işlenen - Turkish English Dictionary
History

işlenen



Meanings of "işlenen" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
Computer
işlenen operand n.
işlenen processed adj.
Telecom
işlenen operand adj.
Agriculture
işlenen cultivated adj.

Meanings of "işlenen" with other terms in English Turkish Dictionary : 140 result(s)

Turkish English
General
makalede işlenen konu subject discussed in the article n.
iplik çekilerek işlenen nakış drawnwork n.
tığla işlenen dantel crochet n.
çocuklara karşı işlenen suçları crimes against children n.
işlenen konu argument n.
hayır işlenen kimse charity n.
şehrin işlenen suçlardan dolayı kötü üne sahip bölgesi tenderloin n.
işlenen günah commission n.
işlenen suç commission n.
işlenen arazi cultivation n.
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan mücevher scaraboid n.
işlenen konunun anlatımını bitirmek rest one's case v.
beceriyle işlenen finespun adj.
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan bir mücevhere ait scaraboid adj.
yalnızca düz oval zemine işlenen ve arka kısmı hafif yuvarlak olan bir mücevheri oluşturan scaraboid adj.
bulamaçla işlenen slurry adj.
(kübist sanat) resim olarak işlenen tasvirler barındıran synthetic adj.
(kübist sanat) resim olarak işlenen tasvirler barındıran synthetical adj.
Phrases
ortada işlenen fiili bir suç yok no actual crimes committed expr.
Proverb
işlenen sevap boşa gitmez a good deed is never lost
Idioms
çok suç işlenen yer a black spot n.
işlenen suça göre ağır bir ceza jersey justice [uk] n.
içeriden işlenen suç inside job n.
işlenen suç kimsenin yanına kalmaz crime does not pay expr.
Trade/Economic
günlük işlenen suçların tutulduğu karakol kayıt defteri charge sheet n.
sürekli tutulan işlenen dosya carryover file n.
Law
işlenen suçun cezasının aynı biçimde verilmesi talion n.
ceza hükmünün işlenen suç karşısında yetersizliğinin mahkeme başkanı tarafından kabul edilmesi nonsentence n.
adliye aleyhinde işlenen cürümler offenses against the administration of justice n.
aile nizamı aleyhine işlenen cürümler offences against the family order n.
anayasal düzene karşı işlenen suçlar soruşturma bürosu anti-constitutional crimes investigation bureau n.
arazi taksimatında işlenen suç agrarian crime n.
arazi yüzünden işlenen suç agrarian crime n.
asker aleyhine işlenen suç offense committed against soldier n.
başkası hesabına işlenen suç quasi crime n.
bir kimsenin evinden bir şey çalmak suretiyle işlenen hırsızlık suçu compound larceny n.
boğarak işlenen cinayet burking n.
ceza hükmünde işlenen adli yanlışlara dayanan itiraz writ of error n.
denizde işlenen haksız fiil maritime tort n.
devlet idaresi aleyhinde işlenen cürümler offenses against to the administration of the state n.
duruşma sırasında işlenen suç offense committed during the trial n.
dikkatsizlik sonucu işlenen suç negligent offense n.
görev sırasında işlenen adam öldürme fiili justifiable homicidal n.
günlük işlenen suçların tutulduğu karakol kayıt kağıdı blotter n.
günlük işlenen suçların tutulduğu karakol kayıt kağıdı rap sheet n.
günlük işlenen suçların tutulduğu karakol kayıt kağıdı day book n.
günlük işlenen suçların tutulduğu karakol kayıt kağıdı police blotter n.
hürriyet aleyhinde işlenen cürümler offenses against civil liberty n.
halka karşı işlenen suçun faili public offender n.
internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun law on regulation of publications on the internet and suppression of crimes committed by means of such publications n.
kamu güvenliği aleyhinde işlenen cürümler offenses against public safety n.
kamu güveni aleyhinde işlenen cürümler offenses against public trust n.
kamu düzeni aleyhinde işlenen cürümler offenses against public order n.
kişi aleyhine işlenen ve müebbet hapis cezasıyla sonuçlanan suç malicious injury to the person n.
kasıtla işlenen kanunsuz fiil malice n.
kutsal şeylere karşı işlenen suç sacrilege n.
mala karşı işlenen suç property crime n.
neşir vasıtasıyla işlenen suç offense committed by means of publication n.
sokakta işlenen suçlar street crime n.
sık işlenen suçlar volume crimes n.
sokakta işlenen suç street crime n.
suç kastiyle işlenen fiil wilful and malicious act n.
türkiye'de işlenen suç crime committed in turkey n.
vazifenin icrası sırasında işlenen suç felony committed during performance of office n.
uçakta işlenen suç offense committed on aircraft n.
yabancı limanda işlenen suç offense committed in foreign port n.
yabancı karasularında işlenen suç offense committed in foreign territorial waters n.
yabancı karasularda işlenen suç offense committed in foreign territorial waters n.
yabancı memlekette işlenen suç felony committed in foreign country n.
yurt dışında işlenen suç extraterritorial offence n.
yurt dışında işlenen suç extra territorial offence n.
öfke krizi sonucu işlenen cinayet manslaughter n.
işlenen toprak gainage n.
ehliyete işlenen ceza penalty point [uk] n.
kapıyı açan kişiyi itip zorla içeri girerek işlenen (suç) push-in adj.
Politics
barışa karşı işlenen suçlar crimes against peace n.
devlete karşı işlenen suçlar crimes against the state n.
devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlar crimes against the state n.
insanlığa karşı işlenen suçlar crimes against humanity n.
majesteye karşı işlenen suç high treason n.
majesteye karşı işlenen suç lese majesty n.
Industry
üretim sürecinde işlenen ürünü ıslatan işçi wetter n.
Media
yönetmen veya yapımcı tarafından çekimlerin değerlendirilmesi için işlenen görüntü kopyası rushes n.
Technical
işlenen parça workpiece n.
işlenen alanı operand field n.
işlenen değişken manipulated variable n.
işlenen yazmacı operand register n.
bessemer dönüştürücüsünde işlenen metal miktarı blow n.
reaktör döngüsünde ışınlama için işlenen veya depolanan bölünebilir malzeme miktarı holdup n.
(işlenen kağıda) baskı silindiri ile normalden fazla basınç uygulamak crush v.
Computer
işlenen yazmacı operand register n.
işlenen değişken manipulated variable n.
işlenen veriler data processed n.
işlenen alanı operand field n.
işlenen veri information n.
işlenen dizin processing dir expr.
Informatics
doldurma işlenen dummy argument n.
işlenen yazmacı operand register n.
sözde işlenen konu dummy argument n.
toptan işlenen dosya sequential file n.
Telecom
sözde işlenen dummy argument n.
Radio
(radyo programında) sürekli işlenen konu department n.
Textile
beyaz zemin üstüne siyah iplikle işlenen nakış blackwork n.
piko ile işlenen picote adj.
Construction
küçük sütun veya pervaz olarak işlenen uzun ve ince taş bar n.
Logic
veya kapısı ile değil kapısı içeren, sadece her iki işlenen de yanlışsa pozitif değer döndüren mantıksal işleç nor n.
Chemistry
polietilen glikolle işlenen pegylated adj.
Botanic
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç water gum (nyssa aquatica) n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç tupelo (nyssa aquatica) n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç tupelo gum n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç water tupelo n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç cottongum n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç wild olive n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç large tupelo n.
kuzey amerika'nın bataklıklarında yetişen, yumuşak ve kolay işlenen kereste veren bir ağaç swamp tupelo n.
Agriculture
işlenen tarımsal alan cultivated agricultural area n.
işlenen tarla cut n.
işlenen toprak parçası cut n.
işlenen arazi cut n.
Social Sciences
dini önyargı sebebiyle işlenen suç faith hate n.
Education
bilerek işlenen devamsızlık suçu pipping n.
History
kardinal bellarmine karikatürü işlenen uzun boyunlu, çömlekten yapılan bir içki sürahisi long-beard n.
Religious
bilinçli işlenen günah actual sin n.
müslümanlar tarafından işlenen ağır suçlar had crime n.
genellikle sunak bezleri ve rahip kıyafetlerine işlenen, isa'nın monogramı ve sembolü chi-rho n.
genellikle sunak bezleri ve rahip kıyafetlerine işlenen, isa'nın monogramı ve sembolü chrismon n.
genellikle sunak bezleri ve rahip kıyafetlerine işlenen, isa'nın monogramı ve sembolü christogram n.
işlenen günahlar için tövbe etmeme impenitence n.
işlenen günahlardan pişmanlık duymama impenitence n.
işlenen günahlar için tövbe etmeme impenitency n.
işlenen günahlardan pişmanlık duymama impenitency n.
Military
düşman karşısında işlenen ağır suçlar misbehaviour before the enemy n.
Sport
(pas veren oyuncu veya vurucuya karşı işlenen) faul roughing n.
Photography
amonyak ile işlenen diazo film ammonia processed diazo photographic film n.
Bookbindery
el aletiyle kitap cildine işlenen motif tool n.
Archaic
işlenen konu article n.
majesteye karşı işlenen suç leze majesty n.
egemen güce karşı işlenen suç leze majesty n.
Slang
yeraltı örgütü tarafından planlanıp işlenen cinayet hit n.
kendine veya ailesine işlenen bir suç karşılığında alınan tazminat ghetto lottery [offensive] n.