bedensel - Turkish English Dictionary
History

bedensel



Meanings of "bedensel" in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

Turkish English
Common Usage
bedensel physical adj.
bedensel bodily adj.
General
bedensel material adj.
bedensel carnal adj.
bedensel earthy adj.
bedensel gesticical adj.
bedensel fleshly adj.
bedensel brutish adj.
bedensel organic adj.
bedensel personal adj.
bedensel gestic adj.
bedensel sensual adj.
bedensel corporeal adj.
bedensel corporal adj.
bedensel animal adj.
bedensel pandemian adj.
bedensel pandemic adj.
bedensel fleshy adj.
Psychology
bedensel somatic adj.
Archaic
bedensel corpulent adj.
bedensel somatical adj.

Meanings of "bedensel" with other terms in English Turkish Dictionary : 138 result(s)

Turkish English
General
çevrenin etkisiyle insanların zihinsel ve bedensel niteliklerini geliştirme euthenics n.
bedensel ceza corporal punishment n.
saat dilimlerini çok hızlı geçmekten kaynaklanan bedensel ritim bozukluğu jet lag n.
bedensel istekler flesh n.
istemli ve istemsiz bedensel hareketler voluntary and involuntary bodily movements n.
bedensel çalışma physical labour n.
bedensel varlık corporality n.
bedensel beceri physical skill n.
bedensel işlevler bodily functions n.
bedensel gerilimleri azaltmaya dönük bir derin kas masajı tekniği rolfing n.
bedensel hareket bodily movement n.
bedensel çalışma stoop labour n.
bedensel yapı temperament [obsolete] n.
bedensel rahatlık self-ease n.
bedensel mekanizma machine n.
bir kimsenin bedensel, zihinsel veya manevi yapısı make n.
bedensel iş mechanic [obsolete] n.
bedensel biçim dimension [obsolete] n.
bedensel boyutlar dimension [obsolete] n.
zihinsel ve bedensel enerji gumption n.
bedensel zarar personal injury n.
zaruri bedensel ihtiyaçlar daily bread n.
bedensel formluluk corporature n.
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek mind over matter v.
bedensel şehvet ile itibarını düşürmek carnalise v.
bedensel şehvet ile itibarını düşürmek carnalize v.
yoğun bedensel ağrı hissetmek pang v.
başarı (cesaret veya bedensel güç isteyen) feat adj.
özürlü (zihinsel/bedensel) afflicted adj.
bedensel özürlü afflicted adj.
bedensel istekleri tatmin eden voluptuous adj.
bedensel özürlü physical handicapped adj.
bedensel zevklerle ilgili earthy adj.
bedensel özürlü physically handicapped adj.
bedensel özürlü physically disabled adj.
bedensel özürlü physically impaired adj.
aşırı bedensel ultraphysical adj.
bedensel formda olan embodied adj.
hayatını bedensel iş ile kazananlara özgü mechanical adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait mind-body adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren mind-body adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan mind-body adj.
dünyevi veya bedensel zevklere duyarsız mortified adj.
bedensel ihtiyaçları olmayan disincarnate adj.
bedensel kökenli physiogenic adj.
bedensel hislere ait somesthetic adj.
bedensel hisler ile ilişkili somesthetic adj.
bedensel olarak earthily adv.
bedensel olarak corporally adv.
bedensel olarak sensually adv.
bedensel olarak carnally adv.
bedensel olarak corporeally adv.
bedensel olarak substantially adv.
Phrasals
(bedensel yorulma vb'den dolayı) dinlenmek rest from something v.
Phrases
bedensel ve ruhsal olarak in body and mind adv.
Proverb
ruh hastalıkları bedensel hastalıklardan daha tehlikelidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha acı vericidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha zordur diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
ruhsal acı bedensel acıdan daha zordur/tehlikelidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
Colloquial
bedensel görünüşüyle dalga geçme/eleştirme/aşağılama body shaming n.
bedensel görünüşüyle dalga geçmek/eleştirmek body shame v.
Idioms
bedensel arzular/istekler earthly desires n.
bedensel arzular/istekler worldly desires n.
bedensel iş blue collar n.
bedensel iş göre işçi blue-collar staff n.
bedensel çalışma stoop labor n.
tensel/bedensel temasa girmek get physical with someone v.
tensel/bedensel temasa girmek be physical with someone v.
tensel/bedensel temasa girmek get physical v.
bedensel gücünü kullanarak by main force expr.
Trade/Economic
bedensel engelli işçiler disabled workers n.
bedensel çalışma physical labour n.
bedensel iş gören işçi blue-collar worker n.
(el ile yapılan) bedensel iş manual work n.
(el ile yapılan) bedensel iş manual labour n.
(el ile yapılan) bedensel iş manual labor n.
Law
ciddi bedensel zarar tehdidi altında yapılan eyleme ilişkin cezai savunma duress n.
Institutes
bedensel engellilerle dayanışma derneği solidarity association for the physically disabled n.
Insurance
bedensel yaralama yükümlülüğü bodily injury liability n.
Technical
bedensel elektrik organic electricity n.
Construction
bedensel iş yapan işçi ditchdigger n.
Medical
bedensel yaralanmalar personal injuries n.
bedensel özür motor disability n.
bedensel engellilik motor disability n.
bedensel sağlık physical health n.
bedensel sağlık bodily health n.
bedensel uyarı almacı interoceptor n.
bedensel zayıflık diathesis n.
bedensel yaralanma personal injury n.
bedensel sakatlanmalar personal injuries n.
bedensel yaralanma bodily injury n.
kraniosakral terapi (bedensel denge terapisi) craniosacral therapy (cst) n.
kraniosakral terapi (bedensel denge terapisi) cranial sacral bodywork n.
bedensel bozukluk dyscrasy n.
bedensel zayıflık dyscrasy n.
bedensel rahatsızlık fantod n.
bedensel belirti bozukluğu somatic symptom disorder n.
bedensel algılama yetisi somataesthesis n.
bedensel algılama yetisi somatic sense n.
bedensel algılama yetisi somatic sensory n.
bedensel algılama yetisi somatosensory system n.
bedensel engelli physically handicapped adj.
bedensel uyarı alıcı interoceptive adj.
Psychology
bireyin bedensel varoluş farkındalığı coenesthesia n.
bireyin bedensel varoluş farkındalığı cenesthesia n.
bireyin bedensel varoluş farkındalığı coenesthesis n.
bireyin bedensel varoluş farkındalığı cenesthesis n.
bedensel terapi somatic therapy n.
bedensel halusinasyon somatic hallucination n.
bedensel uyum somatic compliance n.
bedensel akıl somatic mind n.
bedensel sinir sistemi somatic nervous system n.
bedensel rahatsızlıklar somatic disorders n.
bedensel zeka bodily intelligence n.
bedensel kuruntu somatic delusion n.
bedensel psikoz somatopsychosis n.
bedensel tip somatotype n.
bedensel sanrı somatic delusion n.
bedensel kaynaklı ruhsal rahatsızlıklar somatopsychic disorders n.
bireyin bedensel eksiklik veya hastalığı andıran şikayetlerinin olması durumu somatoform disorder n.
birincil bedensel-duyusal korteks primary somatosensory cortex n.
bedensel rahatsızlık fantods n.
kişiliğin bireyin bedensel tipine bağlı olduğu fikrini savunan ekol constitutional psychology n.
duygusal ve zihinsel bozuklukların fiziksel kaynaklı olup bedensel lezyonlar sonucu ortaya çıktığı inancı somatism n.
görsel veya işitsel duyulardan çok bedensel hareketin ürettiği hislerle oluşturulan (zihinsel imgeleme) motile adj.
bedensel ceza corporal chastisement
Biology
evrimsel süreçte bedensel yapının basitleşmesini içeren regressive adj.
evrimsel süreçte bedensel yapının basitleşmesiyle ilgili regressive adj.
Education
bedensel-kinestetik zeka bodily-kinesthetic intelligence n.
History
(sinirle veya istemli olarak) bedensel temas pulsation n.
Military
bedensel ve zihinsel dayanıklılık physical and mental endurance n.
bedensel ve ruhsal geliştirme programı reconditioning program n.
Art
(tiyatro veya dansta) anlamlı bedensel hareketler pantomime n.
Archaic
bedensel zevke düşkün kimse epicure n.
iki bedensel sıvıdan biri bile n.
Slang
rahata ve bedensel hazlara düşkün kimse lapling n.
British Slang
bedensel engelli insanların kullanımı için yapılmış alışveriş arabası spazmobile n.
bedensel engelli insanların kullanımı için yapılmış alışveriş arabası spaz chariot n.