exclusive - Turkish English Dictionary
History

exclusive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "exclusive" in Turkish English Dictionary : 46 result(s)

English Turkish
Common Usage
exclusive adj. münhasır
exclusive adj. özel
exclusive adj. hariç tutulan
General
exclusive n. çevresini kısıtlı tutan kimse
exclusive adj. hariç
exclusive adj. ancak özel seçilmiş bazı kişilere açık olan
exclusive adj. hariç tutulan
exclusive adj. biricik
exclusive adj. tek
exclusive adj. seçkin
exclusive adj. ayrıcalıklı
exclusive adj. dışında
exclusive adj. özel
exclusive adj. özel kullanım
exclusive adj. hariç tutan
exclusive adj. herkese açık olmayan
exclusive adj. paylaşılmayan
exclusive adj. kişiye ait
exclusive adj. pahalı
exclusive adj. inhisari
exclusive adj. ayrık
exclusive adj. özgü
exclusive adj. has
exclusive adj. eşsiz
exclusive adj. yegane
exclusive adj. eşi olmayan
exclusive adj. tam
exclusive adj. bütün
exclusive adj. bölünmez
exclusive adj. tüm
exclusive adj. yegâne
Trade/Economic
exclusive adj. inhisarı
exclusive adj. müstesna
exclusive adj. tekelci
exclusive adj. bağlayıcı
Law
exclusive n. özel hak
exclusive n. imtiyaz
Politics
exclusive adj. münhasır
Media
exclusive n. özel haber
exclusive n. özel hikaye
exclusive n. özel öykü
Technical
exclusive adj. dışlayan
Computer
exclusive adj. özel
Logic
exclusive adj. dışarmalı
Linguistics
exclusive adj. muhatabı olmayan birinci çoğul şahıs zamiri ile ilgili
Environment
exclusive n. tek bir ekolojik çevrede bulunan organizma

Meanings of "exclusive" with other terms in English Turkish Dictionary : 124 result(s)

English Turkish
General
exclusive use n. münhasır kullanım
exclusive right n. özel hak
exclusive rights n. tüm haklar
exclusive licenses n. kişiye özel ruhsatlar
exclusive use n. özel kullanım
mutually exclusive adj. ayrışık
mutually exclusive adj. karşılıklı hariç
non-exclusive adj. özel olmayan
exclusive (to) adj. özgü
mutually exclusive adj. birbirini dışlayan
mutually exclusive adj. biri olursa biri olmayan
mutually exclusive adj. birbirini karşılıklı olarak dışlayan
exclusive of prep. dışında
exclusive of prep. -den ayrı
exclusive of prep. hariç
exclusive of prep. haricinde
excl (exclusive) abrev. münhasır
excl (exclusive) abrev. özel
excl (exclusive) abrev. hariç tutulan
Phrases
on a non-exclusive basis expr. gayrı münhasır şekilde/olarak
collectively exhaustive, mutually exclusive expr. efradını cami ağyarını mani
Trade/Economic
mutually exclusive goals n. çelişkili amaçlar
exclusive requirement n. gerekli kural
exclusive use n. inhisari kullanma
exclusive power n. münhasır yetki
exclusive distributorship agreement n. münhasır bayilik sözleşmesi
exclusive reference (to standards) n. mutlak atıf (standartlara)
exclusive distributor n. münhasır dağıtımcı
exclusive operating rights n. münhasır işletme hakları
exclusive right n. münhasır hak
exclusive agent n. münhasır acente
exclusive unionism n. meslek sendikacılığı
exclusive distributor n. münhasır distribütör
exclusive authority n. münhasır yetki
exclusive license n. münhasır lisans
non-exclusive agent n. münhasır olmayan acente
exclusive negotiation n. münhasır görüşme
exclusive economic zone n. münhasır ekonomik bölge
exclusive license n. özel lisans
exclusive distributorship agreement n. tek satıcılık sözleşmesi
exclusive sales agreement n. tekelci satış anlaşması
sole and exclusive liability n. tek ve yegane sorumluluk
exclusive territory n. tek bölgede satış
exclusive distribution n. tek dağıtıcılık yetkisi
non-exclusive agent n. tek olmayan acente
exclusive distributor n. tek dağıtımcı
exclusive use n. tekelden kullanma
exclusive representation n. tek temsilcilik
exclusive distributor n. tek dağıtıcı
exclusive agent n. tek yetkili temsilci
exclusive distributor n. tek distribütör
exclusive distributor n. tam yetkili distribütör
exclusive dealing n. tek satış
exclusive agent n. tek acente
semi-exclusive agent n. yarı münhasır acente
exclusive bargaining agent n. yetkili toplu pazarlık kuruluşu
cost exclusive adj. masraf hariç
vat exclusive adj. kdv hariç
non-exclusive adj. tam yetki vermeyen (distribütörlük vb)
Law
non-exclusive license n. basit ruhsat
exclusive license due n. bir kimseye ait ruhsatname
exclusive operating rights n. inhisari işletme hakları
exclusive property n. kişiye özel mülkiyet
exclusive remedy n. münhasır başvuru yolu
exclusive property n. münhasır mülkiyet
exclusive possession n. münhasır zilyetlik
exclusive right n. münhasır hak
exclusive economic zone n. münhasır ekonomik bölge
exclusive competence n. münhasır yetki
exclusive evidence n. münhasır delil
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı hakkı
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı hakkı ve yetkisi
exclusive jurisdiction n. münhasır yargı yetkisi
exclusive property n. özel mülkiyet
exclusive remedy n. tek başvuru yolu
sole and exclusive remedy n. tek ve yeğane çare/çözüm
sole and exclusive owner of n. tek ve yegane sahibi
exclusive license n. tam ruhsat
Politics
exclusive economic zone n. ayrıcalıklı ekonomik bölge
exclusive competence n. münhasır yetki
exclusive economic zone n. münhasır ekonomik bölge
non-exclusive right n. münhasır olmayan hak
exclusive rights n. münhasır haklar
exclusive broadcasting rights n. münhasır yayın hakları
the individual holders of exclusive rights n. münhasır hakların sahipliği
exclusive economic zone n. özel ekonomik bölge
exclusive purchasing agreement n. tek elden satın alma anlaşması
exclusive distribution agreement n. tek elden dağıtım anlaşması
exclusive purchasing agreements n. tek elden satın alma anlaşmaları
exdis (exclusive distribution) abrev. tek dağıtıcılık yetkisi
Media
exclusive interview n. özel röportaj
Technical
mutually exclusive events n. karşılıklı dışarlayan olaylar
mutually exclusive adj. karşılıklı dışarlayan
Computer
exclusive-or operator n. dışlamalı veya işleci
exclusive-or element n. dışlamalı veya öğesi
exclusive-or operator n. dışlamalı veya operatörü
exclusive lock n. dışlayıcı kilit
exclusive or circuit n. d-ya devresi
mutually exclusive events n. karşılıklı dışarlayan olaylar
exclusive mode n. kapalı kip
mutually exclusive events n. karşılıklı dışlamalı olaylar
exclusive mode n. özel kullanım modu
mutually exclusive adj. birbirini dışlayan
mutually exclusive adj. karşılıklı dışarlayan
exclusive or expr. dışlayan ya da
exclusive-or expr. dışlamalı veya
exclusive or expr. dışlamalı ya
open exclusive expr. özel kullanıma aç
open exclusive expr. özel kullanımda aç
Informatics
exclusive or circuit n. xor kapısı
exclusive or gate n. xor kapısı
mutually exclusive adj. birbirini dışlayan
Telecom
exclusive rights n. özel haklar
Marine
exclusive economic zone n. ekonomik amaçla kullanılmayan deniz bölgesi
Logic
exclusive disjunction n. dışlamalı ayırtlama
exclusive disjunction n. dışlamalı veya
exclusive or n. dışlamalı ayırtlama
exclusive or n. dışlamalı veya
Statistics
mutually exclusive event n. ayrık olay
mutually exclusive event n. karşılıklı dışlamalı olay
Marine Biology
exclusive fishing zone n. münhasır balıkçılık bölgesi
Religious
exclusive brethren n. kapalı brethren
Philosophy
exclusive proposition n. tekelci önerme
Military
exclusive economic zone n. sınırlanmış ekonomik bölge