bar - Turkish English Dictionary
History

bar

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "bar" in Turkish English Dictionary : 180 result(s)

English Turkish
Common Usage
bar n. çubuk
bar n. demir çubuk
bar n. baro
bar n. parmaklık
bar n. bar
General
bar n. vazgeçiren
bar n. meyhane
bar n. hariç
bar n. set
bar n. çıta
bar n. ışın
bar n. bar (içki içilen yer)
bar n. demir ya da tahta parmaklık
bar n. ince ışık demeti
bar n. su içindeki kum seti
bar n. ayrıksız
bar n. çizgi
bar n. kalıp
bar n. mahpus
bar n. büfe
bar n. engel
bar n. yargı
bar n. parmaklık
bar n. üniformalarda rütbe belirten metal çubuklar
bar n. bariyer
bar n. parça
bar n. demir çubuk
bar n. baro
bar n. bar
bar n. demir
bar n. sürgü
bar n. beklenti
bar n. gereklilik
bar n. çıta
bar n. at dizgininin metal ağızlığı
bar n. atın dişleri arasında at dizgininin metal bölümünün girdiği boşluk
bar n. (oyunda) ceza muafiyeti
bar n. (oyunda) ceza muafiyeti isteme
bar n. madalya yerine takılan renkli kurdele
bar n. bir tüyün üzerindeki kesişen çizgiler
bar n. tavla tahtasında oyuncunun kendi bölgesiyle rakibinkinden ayıran kısım
bar n. düğme iliği üstündeki güçlendirici iplikler
bar n. pencere sinekliği
bar n. dikdörtgen nesne
bar n. tüyü dik kesen şerit
bar n. (tavlada) oyuncuların pullarını topladıkları bölümü ayıran çıkıntılı alan
bar n. sineklik
bar v. menetmek
bar v. parmaklık takmak
bar v. izin vermeme
bar v. hoşlanmamak
bar v. kısıtlamak
bar v. parmaklıklarla örtmek
bar v. almamak
bar v. önlemek
bar v. demirlemek
bar v. katmamak
bar v. saymamak
bar v. hapsetmek
bar v. parmaklıkla çevirmek
bar v. sokmamak
bar v. kapatmak
bar v. yasaklamak
bar v. önünü kesmek
bar v. kapatmak ya da dışarıda bırakmak
bar v. engel olmak
bar v. sürgülemek
bar v. engellemek
bar v. sınır dışı etmek
bar v. çizgi çizmek
bar v. barda içki hazırlayıp servis etmek
bar v. çizgili hale getirmek
bar v. (düğme deliğini) iplikle güçlendirmek
bar prep. -den başka
Law
bar n. baro
bar n. bölme
bar n. mahkeme
bar n. mahkemede sanık kürsüsü
bar n. müçtemi hakimli mahkeme
bar n. men'i muhakeme
bar n. parmaklık
bar n. sanık kürsüsü
bar n. (iddia, fiil) hükümsüz kılma
bar n. (iddia, fiil) engelleme
bar n. (iddia, fiil) önleme
bar n. hükümsüz kılma süreci
bar n. engelleme süreci
bar n. önleme süreci
bar n. avukatlık
bar n. davacının dava açması için neden olmadığını gösteren savunma
bar n. avukatlık sınavı
bar n. karar mercii
bar n. son değerlendirmeyi yapan mercii
bar n. nihai hükmü veren mahkeme
bar v. itiraz etmek
bar v. menetmek
bar v. men etmek
bar v. reddetmek
Technical
bar n. basınç ölçü birimi
bar n. basınç birimi
bar n. bara
bar n. bar
bar n. değnek
bar n. çubuk
bar n. demir çubuk
bar n. çubuk demir
bar n. demir
bar n. elektrik sobasının ısıtıcı teli
bar n. histogram çizgisi
bar n. kalıp
bar n. kol
bar n. levye
bar n. parça
bar n. sırık
bar n. sürgü
bar n. cam pencere veya kapılardaki destekleyici bir çubuk
bar n. ölçüyü işaretlemek için çubuk üzerine çizilen dikey çizgi
bar n. ölçüm
bar n. derece
bar n. mikrobar
bar n. blok içindeki malzeme miktarı
bar n. kapı destek çubuğu
bar n. pencere destek çubuğu
bar v. bir çubuk ile bağlamak
Computer
bar n. görev çubuğu
bar n. metin kutusu
bar n. tanımlanmamış ya da geçici değeri temsil eden metasentaktik değişken
bar n. metnin gösterildiği yatay kutu
Telecom
bar n. kablosuz cihazlarda şarj, sinyal çekme derecesini gösteren gayri resmi ölçüm birimi
Mechanic
bar n. mekanizmayı etkinleştirmek veya çıkarılabilir parçaları tutmak için tasarlanmış makine parçası
Textile
bar n. sırık
bar n. (dantelde) bir motifin parçalarını birleştiren iplik veya ilmek
Architecture
bar n. kalenin ana girişindeki kontrol noktası
bar n. kent surlarının ana girişinde yer alan kontrol kulübesi
Construction
bar n. küçük sütun veya pervaz olarak işlenen uzun ve ince taş
Automotive
bar n. bar
bar n. çubuk
Mining
bar n. altın külçe
bar n. gümüş külçe
bar n. maden damarı
bar n. maden yatağı
bar n. sondaj çubuğu
bar n. kayaçtaki çatlağı dolduran çözünmüş maden kitlesi
bar n. sıkılama çubuğu
Dentistry
bar n. (çıkarılabilir kısmi diş protezinde) metal çerçeve
Veterinary
bar v. (atın ameliyat edilecek bölgesindeki kan damarını) kesip bağlamak
Gastronomy
bar n. dikdörtgen blok
bar n. dikdörtgen parçalar halinde kesilen şekerleme
Math
bar n. üst simge işareti
Marine Biology
bar n. sciaenidae familyasından bir balık
Zoology
bar n. at toynağında içe dönük çıkıntılı çizgi
Linguistics
bar n. grafem içinden çekilen çizgiden oluşan aksan işareti
bar n. yok olmuş bir venezüela dili
Geography
bar n. set
bar n. akarsu veya göldeki alüvyon birikintisi
Geology
bar n. yüksek oranda demir içeren damarlı kayaç
Military
bar n. (haneden armasında) kalkan üzerine çizilmiş bir çift yatay paralel çizgi
bar n. madalyaya sonradan yapılan ek
bar n. (hanedan armasında) ortadan geçen geniş yatay şerit
Sport
bar n. bar
bar n. çıta
bar n. kolun arkaya bükülmesi
bar n. kol bükme
bar n. rakibin kolunu bükerek zapt etme
bar n. başka tutuşla kombine edilen kol sarması
Football
bar n. kale üstündeki direk
Wagering
bar n. atın daha düşük hızdaki sınıfa girmesini önleyen, yarış dışı kaydedilmiş koşu hızı
bar n. (iki zarla oynanan bir kumarda) masanın bahisçinin zar atan kişiye karşı bahiste bulunabileceği kısmı
bar prep. (at yarışında) ismi belirtilmeyen atlara verilen minimum bahis oranı
Music
bar n. ölçü çizgisi
bar n. müzik parçasında aynı ritimle tekrarlanan tempo
bar n. ölçü
bar n. keman cinsi müzik aletlerinin ortasındaki dikdörtgen tahta parçası
bar n. bestede sona konan çift çizgi
bar n. özellikle orta çağ alman müziğinde ve şiirinde kullanılan aab formu
bar v. (müzik parçasını) ölçü çizgileriyle işaretlemek
Printery
bar n. (tipografya) yazı karakterleri üzerinde çizilen yatay çizgi
bar n. matbaada çizgi imi
Ottoman Turkish
bar n. hanut
British Slang
bar n. 1 pound

Meanings of "bar" in English Turkish Dictionary : 55 result(s)

Turkish English
Common Usage
bar bar n.
General
bar cafe n.
bar a kind of folk dance n.
bar public house n.
bar tap n.
bar grogshop n.
bar gin mill n.
bar tavern n.
bar shebeen n.
bar taproom n.
bar local n.
bar joint n.
bar night club n.
bar dramshop n.
bar barroom n.
bar public n.
bar shebang n.
bar saloon n.
bar groggery n.
bar porterhouse n.
bar ale house n.
bar dram-shop n.
bar bar n.
bar alehouse n.
bar drinking den n.
bar tapstry [old-fashioned] n.
bar beverage room [canada] n.
bar bibbery n.
bar buvette n.
bar grocery [dialect] n.
bar grocery store [dialect] n.
bar cocktail lounge n.
bar shanty [australia] n.
Colloquial
bar draft board n.
Technical
bar cross member n.
bar travers n.
bar bar n.
Computer
bar pub n.
Furniture
bar mahogany n.
Automotive
bar bar n.
Sport
bar bar n.
Archaic
bar tippling-house n.
bar tippling house n.
Slang
bar gargle factory n.
bar gin palace n.
bar guzzery n.
bar guzzlery n.
bar puke hole n.
bar rubbity [australia] n.
bar sauce parlor [dated] n.
British Slang
bar rub-a-dub n.
bar nuclear sub n.
bar boozer n.
bar battle cruiser (boozer) n.
bar all time loser n.

Meanings of "bar" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
coffee bar n. kafeterya
rudder bar n. dümen pedalı
horizontal bar n. barfiks
tying bar n. tombolo
snack bar n. ayakta meze gibi yiyeceklerin atıştırıldığı lokanta
bar associations n. barolar
american bar n. amerikan bar
snack bar n. genellikle bir tezgah çevresinde oturulan, hafif yiyecek ve çeşitli içeceklerin satıldığı küçük restoran
salad bar n. salata barı
snack bar n. müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta
snack bar n. hafif yemek büfesi
refreshment bar n. gazino
magnetic bar n. manyetik çubuk
color bar n. ırk ayrımı
bar room n. meyhane
date bar n. tarih çizgisi
coffee bar n. kafe
a bar of n. bir parça
metal bar n. metal çubuk
grate bar n. ocak ızgarası
lattice bar n. kafes çubuğu
magnetic bar n. mıknatıs çubuğu
snack bar n. büfe
sand bar n. kum seti
sand bar n. sığlık
bar diagram n. çubuk grafiği
sliding bar n. sürgü
color bar n. beyazlar ve siyahlar arasındaki ırk ayrımı
peanut bar n. fıstıklı gofret
sand bar n. kum kalıbı
bar of soap n. sabun kalıbı
ice bar n. buz kalıbı
metal bar n. mil
bar graph n. çubuk grafiği
bar sight n. çubuk nişangah
panic bar n. acil çıkış mandalı
chinning bar n. barfiks
bar mitzvah n. yahudilerde yaş kutlaması
bar association n. avukatlar barosu
bar president n. baro başkanı
bar spacing n. çubuk aralayıcı
bar list n. demir listesi
bar spacing n. aralayıcı çubuk
fire bar n. ızgara
fire bar n. ızgara çubuğu
grab bar n. banyo tutamağı
bar-tailed lark n. küçük çöl toygarı
choc-bar n. çikolata kaplı dondurma
t-bar n. t-kolu
mini-bar n. otellerde müşterilerin kullanımına tahsis edilmiş self-servis bar
mini-bar n. minibar
motion bar n. hareket kolu
towel bar n. havluluk
towel bar n. havlu asacağı
towel bar n. havlu askısı
bar-room brawl n. bar kavgası
bar chair n. bar sandalyesi
bar stool n. bar taburesi
bar-b-que n. barbekü
bar mitzvah n. (yahudilerde) yetişkinliğe kabul töreni
bar tour n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
bar crawl n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
bar crawl n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar-hopping n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar tour n. (aynı gece içinde) o bar senin bu bar benim gezme
bar-hopping n. bir bardan çıkıp ötekine gitme
pry bar n. levye
jimmy bar n. levye
a bar of chocolate n. bir kalıp çikolata
support bar n. destek çubuğu
hotel bar n. otelin barı
handle bar n. gidon
handle bar n. bisiklet gidonu
pool bar n. havuz bar
bar fight n. bar kavgası
bar room fight n. bar kavgası
a bar of soap n. bir kalıp sabun
soap bar n. kalıp sabun
soap bar n. sabun kalıbı
bar of soap n. kalıp sabun
panic bar n. panik kolu
bar steel n. çubuk çeliği
bar copper n. çubuk bakır
toy-bar n. oyuncak asma çubuğu
toy-bar n. oyuncak barı
grab bar n. tutunma kolu
nail bar n. manikürcü
nail bar n. manikür pedikürcü
tie bar n. kravat iğnesi
karaoke bar n. karaoke bar
chin-up bar n. barfiks
honor bar n. (küçük içki şişeleriyle dolu) minibar
ka-bar n. askeri bıçaklar üreten bir firma
milk bar (aus) n. bakkal
trigger bar n. tetik kolu
tamping bar n. sıkıştırıcı
tamping bar n. (tütün) sıkıştırma çubuğu
t-bar lift n. t-bar lift
t-bar lift n. kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı
t-bar lift n. kayak merkezlerinde kişilerin t şeklinde bir bara tutunarak yukarı çıktığı lift
t-bar lift n. kayakçıların çekilerek taşınması
juice bar n. meyve suyu standı
raw bar n. kabuklu deniz ürünlerinin çiğ olarak servis edildiği bar veya tezgah
cash bar n. parti ya da etkinlikte cam bardakta içecek satılan bar/tezgah
cash bar n. partide parayla içki satışı yapılan özel bar
bar [scotland] n. insan kandırmaya dayalı şaka
bar [scotland] n. eğlenceli durum
bar [obsolete] n. kapatılabilen geçit kapısı
bar girl n. konsomatris
bar girl n. barmaid
bar girl n. barlarda çalışan hayat kadını
bar shoe n. altında çubuk bulunan bir at nalı
bar sinister n. (hanedan armasında) çapraz şerit
bar sinister n. namus lekesi
bar sinister n. alında kara leke
bar sinister n. şerefe sürülen leke
bar-stool n. bar sandalyesi
halligan bar n. itfaiye ve kanun uygulayıcı personel tarafından bir yere zorla girerken kullandıkları metal araç
dive bar n. ucuz, kalitesiz bar
matter in bar n. nihai savunma
h-bar n. ä§ karakteri
hershey bar® n. hershey şirketine ait sütlü kalıp çikolata
burger bar n. hamburgerci
gemel bar n. hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit
heel bar n. ayakkabı tamircisi
heel bar n. kundura tamircisi
heel bar n. ayakkabı tamir tezgahı
hitching bar n. (at) bağlama rayı
bar [scottish] n. zor durumdaki birini istismar eden şaka
bar girl n. bar sahibinin erkek müşterilere içki ısmarlatması için tuttuğu çekici kız
bar girl n. barlara takılan hayat kadını
bar sinister n. (armada) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren bir işaret
bar chart n. sütun grafiği
bar graph n. sütun grafiği
bar-share plow n. tahta kulağı ve metal düz çubuğu olan eski bir tür döner pulluk
bar-stool n. bar taburesi
bar-stool n. yaslanma kısmı olmayan yüksek iskemle
pinky bar® [new zealand] n. çikolata kaplı bir şekerleme markası
father of the bar n. baronun en tecrübelisi
father of the bar n. baro başkanı
fern bar n. yeşil bitkilerle süslü bar veya restoran
sandwich bar n. ana ürünü sandviç olan restoran veya büfe
cocktail bar n. ağırlıklı olarak alkollü kokteyl servisi yapan içki mekanı
private bar [uk] n. umuma açık eğlence mekanında içkili oturma salonu
singles bar n. bekarlar barı
singles bar n. bekarlar kulübü
raise the bar v. çıtayı yükseltmek
bar out v. içeri almamak
study for the bar v. hukuk öğrenimi yapmak
keep the bar high v. çıtayı yüksek tutmak
get involved in a bar-room brawl v. bir bar kavgasına karışmak
get in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
be involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
get involved in a bar fight v. bir bar kavgasına karışmak
set the bar high v. çıtayı yükseltmek
bar hop v. o bar senin bu bar benim gezmek
bar none adj. ayrıksız
bar none adj. istisnasız
bar none adj. ayrımsız
a bar of adj. bir kalıp
bar [uk] prep. dışında
bar [uk] prep. istisnasıyla
bar [uk] prep. haricinde
bar- pref. ağırlık anlamı veren ön ek
bar- pref. baskı anlamı veren ön ek
Phrasals
bar someone from some place v. birisinin bir yere girmesini engellemek
bar someone from some place v. birisinin bir yere girişini engellemek
bar off v. etrafına barikat çekmek/koymak
bar off v. kepenkleri kapatmak
bar off v. ulaşımı engellemek
bar off v. erişimi engellemek
bar off v. girişi yasaklamak
bar off v. karık açmak
bar off v. karıklamak
bar off v. bitki sırasının iki yanına karık açarak köklerin yayılmasını önlemek
bar up v. parmaklık taktırmak
bar up v. korkuluk taktırmak
bar from (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) menetmek
bar from (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) aforoz etmek
bar from (something or some place) v. (bir şeyde/yerde) yasaklamak
bar from (something or some place) v. (bir şeye/yere) giriş çıkışını yasaklamak
bar from some place v. bir yerden menetmek
bar from some place v. bir yerden aforoz etmek
bar from some place v. bir yerde yasaklamak
bar from some place v. bir yere giriş çıkışını yasaklamak
bar out [obsolete] v. (eski bir noel geleneği olarak) kapıyı kapatıp öğretmeni sınıfa/okula almamak
bar out [obsolete] v. (eski bir noel geleneği olarak) kapıyı kapatıp öğretmeni sınıfın/okulun dışında bırakmak
Colloquial
spanish bar n. ispanyol barı
bull bar n. kangurulara çarpmamak için arabanın önüne takılan koruyucu
coffee bar n. kafe
hotel bar n. otelin barı
bar sinister [obsolete] n. (armacılık) soylunun evlilik dışı doğduğunu gösteren ve armasında sol omuzdan sağa çapraz olarak inen bir işaret
bar sinister [obsolete] n. (armacılık) gayrimeşruluk simgesi
bar sinister n. gayrimeşruluk
bar sinister n. evlilik dışı doğma durumu
bar star [us] n. o bar senin bu bar benim gezen kişi
bar star [us] n. sürekli barlarda görüntülenen kişi
bar star [us] n. bar kuşu
bar fly n. o bar senin bu bar benim gezen kimse
bar fly n. bar kuşu
go to the bar v. bara gitmek
won't have a bar of expr. dayanamaz
won't have a bar of expr. sevmez
won't have a bar of expr. hoşlanmaz
wouldn't have a bar of expr. dayanamaz
wouldn't have a bar of expr. sevmez
wouldn't have a bar of expr. hoşlanmaz
the bar keeps moving higher expr. çıta daha da yükselmeye devam ediyor
Idioms
everything but/bar the kitchen sink n. fuzuli şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gereksiz şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gerekli gereksiz her şey
everything but/bar the kitchen sink n. ıvır zıvır her şey
low bar n. aşması kolay şey
high bar n. aşması zor şey
belly up to the bar v. yavaş yavaş (bir yere) yaklaşmak
belly up to the bar v. kalabalığı yara yara ilerlemek
belly up to the bar v. omuz vura vura kalabalığın içinde ilerlemek
belly up to the bar v. bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek
prop up the bar v. aynı barın müdavimi olmak
prop up the bar v. bar kuşu olmak
not know (someone) from a bar of soap v. hiç bilmemek
not know (someone) from a bar of soap v. hiç tanımamak
prop up the bar v. sürekli aynı barda içki içmek
prop up the bar v. sürekli aynı yere takılmak
lower the bar v. çıtayı aşağı çekmek
lower the bar v. standardını düşürmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) kabul etmeyi reddetmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeye) katlanamamak
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) duymak bile istememek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeye) dahil olmayı reddetmek
not have a bar of (something) [australia] v. (bir şeyi) tolere edememek
set a hig bar v. çıtayı yüksek tutmak
set a hig bar v. çıtayı yükseltmek
set a low bar v. çıtayı düşük tutmak
set a low bar v. çıtayı düşürmek
go to the bar v. avukat olmak
tend bar v. barmenlik yapmak
tend bar v. barmaidlik yapmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonucun değişmeyeceği noktaya gelmek
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç kesin olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç belli olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. sonuç kesinleşmek
be all over bar the shouting [uk/australia] v. karar verilmiş olmak
be all over bar the shouting [uk/australia] v. bitmiş olmak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle ilgisi olmamak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle alakası olmamak
not have a bar of something [australia/new zealand] v. bir şeyle işi olmamak
set a high bar v. çıtayı yüksek tutmak
set a high bar v. çıtayı yükseltmek
set a high bar v. çıtayı yüksek tutmak
set the bar low v. çıtayı düşürmek
set the bar low v. çıtayı düşük tutmak
it's all over bar the shouting expr. apaçık ortada
all over bar the shouting expr. artık sonuç değişmez
it's all over bar the shouting expr. artık sonuç değişmez
all over bar the shouting expr. dönülmez son
it's all over bar the shouting expr. gün gibi ortada
all over bar the shouting expr. kesin sonuç
all over bar the shouting expr. sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
all over bar the shouting expr. sonuç kesin
it's all over bar the shouting expr. sonuç kesin
it's all over bar the shouting expr. sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
katie bar the door! expr. tehlike kapıda!
in bar of expr. önleyici
in bar of expr. önüne geçici
within the bar expr. kralın veya kraliçenin danışmanı olarak
bar none expr. rakipsiz
bar none expr. su götürmez şekilde
katie, bar the door expr. hazır ol
katie, bar the door expr. tetikte ol
Speaking
a fight broke out in the bar expr. barda kavga çıktı
we went to a bar yesterday expr. dün bir bara gittik
Trade/Economic
gold bar n. altın çubuk
bar gold n. altın çubuk
bar chart n. çubuk grafik
bar code n. çubuklu kod
bar code n. çubuklu kodlama
bar chart n. çubuklu grafik
bar gold n. çubuk biçiminde altın
space bar n. espas tuşu
time bar n. iş planı
bar gold n. külçe altın
bar chart n. pazarlık
bar draught n. sığlıkta gerekli minimum su çekimi
milk bar n. süt ve süt ürünleri satan dükkan
bar chart n. sütunlu grafik
milk bar n. süt ürünleri dükkanı
milk bar [australia] n. mahalle bakkalı
currency bar n. para birimi olarak kullanılan metal çubuk
public bar [uk] n. ucuz bar
public bar [uk] n. barda ucuz içki satılan kısım
public bar [uk] n. ucuz pub
Law
case at bar n. halihazırda mahkemede değerlendirilen dava
case at bar n. sürmekte olan dava
bar exam n. avukatlık sınavı (abd)
bar examination n. avukatlık sınavı (abd)
american bar association n. amerikan barosu
bar association n. avukatlar barosu
bar application n. baro başvurusu
bar porters n. barmen yardımcıları
bar council n. baro meclisi
bar associations n. barolar
bar association n. baro
bar association n. barolar birliği
call to the bar n. bir avukata yüksek mahkeme huzuruna çıkma hakkını verme
bar gold n. çubuk halinde altın
plea in bar n. davacının iddialarını asılsız kılan cevap layihası
plea in bar n. davalının cevap layihası
florida bar association n. florida barosu
the bar n. hukuk mesleği
bar gold n. külçe altın
trial at bar n. mahkemede duruşma
bar room n. meyhane
trial at bar n. ön mahkeme
bar chart n. sütunlu grafik
bar graph n. sütunlu grafik
blank bar n. tecavüz edildiği iddia edilen yere davalının tayin edilmesini isteyen defi
union of turkish bar associations n. türkiye barolar birliği
common bar n. tecavüz edildiği iddia edilen yere davalının tayin edilmesini isteyen defi
time bar n. zamanaşımı
trial at bar n. yeterli çoğunluk öncesi yapılan mahkeme
bar [uk] n. (lordlar ve avam kamarasında) kamara üyesi olmayanların önünde durduğu sınır
bar [uk] n. (eskiden) avukatlar derneğinde okuyucuları öğrencilerden ayıran bölme
utter bar n. (ingiliz hukukunda) mahkemedeki bölmenin dışında oturan düşük rütbeli avukat heyeti
inner bar n. hükümdarın danışmanı
inner bar n. hükümdarın avukatı
side-bar rule n. mahkemeye resmi başvuru yapılmaksızın icra emri yetkisi veren bir ingiliz kanunu
admit to the bar v. baroya kabul etmek
admit to the bar v. baroya almak
call to the bar v. baroya kaydolmak
bar a claim v. engel olmak
bar a claim v. yasak etmek
be called to the bar [uk] v. avukat olmak
at bar expr. mahkemede
Politics
bar chart n. bar çizelgesi
istanbul bar association n. istanbul barosu
be called within the bar [uk] v. kraliçe danışmanı olarak atanmak
Institutes
ankara bar association n. ankara barosu
ankara bar association children's rights commission n. ankara barosu çocuk hakları komisyonu
ankara bar association human rights commission n. ankara barosu insan hakları komisyonu
ankara bar association women's rights commission n. ankara barosu kadın hukuku komisyonu
bar association n. barolar birliği
istanbul bar association women's rights center n. istanbul barosu kadın hakları uygulama merkezi
istanbul bar association children's rights center n. istanbul barosu çocuk hakları merkezi
istanbul bar association human rights center n. istanbul barosu insan hakları merkezi
union of turkish bar associations n. türkiye barolar birliği
turkish bar association n. türk barolar birliği
Industry
mill bar n. değirmende ticari demire dönüştürülmek üzere doğrudan ham demir veya erimiş metalden haddelenmiş kaba çubuk
Tourism
bar captain n. bar kaptanı
bar supervisor n. bar yöneticisi
best available rate (bar) n. en uygun fiyat
mini-bar n. odalarda hizmete sunulmuş buzdolapları
wine bar n. yiyecek ve içecek sunan bar ya da küçük restoran
honesty bar n. otelde başında görevli bulunmayan bar
open bar n. içeceklerin ücretinin önceden ödendiği bar
oyster bar n. istiridye restoranı
oyster bar n. istiridyeleri ile ünlü restoran
oyster bar n. istiridye alanında uzman restoran
piano bar n. piyano bar
piano bar n. canlı piyano müzikli kokteyl bar
Technical
radius bar n. bir ucu tutturulup diğer ucu dönerken çemberin hareket etmesini sağlayan çubuk
throttling bar n. kısma kolu
timber bar n. kare profilli, bir ucu dik piramit şeklinde olan bir tür manivela
bridge bar n. kare profilli, bir ucu dik piramit şeklinde olan bir tür manivela
hexagonal bar n. altıköşe çubuk
lower locking-bar control n. alt kilitleme çubuğu manivelası
lock-bar bracket n. aşıklı mil yatağı
hexagonal bar n. altıgen kesitli çubuk
anchorage bar n. ankastre çubuk
locking-bar bracket n. aşıklı mil yatağı
gage bar n. açıklık mastarı
hexagon bar n. altıgen çubuk
aluminium bus bar n. alüminyum toplayıcı çubuk
dividing bar n. ayırma bölmesi
gravity bar n. ağırlık çubuğu
current bar n. akım çubuğu
tool bar n. alet çubuğu
removable cross bar n. alınabilir en traversi
bottom apron nose bar n. alt apron burun çubuğu
bottom apron guide bar n. alt apron rehber çubuğu
lower sole bar member n. alt bağlantı
space bar n. ara çubuğu
distance bar n. aralık demiri
bar spacer n. aralık demiri
chili bar n. arıtılmamış kükürtlü bakır
drop bar n. askı çubuğu
locking bar n. aşıklı mil
slice bar n. ateş kontrol çubuğu
weft bar n. atkı bandı
adjusting bar n. ayar çubuğu
spreader bar n. ayraç kolu
bar-coded transport label n. barkotlu taşıma etiketi
tie bar n. bağ çubuğu
electronic components using bar code and two-dimensional symbols n. barkod ve iki boyutlu semboller kullanan elektronik bileşenler
title bar n. başlık çubuğu
tie bar bolt n. barga cıvatası
sinking bar viscometer n. batan çubuk viskometresi
eye bar n. başı delikli çubuk
bar code verifier n. bar kod doğrulayıcı
joint bar n. bağlantı çubuğu
bar coding n. bar kodlama
tie bar n. bağlama çubuğu
bar code symbols n. bar kod sembolleri
bar-code symbols n. barkod sembolleri
feed bar n. besleme çubuğu
traction bar n. beşik sevk çubuğu
copper bar n. bakır bara
bar setting n. bara ayarı
compressed bar n. basınç çubuğu
bus bar n. bara
connecting bar n. bağlama çubuğu
pressure bar n. basınç çubuğu
draw bar end n. bağlantı çubuğu ucu
bogie sole bar n. beşik boy kirişi
depression bar n. baskı çubuğu
compression bar n. basınç çubuğu
supporting bar for luggage-rack n. bagaj atkısı
bar code master test n. barkod ana testi
bar line n. bar ayaklığı
pressure bar n. baskı çubuğu
reading of bar code symbols n. barkod sembollerinin okunması
joint bar n. bağlantı elemanı
bar cutting machine n. bara makinesi
pressure bar n. baskı çıtası
tie bar n. basma kolu
torsion bar spring n. burulma çubuğu yayı
torsion bar n. burma çubuğu
concrete steel bar n. beton çelik çubuk
bar cutter n. betonarme demiri makası
torsion bar n. burulma mili
space bar n. boşluk çubuğu
torsion bar n. burulma çubuğu
reinforcing bar n. betonarme demiri
bogie sole bar n. boji kirişi
longitudinal elastical bar n. boyuna elastik çubuk
notification bar n. bildirim çubuğu
torsion bar coupling n. burulma çubuklu bağlantı
torsion bar suspension n. burulma çubuklu süspansiyon
composite compression bar n. birleşik basınç çubuğu
handle bar n. bisiklet motosiklet vb ini yönetmek için kullanılan ve ön tekere kumanda eden kısım
lug nut bar n. bijon somunu çubuğu
bimetallic bar n. bimetalik çubuk
twisted steel bar n. burulmuş çelik
torsion bar stabilizer n. burulma çubuklu stabilizatör
drawn round bar n. çekilmiş yuvarlak çubuk
tie bar n. çekme kolu çubuğu
notched bar n. çentikli çubuk
bar-steel n. çelik çubuk
frame bar n. çerçeve çubuğu
steel bar n. çelik çubuk
bar joist n. çelik çubuklu yapma kiriş
boring bar n. çap kılavuzu
drain bar n. çekme çubuğu
puller bar n. çektirme kolu
drawn bar n. çekilmiş çubuk
skim bar n. curuf tutucu blok
drawn hexagonal bar n. çekilmiş altıgen çubuk
tow bar n. çeki demiri
tension bar n. çekme çubuğu
draw bar n. cam çekme çubuğu
diagonal bar n. çapraz çubuk
draw bar n. çekme çubuğu
polygonal bar n. çokgensel çubuk
centre draw-bar n. cer çubuğu iç ara parçası
notched bar impact test n. çentikli çubuk çarpma deneyi
bus bar n. çok çubuklu bara
cross bar n. çapraz çubuk
claw bar n. çatal kıskaç
tie bar n. çekme çubuğu
bar-in coil n. çubuklu kangal
stabilizer bar n. denge kolu
bar axis n. çubuk ekseni
bar screen n. çubuklu elek
bar-coded transport and handling label n. çubuk kodlamalı nakil ve kullanım etiketi
impact bar n. darbe çubuğu
bar suspension n. çubuklu süspansiyon
revision bar n. değişiklik çubuğu
bar weight n. çubuk ağırlığı
distribution-bar reinforcement n. dağıtma donatısı
bar graph n. çubuk çizenek
push bar conveyor n. çubuklu konveyör
bar-code n. çubuk kodlama
bar chart n. çubuk diyagramı
bar magnet n. çubuk mıknatıs
backing bar n. destek çubuğu
drilling bar n. delme çubuğu
bar chart n. çubuk çizenek
extruded metal bar n. darçıkımlı metal çubuk
extruded bar n. darçıkımlı çubuk
bar reinforcement n. çubuk donatı
bar-in coil n. çubuk takozlu kangal
bar stock n. çubuk yığını
flask bar n. derece desteği
bar cross-section n. çubuk enkesiti
bar graph n. çubuk grafik
deformed bar n. deforme çelik
magnet bar n. çubuk mıknatısı
bar-code n. çubuk-kod
bar feeder n. çubuk sürücü
equalizer bar n. denge çubuğu