Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | ayna gibi | full gloss n. |
General | ayna gibi | bright adj. |
General | ayna gibi | glassy adj. |
General | ayna gibi | clean adj. |
General | ayna gibi | mirrorlike adj. |
General | ayna gibi | mirror-like adj. |
General | ayna gibi | mirror-bright adj. |
Technical | ||
Technical | ayna gibi | mirrorlike adj. |
Construction | ||
Construction | ayna gibi | specular adj. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ayna gibi olmak | glass v. | ||
General | (ayna gibi objelerle korkutarak) tarla kuşu yakalamak | dare v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | körler mahallesinde ayna satmak gibi | like taking coals to newcastle expr. | ||
Idioms | körler mahallesinde ayna satmak gibi | like carrying coals to newcastle expr. | ||
Technical | ||||
Technical | ayna gibi parlaklık | specular gloss n. | ||
Technical | ayna gibi yüzey | mirror finish n. | ||
Technical | yansıtıcı (su/ayna gibi) | reflector n. | ||
Technical | (sekstant gibi aletlerde) indeks çubuğundaki ayna | index glass n. | ||
Technical | görüntüsünü yansıtmak (ayna gibi) | reflect v. | ||
Literature | ||||
Literature | borges'in hikaye ve yazılarındaki labirent, ayna, gerçeklik gibi unsurları anımsatan | borgesian adj. | ||
Music | ||||
Music | (klasik müzikte) aralarına ayna konmuş gibi birbirinin tersi bölümler | mirror canon n. | ||
Music | ayna görüntüsü gibi ters çalınabilen (kanon, fug) | mirror adj. |