açılı - Turkish English Dictionary
History

açılı



Meanings of "açılı" in English Turkish Dictionary : 13 result(s)

Turkish English
Common Usage
açılı angular adj.
General
açılı doglegged adj.
açılı angled adj.
açılı oblique adj.
açılı skeef adj.
açılı squint adj.
Technical
açılı angled adj.
açılı angulated adj.
Telecom
açılı off-nadir adj.
Textile
açılı angular adj.
Geometry
açılı angulate adj.
açılı angulose adj.
açılı angulous adj.

Meanings of "açılı" with other terms in English Turkish Dictionary : 307 result(s)

Turkish English
General
dik açılı yansıma specular reflection n.
açılı parantez angle brackets n.
kayakçının geniş açılı dönüş yapmasına olanak tanıyan bir dönüş şekli telemark n.
açılı olma angularity n.
oniki açılı şekil dodecagon n.
üst satıra aktarılan ve önünde sol açılı ayraç olan satır sonu hookup n.
açılı kenar square [obsolete] n.
dış bölgesi açılı bir kale düzeni star fort n.
açılı olmak angle v.
açılı hale getirmek inflex v.
dik açılı square adj.
dört açılı tetragonal adj.
eş açılı pentangular adj.
iki dik açılı birectangular adj.
dik açılı right adj.
dik açılı normal adj.
çok açılı multangular adj.
dik açılı rectangular adj.
altı açılı sexangular adj.
geniş açılı (mercek) wide-angle adj.
on açılı decangular adj.
üç açılı trigonous adj.
dar açılı tight-angle adj.
eşit açılı equiangled [obsolete] adj.
eğik açılı biassed adj.
karşılıklı eş açılı mutually equiangular adj.
karşılıklı eşit açılı mutually equiangular adj.
karşılıklı eş açılı mutually equilateral adj.
karşılıklı eşit açılı mutually equilateral adj.
eğik açılı oblique-angled adj.
yatık açılı oblique-angled adj.
geniş açılı obtusangular adj.
bir şeye açılı şekilde yerleştirilen offset adj.
iki açılı digonous adj.
dik açılı orthometric adj.
dört açılı four-cornered adj.
eğik açılı slanty adj.
sağ açılı on the square adj.
dik açılı on the square adj.
doğru açılı on the square adj.
neredeyse beş açılı subpentangular adj.
yaklaşık beş açılı subpentangular adj.
dik açılı at right angles adv.
açılı bir biçimde angularly adv.
eğik açılı bir şekilde obliquely adv.
açılı şekilde skeef adv.
sağ açılı bir şekilde square adv.
sivri açılı anlamına gelen bir ön ek oxy- pref.
Phrasals
(bir şeye doğru) açılı dönmek angle off (to or toward something) v.
Colloquial
html'de kullanılan açılı ayraç wicket n.
geniş açılı panoramik lens superwide n.
Technical
dar açılı acute-angled n.
üç eş ve eşdeğer açılı eksen ile tanımlanan kristal sistemi trigonal system n.
açılı plaka angle plate n.
açılı park angle parking n.
açılı izli kontrol vanası angle pattern control valve n.
açılı valf angle valve n.
açılı bağlantı parçası angle piece n.
açılı vana angle valve n.
açılı işleme oblique machining n.
açılı (duran) kol veya cetvel gibi ölçüm aracı angular arm n.
açılı bilyeli bağlantı angle ball joint n.
açılı çarpma oblique impact n.
açılı eğme angle bending n.
açılı kesit inclined section n.
açılı kesme oblique cutting n.
açılı kontak angle contact n.
açılı kum angular sand n.
açılı parlatılmış demir halka angle-polished ferrules n.
açılı parlatılmış yüksüklerin uç yüzünün açısı end-face angle of angle-polished ferrules n.
açılı sıkma angle tightening n.
açılı son yüzey konektörü angled end-face connector n.
açılı stop valfi angle stop valve n.
açılı taşlayıcı angle grinder n.
açılı taşlayıp parlatma antique level n.
açılı termometre angle thermometer n.
altı açılı ve altı kenarlı olan bir düzlem şekil hexagon n.
çok geniş açılı mercek pantoscope n.
dar açılı tuğla end skew n.
dar açılı sınır low-angle boundary n.
dar açılı esnek saçılım small-angle elastic scattering n.
dar açılı kırınım low-angle diffraction n.
dar açılı saçılım small angle scattering n.
dar açılı üçgen acute angled triangle n.
dar açılı tane sınırı small angle grain boundary n.
dar açılı x-ışınları saçılımı small angle x-ray scattering n.
dar açılı üçgen acute triangle n.
dar açılı tane sınırı low angle grain boundary n.
dar açılı üçgen acute-angled triangle n.
dik açılı üçgen right-angled triangle n.
dik açılı tahrik angle drive n.
dik açılı sistem cartesian coordinates n.
dik açılı destek offset n.
eşit açılı kesici equalangle cutter n.
geniş açılı delikli karanlık alan algılayıcısı high-angle annular darkfield detector n.
geniş açılı mercek wide angle lens n.
geniş açılı sınır large angle bounday n.
geniş açılı mercek wide-angle lens n.
geniş açılı esnek saçılım high-angle elastic scattering n.
geniş açılı köşebentler wide flanged shapes n.
geniş açılı gelenışınlı elektron kırınımı large-angle convergent beam electron diffraction n.
geniş açılı x-ışınları saçılımı wide-angle x-ray scattering n.
geniş açılı mercek fish-eye n.
geniş açılı üçgen obtuse-angled triangle n.
geniş açılı tane sınırı large angle grain boundary n.
istikamet açılı projeksiyon azimuthal projection n.
optik cihazlarda ters yüz edilmiş görüntüleri düzeltmek için kullanılan dik açılı bir prizma erecting prism n.
sabit açılı kemer constant angle arch n.
sabit açılı kemer baraj constant angle arch dam n.
sabit açılı bükülme ölçer yöntemi fixed angle flexometer method n.
tek modlu ayarlı açılı olmayan fiber optik bağlayıcılar single-mode tuned non-angled optical fibre connectors n.
tek modlu açılı optik konektör single-mode angled optical connector n.
ters yüz edilmiş görüntüleri düzeltmek için kullanılan dik açılı bir prizma erecting prism n.
tersyüz edilmiş görüntüleri düzeltmek için kullanılan dik açılı bir prizma erecting prism n.
uç yüzü açılı konnektör angled end-face connector n.
üst satıra aktarılan ve önünde sol açılı ayraç olan satır sonu hookup n.
üst satıra aktarılan ve önünde sol açılı ayraç olan bir satır sonu hook-up n.
köşeye veya dirseğe uyacak şekilde dik açılı parça mitre n.
90 derece açılı bayrak dalgası dot n.
dik açılı eksenler right angle axes n.
açılı basamak angle step v.
dar açılı acutangular adj.
açılı hale getirilmiş angulated adj.
açılı parlatılmış angle-polished adj.
beş açılı pentagular adj.
dik açılı right-angled adj.
doğru açılı right angled adj.
çok açılı multangular adj.
dik açılı right angled adj.
dik açılı olmayan bevel adj.
dar açılı acute angled adj.
dört açılı dimetric adj.
dik açılı orthogonal adj.
dört açılı tetragonal adj.
çok açılı (kanat) polyhedral adj.
eş açılı isogonic adj.
eş açılı equiangular adj.
eş mıknatıs eğim açılı isoclinic adj.
eşit açılı equiangular adj.
iki açılı biangular adj.
sekiz açılı octagonal adj.
sekiz açılı octangular adj.
iki açılı biangulate adj.
iki açılı biangulous adj.
ters açılı undercut adj.
birbirine dik açılı üç eşit eksenden oluşan (kristal sistemi) isometric adj.
birbirine dik açılı iki dilinmeye sahip olan orthotomous adj.
Computer
açılı parantez angular bracket n.
sağ açılı ayraç right angle bracket n.
sol açılı ayraç left angle bracket n.
açılı döndür rotate by angle expr.
Informatics
açılı ayraçlar angle brackets n.
geniş açılı kamera wide-angle camera n.
geniş açılı objektif wide-angle viewer n.
Telecom
sabit zarf açılı modülasyon sistemi constant envelope angle modulation system n.
Mechanic
açılı bağlama angle iron n.
Television
dar açılı objektifle yapılan yakın televizyon çekimi tight n.
genellikle vhf-uhf frekans aralığında kullanılan, dik açılı iki yatay dipolden oluşan bir verici anten turnstile n.
genellikle vhf-uhf frekans aralığında kullanılan, dik açılı iki yatay dipolden oluşan bir verici anten turnstile antenna n.
Textile
(file yapımı) açılı gelen top davranışı angled ball behaviour n.
Architecture
ana binaya eklenen dik açılı uzantı L n.
açılı iyonya sütun başlığı angular ionic capital n.
açılı kemer triangular arch n.
(ispanyol mimarisinde) geniş görüş açılı kule, cumbalı pencere, loca veya kapalı balkon mirador n.
Construction
iki kiriş arasındaki dik açılı birleşme yerini güçlendirmek için kullanılan t şeklindeki metal plaka tee-plate n.
iki kiriş arasındaki dik açılı birleşme yerini güçlendirmek için kullanılan t şeklindeki metal plaka t-plate n.
açılı kesim inclined cut n.
sabit açılı kemer baraj constant angle arch dam n.
(şev) en yüksek eğim açılı bölüm ridge n.
en büyük açılı glasi bölümü ridge n.
Lighting
açılı ışınımölçer gonioradiometer n.
açılı ışıkölçer goniophotometer n.
geniş açılı ışıklık wide angle luminaire n.
Woodworking
fıçıyı ve tabanını oluşturan açılı ahşap çıtaların her biri laggen n.
fıçıyı ve tabanını oluşturan açılı ahşap çıtaların her biri laggin n.
Automotive
açılı taşlama makinesi angle grinder n.
açılı taşlama sehpası angle grinder support n.
açılı supap taşlama radius valve job n.
açılı frezeleme angle mill n.
açılı blok angle block n.
açılı bujili kapak angle plug head n.
açılı darbe testi oblique crash test n.
açılı keski angle-head cutter n.
açılı mafsal angle joint n.
açılı parketme angle parking n.
açılı silindir kapağı portu high approach port n.
beş derece oturma açılı çift damaklı jant advanced rim taper n.
çift damağı 5° derece oturma açılı yarım kanallı jant semi-drop center rim taper n.
pnömatik dik açılı taşlama aleti air powered right angle tool n.
ters v açılı kanat anhedral wing n.
yayvan açılı krank muylusu splayed crankpin n.
yayvan açılı yay splayed spring n.
açılı dişlilerden meydana gelen bir tür fren dişlisi pinion and crown wheel n.
açılı dişlilerden meydana gelen bir tür fren dişlisi pinion and ring gear n.
Traffic
(arabayı) hafif açılı park etmek angle-park v.
Aeronautic
eşit açılı hat isogonal n.
geniş ok açılı kanatlara sahip uçak large swept wing aircraft n.
istikamet açılı projeksiyon çizelgesi azimuthal chart n.
yon açılı projeksiyon azimuthal projection n.
dört açılı ve dört kenarlı uçak figürü quadrangle n.
bağlantı noktalarından arkaya açılı, ok biçimine benzeyen (kanat) backswept adj.
bağlantı noktalarından arkaya açılı, ok biçimine benzeyen (kanat) sweptback adj.
Marine
açılı olarak gelen oblique incident wave n.
açılı yerleri birbirine bağlayan üçgen parça bracket n.
açılı bir yelkenin iki kumaşını birleştiren eğimli dikiş yeri miter n.
açılı yelkenin iki kumaşını birbirine bağlayan eğik dikiş mitre n.
(kabasorta armalı gemi sereni) sağ açılı square adj.
(kabasorta armalı gemi/direk ve omurgaya göre) sağ açılı square adj.
(kabasorta armalı gemi/direk ve omurgaya göre) doğru açılı square adj.
(kabasorta armalı gemi/direk ve omurgaya göre) dik açılı square adj.
ufkun ilerideki çizginin her iki tarafında kırk beş derecelik açılı dört nokta içindeki kısmında on the bow adv.
Medical
dar açılı glokom acute glaucoma n.
kapalı açılı glokom acute glaucoma n.
birincil açık açılı glokom primary open-angle glaucoma n.
birincil açık açılı glokom tanılı hasta primary open-angle glaucoma patient n.
çok sayıda radyoaktif cobalt kaynağı kullanılarak yapılan çok açılı radyoterapi gamma-knife treatment unit n.
dar açılı glokom narrow-angle glaucoma n.
kapalı açılı glokom closed-angle glaucoma n.
primer açık açılı glokom primary open-angle glaucoma n.
Pathology
açık açılı glokom open-angle glaucoma n.
açık açılı glokom open-angle glaucoma n.
Food Engineering
açılı vana angle valve n.
dik açılı yansıma specular reflection n.
dik açılı rectangular adj.
Gastronomy
uçları açılı olarak kesilmiş küçük, silindir şekilli bir makarna mostaccioli n.
Math
dik açılı üçgen right triangle n.
eş açılı çokgen isogon n.
geniş açılı üçgen obtuse angled triangle n.
geniş açılı üçgen obtuse triangle n.
yedi açılı heptagonal n.
dört açılı quadrangular adj.
geniş açılı obtuse angled adj.
eş açılı isogonic adj.
eşil açılı equiangular adj.
eş açılı isogonal adj.
iki dik açılı birectangular adj.
çok açılı multiangular adj.
sekiz açılı octangle adj.
(köprü, kemer) yan açılı orta hatta sahip olan skew adj.
Geometry
geniş açılı üçgen amblygon n.
dar açılı üçgen acute triangle n.
açılı olma angulosity n.
dik açılı şekil right angle n.
dik açılı üçgen right angle n.
45 derecelik açılı iki yarıçap ve kesişen yayla çevrelenmiş alan octant n.
dar açılı üçgen oxygon n.
dik açılı üçgen orthogon n.
dik açılı unsurlar arasındaki karşıtlık ilişkisi orthogonal opposition n.
dik açılı olma orthotomy n.
dik açılı rectangled adj.
dört açılı tetragonal adj.
geniş açılı amblygonal adj.
benzer dik açılı quasi-orthogonal adj.
dar açılı acute adj.
eş açılı equangular adj.
eşit açılı equangular adj.
dik açılı kathetal adj.
dik açılı olmayan oblique adj.
dar açılı oxygonal adj.
yedi açılı septangular adj.
Statistics
dik açılı tasarım right angular design n.
genelleştirilmiş dik açılı tasarımlar generalised right angular designs n.
Physics
dik açılı iki uyumlu hareketin grafiğini oluşturmaya yarayan bir alet sympalmograph n.
Chemistry
küçük açılı x-ışını saçılma yöntemi small angle x-ray scattering method n.
monoklinik kristalde düşey eksenle dik açılı olan diyagonal veya yanal eksen orthodiagonal n.
Zoology
üç açılı boynuzları olan trigonocerous adj.
Botanic
güney afrika'nın kuru ve açık bölgelerine özgü ve dik açılı dalları olan etli bir sütleğen naboom (euphorbia ingens) n.
güney afrika'nın kuru ve açık bölgelerine özgü ve dik açılı dalları olan etli bir sütleğen cactus euphorbia n.
açılı girinti çıkıntıları olan angulo-dentate adj.
birbiriyle dik açılı olan (bitki parçaları) contrary adj.
Agriculture
açılı toprak işleme cross cultivation n.
Archaeology
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı conchoid n.
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı bulb of percussion n.
Geology
düşük eğim açılı ayrılma fayı low-angle detachment fault n.
dik açılı yarığı olan orthoclastic adj.
Military
geniş açılı yana nüfuz eden mayın sistemi wide angle side penetrating mine system n.
orta açılı alçaktan bombardıman medium-angle loft bombing n.
Hunting
üst açılı silah high-angle gun n.
Sport
açılı demir golf sopası nine iron n.
açılı demir golf sopası niblick n.
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası mashie niblick n.
vuruş açısı, 5 numaralı demir golf sopasınınki ile vuruş yüzü en çok açılı olan demir golf sopasınınki arasında olan demir uçlu golf sopası number six iron n.
(kriket) topu kale ve direkler arasından geçirmek için sopayı açılı tutarak vurmak draw v.
(krikette saha savunması) çizgiye sağ/dik açılı square adj.
Theatre
dar açılı ışın narrow-angle beam n.
orta açılı ışın medium-angle beam n.
Photography
açılı mercek conversion lens n.
dar açılı objektif narrow-angle lens n.
dar açılı lens narrow-angle lens n.
geniş açılı objektif wide angle lens n.
geniş açılı fotoğraf wide angle photograph n.
geniş açılı mercek wide-angle lens n.
geniş açılı mercek wide angle lens n.
geniş açılı lens wide angle lens n.
olağan açılı mercek normal-angle lens n.
bir çeşit geniş açılı objektif fish eye n.
ışığı geniş açılı merceğin ortasında tutmaya yarayan fotoğrafik cihaz compensator n.
geniş açılı lens fisheye lens n.
geniş açılı objektifi olan wide-angle adj.
geniş açılı objektifle yapılmış wide-angle adj.
geniş açılı lensi olan fish-eye adj.
(lens) geniş açılı fish-eye adj.
geniş açılı lens ile çekilen fish-eye adj.
Printery
düşük açılı konik rifayner low angle conical refiner n.
yüksek açılı klaflin konik rifayner high angle conical refiner n.
linotip matrisinin en üstündeki dik açılı iki çıkıntıdan biri ear n.
Entomology
mühendis kelebekleri familyasından, kanatları açılı duran bir güve large thorn (ennomos autumnaria) n.