iç - Turkish English Dictionary
History



Meanings of "iç" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Colloquial
ic n. (roma rakamında) doksan dokuz
Astrology
ic n. ayakucu

Meanings of "iç" in English Turkish Dictionary : 47 result(s)

Turkish English
Common Usage
domestic adj.
interior adj.
inner adj.
internal adj.
General
nucleus n.
home n.
entrails n.
offal n.
quaff n.
breast n.
heart n.
stomach n.
mind n.
bowels n.
kernel n.
within n.
in n.
internus n.
bosom n.
inward n.
inlying adj.
civil adj.
inward adj.
intestine adj.
internal adj.
intrinsic adj.
inside adj.
inland adj.
entire adj.
onshore adj.
domestical adj.
inlandish [obsolete] adj.
inly [obsolete] adj.
innate [obsolete] adj.
innerly [scotland] adj.
intime [obsolete] adj.
Trade/Economic
internal adj.
Technical
core adj.
interior adj.
Gastronomy
stuffing n.
Biochemistry
intra adj.
Marine Biology
inland adj.
Linguistics
inner adj.
internal adj.
Archaic
intern adj.
interne adj.
Star Wars
the interior n.

Meanings of "iç" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
iç çamaşırı underwear n.
iç taraf inside n.
iç çekme sigh n.
iç mimar interior architect n.
iç rahatlaması relief n.
General
iç işleri domestic affairs n.
iç anadolu central anatolia n.
iç ısıtıcı electric heater n.
iç kısımlar bowels n.
iç çatışma infighting n.
işin iç yüzü the inside of an affair n.
iç gelir hukuku internal revenue law n.
iç açı internal angle n.
kadın iç çamaşırı ve gecelik lingerie n.
iç kısım interior n.
iç pazar home market n.
kadın iç gömleği shift n.
iç sıkıntısı the blue devils n.
iç karartıcılık cheerlessness n.
iç huzuru quietude n.
iç bölge territorial enclave n.
iç etekliği petticoat n.
iç değerlendirme interpolation n.
iç suları inland water n.
iç mimari interior decoration n.
iç diz hock n.
iç eyaletler midlands n.
iç yağı tallow n.
geminin iç omurgası kelson n.
iç borçlar internal debts n.
musevi mabedinin en iç kısmı holy of holies n.
kitabın iç kapağına yapıştırılan adların ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu özgün yapıtlar exlibris n.
iç işleri internal affairs n.
iç dekorasyonda renk color in interior decoration n.
kadın iç gömleği chemise n.
iç etme appropriation n.
iç çamaşırı smalls n.
en iç innermost n.
iç bünye internal structure n.
iç pazar domestic market n.
iç oğlanı page n.
iç gözlem introspection n.
iç içe altyordam nested subroutine n.
iç politika domestic politics n.
iç mimar interior decorator n.
iç taraf inside n.
iç suyolu inland waterway n.
ispanyol veya latin amerika evlerinin iç avlusu patio n.
iç bölüm department of interior n.
iç çamaşırları (kadın) undies n.
geminin iç tarafı hold n.
iç içe geçme telescoping n.
iç bölüm innerside n.
iç etek petticoats n.
kadın iç gömleği camisole n.
iç kaynaklı endişe endogenous anxiety n.
iç dekoratör interior decorator n.
ülkenin iç kısmı inland n.
iç çatışma internal conflict n.
iç dekorasyonda etnik sanat ethnic art in interior decoration n.
iç etek petticoat n.
iç içe sokma pipelining n.
iç içe yazma slur n.
iç borçlanma domestic borrowing n.
perde arkasında işin iç yüzü behind the scenes n.
iç politika domestic policy n.
çemberli iç etek farthingale n.
ülkenin iç kesimleri inlands n.
iç sularda ulaşım inland waterway transport n.
iç sular inland waters n.
iç çamaşırı undergarment n.
iç bayıltıcılık mawkishness n.
iç çamaşır underclothes n.
iç piyasa domestic market n.
iç kapayıcı joylessness n.
iç dekorasyonda ev bitkileri house plants in interior decoration n.
iç güdü imprinting n.
amerikan iç savaşında güney eyaletleri marşı dixie n.
iç güdü instinct n.
iç dekorasyon interior decoration n.
iç çekme suspiration n.
iç dizayn interior design n.
iç kapı interior door n.
ayakkabı iç taban kaplaması insole lovering n.
iç gerilim internal stress n.
iç hastalıkları internal diseases n.
bir ülkenin iç kısmı midland n.
iç tüzük bylaw n.
iç gelir internal revenue n.
iç alıntı internal notation n.
iç lastiksiz lastik tubeless tyre n.
iç uzuvlar entrails n.
iç kısım inner side n.
(abd iç savaşında) amerikan güney eyaletleri konfederasyonu confederacy n.
iç sıkıntısı tediousness n.
iç gömleği chemise n.
iç tüzük internal regulation n.
iç dekorasyonda perde drapery in interior decoration n.
ufak süslerin oluşturduğu aşırılık (evin iç dekorasyonunda) froufrou n.
iç mantık internal logic n.
iç eleştiri internal criticism n.
iç kısım innerside n.
iç taraf recesses n.
iç organlar internal organs n.
iç organlar entrails n.
iç çekme sigh n.
iç mimarisi domestic architecture n.
iç ticaret domestic trade n.
iç bölge hinterland n.
iç yapı internal structure n.
retinanın iç kısmı entoretina n.
iç işleri home affairs n.
iç/öz disiplin self discipline n.
iç sıkıntısı hip n.
kadın iç gömleği lingerie n.
iç göç internal migration n.
iç vergi internal tax n.
iç nakliye inland haulage n.
iç çekiş sigh n.
bir şeyin iç yüzünü çabuk kavrama yeteneği insight n.
iç oda ben n.
iç hat domestic communications n.
iç haberleşme internal communication n.
ıhlamur iç kabuğu bast n.
bilardo masasının lastikli iç kenarı cushion n.
külot ve sütyen birleşiminden oluşan tek parça iç çamaşırı teddy n.
iç dağlama microetching n.
iç kale citadel n.
iç mimari decoration n.
iç hat extension telephone n.
kısa iç çamaşırı scanty n.
uluslararası ve iç hukuk international and municipal law n.
amerikan iç savaşında güney eyaletleri marşı dixieland n.
iç alemi feelings n.
iç hat domestic line n.
iç içe geçen şeyler nest n.
iç hatlar domestic flights n.
yün iç çamaşırı woolly n.
iç kısımlar entrails n.
iç akıntı instream n.
iç eteği petticoat n.
iç moğolistan inner mongolia n.
iç hukuk domestic law n.
iç tüketim internal consumption n.
yaprak iç dokusu mesophyll n.
iç bahçe courtyard n.
iç yerler interior n.
iç sahanın dışı outfield n.
iç gözlemsellik introspectiveness n.
iç organlar innards n.
bir şeyin iç yüzünü kavrama insight n.
iç dünya inwardness n.
iç yüzünü bilen kimse insider n.
ülkenin iç kısmı midland n.
işin iç yüzü behind the scenes n.
iç kale keep n.
iç parazitlik endoparasitism n.
iç bahçe court n.
gemide iç kaplama ceiling n.
iç dünya interior n.
iç yüzey inner surface n.
iç çamaşırı linen n.
iç sıkıntısı chagrin n.
iç çamaşırları undies n.
iç çamaşırı hosiery n.
iç içe döngü nested loop n.
iç güvenlik internal security n.
iç kısım innards n.
iç talep home demand n.
iç yönetim administration n.
kapı veya pencerenin yana yatmış iç tarafı scuncheon n.
iç buzul continental glacier n.
iç kaynaklar in country resources n.
iç kaynaklar indigenous resources n.
iç içe geçmiş ağ yapı interpenetrating n.
iç hat inside track n.
iç şerit inside track n.
iç kulvar inside track n.
iç içe koyma nesting n.
iç içe girme nesting n.
kümes hayvanlarının iç organları giblet n.
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları nombles n.
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları numbles n.
bir hayvanın özellikle geyiğin yiyecek olarak kullanılan iç organları umbles n.
iç dikiş inseam n.
iç içe geçme intertwinement n.
iç rotasyon internal rotation n.
iç maliyet internal cost n.
iç tasarım interior design n.
iç dekorasyon sunuş tekniği interior decoration rendering n.
iç sularda taşımacılık inland navigation n.
iç aydınlatma interior lighting n.
iç giyim underwear n.
iç mimari interior architecture n.
iç huzur mental tranquility n.
kendini koruma iç güdüsü biophilia n.
iç huzur inner peace n.
iç duvar enwall n.
iç huzur emotional calm n.
iç organlar viscera n.
iç tetkik internal examination n.
iç tetkik internal inspection n.
iç önlemler internal measures n.
iç suları inland waters n.
iç tahvil internal bond n.
iç hava basıncı internal air pressure n.
iç köşe inside corner n.
iç köşe internal corner n.
iç köşe inner corner n.
iç şebeke internal network n.
iç deniz landlocked sea n.
iç sömürgecilik internal colonialism n.
iç çap bore n.
iç içe yapı nested structure n.
iç deniz inland sea n.
kanatlı hayvanların iç organları giblets n.
iç hat extension n.
iç lastik air-tube n.
iç gönderme cross-reference n.
iç fındık decorticated hazel-nut n.
iç kapak half-title n.
boruların iç içe imal edilmesi pipe-in-pipe manufacture n.
iç lastik tube-lights n.
iç değerlendirme soul-searching n.
iç içe geçmeli yapışkan bant self-stick interlocking fastener n.
oturulabilir iç mekan habitable inner space n.
iç kireçlenme incrustation n.
çorap ve erkek iç çamaşırı satıcısı hosier n.
iç patlama implosion n.
(ülke) iç kısım inland n.
iç genişlik inside width n.
iç (taraf) inside n.
iç kabuk inner bark n.
iç kenar inner edge n.
iç yüz inner face n.
iç çerçeve inner sash n.
iç kanatçık inner fin n.
iç çap inner diameter n.
iç dinamik internal dynamic n.
iç avlu inner court n.
iç kısım inside n.
iç kısım bowel n.
bir iç moğolistan eyaleti başkenti kweisui n.
iç içe geçmeli yapışkan bant self stick interlocking fastener n.
binanın iç tarafındaki kapı ve pencere çerçeveleri woodwork n.
iç savaş civil war n.
iç hatlar domestic flight n.
kadın iç çamaşırı lingerie n.
iç eteklik underskirt n.
iç taraf recess n.
iç lastik tube n.
iç çamaşırı underclothing n.
iç giyim underclothes n.
iç giyim underclothing n.
iç çamaşırı underclothes n.
iç eteklik half-slip n.
iç eteklik petticoat n.
yumurtanın iç göbeği tread n.
annelik iç güdüsü mothering instinct n.
iç düzenleme internal arrangement n.
(bir annenin yavrusunu) koruma iç güdüsü mothering instinct n.
annelik iç güdüsü maternal instinct n.
iç güzellik inner beauty n.
iç ebatlar internal dimensions n.
hem iç hem uluslararası konularla ilgili intermestic n.
iç ebatlar interior dimensions n.
iç ebatlar interior sizes n.
iç hesaplaşma internal feud n.
iç faktör internal factor n.
iç düzen internal order n.
iç gereksinim internal requirement n.
iç dünya inner world n.
(nehir/çay vb) iç su yolları drainage system n.
iç insan inner person n.
iç çamaşırı underthings n.
iç kısım internal part n.
iç savaş mezarlığı civil war cemetery n.
hücrenin iç yaşamı inner life of the cell n.
iç yaşam inner life n.
iç vicdan inner conscience n.
bir işin iç yüzü lowdown n.
iç emsal internal precedent n.
iç değerlendirme internal look n.
iç mekan oyunu indoor game n.
iç haklar internal rights n.
iç kaynaklar internal resources n.
iç varlık inner being n.
pamuklu iç çamaşırı cotton underwear n.
iç çerçeve passe-partout n.
iç çerçeve passepartout n.
iç kesim interior n.
iç çalkantı inner turmoil n.
iç savaş kahramanı civil war hero n.
iç çamaşırı smallclothes n.
iç organ visceral organ n.
iç ihtiyaç domestic need n.
iç ihtiyaç internal need n.
iç kontrol bileşenleri components of internal control n.
iç çamaşırı hatlarının belli olması visible panty line n.
iç çamaşırı hatlarının belli olması panty line n.
iç kafiye internal rhyme n.
iç dünyasını açığa vurma self-revelation n.
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) subvocalization n.
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) subvocalisation n.
iç ünite internal unit n.
iç mevzuat local rules n.
kendi fırtınalı iç dünyası one's own stormy inner world n.
iç-konuşma self-talk n.
iç barış civil peace n.
iç güzelliği inner beauty n.
iç yama interior patch n.
iç içe/beraber büyüme intergrowth n.
iç huzur ataraxy n.
iç huzur ataraxia n.
ormanın iç kısmı backwoods n.
iç lamba courtesy light n.
iç sorunlar domestic affairs n.
iç sezi gut instinct n.
iç göç domestic migration n.
dahili (iç) görüşme (şirket/aile içi) internal discussion n.
iç müzakere internal negotiation n.
yün iç çamaşırı wooly n.
iç yazışma internal correspondence n.
iç yelek skivvy n.
iç mesele internal matter n.
iç çamaşırı çekmecesi underwear drawer n.
iç uyluk inner thigh n.
iç organlar insides n.
iç acıtan/ibret veren/ibret alınacak öykü moving parable n.
iç gerilim internal tension n.
iç yüzde percent of domestic n.
kolsuz iç çamaşırı teddies n.
iç içe geçmiş yapı byzantine n.
iç huzuru inner peace n.
iç rahatlığı peace of mind n.
iç rahatlığı relief n.
iç rahatlığı inner peace n.
iç durum internal state n.
iç durumu internal state n.
iç bilişsel süreç internal cognitive process n.
ana iç etiket main inside label n.
iç huzuru inner calm n.
(iç organlardan) sakatat organ meat n.
iç çalışmalar inner workings n.
geyiğin iç organları gralloch n.
iç ambalaj inner package n.
iç harmoni internal harmony n.
iç uyum internal harmony n.
iç dengesi internal harmony n.
iç denge internal harmony n.
iç uyumu internal harmony n.
iç meseleler domestic matters n.
iç yazmaç internal register n.
iç emniyet domestic safety n.
iç hava kalitesi indoor air quality n.
bir başkasının iç yaşamıyla kaynaşma interiorization n.
bir kimsenin iç yaşamını özümseme interiorization n.
iç motivasyon self motivation n.
iç duyum interoception n.
avlandıktan sonran hayvanın iç organlarının çıkarılması field dressing n.
iç cihazları business devices n.
iç posta internal post n.
iç yolculuk inner trip n.
güneşin iç kısmında, dışarıdaki konveksiyon alanıyla içerideki ışınımsal alanın sınırı tachocline n.
kasap tarafından rulo haline getirilen iç yağı tallow catch n.
don/iç yağı mumu üretimi ve ticareti tallow chandlery n.
don/iç yağı mumu ticareti yapılan dükkan tallow chandlery n.
don/iç yağı mumu ticareti yapan kimse tallow chandler n.
iç yağı üreten hayvan tallower n.
iç sıkıntısı tediosity [obsolete] n.
iç karartıcı durum rattrap n.
iç savaş sonrası güneye göç eden kuzeyli fırsatçılığı carpetbaggism n.
iç etmen internal factor n.
derin bir iç çekme huge sigh n.
hayvanın iç organları chaudron n.
hayvanın iç organları chawdron n.
hayvanın iç organları chauldron n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacker n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası nacre n.
bazı yumuşakça kabuklarının dekoratif objeler yapmak için kullanılan incili iç tabakası mother-of-pearl n.
karakterin iç yüzü number n.
iç rahatlaması relievement n.
iç rahatlatan kimse reliever n.
iç rahatlaması relieving n.
iç içe geçebilen şey telescope n.
iç sıkıntısı tiresomeness n.
dışarıdan normal görünüp iç kapasitesi çok küçük olan bir tür bardak toastmaster's glass n.
iç sıkıntısı distress n.
iç rahatlatan kimse allayer n.
iç rahatlatan kimse comforter n.
bir paten bıçağının iç veya dış sınırı edge n.
(özel kadın) iç çamaşırı underthings n.
iç karartıcı olma uncheerfulness n.
iç platformlu ayakkabı elevator shoe n.
iç platformlu ayakkabılar elevator shoes n.
iç ceket undercoat n.
iç sorun domestic issue n.
iç evlilik endomy n.
iç parazit entozoon [obsolete] n.
iç asalak entozoon [obsolete] n.
atın ön ayağının iç yüzeyindeki küçük nasır chestnut n.
iç kısım estre [obsolete] n.
iç mekan estre [obsolete] n.
ülkenin iç kısımlarından kıyı kesimine yolculuk etme katabasis n.
en iç kısım inner core n.
10. yüzyılda mançurya ve iç moğolistan'da egemen olmuş liao hanedanı'nı kuran moğol halkına mensup kimse khitan n.
ceket iç cebi besom pocket n.
iç görüş landscape n.
çemberli iç etek verdingale [obsolete] n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı kap vivarium n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı kap terrarium n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı bir kap vivary n.
gazetenin iç sayfalarındaki uzun bir gazete yazısını ayıran geniş çizgi binder n.
gazetenin iç sayfalarındaki uzun bir gazete yazısını ayıran geniş çizgi binder line n.
hayvanların postlarının ve iç yağlarının çıkarıldığı kesimhane matanza n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason and dixon line n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason and dixon's line n.
amerikan iç savaşı öncesinde kuzey ve güney'i ayıran maryland ve pennsylvania arasındaki sembolik sınır mason-dixon line n.
iç çamaşırı querpo n.
iç çamaşırı body clothes n.
özellikle mücevheratta kullanılan iç içe geçmeli metal bağlantı dizgesi mesh n.
iç içe geçmiş sistem mesh n.
iç kesim middle n.
mukavvanın orta veya iç katmanını veya katmanlarını oluşturan ve genellikle düşük kaliteli olan malzeme middle n.
bir ülkenin iç veya orta kesiminde yaşayan kimse midlander n.
bir ülkenin iç veya orta kesiminin yerlisi midlander n.
iç içe geçen kimse veya şey wreather n.
iç içe geçmiş şey wreath n.
iç savaş intestine war [obsolete] n.
manzarayı bozmayan sınır veya çit niyetine kullanılan iç kısmında duvar olan kuru ark haw-haw n.
iç dünya heart n.
bayrağın direk tarafındaki iç kısmı hoist n.
iç karartıcı özellik horror n.
omurgalıların iç cenin zarı galea n.
iç yüz lowdown n.
porselen ve emayeyi düşük sıcaklıkta pişirmek için kullanılan iç bölmeli seramik fırını muffle n.
amerikan iç savaş dönemi tarihine hobi olarak ilgi duyan kimse civil war buff n.
amerikan iç savaşı'ndaki yağmacı askerler bummer n.
amerikan iç savaşı'nda asker kaçağı bushwhacker n.
iç karartıcı ortam glumness n.
iç karartıcı duygular glums n.
olgun koyundan elde edilen iç yağı mutton tallow n.
giderek artan büyüklükte, iç içe geçen kutular chinese boxes n.
iç sıkıntısı darkness n.
iç çöküntüsü dejection n.
iç kararması dejection n.
iç karartan kimse desolater n.
iç karartan kimse desolator n.
geyiğin iç organları gralloch [uk] n.
geyiğin iç organlarını boşaltma gralloch [uk] n.
iç içe geçmiş eğik çizgilerle yapılan bir madeni obje deseni guilloche n.
temel iç parçalar guts n.
iç ülke heartland n.
memleketin taarruzdan korunmuş, ekonomik ve politik bakımdan kendine yeten iç kısımları heartland n.
iç rahatlığı heart's-ease n.
iç kapı heck [dialect] [uk] n.
iç bunalması loneliness n.
iç hizmetten sorumlu baş yetkili officer n.
iç mekan aktiviteleri indoor activities n.
iç karartıcı vaka dismality n.
iç karartıcı his dismality n.
iç yüzünü gizleme dissemblance n.
iç kısım belly n.
iç içe geçmiş karmaşık parçalar bütünü complexus n.
iç etek dickey [dialect] [uk] n.
iç işleri domesticities n.
iç meseleler domesticities n.
iç çatışmaların su yüzüne çıkması drainage n.
alt gövdeyi sarıp iki bacağı da ayrı ayrı kaplayan iç çamaşırı drawer n.
iç organları çıkarılmış kümes hayvanı drawn fowl n.
(ingiliz iç savaşında) cromwell süvari alayı ironsides n.
(ingiliz iç savaşında) cromwell ordusu ironsides n.
(puroda) iç sargılık demeti pad n.
iç yüzeyi pembe olan küçük bardak altlığı pink saucer n.
piponun iç kısmını temizlemek için kullanılan gereç pipe cleaner n.
(hipodromun iç korkuluklarında sekizde birlik mil aralıklarla) mesafe işareti pole n.
iç organ falı extispicy n.
iç sesim internal dialogue n.
iç ses internal dialogue n.
iç sesim the voice inside your head n.
iç ses the voice inside your head n.
iç sesim inner voice n.
iç ses inner voice n.
iç sesim your internal monologue n.
iç ses your internal monologue n.
iç içe dokunmuş çeşitli esnek malzemelerden yapılan kap cleave [ireland] n.
iç bölgede yaşayan kimse inlander n.
ülkenin iç kısmında yaşayan kimse inlander n.
iç deniz tarafında yaşayan kimse inlander n.
iç tabaka inlayer n.
iç katman inlayer n.
iç kılıf inlayer n.
iç kilit inlock n.
iç kapı kilidi inlock n.
iç göçmen inmigrant n.
iç göç yapan hayvan inmigrant n.
iç göçmen in-migrant n.
iç göç in-migration n.
iç kaynak inner resource n.
iç mekan tasarımlı peyzaj inscape n.