|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
devasa ve çok çirkin şey |
monstrosity n.
|
|
2 |
General |
devasa şey |
colossus n.
|
|
3 |
General |
devasa kayalar |
huge rocks n.
|
|
4 |
General |
amerika'da yaşamış devasa büyüklükteki otçul dinozor |
camarasaurus n.
|
|
5 |
General |
devasa olma |
tremendousness n.
|
|
6 |
General |
devasa kozmik ışın yağmuru |
auger shower n.
|
|
7 |
General |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvan |
ground sloth n.
|
|
8 |
General |
devasa ziyafet |
gargantuan feast n.
|
|
9 |
General |
devasa boyutta şey |
behemoth n.
|
|
10 |
General |
devasa güce sahip şey |
behemoth n.
|
|
11 |
General |
devasa görünümlü şey |
behemoth n.
|
|
12 |
General |
devasa kimse |
mastodon n.
|
|
13 |
General |
devasa oluşum |
mastodon n.
|
|
14 |
General |
devasa bir yapı kompleksi |
megaplex n.
|
|
15 |
General |
19 litrelik hacmi bulunan devasa bir şarap şişesi |
melchior n.
|
|
16 |
General |
devasa şey |
humdinger n.
|
|
17 |
General |
devasa boyut veya kuvvete sahip şey |
monolith n.
|
|
18 |
General |
devasa ve çirkin şey |
monstrousness n.
|
|
19 |
General |
devasa kütle |
mountainous n.
|
|
20 |
General |
sonsuz güce sahip devasa şey |
leviathan n.
|
|
21 |
General |
devasa şey |
lunker n.
|
|
22 |
General |
devasa kaya parçası |
grayback [dialect] n.
|
|
23 |
General |
devasa şey |
imperial n.
|
|
24 |
General |
devasa canavar |
kaiju n.
|
|
25 |
General |
devasa şey |
beast n.
|
|
26 |
General |
devasa obje |
supergiant n.
|
|
27 |
General |
devasa şey |
supergiant n.
|
|
28 |
General |
devasa görünmek |
hulk v.
|
|
29 |
General |
devasa hale getirmek |
giantize v.
|
|
30 |
General |
devasa hale getirmek |
giantise v.
|
|
31 |
General |
devasa ve çok çirkin |
monstrous adj.
|
|
32 |
General |
çok büyük/devasa/uzun |
of epic proportions adj.
|
|
33 |
General |
devasa ve güçlü |
mastodonic adj.
|
|
34 |
General |
yapı veya ebat olarak devasa olan |
massy adj.
|
|
35 |
General |
devasa boyutta |
plumping adj.
|
|
36 |
General |
devasa etkisi olan |
shattering adj.
|
|
37 |
General |
devasa bir şekilde |
gigantically adv.
|
|
38 |
General |
devasa bir şekilde |
giantly adv.
|
|
39 |
General |
devasa biçimde |
sizeably adv.
|
|
Colloquial |
|
40 |
Colloquial |
devasa şey |
boomer [australia/new zealand] n.
|
|
Idioms |
|
41 |
Idioms |
devasa ölçekte |
of biblical proportions adj.
|
|
42 |
Idioms |
devasa ölçekte |
to kingdom come adv.
|
|
43 |
Idioms |
devasa ölçekte |
from here to kingdom come adv.
|
|
Trade/Economic |
|
44 |
Trade/Economic |
devasa büyüme |
substantial growth n.
|
|
Architecture |
|
45 |
Architecture |
(güney hindistan'da) hindu tapınağının girişindeki devasa kule |
gopura n.
|
|
46 |
Architecture |
(güney hindistan'da) hindu tapınağının girişindeki devasa kule |
gopuram n.
|
|
Construction |
|
47 |
Construction |
devasa beton yapılarda kullanılan büyük taş |
displacer n.
|
|
Marine Biology |
|
48 |
Marine Biology |
akdeniz'de özgü devasa koni formundaki sert bir ticari sünger |
zimocca (spongia zimocca) n.
|
|
49 |
Marine Biology |
akdeniz'de özgü devasa koni formundaki sert bir ticari sünger |
zimocca sponge (spongia zimocca) n.
|
|
50 |
Marine Biology |
pasifik okyanusu'na özgü çok sayıda badem biçiminde hava kanallarına sahip devasa uzunlukta siyahımsı bir su yosunu |
macrocystis (macrocystis pyrifera) n.
|
|
51 |
Marine Biology |
genellikle üzerinde tüy yapraklar bulunan devasa boyutlarda uzun ince uzantılara sahip laminariaceae familyasında bir kahverengi su yosunu cinsi |
macrocystis n.
|
|
52 |
Marine Biology |
sıcak denizlerde yaşayan manta ve mobula cinsi çeşitli devasa vatozlara verilen ad |
devil ray n.
|
|
53 |
Marine Biology |
sıcak denizlerde yaşayan manta ve mobula cinsi çeşitli devasa vatozlara verilen ad |
devilfish n.
|
|
54 |
Marine Biology |
senozoik çağda yaşamış ve soyu tükenmiş devasa bir köpekbalığı |
megalodon n.
|
|
55 |
Marine Biology |
sıcak denizlerde yaşayan manta ve mobula cinsi çeşitli devasa vatozlara verilen ad |
sea bat n.
|
|
56 |
Marine Biology |
sıcak denizlerde yaşayan manta ve mobula cinsi çeşitli devasa vatozlara verilen ad |
sea devil n.
|
|
57 |
Marine Biology |
kuzey pasifik'te görülen devasa bir su yosunu |
sea-otter's cabbage n.
|
|
58 |
Marine Biology |
kuzey pasifik'te görülen devasa bir su yosunu |
bladder kelp n.
|
|
59 |
Marine Biology |
kuzey pasifik'te görülen devasa bir su yosunu |
nereocystis lütkeana n.
|
|
Astronomy |
|
60 |
Astronomy |
karadelik veya nötron yıldızı gibi devasa ve kompakt astronomik bir cisme doğru düşen cismin gelgit kuvvetleri sebebiyle aşırı uzaması veya genişlemesi |
noodle effect n.
|
|
61 |
Astronomy |
karadelik veya nötron yıldızı gibi devasa ve kompakt astronomik bir cisme doğru düşen cismin gelgit kuvvetleri sebebiyle aşırı uzaması veya genişlemesi |
spaghettification n.
|
|
62 |
Astronomy |
devasa bir gezegenin yörüngesinde küçük cisimlerin meydana getirdiği halka şeklindeki ince şerit |
ring n.
|
|
63 |
Astronomy |
devasa bir galaksi kümesi olduğu düşünülen ve pek çok galaksinin uzaydaki belirli bir noktaya doğru hareket ettiği gerçeğine delil olarak gösterilen büyük kitle |
great attractor n.
|
|
64 |
Astronomy |
aşırı devasa kara delik |
stupendously large black hole n.
|
|
65 |
Astronomy |
galaksiler arası devasa boşluk |
supervoid n.
|
|
66 |
Astronomy |
güneş'in yüzeyinde meydana gelen devasa alev hortumları |
solar tornado n.
|
|
67 |
Astronomy |
aşırı devasa kara delik |
stupendously large black hole (slab) n.
|
|
Zoology |
|
68 |
Zoology |
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad |
mastodon n.
|
|
69 |
Zoology |
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad |
mastodont n.
|
|
70 |
Zoology |
argalinin bir alt türü olarak da sınıflandırılan asya'ya özgü, devasa boynuzlara sahip yabani bir koyun |
marco polo sheep n.
|
|
71 |
Zoology |
argalinin bir alt türü olarak da sınıflandırılan asya'ya özgü, devasa boynuzlara sahip yabani bir koyun |
marco polo's sheep n.
|
|
72 |
Zoology |
asya'ya özgü, devasa boynuzlara sahip yabani bir koyun |
ovis ammon n.
|
|
73 |
Zoology |
argalinin bir alt türü olarak da sınıflandırılan asya'ya özgü, devasa boynuzlara sahip yabani bir koyun |
ovis ammon poli n.
|
|
74 |
Zoology |
düzleşmiş burma şeklinde devasa boynuzları olan büyük yabani bir keçi |
markhoor (capra megaceros) n.
|
|
75 |
Zoology |
geç senozoyik çağ'da yaygın olan, megatherium ve akraba cinslere mensup amerika'ya özgü soyu tükenmiş çeşitli devasa tembel hayvanlara verilen ad |
megathere n.
|
|
76 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvan |
megatherian n.
|
|
77 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvan |
megatherian mammal n.
|
|
78 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvan |
megatheriid n.
|
|
79 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvanları içeren bir familya |
megatheriidae n.
|
|
80 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvanları içeren bir familya |
family megatheriidae n.
|
|
81 |
Zoology |
devasa omurgalı |
megavertebrate n.
|
|
82 |
Zoology |
soyu tükenmiş devasa tembel hayvan |
gravigrade n.
|
|
Botanic |
|
83 |
Botanic |
yenilebilir kuruyemişleri olan, gezginlerin su içtiği devasa bitki türü |
ravenala n.
|
|
84 |
Botanic |
yenilebilir kuruyemişleri olan, gezginlerin su içtiği devasa bitki türü |
traveler's tree (ravenala madagascariensis) n.
|
|
85 |
Botanic |
yenilebilir kuruyemişleri olan, gezginlerin su içtiği devasa bitki türü |
traveller's tree n.
|
|
86 |
Botanic |
kaliforniya ve oregon'da yetişen, beşli yaprakları olan ve yumuşak kereste veren devasa bir çam ağacı |
lambert pine (pinus lambertiana) n.
|
|
87 |
Botanic |
kaliforniya ve oregon'da yetişen, beşli yaprakları olan ve yumuşak kereste veren devasa bir çam ağacı |
sugar pine n.
|
|
88 |
Botanic |
yenilebilir kuruyemişleri olan, gezginlerin gövdesinden su içtiği devasa bir bitki |
traveler's palm (ravenala madagascariensis) n.
|
|
89 |
Botanic |
yenilebilir kuruyemişleri olan, gezginlerin gövdesinden su içtiği devasa bir bitki |
traveler's-tree n.
|
|
90 |
Botanic |
abd'nin güneyine özgü, büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu devasa beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç |
bull bay (magnolia grandiflora) n.
|
|
91 |
Botanic |
abd'nin güneyine özgü, büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu devasa beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç |
evergreen magnolia (magnolia grandiflora) n.
|
|
92 |
Botanic |
abd'nin güneyine özgü, büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu devasa beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç |
large-flowering magnolia (magnolia grandiflora) n.
|
|
93 |
Botanic |
abd'nin güneyine özgü, büyük sert parlak yaprakları ve hoş kokulu devasa beyaz çiçekleri olan yaprak dökmeyen bir ağaç |
southern magnolia (magnolia grandiflora) n.
|
|
94 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü, devasa yaprakları ve dipleri mora çalan büyük krem rengi çiçekleri olan yaprak döken büyük bir ağaç |
bigleaf magnolia (magnolia macrophylla) n.
|
|
95 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü, devasa yaprakları ve dipleri mora çalan büyük krem rengi çiçekleri olan yaprak döken büyük bir ağaç |
great-leaved macrophylla (magnolia macrophylla) n.
|
|
96 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü, devasa yaprakları ve dipleri mora çalan büyük krem rengi çiçekleri olan yaprak döken büyük bir ağaç |
large-leaved cucumber tree (magnolia macrophylla) n.
|
|
97 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü, devasa yaprakları ve dipleri mora çalan büyük krem rengi çiçekleri olan yaprak döken büyük bir ağaç |
large-leaved magnolia (magnolia macrophylla) n.
|
|
98 |
Botanic |
marattiales takımını oluşturan ve çoğunlukla devasa yapraklı tropik eğrelti otlarından meydana gelen bir familya |
marattiaceae n.
|
|
99 |
Botanic |
marattiales takımını oluşturan ve çoğunlukla devasa yapraklı tropik eğrelti otlarından meydana gelen bir familya |
family marattiaceae n.
|
|
Literature |
|
100 |
Literature |
devasa bir boyuta ulaşan, hareket edebilen ve insanları öldürebilen kurgusal bitki |
triffid n.
|
|
101 |
Literature |
avrupa hiciv eserlerinde görülen inek formunda devasa bir canavar |
chichevache n.
|
|
102 |
Literature |
insan öldüren devasa kurgusal bitkiye benzeyen |
triffidian adj.
|
|
103 |
Literature |
insan öldüren devasa kurgusal bitkiye benzeyen |
triffidy adj.
|
|
History |
|
104 |
History |
evrenin başlangıcını meydana getirdiğine inanılan devasa patlama |
the big bang n.
|
|
Archaeology |
|
105 |
Archaeology |
güney amerika'da yaşamış soyu tükenmiş devasa bir otçul memeli |
toxodon n.
|
|
106 |
Archaeology |
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor |
tyrannosaur (tyrannosaurus rex) n.
|
|
107 |
Archaeology |
bıçak benzeri tırtıklı devasa dişleri olan büyük etçil iki ayaklı bir dinozor |
tyrannosaurus n.
|
|
108 |
Archaeology |
çeşitli prehistorik anıtlarda kullanılan işlenmemiş devasa taşlar |
megalith n.
|
|
109 |
Archaeology |
m.ö. 4. bin yıla tarihlendiği düşünülüp yer altında veya höyükle örtülü olabilen devasa taşlardan inşa edilmiş mezar odaları |
megalithic tomb n.
|
|
110 |
Archaeology |
paskalya adası'nda bulunan devasa oyma taş figürler |
moai n.
|
|
111 |
Archaeology |
işlenmemiş devasa taşlarla inşa edilmiş |
megalithic adj.
|
|
Geography |
|
112 |
Geography |
güney afrika'da devasa bir şelale |
tugela n.
|
|
113 |
Geography |
güney afrika'da devasa bir şelale |
tugela falls n.
|
|
Geology |
|
114 |
Geology |
devasa boyutlardaki yanal itme bloğu |
thrust plate n.
|
|
115 |
Geology |
devasa boyutlardaki yanal itme bloğu |
thrust sheet n.
|
|
Military |
|
116 |
Military |
(mızrak atmak için surlarla çevrili bir bölge duvarına sabitlenen) devasa yay |
ribaudequin n.
|
|
117 |
Military |
(askeri birlik) devasa ölçü |
strength n.
|
|
Sport |
|
118 |
Sport |
spor müsabakalarında kullanılan devasa boyuttaki televizyon |
jumbotron n.
|
|
119 |
Sport |
spor müsabakalarında kullanılan devasa boyuttaki televizyon |
jumbovision n.
|
|
Art |
|
120 |
Art |
bir zamanlar rodos limanının girişinde yer alan bronzdan yapılmış devasa apollon heykeli |
rhodes n.
|
|
Cinema |
|
121 |
Cinema |
birkaç filme ismini vermiş kurgu ürünü devasa bir goril |
king kong n.
|
|
Mythology |
|
122 |
Mythology |
devasa bir mitolojik ağaç |
igdrasil n.
|
|
123 |
Mythology |
uzuvsuz ve kanatsız devasa bir ejderha ya da ejderha benzeri yaratık |
wyrm n.
|
|
Reptiles |
|
124 |
Reptiles |
devasa boyutta otçul bir dinozor alt takımı |
sauropodomorpha n.
|
|
125 |
Reptiles |
devasa boyutta otçul bir dinozor alt takımı |
suborder sauropodomorpha n.
|
|
Entomology |
|
126 |
Entomology |
asya'da yaygın bulunan, bazen ipek üretiminde kullanılan renkli ve devasa bir güve |
atlas moth (attacus atlas) n.
|
|
Slang |
|
127 |
Slang |
devasa şey |
dinger n.
|
|
128 |
Slang |
devasa ve çirkin şey |
slapper [dated] n.
|
|
129 |
Slang |
devasa şey |
smasher [dated] n.
|
|
130 |
Slang |
devasa şey |
sollicker [australia] n.
|
|
131 |
Slang |
devasa şey |
sollicker [australia] n.
|
|
British Slang |
|
132 |
British Slang |
evde büyütülen devasa bir bitki |
triffid n.
|
|
133 |
British Slang |
devasa bir penisi olmak |
hung like a horse / donkey v.
|
|
Paleontology |
|
134 |
Paleontology |
geç jura dönemi'nde colorado ve wyoming 'te yaşamış devasa otçul dinozorları içeren, sauropoda alt takımına mensup bir cins |
diplodocus n.
|
|
135 |
Paleontology |
karbonifer döneminde yaşamış devasa bir kırkayak |
arthropleura n.
|
|