Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | araya sıkıştırmak | shoehorn v. |
General | araya sıkıştırmak | weave v. |
General | araya sıkıştırmak | slot v. |
Phrasals | ||
Phrasals | araya sıkıştırmak | throw in v. |
Phrasals | araya sıkıştırmak | work in v. |
Phrasals | araya sıkıştırmak | get in v. |
Phrasals | araya sıkıştırmak | get in v. |
Phrasals | araya sıkıştırmak | pen in v. |
Phrasals | araya sıkıştırmak | slot in v. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | (bir şeyi) araya sıkıştırmak | squeeze v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | birbirine/bir araya sıkıştırmak | press together v. | ||
Phrasals | (birini/bir şeyi) araya sıkıştırmak | slot (someone or something) in v. | ||
Phrasals | araya bir soru sıkıştırmak | interpose something in (to) something v. | ||
Phrasals | kısıtlı/yoğun bir zamanda bir şeyi araya sıkıştırmak | work into v. | ||
Phrasals | bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak | jam together v. | ||
Phrasals | birilerini/bir şeyleri bir araya sıkıştırmak | jam someone or something together v. | ||
Phrasals | bir şeyleri bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak | jam something together v. | ||
Phrasals | birini bir şeyi araya sıkıştırmak | fit someone or something in something v. | ||
Phrasals | birini bir şeyi araya sıkıştırmak | fit someone or something into something v. | ||
Phrasals | birini bir şeyi araya sıkıştırmak | fit someone or something in v. | ||
Phrasals | bir araya/hep birlikte sıkıştırmak | squeeze together v. |