülser aphtous ulcers n.
Pathology
fajedenik ülser phagedenic ulcer n.
nasırlı ülser callous ulcer n.
peptik ülser peptic n.
hafif ülser ulcuscle n.
kol veya bacağın etli kısmında görülen bir tür ülser issue n.
hızla yayılan doku tahrip edici bir ülser türü phagedaena n.
hızla yayılan doku tahrip edici bir ülser türü phagedena n.
ülser olabilir ulcerable adj.
ülser edebilir ulcerable adj.
Pharmaceutics
ülser ve reflü tedavisinde kullanılan histamin reseptörü antagonisti ilaç ranitidine n.
mide asidi üretimini engelleyen, ülser ve reflü tedavisinde kullanılan bir ilaç nizatidine n.
halk arasında kanserli ülser tedavisinde ilaç olarak kullanılan euphorbia heterodoxa bitkisinin sütlü özü alveloz n.
halk arasında kanserli ülser tedavisinde ilaç olarak kullanılan euphorbia heterodoxa bitkisinin sütlü özü alvelos n.
peptik ülser, gastrit ve özofagus reflü tedavisinde kullanılan bir ilaç markası zantac® n.
peptik ülser, gastrit ve özofagus reflü tedavisinde kullanılan bir ilaç ranitidine n.
peptik ülser tedavisinde kullanılan antikolinerjik bir ilaç markası daricon® n.
peptik ülser tedavisinde kullanılan antikolinerjik bir ilaç oxyphencyclimine n.
mide asidi salgısını baskılayıp duodenal ve gastrik ülser ve gastroözofageal reflü hastalığı tedavisinde kullanılan bir proton pompa inhibitörü ilacı omeprazole n.
peptik ülser tedavisinde kullanılan antikolinerjik bir ilaç oxyphencyclimine n.
peptik ülser tedavisinde kullanılan tablet formda bir ilaç sucralfate n.
Dermatology
tropikal ülser jungle rot n.
Veterinary
at toynağı üstünde ülser crapaudine n.
Gastronomy
ülser beslenme ulcer diet n.
ülser diyeti ulcer diet n.
Marine Biology
ülser hastalığı ulcer disease n.
Archaic
kötücül ülser wolf n.
habis ülser wolf n.