etin - Turkish English Dictionary
History

etin



Meanings of "etin" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
etin ethine n.
etin ethyne n.
Chemistry
etin ethyne n.
etin ethine n.

Meanings of "etin" with other terms in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

Turkish English
General
etin bu şekilde kızartıldığı açıkhava toplantısı barbecue n.
etin pişerken saldığı su gravy n.
etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen kimse vegan n.
kesilecek etin ön kısmı forequarter n.
orta kalite etin resmi puanı good n.
şöyle bir kızartmak (etin yüzeyini) sear v.
sıvı dökmek/sürmek (kurumaması için pişen etin üstüne) baste v.
kurumaması için etin üzerine su dökmek baste v.
Phrases
ucuz etin yahnisi/tiridi tatsız/yavan olur buy cheap, buy twice expr.
ucuz etin tiridi/suyu az olur buy cheap, buy twice expr.
ucuz etin yahnisi yavan olur if you pay peanuts you get monkeys expr.
Proverb
ucuz etin yahnisi yavan olur a thing you don't want is dear at any price n.
ucuz etin yahnisi yavan olur thing you don't want is dear at any price
ucuz etin yahnisi yavan olur cheap meat yields dilute soup
ucuz etin yahnisi yavan olur if you buy cheaply, you pay dearly
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur buy cheap, buy twice
ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur cheapest is dearest
ucuz etin yahnisi yavan olur something you don't want is dear at any price
Colloquial
yemeğin az olduğu veya yemekte etin olmadığı gün banyan day [obsolete] [australia] n.
Idioms
herkese aynı anda servis yapılmaya çalışırken tavuğun/etin lastik gibi olduğu toplu yemek rubber chicken dinner n.
Industry
kesim, işleme ve perakendecilere dağıtım ayakları bulunan, gelecekte satılmak üzere etin ambalajlandığı toptancılık meat-packing business n.
Technical
fırınlanmış etin üzerine tereyağı veya sos dökmek için kullanılan bir alet baster n.
Medical
etin içine doğru büyüme ingrowth n.
Gastronomy
etin yanında verilen lezzetli sos tracklement n.
etin yanında verilen baharatlı sos tracklement n.
etin en iyi parçası choicest cut n.
etin pişerken saldığı doğal suyu gravy n.
etin fileto kısmı loin n.
etin yağlı tarafı adipose n.
etin pişerken saldığı doğal suyu pan juice gravy n.
etin pişerken saldığı doğal suyu pan juice n.
yumuşak pişmesi için etin kaplandığı ince domuz pastırması veya domuz yağı parçası bard n.
yağsız etin içine domuz yağı parçaları koymak için kullanılan büyük bir iğne larding needle n.
etin ne kadar piştiğini denetlemek için rostonun ortasına yerleştirilen termometre meat thermometer n.
bir parça etin kurutulmuş yosun ile birlikte pirinç tabakasına sarılmasıyla yapılan bir hawaii yemeği musubi [hawaii] n.
etin kemiklerini çıkaran kimse deboner n.
etin tuzlanmak üzere konulduğu kap salter n.
etin çekip küçülmesi shrinkage n.
etin yenebilen yan ürünleri small goods [australia] n.
etin içine açılan boşluk pocket n.
etin içinin boşaltılması ile elde edilen boşluk pocket n.
etin üstünü kendi suyuyla ıslatmak baste v.
(etin) kemiklerini ayırmak debone v.
(etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak seal v.
Chemistry
etin anlamı veren son ek -yne suf.
Gastronomy
etin kaliteli orta kısmı eye n.