fırça - Turkish English Dictionary
History

fırça



Meanings of "fırça" in English Turkish Dictionary : 27 result(s)

Turkish English
Common Usage
fırça brush n.
General
fırça whisker n.
fırça bristle brush n.
fırça whisk n.
fırça whiskbroom n.
fırça scrub n.
fırça brush n.
fırça tongue-lashing n.
fırça rap n.
fırça comb n.
fırça rap n.
fırça business n.
fırça dirdum [scotland] n.
fırça durdum [scotland] n.
fırça dressing n.
Idioms
fırça the business n.
fırça what for n.
fırça a piece of mind n.
fırça an earful n.
fırça an earful n.
Technical
fırça brush n.
Computer
fırça brush n.
Textile
fırça brush n.
Automotive
fırça brush n.
Volleyball
fırça paint brush n.
Slang
fırça ass-chewing n.
British Slang
fırça bollocking n.

Meanings of "fırça" with other terms in English Turkish Dictionary : 488 result(s)

Turkish English
General
fırça kangurusu brush kangaroo n.
fırça sakal beaver n.
fırça darbesi stroke n.
fırça ayaklı kelebek brush footed butterfly n.
fırça atma lashing n.
fırça atma ribbing n.
fırça kurdu brush wolf n.
fırça hindisi brush turkey n.
fırça bıyık scrub n.
fırça çekme dressing somebody down n.
fırça darbesi touch n.
fırça gibi sakal stubble n.
fırça (çekmek) dressing someone down n.
körüklü fırça blower brush n.
fırça darbesi brush n.
fırça atma keelhauling n.
kaba fırça coarse brush n.
tırnakları temizlemek için fırça nailbrush n.
fırça izi brush mark n.
fırça izleri brushmarks n.
domuz kılı fırça fitch n.
kıvrık uçlu fırça doe-foot applicator n.
fırça atlaması holiday n.
fırça uçlu kalem brush pen n.
hassas kapatıcı fırça precision concealer brush n.
ince kapatıcı fırça precision concealer brush n.
fırça darbesi brushstroke n.
fırça darbeleri brushstrokes n.
çanak tel fırça cup wire brush n.
sert fırça bristle brush n.
sert fırça bristle n.
fırça tüyü yapımında kullanılan sert bitkisel bir lif tampico fiber n.
fırça (eleştiri) rag n.
devetüyünden ya da benzer bir malzemeden yapılan fırça camel's-hair pencil n.
devetüyünden ya da benzer bir malzemeden yapılan fırça camelshair n.
fırça (azarlama) rating n.
fırça atma re proval n.
uzun saplı fırça long handled brush n.
fırça bıyık toothbrush mustache n.
fırça saç berstle n.
fırça darbesi line n.
yak öküzü kuyruğu kılından yapılan fırça chowry n.
kıl fırça hairbrush n.
(fırça) sert kıl bristle n.
fırça gibi kuyruk brush n.
saçın fırça gibi dik durduğu kısa saç kesimi brush cut n.
yumuşak düzleştirici fırça lure n.
fırça çekme coating [dialect] n.
(genellikle toz alma veya pencere yıkamada kullanılan) uzun saplı fırça pope's head n.
sansar kılı fırça fitch n.
sinekleri uzaklaştırmaya yarayan fırça flywhisk n.
büyük fırça atma scold n.
tel fırça kullanan kimse scratcher n.
fırça gibi şey scrub n.
(yalnızca fırça darbesi ile yazılmış) gravür veya baskı provası skeleton proof n.
(fırça) darbesi stroke n.
fırça atmak sail into v.
fırça atmak berate v.
fırça atmak roast v.
fırça ile temizlemek brush off v.
fırça atmak lambaste v.
fırça atmak give the stick v.
fırça atmak keelhaul v.
fırça atmak chew out v.
fırça atmak rate v.
fırça atmak come down on v.
fırça çekmek dress somebody down v.
fırça atmak slam v.
fırça ile ovmak scrub v.
fırça atmak lam into v.
fırça atmak trounce v.
fırça çekmek blow somebody up v.
fırça atmak give somebody a roasting v.
fırça atmak give somebody a telling-off v.
fırça çekmek tick off v.
fırça atmak call on the carpet v.
fırça atmak lambast v.
fırça çekmek rag v.
fırça atmak reproof v.
fırça çekmek lecture v.
fırça atmak rag v.
fırça atmak rebuke v.
fırça çekmek berate v.
fırça çekmek chide v.
fırça çekmek jaw v.
fırça atmak jaw v.
fırça çekmek lambast v.
fırça çekmek have words v.
fırça atmak reprimand v.
fırça çekmek reprimand v.
fırça çekmek rebuke v.
fırça atmak lecture v.
fırça atmak scold v.
fırça çekmek scold v.
fırça çekmek lambaste v.
fırça çekmek trounce v.
fırça çekmek remonstrate v.
fırça çekmek reproof v.
fırça atmak chide v.
fırça atmak have words v.
fırça çekmek call on the carpet v.
fırça atmak remonstrate v.
hafifçe fırça yemek get slap on the wrist v.
fırça yemek get a scolding v.
fırça atmak check [dialect] v.
fırça atmak remord [obsolete] v.
ahenkli fırça darbeleri vurmak keep stroke v.
(kalem, fırça) parmağını ucuna yakın tutmak choke v.
durmadan fırça çekmek dingdong v.
durmadan fırça çekmek ding-dong v.
enfiyeyi fırça veya çubuk yardımıyla diş etlerine ve dişlere sürtmek dip v.
uzun süre fırça atmak overroast v.
fırça ile köpeği taramak brush the dog v.
fırça atmak increpate [obsolete] v.
fırça atmak peck v.
tel fırça ile temizlemek scratch v.
yavaş fırça darbeleri ile boyamak smoosh v.
hafif fırça darbeleri atmak smoosh v.
fırça gibi stubbly adj.
fırça ayaklı brush footed adj.
fırça gibi wiry adj.
fırça gibi tüylü wirehaired adj.
fırça gibi stubby adj.
fırça gibi bushy adj.
fırça gibi scrubby adj.
fırça gibi penicillate adj.
fırça yemiş reprimanded adj.
fırça yemiş scolded adj.
fırça yemiş admonished adj.
fırça yemiş rebuked adj.
fırça gibi brushy adj.
fırça atılmış rated adj.
fırça çeken rebucous [obsolete] adj.
fırça atan rebucous [obsolete] adj.
fırça çeken rebukeful adj.
fırça atan rebukeful adj.
fırça atılmamış unrebuked adj.
fırça atılmamış unreprimanded adj.
fırça yememiş unreproved adj.
fırça atılmayan untouchable adj.
fırça gibi brushlike adj.
fırça şeklinde olan muscariform adj.
geniş fırça darbeleriyle boyanmış bir desene sahip slashed adj.
fırça atarak rebukefully adv.
fırça atarak rebukingly adv.
Phrasals
fırça atmak rag on (someone) v.
fırça ile boyamak brush up v.
fırça ile temizlemek brush up v.
fırça ile parlatmak brush up v.
kurşun kalem veya fırça darbeleriyle (detay) eklemek touch in v.
fırça çekmek brush down v.
fırça atmak call down v.
fırça çekmek bawl out v.
fırça atmak dress down v.
fırça çekmek call down v.
fırça atmak chew out v.
fırça çekmek chew out v.
fırça atmak bawl out v.
(birinden) fırça yemek hear from (someone or something) v.
fırça yemek hear from v.
birinden fırça yemek hear from v.
(birine) fırça çekmek/atmak sling off at (someone) [australia/new zealand] v.
fırça vb. ile geriye ittirmek brush back v.
birine fırça atmak go off v.
birine fırça atmak go off on v.
(birine) fırça çekmek jump on (someone) v.
fırça çekmek jump on v.
(birine) fırça atmak pounce on (someone) v.
'-e fırça atmak pounce on v.
fırça atmak chew off v.
fırça atmak lay out v.
(birine) fırça atmak unload on (someone) v.
(birine bir şey) için fırça çekmek/atmak admonish (one) for (something) v.
için fırça çekmek/atmak admonish for v.
(birine bir şey) için fırça çekmek/atmak admonish (one) for (something) v.
için fırça çekmek/atmak admonish for v.
fırça atmak bag out v.
birine fırça atmak call someone down v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek get hell (about someone or something) v.
(biri/bir şey hakkında) fırça yemek catch hell (for something) v.
(birine) fırça atmak come down on (someone) v.
(birinden) fırça yemek hear from (one) v.
(birine bir şey) için fırça çekmek lecture (one) for (something) v.
'-e fırça çekmek lecture at v.
(birine) fırça çekmek lecture at (one) v.
için fırça çekmek lecture for v.
(birine) fırça atmak pick at (one) v.
(birine) fırça atıp durmak pick away at (one) v.
(birine) fırça atmak pounce on (someone) v.
(birine) fırça çekmek rag on (one) v.
(birine) fırça çekmek rail at (one) v.
(birine) fırça çekmek rake on (one) v.
(birine/bir şeye bir şey/bir şey yaptığı) için fırça çekmek rebuke (someone or something) for (doing) (something) v.
için fırça çekmek rebuke for v.
(birine/bir şeye bir şey için/bir şey yaptığı için) fırça atmak reprimand (someone or something) for (doing) (something) v.
için fırça atmak reprimand for v.
(birine) fırça atmak sail into (one) v.
(birine) fırça çekmek talk to (one) v.
(birine) fırça çekmek talk with (someone) v.
fırça atmak come down upon v.
fırça atmak shake up [obsolete] v.
Colloquial
fırça atmak carpet n.
çok fena fırça yemek get a hammering v.
çok fena fırça yemek get a pasting v.
fırça yemek get the stick v.
birine çok fena fırça çekmek give it to somebody [uk] v.
çok fena fırça yemek get what for [uk] v.
(birine) fena fırça atmak give (one) a hammering v.
(birine) fena fırça atmak give (one) a pasting v.
çok fena fırça çekmek give it to v.
fırça çekmek have it v.
fırça çekmek let someone have it v.
sert fırça yemek take a hammering v.
(bir şeyle) ilgili fırça yemek get hell about (something) v.
(bir şey) için fırça yemek get hell for (something) v.
(birine) fırça çekmek thrash on (one) v.
birine fırça çekmek thrash on someone v.
fırça yemek catch v.
Idioms
fırça atma a flea in one's ear n.
fırça çekme a piece of (one's) mind n.
fırça çekme piece of one's mind n.
fırça çekme a piece of (one's) mind n.
fırça kayma, haşlama anlamına gelen "ass-chewing" için örtmece bir kodlama alpha charlie n.
fırça atma a flea in your ear n.
azar/fırça kayma a flea in your ear n.
fırça yeme a slap on the wrist n.
fırça atmak rake over the coals v.
fırça atmak give a flea in (one's) ear v.
fırça atmak chew over v.
fırça yemek catch heat v.
fırça yemek catch the devil v.
birisine fırça çekmek give someone a good bawling out v.
fırça yemek catch hell something v.
fırça yemek cop it v.
fırça yemek get hell something v.
fırça atmak haul someone on the carpet v.
fırça atmak walk into v.
fırça atmak read a lecture/lesson v.
fırça atmak call someone on the carpet v.
fırça yemek get it hot and strong v.
fırça çekmek read a lecture/lesson v.
fırça yemek be taken to task v.
fırça yemek be on the carpet v.
fırça yemek catch hell for something v.
(birine) fırça atmak pin back (one's) ears v.
(birinden) şaka yollu fırça yemek get a ribbing (from someone) v.
fırça yemek get the devil v.
(birine) fena fırça atmak give (one) the devil v.
fırça yemek get into trouble v.
birine çok fena fırça çekmek give someone what for v.
fırça yemek take a bawling out v.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak be down on somebody like a ton of ˈbricks v.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak come down on somebody like a ton of ˈbricks v.
(birine) fırça atmak give it to (one) v.
birine fırça çekmek give someone an earful v.
fırça atmak lay (one) out in lavender [obsolete] v.
(birine/bir şeye) fırça çekmek tear (someone or something) to pieces v.
(birine/bir şeye) fırça çekmek tear (someone or something) to shreds v.
birine fırça atmak rap someone's knuckles v.
fırça yemek take a telling-off v.
herkesin içinde azar işitmek/fırça yemek be tarred and feathered v.
birine bir ton fırça çekmek/atmak be/come down on somebody like a ton of ˈbricks v.
(birine) fırça atmak bring (one) to task v.
(birine) fırça atmak call (one) on the carpet v.
(birine) fırça atmak call (one) to task v.
fena fırça yemek catch it in the neck v.
fırça yemek have a flea in (one's) ear v.
(birine) fırça atmak put a flea in (one's) ear v.
(birinden) fırça/papara yemek get/take stick from somebody [uk] v.
(birine) çok fena fırça çekmek give (one) (the) what for v.
(birine bir güzel/bir temiz) fırça çekmek give (one) a (good) bawling out v.
(birine bir güzel/bir temiz) fırça çekmek give (one) a (good) talking to v.
birine (bir güzel/bir temiz) fırça çekmek give someone a (good) talking to v.
(birine) fırça atmak give (one) a roasting v.
(birine) fırça atmak give (one) a rocket [uk/australia] v.
(birine) fırça çekmek give (one) an earful v.
fırça çekmek give a bawling out v.
birine çok fena fırça çekmek give somebody what for [uk] v.
fena halde fırça yemek get what for [uk] v.
birine fırça çekmek give someone a talking to v.
birine fırça çekmek give someone a working over v.
birine fırça çekmek give someone beans v.
(birine) fırça atmak haul (one) on the carpet v.
birine fırça atmak have words with v.
birine fırça çekmek have words with v.
fırça atmak lay out in lavender v.
(birine) fırça atmak/çekmek read (one) a lecture v.
(birine) fırça atmak/çekmek read (one) a lesson v.
birine fırça atmak sail into someone v.
birine fırça atmak light into someone v.
(birinden bir ton) fırça/papara yemek take (a lot of) stick (from someone) v.
birinden fırça yiyecek konumda on the mat expr.
fırça atıp with a flea in your ear expr.
Industry
ahşap veya metal tanelemede kullanılan fırça grainer n.
Technical
bant fırça makinesi belt brushing machine n.
boyunduruk tipi fırça tutucu yoke-type brush gear n.
boyunduruk tipi fırça tutucu yoke-type brush holder n.
borularının temizlenmesinde kullanılan tel fırça wire brush n.
çapraz fırça makinesi cross brushing machine n.
döner fırça rotary brush n.
döner fırça circular brush n.
endüstriyel fırça industrial brush n.
fırça temas kayıpları brush contact losses n.
fırça tutucusu kapağı brush retainer cover n.
fırça ile boyama brushing n.
fırça ile uygulanabilirlik brushability n.
fırça kaldırma düzeneği brush lifting device n.
fırça tutucu kutusu brush holder box n.
fırça tutucusu bağlantısı brush retainer attachment n.
fırça konumu brush position n.
fırça basıncı brush pressure n.
fırça tutucu civatası brush holder bolt n.
fırça monteli döner mil ile çalışan elektronik parçalar bush-mounted spindle-operated electronic components n.
fırça ile yapılan iş brush work n.
fırça sürtünmesi brush friction n.
fırça köprüsü brush rocker n.
fırça basıncı brush tension n.
fırça tutacağı brush holder n.
fırça muhafazası brush guard n.
fırça aparatı brush assembly n.
fırça kalitesi brushing quality n.
fırça çark brush wheel n.
fırça silindiri brush cylinder n.
fırça baskısı brush printing n.
fırça tutucu mafsalı brush holder hinge n.
fırça tutucu sabitleme elemanı brush holder mount n.
fırça taşıyıcı brush carrier n.
fırça siperi brush guard n.
fırça taşıyıcı brush-holder n.
fırça tetiği brush trigger n.
fırça yayı brush spring n.
fırça temas yüzeyi brush contact surface n.
fırça tutucu kolu brush holder arm n.
fırça tutucu brush holder n.
fırça tutucusu brush retainer n.
fırça çemberi brush ring n.
fırça işi brushwork n.
fırça tutucusu plakası brush retainer plate n.
fırça taşıyıcı brush holder n.
fırça haznesi brush chamber n.
fırça boyaması brushwork n.
fırça teli brush wire n.
fırça takımı brush set n.
fırça makinesi brushing machine n.
gümüş kapları tel fırça ile cilalama satin-finish n.
grafit fırça graphite brush n.
ikiz fırça twin brush n.
karbon fırça carbon brush n.
kıl fırça hair pencil n.
kömür fırça carbon brush n.
rulo fırça roller brush n.
radyal fırça radial brush n.
sert fırça scrubber n.
şerit fırça pile weatherstrip n.
şevli uçlu fırça lining tool n.
tandem fırça tutucu tandem brush holder n.
telli fırça wire brushing n.
tel fırça wire brush n.
telli fırça ile fırçalama wire brushing n.
tel fırça wire brushing n.
yassı fırça flat brush n.
yuvarlak tel fırça wire wheel n.
iki eksenli kristale mikroskopla bakıldığında görülen koyu renkli fırça şeklinde alan brush n.
kajon fırça bageti brush n.
fırça izi brushmark n.
damarlı yüzeyleri damarlı görünümlerini artıracak şekilde boyamada kullanılan fırça overgrainer n.
dinamo veya motor için ayarlanabilir fırça tutucu rocker n.
tel fırça scratchbrush n.
fırça görünümlü elektrostatik boşalma streamer n.
tel fırça ile temizlemek scratchbrush v.
(gümüş veya altın partiküllerini) yumuşak fırça ile temizlemek skew v.
Computer
ince fırça fine brush n.
Electric
fırça taşıyıcı brush-holder n.
fırça yayı brush spring n.
fırça yuvası kolu brush rocker n.
fırça yuvası brush holder n.
fırça çubuğu brush stud n.
fırça kayması brush shift n.
grafik fırça graphitic brush n.
karbon fırça carbon brush n.
kömür fırça carbon brush n.
Mechanic
eğenin dişlerini temizlemeye yarayan çelik kıllı fırça filecard n.
Textile
çapraz fırça makinesi cross-brushing machine n.
fırça silindiri brush cylinder n.
fırça makinesi brushing machine n.
fırça makinesi brusher n.
fırça baskısı brush printing n.
kadife fırça velure n.
tel fırça wire brush n.
tel fırça scratch brush n.
(çırçır makinesinde) tiftiği temizleyen tekerlekli fırça gin wheel n.
Construction
fırça çekilmiş beton yüzeyi brushed surface n.
fırça çekilmiş beton brushed concrete n.
robot fırça adjustable paint brush n.
tel fırça ile fırçalama wire brushing n.
Woodworking
tutkal fırça glue brush n.
Dyeing
yassı fırça flat paintbrush n.
Automotive
çanak tel fırça cup brush n.
fırça tutucu brush holder n.
fırça yayı brush spring n.
karbon fırça carbon brush n.
kömür fırça carbon brush n.
şaft fırça brush with shank n.
tel fırça wire brush n.
tel fırça wire brush n.
üçüncü fırça third brush n.
yuvarlak fırça round file n.
Marine
geminin altını temizlemek için kullanılan sert fırça hog n.
(geminin) alt kısmını fırça ile temizlemek hog v.
Medical
endoskopik fırça sitolojisi endoscopic brush cytology n.
Printing
metal, cam gibi yüzeylerin üzerine genellikle parmak veya fırça ile resmedilmiş bir tasarımın kağıt üzerindeki baskısı monotype n.
Gastronomy
lezzetlendirmesi veya sertleştirmesi için et, balık, hamur gibi gıdaların üzerine fırça ile sürülen sıvı glaze n.
Physics
fırça deşarjı corona discharge n.
Biology
fırça şeklinde olan penicilliform adj.
Zoology
fırça kuyruklu fare bushytail woodrat (neotoma cinerea) n.
fırça kuyruklu fare trade rat n.
fırça kuyruklu fare pack rat n.
fırça kuyruklu fare packrat n.
fırça kenar brush border n.
fırça bacaklı kelebekler brush-footed butterflies n.
fırça kuyruklu fare woodrat n.
fırça kuyruklu fare wood-rat n.
fırça benzeri saçları olan scopiferous adj.
Botanic
fırça çalısı bottlebrush n.
fırça çalısı callistemon n.
bir bitkinin fırça yapımında kullanılan kısmı whisk n.
fırça gibi mavi veya eflatun çiçekleri için yetiştirilen hassas küçük bir ot common ageratum (ageratum houstonianum) n.
Breeding
ingiltere'de tilki avı için kullanılan, fırça gibi yoğun kürkü olan küçük bir teriyer cinsi lakeland terrier n.
kaba ve fırça gibi tüyleri olan orta büyüklükte bir kedi ırkı american wirehair n.
Tobacco
filtre kağıdı sıyırıcı fırça tipping-knife brush scraper n.
Hunting
burgulu fırça kullanarak (namludan doldurmalı silahtaki) tüfek sıkısını veya mermiyi çıkarmak worm (out of) v.
Art
fırça darbesi brush stroke n.
fırça hareketi gesture n.
varlıkların doğadaki görünüşlerinin kalem veya fırça gibi araçlarla kağıt üzerinde yapılan biçimleri duty n.
19. yüzyıl sonlarında fransa'da oluşan nokta fırça darbeleriyle resim yapma akımı neoimpressionism n.
19. yüzyıl sonlarında fransa'da oluşan nokta fırça darbeleriyle resim yapma akımı neo-impressionism n.
fırça veya kalem kullanma biçimi handling n.
ingiltere'ye özgü, 18 ile 20. yy. arasında renkli şeritler ve fırça desenleri ile süslenmiş, yumuşak ve kaba gövdeli bir seramik mocha n.
ingiltere'ye özgü, 18 ile 20. yy. arasında renkli şeritler ve fırça desenleri ile süslenmiş, yumuşak ve kaba gövdeli bir seramik mocha ware n.
keskin kenarlı uzun ve düz fırça flat n.
Music
kajon fırça bageti brush n.
Painting
çizgiler oluşturmaya yarayan fırça/kalem liner n.
fırça izleri trace of brush n.
fırça vuruşları brush strokes n.
fırça izleri brush traces n.
fırça dokunuşları strokes of the brush n.
fırça dokunuşları brush strokes n.
fırça vuruşları stroke of the brush n.
çeşitli fırça çalışmalarına dayanan bir resim tekniği brush drawing n.
1970’lerde abd, ingiltere ve fransa’da ortaya çıkıp sıradan manzaraları ve insanları ayrıntılı bir gerçeklik, düz görüntüler ve zar zor fark edilen fırça darbeleriyle betimleyen ve genellikle gerçek bir fotoğrafı referans alan bir resim türü hyperrealism n.
tuval üzerinde saf renklerle küçük fırça darbeleri ve noktaların yeni izlenimci bir şekilde kullanımı divisionism n.
stippling tekniği için kullanılan bir fırça çeşidi stipple n.
noktalardan veya kısa fırça/kalem darbelerinden oluşan touchy adj.
dışavurumcu fırça darbeleri ve boyanın bol kullanımına ait gestural adj.
dışavurumcu fırça darbeleri ve boyanın bol kullanımıyla ilgili gestural adj.
dışavurumcu fırça darbeleri ve boyanın bol kullanımıyla nitelenen gestural adj.
Bookbindery
ciltçilikte kullanılan, deve veya porsuk kılından yapılmış fırça tip n.
Archaic
fırça atma check n.
fırça darbesi hand n.
fırça atma schooling n.
fırça atmak chode v.
Ornithology
fırça hindisi australian brushturkey (alectura lathami) n.
fırça hindisi gweela n.
avustralya'ya özgü bir fırça hindisi türü vultern (talegallus lathami) n.
fırça kuyruklu penguenler genus pygoscelis n.
fırça kuyruklu penguenler pygoscelis n.
Entomology
fırça ayaklı kelebekler olarak da bilinen geniş bir kelebek familyası nymphales n.
fırça ayaklı kelebekler olarak da bilinen geniş bir kelebek familyası nymphalidae n.
bazı örümceklerin ve böceklerin ayaklarındaki fırça benzeri tüy tutamı scopula n.
Slang
fırça bıyık toothbrush n.
fırça gibi sakal face fungus n.
fırça atma flea in his ear n.
fırça atmak rag v.
fırça çekmek give (someone) the business v.
fırça çekmek give someone the business v.
fırça çekmek ream (one's) butt v.
birine fırça atmak go off on someone v.
fırça çekmek put (one's) ass in a sling v.
fırça çekmek rag out v.
(birine) fırça çekmek tear (one) a new one v.
fırça yemek get (one's) ass in a sling v.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak come down on (one) like a ton of bricks v.
birine bir ton fırça çekmek/atmak come down on someone like a ton of bricks v.
(birine) fırça atmak give (one) a tongue-lashing v.
fırça atmak cream v.
(hapishane argosu) fırça atmak slag down v.
Star Wars
örtülü fırça covered brush n.