Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | gözetleyen | prying adj. |
General | gözetleyen | emissitious adj. |
General | gözetleyen | observative adj. |
Law | ||
Law | gözetleyen | cognisant [uk] adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | gözetleyen gözler | prying eyes n. |
General | etrafını merakla gözetleyen başıboş kimse | badaud n. |
Idioms | ||
Idioms | kadınları gözetleyen adam | bird watcher n. |
Politics | ||
Politics | vatandaşları yakından gözetleyen totaliter bir rejimin başı | big brother n. |
Military | ||
Military | yanları gözetleyen sentetik radar | sideways-looking synthetic radar n. |
Military | hava saldırısı kaynaklı yangınları gözetleyen kimse | fire watcher n. |
Slang | ||
Slang | birinin özel hayatını gözetleyen, araştıran, takip eden sapık | creep n. |