Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | bir arada tutmak | hold together v. |
Phrasals | ||
Phrasals | bir arada tutmak | whip in v. |
Phrasals | bir arada tutmak | circle in v. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | çit kazıklarını bir arada tutmak için kazıkların tepesine geçirilen esnek tahta | edder [obsolete] n. |
General | bir yığındaki malzemeleri bir arada tutmak için kullanılan malzeme | matrix n. |
General | nesneleri bir arada tutmak için kullanılan, esnek yapılı doğal veya sentetik kauçuk halka | gum band [pennsylvania] n. |
General | (sadakat) bir arada tutmak | bind v. |
General | (sığır sürüsünü) bir arada tutmak | hold v. |
General | düzensizce bir arada tutmak | lumber v. |
Phrasals | ||
Phrasals | birilerini/bir şeyleri bir arada tutmak | hold someone or something together v. |
Phrasals | bir şeyi bir arada tutmak | hold something together v. |
Colloquial | ||
Colloquial | kendini bir arada tutmak | keep it together v. |
Technical | ||
Technical | parçaları bir arada tutmak için kullanılan parça | pin n. |
Pharmaceutics | ||
Pharmaceutics | sıkıştırılmış tabletin bileşenlerini bir arada tutmak için kullanılan madde | binder n. |
Sport | ||
Sport | bilardoda karambol yapmak için (topları) bir arada tutmak | nurse v. |