Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
at (someone)
Meanings of
"at (someone)"
in Turkish English Dictionary : 3 result(s)
Category
English
Turkish
Colloquial
1
Colloquial
at (someone)
expr.
(biriyle) kavgalı
2
Colloquial
at (someone)
expr.
(biriyle) çekişme/anlaşmazlık içerisinde
3
Colloquial
at (someone)
expr.
(birinin) tepesinde/ensesinde
Meanings of
"at (someone)"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
look daggers at someone
v.
birine öfke ile bakmak
2
General
shoot back at someone
v.
birinin ateşine karşılık vermek
3
General
look at someone askance
v.
birine yan bakmak
4
General
dig (at someone)
v.
taş atmak
5
General
direct criticism at someone
v.
eleştiriler yöneltmek
6
General
keep looking at someone every so often
v.
durup durup bakmak
7
General
stick one's tongue out at someone
v.
birine dilini çıkarmak
8
General
stick one's tongue out at someone
v.
dil çıkarmak
9
General
shout at someone
v.
birisine bağırmak
10
General
stick one's tongue out at someone
v.
dilini çıkarmak
11
General
gaze at someone in astonishment
v.
şaşkınlıkla bakmak
12
General
gaze at someone in astonishment
v.
hayretle bakmak
13
General
get at someone
v.
üstüne varmak
14
General
be mad at (someone)
v.
(birine) kızgın olmak
15
General
be surprised at someone
v.
birisine hayret etmek
16
General
flash a smile at someone
v.
birisine gülümsemek
17
General
flash a smile at someone
v.
gülücük atmak
18
General
bark something at someone
v.
bağırarak söylemek
19
General
bark something out at someone
v.
bağırarak söylemek
20
General
bark something at someone
v.
bağırıp çağırmak
21
General
bark something out at someone
v.
bağırıp çağırmak
22
General
aim a gun at someone
v.
birisine silah doğrultmak
23
General
aim a gun at someone
v.
birisine nişan almak
24
General
fling something at someone
v.
birine bir şey atmak/fırlatmak
25
General
fight back at someone
v.
birine karşı kendini savunmak
26
General
frown at someone
v.
birine kaşlarını çatmak
27
General
goggle at someone
v.
birine bakakalmak
28
General
goggle at someone
v.
birine gözlerini dikip bakmak
29
General
snap finger at someone
v.
birine parmak şıklatmak
30
General
snarl at someone
v.
birine hırlamak
31
General
growl at someone
v.
birine hırlamak
32
General
hack away at someone
v.
birini doğramak
33
General
chop at someone
v.
birini doğramak
34
General
giggle at someone
v.
birine kıkır kıkır gülmek
35
General
heave a snowball at someone
v.
birine kartopu atmak
36
General
throw something at someone
v.
birine bir şey atmak
37
General
heave something at someone
v.
birine bir şey atmak
38
General
throw a snowball at someone
v.
birine kartopu atmak
39
General
hit back at someone
v.
birine vurarak karşılık vermek
40
General
be offended at someone
v.
birine küsmek
41
General
shake one's finger at someone
v.
birine parmağını sallamak
42
General
shake one's finger at someone
v.
birine parmak sallamak
43
General
nark at someone [nz]
v.
yakınmak
44
General
nark at someone [nz]
v.
kafa ütülemek
45
General
be disappointed at someone or something
v.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak
46
General
be disappointed at someone or something
v.
birine/bir şeye kırılmak
47
General
be disappointed at someone or something
v.
biri/bir şey karşısında hüsrana uğramak
48
General
be disappointed at someone or something
v.
birine/bir şeye bozulmak
Phrasals
49
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapmasını hatırlatmak
50
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
başının etini yemek
51
Phrasals
keep at someone (about something)
v.
birine sürekli bir şeyi yapması için dırdır etmek
52
Phrasals
pound away (at someone)
v.
eleştirmek
53
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) saldırmak
54
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru hamle/atak yapmak
55
Phrasals
charge at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) hücum etmek
56
Phrasals
jab at someone
v.
birini dürtmek
57
Phrasals
pitch something at someone
v.
birine bir şey atmak
58
Phrasals
jest at someone
v.
biriyle dalga geçmek
59
Phrasals
howl at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
60
Phrasals
keep at someone about something
v.
birine sürekli olarak birşeyi yapmasını hatırlatmak
61
Phrasals
mouth off at someone
v.
birine sözle karşılık vermek
62
Phrasals
howl at someone
v.
birini yuhalamak
63
Phrasals
squirt something at someone
v.
birine bir şey püskürtmek
64
Phrasals
scowl at someone
v.
birine kaş çatmak
65
Phrasals
carp at someone
v.
birisini eleştirmek
66
Phrasals
jaw at someone
v.
birine nutuk atmak
67
Phrasals
level something at someone
v.
birine bir şey (silah vb) doğrultmak
68
Phrasals
jump at someone
v.
birinin üzerine atlamak
69
Phrasals
yell at someone
v.
birine bağırmak
70
Phrasals
rant at someone about something
v.
bir şey hakkında birisine içini dökmek/dert yanmak/sızlanmak
71
Phrasals
hoot at someone
v.
birini yuhalamak
72
Phrasals
hurl something at someone
v.
birine bir şey atmak
73
Phrasals
quail at someone
v.
birisinin karşısında korkudan sinmek
74
Phrasals
nod at someone
v.
birisine kafa sallamak (olumlu)
75
Phrasals
poke at someone
v.
birini dürtmek
76
Phrasals
hoot at someone
v.
birine bağırmak
77
Phrasals
toss something at someone
v.
birine bir şey atmak
78
Phrasals
slash out at someone
v.
bıçakla saldırmak
79
Phrasals
honk at someone
v.
birine korna çalmak
80
Phrasals
talk at someone
v.
biriyle konuşmak
81
Phrasals
jaw at someone
v.
birinin üstüne fazla gitmek
82
Phrasals
scowl at someone
v.
birine kaşlarını çatarak bakmak
83
Phrasals
sneak a peek at someone
v.
birine gözünün ucuyla bakmak
84
Phrasals
jab something at someone
v.
birini bir şeyi ile dürtmek
85
Phrasals
hurl something at someone
v.
birine bir şey fırlatmak
86
Phrasals
throw something at someone
v.
birine bir şey atmak
87
Phrasals
steal a glance at someone
v.
birine gözünün ucuyla bakmak
88
Phrasals
laugh at someone
v.
birine gülmek
89
Phrasals
howl at someone
v.
birine bağırmak
90
Phrasals
prod at someone
v.
birini dürtmek
91
Phrasals
hoot at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
92
Phrasals
shout at someone
v.
birine bağırmak
93
Phrasals
rush at someone
v.
birine doğru koşmak/saldırmak
94
Phrasals
run out at someone
v.
birine saldırmak
95
Phrasals
hiss at someone
v.
birini ıslıklamak
96
Phrasals
lash at someone
v.
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek
97
Phrasals
carp at someone (about someone or something)
v.
birisine bir şey hakkında şikayette bulunmak
98
Phrasals
roar at someone
v.
birine gülmek
99
Phrasals
hiss at someone
v.
birine terslenmek
100
Phrasals
prod at someone
v.
birine hafifçe dokunmak
101
Phrasals
lecture at someone
v.
birisine nutuk çekmek
102
Phrasals
keep at someone about something
v.
başının etini yemek
103
Phrasals
guffaw at someone
v.
birine kahkahalarla gülmek
104
Phrasals
murmur at someone
v.
birine homurdanmak
105
Phrasals
poke at someone
v.
birine hafifçe dokunmak
106
Phrasals
sling something at someone
v.
birine bir şey atmak
107
Phrasals
sneeze at someone
v.
birine doğru hapşırmak
108
Phrasals
heave something at someone
v.
birine bir şey atmak
109
Phrasals
stab at someone
v.
birini bıçaklamak
110
Phrasals
roar at someone
v.
birine kükremek
111
Phrasals
talk at someone
v.
birine bir şeyler söylemek
112
Phrasals
wave at someone
v.
birine el etmek/sallamak
113
Phrasals
spring at someone
v.
birinin üzerine atlamak
114
Phrasals
lob something at someone
v.
birine bir şey atmak
115
Phrasals
rebel at someone
v.
birine isyan etmek
116
Phrasals
scream at someone
v.
birine bağırmak
117
Phrasals
cavil at someone
v.
dırdır etmek
118
Phrasals
nip at someone
v.
ısırmak
119
Phrasals
gnaw at someone
v.
içini kemirmek
120
Phrasals
bite at someone
v.
ısırmak
121
Phrasals
cavil at someone
v.
kusur bulmak
122
Phrasals
smirk at someone
v.
pis pis sırıtmak
123
Phrasals
gnaw at someone
v.
yiyip bitirmek
124
Phrasals
tug at someone
v.
(birinin paçasından vb.) çekiştirmek
125
Phrasals
pitch something at someone
v.
(reklam kampanyasında) belli bir grubu hedeflemek
126
Phrasals
mouth off at someone
v.
(birine veya biriyle ilgili olarak) söylenmek
127
Phrasals
hiss at someone
v.
(yılan) birine tıslamak
128
Phrasals
blaze away (at someone)
v.
yaylım ateşine tutmak
129
Phrasals
stare at someone
v.
(gözlerini dikip) birine bakmak
130
Phrasals
pound away (at someone)
v.
(birisine) (sopayla/copla vb.) vurmak
131
Phrasals
come out at someone
v.
üstüne saldırmak
132
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
asılmak
133
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
asılıp çekmek
134
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
yüklenmek
135
Phrasals
yank at (someone or something)
v.
ısrarla dikkatini çekmeye çalışmak
136
Phrasals
curse at (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) küfretmek
137
Phrasals
curse at (someone or something)
v.
(birine ya da bir şeye) sayıp sövmek
138
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak
139
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
birine ya da bir şeye bıçak saplamak
140
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesmek
141
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesip çıkarmak
142
Phrasals
cut at (someone or something)
v.
kesip atmak
143
Phrasals
cut at (someone or an animal)
v.
birine ya da bir şeye bıçakla veya benzeri bir aletle saldırmak
144
Phrasals
cut at (someone or an animal)
v.
birine ya da bir hayvana bıçak saplamak
145
Phrasals
jest at someone
v.
birine şaka yapmak
146
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye küfretmek
147
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye lanet okumak
148
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye sövüp savmak
149
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye beddua etmek
150
Phrasals
curse at someone or something
v.
birine veya bir şeye kötü söz söylemek
151
Phrasals
cut at someone or something
v.
birini veya bir şeyi bıçakla yaralamak
152
Phrasals
cut at someone or something
v.
birini veya bir şeyi bıçaklamak
153
Phrasals
cut at someone or something
v.
birine veya bir şeye bıçakla saldırmak
154
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birini veya bir şeyi bıçakla yaralamak
155
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birini veya bir şeyi bıçaklamak
156
Phrasals
cut at someone or an animal
v.
birine veya bir şeye bıçakla saldırmak
157
Phrasals
direct something at someone or something
v.
bir şeyi birine veya bir şeye yöneltmek
158
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye ağzı açık bakakalmak
159
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye ağzı bir karış açık bakmak
160
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye hayretle bakmak
161
Phrasals
gape at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkınlıkla bakmak
162
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye hayretle bakmak
163
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkınlıkla bakmak
164
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye bön bön bakmak
165
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye alık alık bakmak
166
Phrasals
gawk at someone or something
v.
birine veya bir şeye şaşkın şaşkın bakmak
167
Phrasals
head someone or something at someone or something
v.
birini veya bir şeyi birine veya bir yere yöneltmek
168
Phrasals
head someone or something at someone or something
v.
birini veya bir şeyi birine veya bir yere yönlendirmek
169
Phrasals
jest at someone
v.
(birine) gülmek
170
Phrasals
jest at someone
v.
(biriyle) alay etmek
171
Phrasals
lash back at someone
v.
birine sözle veya şiddetle karşılık vermek
172
Phrasals
lash back at someone
v.
birine aynı şiddette cevap vermek
173
Phrasals
lash back at someone
v.
birine karşı saldırıya geçmek
174
Phrasals
lash back at someone
v.
birine karşı misilleme yapmak
175
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek
176
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) aynı şiddette cevap vermek
177
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) karşı saldırıya geçmek
178
Phrasals
lash back (at someone)
v.
(birine) karşı misilleme yapmak
179
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir şeyin) başına geçmesine izin vermek
180
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek
181
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir kişiye veya bir şeye) vurmasına izin vermek
182
Phrasals
let (one) at (someone or something)
v.
(birinin bir kişiyi) dövmesine müsaade etmek
183
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiye veya bir şeye vurmasına izin vermek
184
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyi dövmesine müsaade etmek
185
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyi rahatsız etmesine izin vermek
186
Phrasals
let someone or something at someone or something
v.
birinin bir kişiyle uğraşmasına müsaade etmek
187
Phrasals
look down at (someone or something)
v.
aşağıdaki (birine veya bir şeye) bakmak
188
Phrasals
look down at (someone or something)
v.
başını aşağı eğerek (birine veya bir şeye) bakmak
189
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birine) küçümseyerek bakmak
190
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) küçümsemek
191
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) aşağı görmek
192
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) hor görmek
193
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) küçük görmek
194
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birini) hakir görmek
195
Phrasals
look down at (someone)
v.
(birine) tepeden bakmak
196
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru sendelemek
197
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru yalpalamak
198
Phrasals
lurch at someone or something
v.
birine veya bir şeye doğru sallana sallana yürümek
199
Phrasals
make something at someone
v.
birine el kol hareketi yapmak
200
Phrasals
make something at someone
v.
birine hareket çekmek
201
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle belli hareketlerle selamlaşmak
202
Phrasals
make something at someone
v.
birine eliyle
203
Phrasals
make something at someone
v.
başıyla işaret vermek
204
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle işaretleşmek
205
Phrasals
make something at someone
v.
birine kaş göz etmek
206
Phrasals
make something at someone
v.
birine kaş göz işareti yapmak
207
Phrasals
make something at someone
v.
biriyle bakışmak
208
Phrasals
make something at someone
v.
birine göz süzmek
209
Phrasals
make something at someone
v.
birini kesmek
210
Phrasals
make something at someone
v.
birine pas vermek
211
Phrasals
make something at someone
v.
birine baygın baygın bakmak
212
Phrasals
make something at someone
v.
birine hayran/işveli bakışlarla bakmak
213
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (birine/bir yere) dokunmak
214
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine/bir yere) pati atmak
215
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (bir yeri) eşelemek
216
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(hayvan) patisiyle (birini/bir yeri) tırmalamak
217
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) avuçlamak
218
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) avuçla kavramak
219
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) avuçla dokunmak
220
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) hoyratça dokunmak
221
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(bir şeyi) kapmak
222
Phrasals
paw at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kaba bir şekilde tutmak
223
Phrasals
rap at (someone)
v.
(rap müziğinde biriyle) alay veya kötüleme içerecek şekilde kafiyeli atışmak
224
Phrasals
rap at (someone)
v.
birine dis atmak
225
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) çürütmek
226
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) bozmak
227
Phrasals
rot away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) parçalamak
228
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içi içini yemek
229
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içi içini kemirmek
230
Phrasals
rot away at (someone)
v.
(birinin) içini kurt yemek
231
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru koşmak
232
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) doğru atılmak
233
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şey nedeniyle) kaçmak
234
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şeyden dolayı) kaçışmak
235
Phrasals
run at (someone or something)
v.
(bir şey yüzünden) terk edip gitmek
236
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birine bir şey) atmak
237
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birine bir şey) fırlatmak
238
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birinin) önüne para atmak
239
Phrasals
sling (something) at (someone)
v.
(birini) yemlemek
240
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) alay etmek
241
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) dalga geçmek
242
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) kafa bulmak
243
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) maytap geçmek
244
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) gırgır geçmek
245
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birini) tiye almak
246
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(biriyle) eğlenmek
247
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birinin) taklidini yapmak
248
Phrasals
sling off at (someone)
v.
(birini) alay konusu yapmak
249
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birine) fırça çekmek/atmak
250
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) azarlamak
251
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) paylamak
252
Phrasals
sling off at (someone) [australia/new zealand]
v.
(birini) eleştirmek
253
Phrasals
throw something at someone
v.
(birine bir şey) atmak
254
Phrasals
throw something at someone
v.
(birine bir şey) fırlatmak
255
Phrasals
throw something at someone
v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak
256
Phrasals
throw something at someone
v.
(bir şeyi bir şeye) doğru fırlatmak
257
Phrasals
throw something back at someone
v.
bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek
258
Phrasals
throw something back at someone
v.
bir problemi birine geri paslamak
259
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) güçlü darbeler indirmek
260
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) tekme tokat dövmek
261
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kamçılamak
262
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kırbaçlamak
263
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) allah yarattı dememek
264
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birini veya bir şeyi) kıyasıya dövmek
265
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
266
Phrasals
whale away at (someone or something)
v.
(birine veya bir şeye) bodoslama dalmak
267
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) şiddetli eleştirmek
268
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) sorularla sıkıştırmak
269
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birini) bir güzel paylamak/azarlamak
270
Phrasals
whale away at (someone)
v.
(birine) iyice giydirmek
271
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) çekmek
272
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) eteğinden çekmek
273
Phrasals
yank at someone or something
v.
(birini veya bir şeyi) çekiştirmek
274
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) bağırarak söylemek
275
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) haykırarak söylemek
276
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
bağırmak
277
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
haykırmak
278
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryat koparmak
279
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryadı basmak
280
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
yüksek sesle seslenmek
281
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
duyurmak için bağırmak
282
Phrasals
lash back (at someone or something)
v.
istemediği bir işe güzel şeyler hayal ederek katlanmak
283
Phrasals
lash back (at someone or something)
v.
dişinin doldurulmasına başka şeyler düşünerek dayanmak
284
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) içini kemirmek
285
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) aklını kemirmek
286
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) yiyip bitirmek
287
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) aklını yiyip bitirmek
288
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) zihnini meşgul etmek
289
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birinin) canını sıkmak
290
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birine) dert olmak
291
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) rahat bırakmamak
292
Phrasals
gnaw (away) at (someone)
v.
(birini) endişelendirmek
293
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) öğütmek
294
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) ezmek
295
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeyi) ufalamak
296
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birinin) kafasını ütülemek
297
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) vır vır etmek
298
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) dırdır etmek
299
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) söylenip durmak
300
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) kusur bulup durmak
301
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli eleştirmek
302
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) durmadan şikayet etmek
303
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) iğneleyip durmak
304
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birine) sürekli sataşmak
305
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli kötülemek/küçümsemek
306
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(birini) sürekli küçük/hor görmek
307
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) çok çalışmak
308
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kendini adamak
309
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kendini iyice vermek
310
Phrasals
grind away at (someone or something)
v.
(bir şeye) kafa yormak
311
Phrasals
yell at (someone or something)
v.
bir şeyi bağırarak anlatmak
312
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) bağırmak
313
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) bağırıp çağırmak
314
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) sert çıkmak
315
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) kaba bir şekilde söylemek
316
Phrasals
bark at (someone)
v.
(birine) sert bir şekilde bağırmak
317
Phrasals
bark at someone or something
v.
birine/bir şeye havlamak
318
Phrasals
bark at someone or something
v.
birine/bir şeye ürümek
319
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmak
320
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çakmak
321
Phrasals
toss at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) atmak
322
Phrasals
toss at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) fırlatmak
323
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birine) dalmak
324
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne çullanmak
325
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne saldırmak
326
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin) üstüne hücum etmek
327
Phrasals
toss at (someone)
v.
(birinin romantik/seksüel açıdan) ilgisini kazanmaya çalışmak
328
Phrasals
toss at (someone)
v.
(romantik/seksüel olarak biri) tarafından fark edilmeye çalışmak
329
Phrasals
toss at (someone)
v.
(romantik/seksüel olarak birini) etkilemeye çalışmak
330
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak
331
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) göz atmak
332
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) dik dik bakmak
333
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) gözünü dikip bakmak
334
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir parçası görünmek
335
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir kısmı görünmek
336
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) belli belirsiz görünmek
337
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
bir şeyin arkasından/altından (birine/bir şeye) kısmen görünmek
338
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yer yer görünmek
339
Phrasals
peer out at (someone or something)
v.
bir şeyin arkasından (birine/bir şeye) yer yer belli olmak
340
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kendini beğenmiş bir şekilde gülümsemek
341
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) alaycı bir şekilde gülmek
342
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) küçümseyici bir şekilde gülümsemek
343
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) küçük görmek
344
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tepeden bakmak
345
Phrasals
smirk at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hor görmek
346
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birini/bir şeyi koklamak
347
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birinin/bir şeyin kokusunu almaya çalışmak
348
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birini/bir şeyi yabana atmak
349
Phrasals
sniff at someone or something
v.
birine/bir şeye burun kıvırmak
350
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi eleştiri hedefine almak
351
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye iğneleyici eleştiriler yöneltmek
352
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye kötücül eleştirilerde bulunmak
353
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi eleştirilerin odağı/hedefi yapmak
354
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birine/bir şeye saldıran küçük eleştiriler yöneltmek
355
Phrasals
snipe at someone or something
v.
birini/bir şeyi iğnelemek
356
Phrasals
swipe at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yumruk savurmak/sallamak
357
Phrasals
swipe at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmaya çalışmak
358
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) çimdikleyip durmak
359
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) mıncıklamak
360
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çimdikler atmak
361
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
362
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) hata bulmak
363
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) kusur bulmak
364
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birine/bir şeye) söylenmek
365
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli rahatsızlık vermek
366
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli canını sıkmak
367
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli aklını kurcalamak
368
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli acı vermek
369
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli sıkıntı vermek
370
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek
371
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) duygu durumunu bozmak
372
Phrasals
aim something at someone or something
v.
birine/bir şeye bir şey doğrultmak
373
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye yöneltmek
374
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye nişan almak
375
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) nişan almak
376
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hedef almak
377
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğrultmak
378
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yöneltmek
379
Phrasals
aim something at someone or something
v.
birine/bir şeye bir şey doğrultmak
380
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye yöneltmek
381
Phrasals
aim something at someone or something
v.
bir şeyi birine/bir şeye nişan almak
382
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) nişan almak
383
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) hedef almak
384
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğrultmak
385
Phrasals
aim at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yöneltmek
386
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak
387
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak
388
Phrasals
jump at someone or something
v.
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak
389
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıçramak
390
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru atlamak
391
Phrasals
jump at someone or something
v.
birine/bir şeye doğru sıçramak zıplamak
392
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birine) çıkışmak
393
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birini) azarlamak
394
Phrasals
go on (at someone)
v.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
395
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) arka arkaya ateş etmek
396
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tekrar tekrar ateş etmek
397
Phrasals
blaze away at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) silahla taramak
398
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi düşünmeden söylemek
399
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi ağzından kaçırmak
400
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi yumurtlamak
401
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi açık etmek
402
Phrasals
blurt something out (at someone)
v.
(birine) bir şeyi aniden söylemek
403
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kızmak
404
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sinirlenmek
405
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) darılmak
406
Phrasals
bridle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kırılmak
407
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birini/bir şeyi) eleştirmek
408
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birine/bir şeye) kusur bulmak
409
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birini/bir şeyi) yermek
410
Phrasals
carp at someone or something
v.
(birinden/bir şeyden) şikayet etmek
411
Phrasals
clutch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yakalamak
412
Phrasals
clutch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tutmak
413
Phrasals
come at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek
414
Phrasals
come at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek
415
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne gelmek
416
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne fırlatılmak
417
Phrasals
come at (someone)
v.
(birinin) üstüne yağmak
418
Phrasals
come out at someone or something
v.
çıkıp birine/bir şeye saldırmak
419
Phrasals
come out at someone or something
v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
420
Phrasals
come out at someone or something
v.
ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
421
Phrasals
come out at someone or something
v.
birden birine/bir şeye saldırmak
422
Phrasals
come out at someone or something
v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
423
Phrasals
cut away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bıçakla saldırmak
424
Phrasals
cut away at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bıçakla karşı koymak
425
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) hızla çıkmak/fırlamak
426
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) fırlamak
427
Phrasals
dart out (of something) (at someone or something)
v.
(bir şeyden birine/bir şeye doğru) ok gibi fırlamak/çıkmak
428
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) dürtüklemek
429
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) kurcalamak
430
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) taş atmak
431
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yermek
432
Phrasals
dig at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) taşlamak
433
Phrasals
drive at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek
434
Phrasals
drive at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru sürmek
435
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) yavaş yavaş tüketmek
436
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) ufak ufak tüketmek
437
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) için için yemek
438
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(birini) içten içe rahatsız etmek/üzmek
439
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(bir şeyi) aşındırmak
440
Phrasals
eat (away) at (someone)
v.
(bir şeyi yıpratmak
441
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
442
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı koymak
443
Phrasals
fight back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı direnmek
444
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı koymak
445
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı kendini savunmak
446
Phrasals
fight back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı direnmek
447
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) ateşle karşılık vermek
448
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) tekrar ateş açmak
449
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı ateş açmak
450
Phrasals
fire (something) back (at someone or something)
v.
ateşe ateşle karşılık vermek
451
Phrasals
fire back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hemen karşılık vermek
452
Phrasals
fire back at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hemen karşı ateş açmak
453
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) aydınlatmak
454
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye bir şeyle) ışık tutmak
455
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca (bir şey) göstermek
456
Phrasals
flash (something) at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bir an için (bir şey) göstermek
457
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak
458
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine çullanmak
459
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine atılmak
460
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
461
Phrasals
fly at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak
462
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çok sinirlenmek
463
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(biri/bir şey) yüzünden küplere binmek
464
Phrasals
freak out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çok kızmak
465
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kötü kötü bakmak
466
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hoşnutsuz bir şekilde bakmak
467
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kaşlarını çatıp bakmak
468
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sert sert bakmak
469
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) tasvip etmemek
470
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) onaylamamak
471
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) burun kıvırmak
472
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) uygun bulmamak/görmemek
473
Phrasals
frown at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı çıkmak
474
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye söylenmek
475
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye sızlanmak
476
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye söylenip durmak
477
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birini/bir şeyi devamlı azarlamak
478
Phrasals
fuss at someone or something
v.
birine/bir şeye sıkıntı vermek
479
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şaşkınlıkla bakakalmak
480
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(biri/bir şey) karşısında şok olmak
481
Phrasals
gasp at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şaşakalmak
482
Phrasals
gaze around at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakınmak
483
Phrasals
gaze around at (someone or something)
v.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek
484
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakmak
485
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) bakınmak
486
Phrasals
gaze at (someone or something)
v.
(birileri/bir şeyler) arasında göz gezdirmek
487
Phrasals
get at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) ulaşmak
488
Phrasals
get at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yetişmek
489
Phrasals
get at (someone)
v.
(birini) sinir etmek
490
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) sinirini bozmak
491
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) canını sıkmak
492
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) üstüne gitmek
493
Phrasals
get at (someone)
v.
(birinin) rüşvetle, torpille önünü kesmek
494
Phrasals
get at (someone or an animal)
v.
(birine/bir hayvana) saldırmak
495
Phrasals
get at (someone or an animal)
v.
(birinin/bir hayvanın) üstüne çullanmak
496
Phrasals
giggle at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kıkır kıkır gülmek
497
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) şöyle bir bakmak
498
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca göz atmak/bakmak
499
Phrasals
glance at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) hızlıca bir bakış atmak/göz gezdirmek
500
Phrasals
glance back at (someone or something)
v.
arkasındaki (birine/bir şeye) bir göz atmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of at (someone)
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy