drag - Turkish English Dictionary
History

drag

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "drag" in Turkish English Dictionary : 210 result(s)

English Turkish
Common Usage
drag v. sürüklemek
General
drag n. engel
drag n. çekme
drag n. kızak
drag n. tarak
drag n. sıkıcı tip
drag n. sürüklenen şey
drag n. zahmetli şey
drag n. ağır hareket
drag n. etki
drag n. geri zekalı tip
drag n. nefes
drag n. direnç
drag n. mani
drag n. aptal
drag n. fırt
drag n. tırmık
drag n. el arabası
drag n. trol
drag n. hava direnci
drag n. atlı araba
drag n. koku (av)
drag n. sürükleme
drag n. havanın aerodinamik direnci
drag n. sıvacı tarağı
drag n. kişinin giydiği karşı cinse ait elbise
drag n. zorlama
drag n. gerilme
drag n. boşaltma
drag n. tahliye etme
drag n. yük
drag n. yükleme
drag n. tazılara koku izi bırakması için yere sürtülen nesne
drag n. yavaşlamış hareket
drag n. zorlukla gerçekleşen hareket
drag n. aşırı yavaşlık
drag n. hareketin engellenmesi
drag n. içecek
drag n. içki
drag n. ilerlemeyi geciktiren şey
drag n. bezdirici
drag n. karşı cinsin kıyafetini giyme
drag n. cadde
drag v. sürünmek
drag v. uzamak
drag v. söz konusu etmek
drag v. taramak (toprağı)
drag v. sürüncemede kalmak
drag v. ağ ile suyun dibini taramak
drag v. ağırdan almak
drag v. durgunlaşmak
drag v. bitmek bilmemek
drag v. yoklamak
drag v. geçmek bilmemek
drag v. sürümek
drag v. yük çekmek
drag v. geride kalmak
drag v. taramak
drag v. sürüklenmek
drag v. sokmak
drag v. bulaştırmak
drag v. çekmek
drag v. uzayıp gitmek
drag v. sürüklemek
drag v. suyun dibini taramak
drag v. ekskavatörle taramak
drag v. yerde çekmek
drag v. gerisine düşmek
drag v. acı çekerek zaman geçirmek
drag v. bıkkın bir şekilde vakit geçirmek
drag v. mutsuzluk içinde zaman geçirmek
drag v. gereğinden fazla uzatmak
drag v. fazla uzatarak baymak
drag v. (arazi, toprak yol) üzerinde sürüklemek
drag v. aramak
drag v. yoklamak
drag v. altını üstüne getirmek
drag v. yavaşlatmak
drag v. geciktirmek
drag v. taşın yüzeyini bilemek
drag v. çekerek çıkarmak
drag v. (bir şeyi) zorla itiraf ettirmek
drag v. (bir şeyi) zorla kabul ettirmek
drag v. ağır ağır ilerlemek
drag v. yavaşça ilerlemek
drag v. zorlukla ilerlemek
drag v. uzunluğuyla bezdirmek
drag v. yüzeyde sürtünerek hareket etmek
drag v. halsiz hissetmek
drag v. neşesiz hissetmek
drag v. ilgisiz hissetmek
drag v. umursamazca davranmak
drag v. (birini) almak
drag v. (birine) eşlik etmek
drag v. (nahoş, sıkıcı bir konudan) bahsetmek
drag v. ayakları sürüyerek yürümek
drag v. çeke çeke götürmek
drag adj. karşı cinsle ilgili
drag adj. karşı cinsin kıyafetlerini giyen
drag adj. karşı cinsin kıyafetlerini giyen kimseye özgü
Colloquial
drag n. erkek kıyafeti giyen kadın
drag n. kadın kıyafeti giyen erkek
drag n. karşı cins gibi giyinen kadın/erkek
drag n. sıkıcı kişi/şey/iş
drag n. ana cadde
drag n. (restoran, bar ve mağazaların olduğu) ana yol
drag n. nefes (sigara, pipo)
drag n. çekilen nefes
drag n. nefes çekme
drag n. fırt
drag n. fırt çekme
drag v. karşı cinsin kıyafetlerini giymek
drag v. abartılı giyinmek (drag queen/traliçe gibi bir performansın parçası olarak)
drag v. nefes çekmek/almak (sigara, pipo)
drag v. fırt çekmek
drag v. araba yarıştırmak
drag v. araba yarışı yapmak
drag v. drag yarışı yapmak
Idioms
drag n. bayık
drag n. sıkıcı kişi/iş
drag n. bayıcı iş
drag n. (mağazalarla dolu) cadde
drag n. fırt
drag n. abartılı şekilde kadın/erkek gibi giyinen
drag n. zenne
drag n. dam/kavalye
drag n. dans
drag n. balo
drag n. parti
drag v. fırt çekmek
drag v. kafa bulmak
drag v. alay etmek
drag v. tefe koymak
drag v. taşak geçmek
drag v. tiye almak
drag v. maytap geçmek
drag v. eziklemek
Technical
drag n. alt derece (döküm)
drag n. çekme direnci
drag n. döküm derecesinin alt parçası
drag n. geri sürükleme
drag n. hareketli bir cisme karşı bir sıvının direnci
drag n. sürüklenme
drag n. uçakların hareketine karşı havanın gösterdiği direnç
drag n. uçağın havada ilerlemesine karşı havanın gösterdiği direnç
drag n. yumuşak taşların bileylenmesinde kullanılan çelik alet
drag n. (yol) zemin düzleştirme aleti
drag n. şamandıra
drag n. şantiyenin bir kısmından diğerine gidip gelen devreli motorlu tren vagonu
drag n. fay kuşağı içinde ve boyunca bulunan kırılmış ve ezilmiş cevher
drag n. su altındaki nesneleri bulup çıkarmakta kullanılan alet
drag n. (kereste fabrikasında) tomruk arabası
drag n. bıçağın hareket yönünde kesilen kitap yapraklarını kaydıran hareket
drag v. üzerinde boya olan bir fırçayı yapışkan yüzeye sürerek zemin rengi aralardan görünecek şekilde boyamak
drag v. (freni) serbest bırakamamak
drag v. (freni) bırakamamak
Computer
drag n. sürükleme
drag v. fareyle (bilgisayar ekranındaki öğeleri) hareket ettirmek
drag expr. sürükle
Mechanic
drag n. alt döküm derecesi
Textile
drag n. pamuk liflerinin kopma direnci
Automotive
drag n. drag yarışı
drag n. hava direnci
drag v. sürtünmek
Transportation
drag n. araç tekerleğinin hareketini rötara almada kullanılan takoz
Railway
drag n. yavaş yük treni
Aeronautic
drag n. engelleme kuvveti
drag n. uçağın hareketi esnasında havanın gösterdiği direnç
drag v. (acil iniş için) yüzey koşullarını gözlem için alçaktan uçmak
Marine
drag n. deniz demiri
drag n. gemiyi yavaşlatması için gemiden denize atılan ağırlık
drag n. deniz demiri
drag v. sürüklemek
drag v. denizin dibinde sürüklemek
drag v. çapayı sürüklemek
Mining
drag n. çekme çubuğu
drag n. cer çubuğu
Agriculture
drag v. tırmık kullanarak (toprağı) yumuşatıp ufalamak
Breeding
drag n. sürünün arka kısmı
drag n. sürüdeki zayıf hayvan
drag n. sürüde yürümekten ayakları yaralanmış hayvan
drag n. sürünün zayıf kısmını takip etmek için görevlendirilenler
Fishery
drag v. dip tarama ağıyla yakalamak
drag v. trol ağıyla yakalamak
drag v. ağ ile balık yakalamak
drag v. ağ ile (suyu) taramak
Social Sciences
drag n. bir gösterinin parçası olarak cinsiyetlendirilmiş kostümler giyen kişi
Geology
drag n. fay hattına bitişik kayaç tabakasının kıvrılması
Hunting
drag n. hayvanın bıraktığı koku
drag n. yapay koku bırakmak için yere sürülen şey
drag n. tazıların yapay kokusundan takip ettiği av
Sport
drag n. rakip güreşçiyi kollarından sarıp düşürme
drag v. vurma anında sopayı geri çekerek ve atıcıya doğru dönmeden yavaşça vurmak
Football
drag v. hedefe vurmak
Music
drag n. (ut çalarken) ses perdesini azaltma
drag n. vuruştan önce iki hızlı çarpma notasının çalındığı üçlü davul vuruşu
drag n. bir tür dans adımı
Slang
drag n. iltimas
drag n. cadde
drag n. yol
drag v. alay etmek
drag v. dalga geçmek
drag v. alay konusu yapmak
drag v. maskara etmek
drag v. komik duruma düşürmek
drag v. linç etmek
drag v. komik duruma düşürmek
drag v. rezil etmek
drag v. tiye almak
drag v. trollemek

Meanings of "drag" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
drag saw n. çekme testere
wall drag n. duvar sürüklenmesi
drag rope n. çekme halatı
a drag on someone n. ayak bağı
drag queen contest n. zenne yarışması
drag queen n. zenne
drag chain n. bağlama zinciri
drag rope n. çekme ipi
lift drag ratio n. kaldırma sürükleme oranı
a drag on someone n. köstek
a knock-down drag-out fight n. meydan kavgası
a knock-down drag-out fight n. şiddetli ağız kavgası
drag race n. kısa mesafeli bir araba yarışı
drag queen n. kadın elbisesi giyen erkek
drag race n. kısa mesafeli araba yarışı
drag racing n. aynı anda iki aracın yarıştığı bir çeşit araba/motor yarışı
drag king n. erkek kıyafetleri giyerek insanları eğlendiren, şarkı söyleyen, dans eden kadın gösterici
drag race n. kalkış yarışı
drag on v. uzayıp gitmek
drag down v. alçaltmak
drag one's heels v. istemeyerek gitmek veya kabul etmek
drag on v. sürmek
drag up v. kurcalamak
drag something into a deadlock v. açmaza sürüklemek
drag on v. geçmek bilmemek
drag out v. sürüncemede bırakmak
drag up v. abartmak
drag out v. uzatmak
drag down v. yıkmak
drag in v. zorla yaptırmak
drag on v. uzamak
drag down v. perişan etmek
drag one's heels v. ayakları geri geri gitmek
drag on v. bitmek bilmemek
drag out v. sızdırmak
drag on v. beklenenden daha uzun sürmek
make somebody drag v. sürütmek
drag one's feet v. ağırdan almak
drag in v. zorlamak
drag on v. sürüklenmek
drag along v. sürüklemek
drag along v. sürümek
drag behind v. geçmek bilmemek
drag on v. sürüncemede kalmak
drag something out v. uzatmak
drag up v. açığa çıkarmak
drag up v. araştırmak
drag out v. bir olayı uzatmak
drag on v. bir iş uzamak
drag out v. gereksiz yere uzamak
drag into a loss v. zarara sürüklemek
drag one's feet v. işi ağırdan almak
drag into the jungle v. ormana sürüklemek
drag the nets along the bottom v. ağları dipten sürümek
drag over a chair v. bir sandalye çekmek
drag an anchor v. çapayı sürüklemek
drag factor v. ağırlık ile kuvvet uygulamak
drag out v. zorla çekmek
drag out v. zorla çıkarmak
drag up v. (çocuğu) kötü ve disiplinsiz yetiştirmek
drag up v. (nahoş durumu) ortaya çıkarmak
drag up v. (nahoş durumu) dile getirmek
drag-footed adj. aksak
drag-footed adj. topal
Phrasals
drag something from one place to another v. bir şeyi bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak
drag off v. çekerek taşımak
drag away v. sürükleyerek uzaklaştırmak
drag away v. sürüklemek
drag something away v. sürükleyerek çıkarmak
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeyin) içine çekmek
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeyin) içine sürüklemek
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeyin) içine itmek
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeye) bulaştırmak
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeye) karıştırmak
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeye) zorla dahil etmek
drag (someone) into (something) v. (birini bir şeye) katılmaya ikna etmek
drag (someone) into (something) v. (birini istemediği bir şeyin) içine dahil etmek
drag (someone) into (something) v. (birini istemediği bir görüşmenin/konuşmanın) içine almak
drag (someone) into (something) v. (birini istemediği bir görüşmenin/konuşmanın) içine çekmek
drag (someone) into (something) v. (birini istemediği bir görüşmeye/konuşmaya) karıştırmak
drag (someone or something) away v. (birini/bir şeyi) sürükleyerek uzaklaştırmak
drag (someone or something) away v. (birini/bir şeyi) sürükleyerek götürmek/çıkarmak
drag (someone or something) away v. (birini/bir şeyi) çekerek uzaklaştırmak/çıkarmak
drag (someone or something) away v. (birini/bir şeyi) çekiştirerek uzaklaştırmak
drag something away (from something) v. bir şeyi (bir şeyden) sürükleyerek uzaklaştırmak
drag something away (from something) v. bir şeyi (bir şeyden) çekerek uzaklaştırmak
drag something away (from something) v. bir şeyi (bir şeyden) iterek uzaklaştırmak
drag something away v. bir şeyi (bir şeyden) sürükleyerek uzaklaştırmak
drag something away v. bir şeyi (bir şeyden) çekerek uzaklaştırmak
drag something away v. bir şeyi (bir şeyden) iterek uzaklaştırmak
drag (something) into (something) v. (bir şeyi bir şeyin) içine çekmek
drag (something) into (something) v. (bir şeyi konuya) dahil etmek
drag (something) to (something) v. (bir şeyi bir şeyin) içine çekmek
drag (something) to (something) v. (bir şeyi konuya) dahil etmek
drag in v. sürükleyerek içeri getirmek/taşımak
drag in v. çekerek içeri getirmek/taşımak
drag in v. -in içinde/üstünde sürüklemek
drag in v. -in/içinde üstünde sürümek
drag in v. (bilgisayar ekranında bir şeyi) bir şeyin içine sürüklemek
drag in v. çeke çeke getirmek/götürmek
drag in v. zorla getirmek/götürmek
drag in v. içine çekmek
drag in v. konuya dahil etmek
Colloquial
a drag n. ayak bağı
a drag n. külfet
drag marks n. sürüklenme izleri
a drag n. yük
drag [dated] n. dam (bir randevuda/dansta erkeğe eşlik eden kadın)
(a) drag n. yük
(a) drag n. ayak bağı
(a) drag n. külfet
(a) drag n. sıkıcı şey
(a) drag n. sinir bozucu kişi
(a) drag n. sıkıcı kişi
(a) drag n. gıcık kişi
(a) drag n. musallat olan kişi
(a) drag n. baş belası
(a) drag n. can sıkıcı kişi
(a) drag n. rahatsızlık veren kişi
(a) drag n. trol
(a) drag n. sigaradan alınan/çekilen bir nefes
drag on (someone) n. (birinin) üzerine yük olan şey/kimse
drag on (someone) n. (biri) için stresli olan şey/kimse
drag on (someone) n. (biri) için külfetli olan şey/kimse
drag on (something) n. (bir şeyden) bir nefes
drag on (something) n. (bir şeyden) bir fırt
a drag (on someone) n. (birine) yük
a drag (on someone) n. (birine) sıkıntı
a drag (on something) n. (bir şeyden) bir nefes
a drag (on something) n. (sigaradan) bir nefes çekme
drag on (someone or something) n. (birine/bir şeye) yük
drag on (someone or something) n. (birinin/bir şeyin) üstünde/sırtında yük
drag on (someone or something) n. (birine/bir şeye) külfet
drag on (someone or something) n. (biri/bir şey) için stres/sıkıntı
drag on (something) n. (bir şeyden) bir nefes
drag on (something) n. (bir şeyden) bir fırt
drag racing n. yasadışı sokak yarışı
drag one's feet v. ayak sürümek
drag one's heels v. ayak sürümek
have a drag v. bir fırt çekmek
drag one's feet v. oyalanmak
drag one's heels v. oyalanmak
(a) drag v. sigaradan bir nefes almak/çekmek
drag (one's) tail v. kıçını sürümek
drag (one's) tail v. sallanmak
drag (one's) tail v. ağırdan almak
drag (one's) tail v. aylaklık/tembellik yapmak
drag (one's) tail v. ağır ağır/yavaş yavaş/uyuşuk uyuşuk yapmak
drag (one's) tail v. gönülsüzce/isteksiz yapmak
drag (one's) tail v. ayak sürümek
drag (one's) tail v. (bir yeri) terk etmek
drag (one's) tail v. çıkıp gitmek
drag (one's) tail v. defolup gitmek
drag (one's) tail v. kıçını kıpırdatmak/kaldırmak
drag (one's) tail v. hemen çıkıp gitmek
in drag adj. kadın elbisesi giymiş
in drag expr. karşı cinse ait elbiseler giyen
Idioms
a drag n. bayık
a drag n. sıkıcı kişi/iş
a drag n. bayıcı iş
knock-down-drag-out (us) n. ağız dalaşı
the main drag n. ana arter
drag-out fight n. ciddi kapışma
drag-out fight n. ciddi kavga
the main drag n. şehrin en büyük caddesi
knock-down-drag-out n. aşırı şiddetli kavga
knock-down-drag-out n. aşırı şiddetli tartışma
knockdown drag-out fight n. uzun uzadıya kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. çekişmeli (kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. gergin kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. aşırı şiddetli kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. hararetli kavga/mücadele
knockdown drag-out fight n. feci sert kavga/mücadele
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. kendi kanatlarıyla uçmak
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. başkalarından yardım/destek almadan başarmak
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. kendi çabasıyla başarmak
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. başarısını kendine borçlu olmak
drag yourself up by your own bootstraps v. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek
drag yourself up by your own bootstraps v. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek
drag yourself up by your own bootstraps v. kendi kanatlarıyla uçmak
drag somebody's name through the mud v. adına leke sürmek
drag somebody's name through the mire v. adına leke sürmek
drag somebody's name through the mire v. adını lekelemek
drag somebody's name through the mud v. adını lekelemek
drag through the mud v. ağır biçimde eleştirmek
drag one's feet v. ağırdan almak
drag one's heels v. ağırdan almak
get into a knock-down-drag-out fight (us) v. ağız dalaşına girmek
drag out of v. ağzından almak (laf vb)
drag its heels v. ayak sürümek
drag one's feet v. ayakları geri geri gitmek
drag somebody over the coals v. azarlamak
wild horses couldn't drag someone away v. bir şeyin başından kalkamamak
drag its heels v. birşeyi istemeye istemeye yapmak
drag somebody over the coals v. birisini haşlamak
drag somebody over the coals v. birine ağzının payını vermek
wild horses couldn't drag someone away v. dünya yansa umrunda olmamak
drag somebody's name through the mire v. haysiyetini iki paralık etmek
drag somebody's name through the mud v. haysiyetini iki paralık etmek
drag somebody over the coals v. itin götüne sokmak
drag one's heels v. işi yavaşlatmak
drag one's feet v. işi yavaşlatmak
has the world by the tail with a downhill drag v. mutlu ve başarılı bir konumda olmak
drag through the mud v. yerden yere vurmak
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. dişini tırnağına takarak durumu düzeltmek
drag (oneself) up by (one's) (own) bootstraps v. kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. kendi kanatlarıyla uçmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. başkalarından yardım/destek almadan başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. kendi çabasıyla başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps v. başarısını kendine borçlu olmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini/bir şeyi) sürükleyerek (bir şeyden) uzaklaştırmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini/bir şeyi) çekerek (bir şeyden) uzaklaştırmak/çıkarmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini) sürükleyerek (bir yerden) götürmek/çıkarmak/uzaklaştırmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini) çekiştirerek (bir yerden/bir şeyden) uzaklaştırmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini bir yerden/aktiviteden) uzaklaştırmaya çalışmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini bir yerden/aktiviteden) koparmaya çalışmak
drag (someone or something) away from (something) v. (birini bir yerden/aktiviteden) ayırmaya çalışmak
drag someone or something through the dirt v. birine/bir şeye çamur atmak
drag someone or something through the dirt v. birine/bir şeye suç atmak
drag someone or something through the dirt v. birine/bir şeye zarar verecek şeyler söylemek/yapmak
drag someone or something through the dirt v. birinin/bir şeyin adına leke sürmek
drag someone or something through the dirt v. birinin/bir şeyin itibarını zedeleyecek şeyler söylemek veya yapmak
drag someone or something through the dirt v. birinin/bir şeyin şerefini veya itibarını iki paralık etmek
drag someone or something through the dirt v. birine/bir şeye zarar verici ithamlarda bulunmak
drag someone or something through the mud v. birine/bir şeye çamur atmak
drag someone or something through the mud v. birine/bir şeye suç atmak
drag someone or something through the mud v. birine/bir şeye zarar verecek şeyler söylemek/yapmak
drag someone or something through the mud v. birinin/bir şeyin adına leke sürmek
drag someone or something through the mud v. birinin/bir şeyin itibarını zedeleyecek şeyler söylemek veya yapmak
drag someone or something through the mud v. birinin/bir şeyin şerefini veya itibarını iki paralık etmek
drag someone or something through the mud v. birine/bir şeye zarar verici ithamlarda bulunmak
drag someone kicking and screaming v. birini zorla götürmek
drag someone kicking and screaming v. birine isteği dışında bir şey yapmak/yaptırmak
drag someone kicking and screaming v. birini yaka paça götürmek
drag someone kicking and screaming v. birini ite kaka götürmek
drag someone kicking and screaming v. birini zorla sürüklemek
drag someone kicking and screaming v. birini yaka paça sürüklemek
drag someone kicking and screaming v. birini ite kaka sürüklemek
be a drag on (one) v. (birine) ayak bağı olmak
be a drag on (one) v. (birine) köstek olmak
be a drag on (one) v. (birine) yük olmak
be a drag on (one) v. (birine) sıkıntı olmak
drag someone's name in the mud v. adına leke sürmek
drag someone's name in the mud v. adını lekelemek
drag someone's name in the mud v. haysiyetini iki paralık etmek
drag (one) over the coals v. (birini) azarlamak
drag (one) over the coals v. (birine) ağzının payını vermek
drag (one) over the coals v. (birini) haşlamak
drag (one) over the coals v. (birini) itin götüne sokmak
drag (one's) name through the mire v. (birinin) adına leke sürmek
drag (one's) name through the mire v. (birinin) adını lekelemek
drag (one's) name through the mire v. (birinin) haysiyetini iki paralık etmek
drag (one's) name through the mud v. (birinin) adına leke sürmek
drag (one's) name through the mud v. (birinin) adını lekelemek
drag (one's) name through the mud v. (birinin) haysiyetini iki paralık etmek
drag (one's) name through the mud v. (birine) çamur atmak
drag your feet v. ayağını sürümek
drag your feet v. ağırdan almak
drag your feet v. oyalanmak
drag your feet v. yavaş hareket etmek
drag your feet v. ayakları geri geri gitmek
drag your heels v. ayağını sürümek
drag your heels v. ağırdan almak
drag your heels v. oyalanmak
drag your heels v. yavaş hareket etmek
drag your heels v. ayakları geri geri gitmek
drag/pull yourself up by your bootstraps v. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps v. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps v. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps v. kendi kanatlarıyla uçmak
drag/pull yourself up by your bootstraps v. başkalarından yardım/destek almadan başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps v. kendi çabasıyla başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps v. kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps v. başarısını kendine borçlu olmak
take a drag (on something) v. (bir şeyden) bir nefes almak/çekmek
take a drag (on something) v. sigaradan bir nefes almak/çekmek
take a drag (on something) v. (bir şeyden) bir fırt almak/çekmek
take a drag (on something) v. sigaradan bir fırt almak/çekmek
drag your coat v. aranmak
drag your coat v. belasını aramak
drag your coat v. atışmaya çanak tutmak
drag your coat v. kavgaya çanak tutmak
wild horses couldn't drag away v. başından kalkamamak
wild horses couldn't drag away v. dünya yansa umurunda olmamak
knock-down-and-drag-out adj. aşırı şiddetli
knock-down-and-drag-out adj. feci sert
knock-down-drag-out adj. büyük bir şiddet, acımasızlık ve düşmanlık içeren
wild horses couldn't drag me expr. beni oraya gitmeye hiçbir şey ikna edemez
wild horses could not drag him expr. dünya yansa umurunda değil
wild horses couldn't drag me there! expr. dünyada oraya gitmem!
knock-down drag-out expr. uzun uzadıya (kavga/tartışma)
knock-down drag-out expr. çekişmeli (kavga/tartışma)
knock-down drag-out expr. gergin (kavga/tartışma)
knock-down drag-out expr. aşırı şiddetli (kavga/tartışma)
knock-down drag-out expr. hararetli (kavga/tartışma)
knock-down drag-out expr. feci sert (kavga/tartışma)
wild horses couldn't drag (one) to (something) expr. hiçbir güç (birini bir şeye) çekemez/götüremez
wild horses couldn't drag (one) to (something) expr. (biri bir şeye) dünyada/ölse gitmez
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. hiçbir güç (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. (biri bir şeyi) dünyada/ölse söylemez
wild horses couldn't drag (something) from (one) expr. feriştahı gelse (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses won't drag someone to something (or something from someone) expr. hiçbir güç birini bir şeye/(bir şeyi birine) çekemez/götüremez
wild horses won't drag someone to something (or something from someone) expr. biri bir şeye dünyada/ölse gitmez
wild horses wouldn't drag (one) to (something) expr. hiçbir güç (birini bir şeye) çekemez/götüremez
wild horses wouldn't drag (one) to (something) expr. (biri bir şeye) dünyada/ölse gitmez
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. hiçbir güç (birinden bir bilgiyi) alamaz
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. (biri bir şeyi) dünyada/ölse söylemez
wild horses wouldn't drag (something) from (one) expr. feriştahı gelse (birinden bir bilgiyi) alamaz
Speaking
what a drag! expr. amma sıkıcı!
don't drag it out! expr. hadi hadi!
Trade/Economic
drag-along right n. birlikte satışa zorlama hakkı
fiscal drag n. mali sürükleme
fiscal drag n. mali engel
drag-along right n. sürükleme hakkı
drag-along right n. katma hakkı
drag-along right n. azınlık hissedarının, çoğunluk hissedarı tarafından bir şirketin satışına katılmaya zorlanmasını sağlayan sözleşme hükmü
fiscal drag n. (enflasyon döneminde) artan gelirlerin insanları yüksek vergi dilimine çekmesi
fiscal drag n. (enflasyon döneminde) gelir arttıkça alım gücünün azalması
drag down v. aşağı çekmek (fiyat vb)
Advertising
drag&drop n. sürükle-bırak
drag-and-drop n. sürükle-bırak
Technical
aerodynamic drag n. aerodinamik sürtünme
drag over mill n. aşırtma hadde
drag over rolling mill n. aşırtma haddeli haddehane
drag over rolling n. aşırtmalı haddeleme
pier drag n. ayak direnci
induced drag n. baskılı sürüklenme
threshold drag n. başlangıç sürüklemesi
drag rope n. çekme ipi
drag-line n. çeneli ekskavatör
drag rope n. çekme halatı
drag chain n. çekme zinciri
drag saw n. çekme testere
drag-line bucket n. çekme kepçe
drag ladle n. cam kırığı potası
drag-out n. dışarı sürüklenme
drag link end n. direksiyon çubuğu ucu
drag-line n. dreglayn
drag coefficient n. direnç katsayısı
drag link n. direksiyon çekme kolu
drag link n. direksiyon rotilli kol
induced drag n. endüktif gerileme
drag carrier n. halatlı araba
parasite drag n. hava akışının yüzey ve şekille sürtünmesinden doğan geri sürüklenme
drag link n. istikamet çubuğu
drag-in n. içeri sürüklenme
drag marks n. ince dikey yüzey çizikleri
blade drag bit n. kanatlı matkap ucu
mould drag n. kalıp altderecesi
impurity drag n. katışkı sürünmesi
drag link arm n. kumanda kolu
critical drag velocity n. kritik sürükleme hızı
normal drag n. normal sürükleme
special drag n. özel sürükleme
parasite drag n. parazit sürüklenme
parasite drag n. parazit gerileme
air drag n. rüzgar direnci
drag coefficient n. sürüklenme katsayısı
coefficient of drag n. sürükleme katsayısı
drag mark n. sürüklenme izi
drag reduction n. sürükleme azalması
centre of drag n. sürükleme merkezi
drag force n. sürüklenme kuvveti
drag loading n. sürüklenme yükü
drag flow n. sürükleme akışı
drag bridle n. sürünme durdurucu
drag angle n. sürükleme açısı
drag over mill n. taşımalı hadde
drag over rolling n. taşımalı haddeleme
total drag n. toplam sürüklenme
drag anchor n. tarama demiri
drag rope n. yedek halat
drag link conveyor n. zincirli konveyör
rolling drag n. yuvarlanma sürtünmesi
skin drag n. yüzey sürtünme kuvveti sürtünme
surface drag n. yüzeysel sürtünme kuvveti
friction drag n. yüzeysel sürükleme kuvveti
drag [dialect] n. taş taşımakta kullanılan kızak
dirt drag n. toprak yol veya sürülmüş tarlaları düzleştirmekte kullanılan kereste, kütük veya demirden yapılmış bir çerçeve
drag select v. sürükleyerek seçmek
drag and drop expr. sürükle-bırak
Computer
ole nondefault drag and drop n. ole varsayılan dışı sürükleme ve bırakma
right-drag n. sağ sürükleme
drag-and-drop text editing n. sürükle ve bırak ile metin düzenleme
drag-drop data n. sürükle ve bırak verisi
drag and drop n. sürükleyip bırakma
drag-and-drop text editing n. sürükleyip bırakarak metin düzenleme
redo drag move n. yeniden sürükle taşı
drag and drop v. sürükleyip bırakmak
drag back v. topu bir ayağı ile geriye çekmek
drag-and-drop adj. sürükle ve bırak komutuna ait
drag-and-drop adj. sürükle ve bırak komutuyla ilgili
drag-and-drop adj. sürükle ve bırak komutunu uygulayan
drag file expr. dosya sürükle
cell drag and drop expr. hücre sürükle ve bırak
allow cell drag and drop expr. hücre sürükle ve bırak
ole drag and drop expr. ole sürükle ve bırak
undo drag drop expr. sürükle bırakı geri al
undo drag copy expr. sürükle kopyalamayı geri al
drag and drop expr. sürükleyip bırakma sürükle ve bırak
drag drop expr. sürükle bırak
drag and drop expr. sürükle ve bırak
drag and drop expr. sürükleyip bırak
drag left expr. sola sürükle
drag-and-drop expr. sürükle ve bırak
drop drag expr. sürükle ve bırak
undo drag move expr. sürükle taşımayı geri al
drag right expr. sağa sürükle
drag select expr. sürükleyerek seç
drag and drop expr. sürükle bırak
redo drag drop expr. yeniden sürükle bırak
redo drag copy expr. yeniden sürükle kopyala
drag-drop data expr. veri sürükle ve bırak
Informatics
drag select v. sürükleyerek seçmek
drag and drop v. sürükleyip bırakmak
drag and drop expr. çek-bırak
drag and drop expr. sürükle-bırak
Telecom
atmospheric drag n. atmosfer direnci
drag-and-drop adj. sürükle bırak
Construction
drag hook n. çeki kancası
Automotive
aerodynamic drag n. aerodinamik sürükleme
aerodynamic drag n. aerodinamik direnç
coefficient of aerodynamic drag n. aerodinamik sürtünme katsayısı
excessive drag n. aşırı sürtünme
quarter mile drag strip n. çeyrek millik drag yarışı
clutch drag n. debriyaj sürtünmesi
clutch drag n. debriyaj sürtünmesi
steering drag link n. deveboynu
drag wheel n. drag direksiyonu
drag strip n. drag yarış pisti
low-drag caliper n. düşük sürtünmeli kaliper
drag race n. drag yarışı
drag link n. direksiyon çubuğu
electronic drag torque control n. elektronik sürtünme torku kontrolü
brake drag n. fren sürtmesi
drag coefficient n. hava sürtünme katsayısı
lift to drag ratio n. kaldırma direnç oranı
clutch drag n. kavrama sürtünmesi
engine drag torque control n. motor sürtünme torku kontrolü
engine drag torque control n. motor net moment kontrolü
engine drag torque control n. motor sürtünme momenti kontrolü
parasitic drag n. parazitik sürtünme
prostock drag racing n. prostok drag yarışı
steering drag link n. rot çolağı
drag reduction device n. sürtünme kontrol aygıtı
drag reduction system n. sürtünme kontrol düzeni
drag reducers n. sürtünme düşürücüler
drag link n. uzun rot
Railway
drag chain n. araba çarık zinciri
drag chain n. bağlama zinciri
drag bar n. cer çubuğu
drag bar n. çekme çubuğu
drag hook n. çekme kancası
sand-drag n. fren kumu
drag chain n. koşum zinciri
Aeronautic
drag coefficient n. direnç katsayısı
drag producing surface n. engelleme üreten yüzey
drag axis n. engelleme kuvvet ekseni
drag rudder n. engelleme yön dümeni
induced wave drag n. endüklenmiş dalga sürükleme direnci
drag hinge n. engelleme parçaları menteşesi
drag creep n. engelleme kuvvetinde artma
drag strut n. engelleme dikmesi
drag truss n. engelleme elemanı
drag rise mach number n. engelleme artış mak sayısı
drag rope n. engelleme halatı
drag stop n. engelleme tahdit parçası
drag coefficient n. engelleme kuvveti katsayısı
drag wires n. engelleme kuvvet takviyeleri
form drag n. form engelleme kuvveti
induced drag n. girdap direnci
fuselage drag n. gövde sürükleme kuvveti
air momentum drag n. havadan momentumu engelleme kuvveti
interference drag n. interferans engelleme kuvveti
lift/drag ratio n. kaldırma/sürükleme oranı
canopy drag area n. kanopi direnç alanı
drag strut n. kuvvet çubuğu
boat-tail drag n. kuyruk direnci
boundary layer drag n. profil sürükleme kuvveti
profile drag n. profil sürükleme kuvveti
boundary layer drag n. profil direnci
parasite drag n. parazit sürüklenme
cooling drag n. soğutma-engelleme kuvveti
drag coefficient n. sürükleme katsayısı
form drag n. şekil direnci
induced drag n. sürüklenme direnci
coefficient of drag n. sürtünme katsayısı
drag loading n. sürükleme dalgası
drag resistance n. sürükleme direnci
base drag n. taban sürükleme kuvveti
drag line n. kılavuz ipi
drag line n. kılavuz halatı
pressure drag n. gaz veya sıvı içerisinde hareket eden bir cismin toplam sürüklenmesinin cismin yüzeyine dik açıda basınç yapan bileşenlerden kaynaklanan kısmı
Marine
drag sail n. bir yelkenden yapılan deniz feneri