Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
ilk kez
Meanings of
"ilk kez"
in English Turkish Dictionary : 5 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
ilk kez
first-time
adj.
2
General
ilk kez
first
adv.
3
General
ilk kez
for the first time
adv.
Music
4
Music
ilk kez
prima
adv.
5
Music
ilk kez
prima volta
adv.
Meanings of
"ilk kez"
with other terms in English Turkish Dictionary : 197 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
sosyeteye ilk kez tanıtılan delikanlı
debutant
n.
2
General
sosyeteye ilk kez tanıtılan genç kız
debutante
n.
3
General
sosyeteye ilk kez davet edilen kız
deb
n.
4
General
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız
debutante
n.
5
General
sahneye ilk kez çıkış
debut
n.
6
General
ilk kez kullanan
first-time user
n.
7
General
ilk kez gebe kalan kadın
primigravida
n.
8
General
ilk kez köln'de üretilmiş bir çeşit parfüm
eau-de-cologne
n.
9
General
bir konu hakkında ilk kez yayın yapan kimse
broacher
n.
10
General
ilk kez 18. yüzyılda londra'da basılan ve çocuk masalları derlemesi olan the tales of mother goose adlı eserin hayali yazarı
mother goose
n.
11
General
sahneye ilk kez çıkan kimse
debutant
n.
12
General
ilk kez yaşanan bir olayın ve sahnenin yaşanmış gibi hatırlanması durumu
déjàvu
n.
13
General
sosyeteye ilk kez giren genç kız
ingenue
n.
14
General
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci
polliwog
n.
15
General
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci
pollywog
n.
16
General
bir şeye ilk kez başlama
origination
n.
17
General
bir şeyi ilk kez başlatma
origination
n.
18
General
ilk kez dinleme hakkı
preaudience
n.
19
General
ilk kez dinleme ayrıcalığı
preaudience
n.
20
General
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız
presentee
n.
21
General
ilk kez kırkılan koyun
shoreling
n.
22
General
ilk kez kırkılan koyun
shorling
n.
23
General
bir internet fenomeninin ilk kez yüzünü göstermesi
face reveal
n.
24
General
ilk kez hapis yatan hükümlü
star [uk]
n.
25
General
ilk kez hapse giren mahkum
star [uk]
n.
26
General
göstermek (ilk kez olarak)
unveil
v.
27
General
soluklanıp tekrar eski formunu kazanmak (koşucu vb ilk kez yorulup soluğu kesildikten sonra)
get one's second wind
v.
28
General
ilk kez görücüye çıkarılmak
roll out
v.
29
General
ilk kez kullanmak
christen
v.
30
General
bir şeyi ilk kez yapmak
do something for the first time
v.
31
General
bir şeyi ilk kez denemek
try something for the first time
v.
32
General
ilk kez ticaret yaparken ücret ödemek
pay one's footing
v.
33
General
(ilk kez) göstermek
unvail [obsolete]
v.
34
General
(av köpeğine) ilk kez kan tattırmak
blood
v.
35
General
ilk kez yapmak
handsel [uk]
v.
36
General
ilk kez kullanmak
handsel [uk]
v.
37
General
ilk kez tecrübe eden olmak
handsel [uk]
v.
38
General
ilk kez kullanmak
hansel [uk]
v.
39
General
piyasaya ilk kez sürülmek
debut
v.
40
General
ilk kez sergilenmek
open
v.
41
General
ilk kez görünmek
dawn
v.
42
General
ilk kez öğrenmek
discover
v.
43
General
ilk kez sunmak
precede
v.
44
General
ilk kez arz etmek
premier
v.
45
General
halka ilk kez takdim etmek
premier
v.
46
General
(oyunda) ilk kez başrol olarak görünmek
premier
v.
47
General
(oyunda) ilk kez yer almak
premier
v.
48
General
(oyunda) ilk kez başrol olarak görünmek
premiere
v.
49
General
(oyunda) ilk kez yer almak
premiere
v.
50
General
ilk kez inşa etmek
foundation
v.
51
General
ilk kez hamile kalan veya sadece bir çocuk doğuran kadınla ilgili
primiparous
adj.
52
General
ilk kez düzenlenmiş
organized as first
adj.
53
General
ilk kez görev alan
virgin
adj.
54
General
ilk kez yapılan
virgin
adj.
55
General
ilk ve son kez
once for all
adv.
56
General
ilk ve son kez
once and for all
adv.
57
General
yıllar sonra ilk kez
for the first time in years
adv.
58
General
yıllar sonra ilk kez
first time in years
adv.
59
General
günler sonra ilk kez
first time in days
adv.
60
General
yıllardan sonra ilk kez
first time in years
adv.
61
General
aylar sonra ilk kez
first time in months
adv.
62
General
aylardan sonra ilk kez
first time in months
adv.
63
General
günlerden sonra ilk kez
first time in days
adv.
64
General
aylardan sonra ilk kez
for the first time in months
adv.
65
General
haftalar sonra ilk kez
for the first time in weeks
adv.
66
General
aylar sonra ilk kez
for the first time in months
adv.
67
General
günlerden sonra ilk kez
for the first time in days
adv.
68
General
haftalar sonra ilk kez
first time in weeks
adv.
69
General
yıllardan sonra ilk kez
for the first time in years
adv.
70
General
günler sonra ilk kez
for the first time in days
adv.
71
General
ilk kez olarak
for the first time
adv.
72
General
televizyonda ilk kez
first time on T.V
adv.
73
General
uzun süredir ilk defa/kez
for the first time in a long time
adv.
74
General
ilk ve son kez
once [obsolete]
adv.
Phrasals
75
Phrasals
toplum önüne ilk kez çıkmak
come out
v.
Phrases
76
Phrases
hayatımda ilk kez
for the first time in forever
expr.
77
Phrases
hayatımda ilk kez
for the first time ever
expr.
Colloquial
78
Colloquial
(bir şeyi) ilk kez gösteren kimse
unveiler
n.
79
Colloquial
hayatımda ilk kez
for the first time in my life
expr.
80
Colloquial
ömrümde ilk kez
for the first time in my life
expr.
81
Colloquial
tarihinde ilk kez
for the first time in its history
expr.
82
Colloquial
tarihinde ilk kez
for the first time in one's history
expr.
83
Colloquial
ilk kez başına geliyormuş gibi davranma
act like you've been there before
expr.
84
Colloquial
sanki ilk kez başına geliyor/başarıyor
act like you've been there before
expr.
85
Colloquial
(birinin) ilk kez duyduğu bir şey
(it's) news to (one)
expr.
86
Colloquial
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
is that what they're calling it now?
expr.
87
Colloquial
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
is that what they're calling it these days?
expr.
88
Colloquial
böyle dendiğini de ilk kez/defa duyuyorum
I've never heard it called that before
expr.
89
Colloquial
bunu ilk kez duyuyorum
that's a new one
expr.
Idioms
90
Idioms
bir askerin ilk kez savaşa/muharebeye girmesi
baptism by fire
n.
91
Idioms
acemi bir avcının ilk kez av gördüğünde duyduğu heyecan
buck fever
n.
92
Idioms
bir sorunu/problemi ilk kez yaşayan
patient zero
n.
93
Idioms
bir rolü ilk kez oynamak
make (one's) bow
v.
94
Idioms
bir görevi ya da işi ilk kez yapıyor olmak
make (one's) bow
v.
95
Idioms
ilk kez denemek
get one's feet wet
v.
96
Idioms
ilk kez gözüne çarpmak
lay eyes on
v.
97
Idioms
ilk kez deneyimlemek
get one's feet wet
v.
98
Idioms
ilk kez denemek
have a stab at
v.
99
Idioms
ilk kez denemek
have a bash
v.
100
Idioms
ilk kez görmek
lay eyes on
v.
101
Idioms
ilk kez gözüne çarpmak
set eyes on
v.
102
Idioms
ilk kez denemek
make a stab at
v.
103
Idioms
ilk kez görmek
set eyes on
v.
104
Idioms
ilk kez görmek
be a new one on
v.
105
Idioms
birine ummadığı bir anda ilk kez onu sevdiğini söylemek
drop the l-bomb
v.
106
Idioms
ilk kez ağır uyuşturucu kullanmak
get one’s wings
v.
107
Idioms
yazılı bir eseri ilk kez bastırıp yayınlamak
get into print
v.
108
Idioms
(bir şeyi) ilk kez denemek
have a lash at (something)
v.
109
Idioms
(bir şeyi yapmaya) ilk kez girişmek/kalkışmak
have a lash at (something)
v.
110
Idioms
(bir şeyi yapmaya) ilk kez teşebbüs etmek
have a lash at (something)
v.
111
Idioms
ilk kez duymak
be news to (one)
v.
112
Idioms
biriyle ilk kez karşılaşmak
make somebody’s acquaintance
v.
113
Idioms
biriyle ilk kez karşılaşmak
make the acquaintance of somebody
v.
114
Idioms
'-in ilk kez duyduğu bir haber/bilgi olmak
be news to
v.
115
Idioms
birinin ilk kez duyduğu bir haber/bilgi olmak
be news to someone
v.
116
Idioms
ilk kez görmek
clap eyes on somebody/something
v.
117
Idioms
ilk kez gözüne çarpmak
clap eyes on somebody/something
v.
118
Idioms
ilk kez görmek
lay eyes on somebody/something
v.
119
Idioms
ilk kez gözüne çarpmak
lay eyes on somebody/something
v.
120
Idioms
ilk kez görmek
set eyes on somebody/something
v.
121
Idioms
ilk kez gözüne çarpmak
set eyes on somebody/something
v.
122
Idioms
ilk kez denemek
get your feet wet [us]
v.
123
Idioms
ilk kez deneyimlemek
get your feet wet [us]
v.
124
Idioms
'-i ilk kez denemek
have a lash at
v.
125
Idioms
(bir şey yapmayı) ilk kez denemek
have a stab at (doing something)
v.
126
Idioms
bir şeyi/bir şey yapmayı ilk kez denemek
have a stab at something/at doing something
v.
127
Idioms
(bir şeyi) ilk kez görmek
lay (one's) eyes on (something)
v.
128
Idioms
(bir şey) ilk kez gözüne çarpmak
lay (one's) eyes on (something)
v.
129
Idioms
bir rolü ilk kez oynamak
make your bow
v.
130
Idioms
bir görevi ya da işi ilk kez yapıyor olmak
make your bow
v.
131
Idioms
(bir şeyle) ilk kez karşılaşmamış
no stranger to (something)
adj.
132
Idioms
ilk kez yapmıyorum
not (one's) first barbecue
expr.
Speaking
133
Speaking
bu işten (ilk kez) nasıl haberdar oldunuz?
how did you find out about the job?
expr.
134
Speaking
ilk kez duydum
I heard it for the first time
expr.
135
Speaking
ilk kez araba kullandım
I drove a car for the first time
expr.
136
Speaking
ilk kez araba sürdüm
I drove a car for the first time
expr.
137
Speaking
ilk kez başıma gelmiyor
it's not my first
expr.
138
Speaking
savaşı ilk kez gördüm
I saw the war for the first time
expr.
Trade/Economic
139
Trade/Economic
hisse senetlerinin halka ilk kez arzı
initial public offering
n.
140
Trade/Economic
ilk kez uluslararası finansal raporlama sistemi uygulaması
first-time application
n.
141
Trade/Economic
ilk kez ufrs uygulaması
first-time application
n.
142
Trade/Economic
ilk kez uluslararası finansal raporlama sistemi uyarlaması
first-time adoption
n.
143
Trade/Economic
ilk kez uluslararası finansal raporlama sistemi uyarlayıcısı
first-time adopter
n.
144
Trade/Economic
ilk kez ufrs uygulayıcısı
first-time adopter
n.
145
Trade/Economic
ilk kez ufrs uyarlaması
first-time adoption
n.
146
Trade/Economic
malın ilk kez piyasaya çıkma aşaması
product launch
n.
147
Trade/Economic
tahvil ve hisse senetlerinin ilk kez satışa sunulması
flotation
n.
148
Trade/Economic
ufrs standartlarına göre ilk kez düzenlenen finansal tablolar
first ifrs financial statements
n.
149
Trade/Economic
uluslararası finansal raporlama sistemi standartlarına göre ilk kez düzenlenen finansal tablolar
first ifrs financial statements
n.
150
Trade/Economic
yeni çıkan bir ürün veya hizmetin ilk kez görücüye çıkması
rollout
n.
151
Trade/Economic
ilk kez ev alan kimse
first-time buyer
n.
Law
152
Law
ilk kez yakalananlar
first-time offenders
n.
153
Law
ilk kez hüküm giyen kimse
first offender
n.
154
Law
vasiyetin ilk kez yazılması
insinuation
n.
Media
155
Media
ilk kez medya karşısına çıkmak
bow
v.
156
Media
ilk kez sahneye çıkmak
bow
v.
Radio
157
Radio
gelen sinyalin ilk kez filtrelendiği radyo alıcısı bileşeni
preselector
n.
Mining
158
Mining
maden damarını keşfedip üzerine ilk kez yerleşen kimse
discoverer
n.
159
Mining
maden damarının ilk kez bulunması
discovery
n.
Medical
160
Medical
bağışıklık sisteminin bir antijene ilk kez maruz kaldıktan sonra daha hızlı ve güçlü bir şekilde yanıt verme yetisi
memory
n.
161
Medical
ilk kez doğum yapan kadın
para i
n.
Psychology
162
Psychology
ilk kez yaşanan bir olayın ve sahnenin yaşanmış gibi hatırlanması durumu
déjà vu
n.
163
Psychology
ilk kez gerçekleşen sahne ve olayları hatırlama illüzyonu
paramnesia
n.
Biology
164
Biology
antijene ilk kez maruz kaldıktan sonra o antijenin antikorunu veya reseptörünü üreten uzun ömürlü bir akyuvar
memory cell
n.
History
165
History
latin amerika'da 12 ekim'de kolomb'un ilk kez amerika'ya gelişinin kutlandığı bir bayram
día de la raza
n.
Religious
166
Religious
incil'i bir şehre veya bölgeye ilk kez getiren kimse
evangelist
n.
167
Religious
ilk kez 1854'te kutlanan bir roman katolik bayramı
8-dec
n.
Philosophy
168
Philosophy
ilk kez m.s. 3. yüzyılda ortaya çıkıp hermes trismegistus'a atfedilen gnostik yazılar veya öğretilerle ilgili
hermetic
adj.
Environment
169
Environment
nadir veya ilk kez yapılan faaliyetler
infrequent or first-time activities
n.
Military
170
Military
ilk kez vietnam savaşı'nda amerikan ordusu tarafından kullanılmış bir taarruz tüfeği
m-16
n.
Sport
171
Sport
ilk kez 1912 olimpiyat oyunları'nda düzenlenen ve her bir katılımcının beş etkinlikte yer aldığı bir atletik yarışma
modern pentathlon
n.
Football
172
Football
dünya kupasına ilk kez katılan ülke/takım
first-time world cup qualifier
n.
Music
173
Music
müzik dilinde ilk kez karşılaşılan bir notayı çalmak veya söylemek
sight-read
v.
174
Music
(müziği) ilk kez görülen partisyon üzerinden çalmak
sightread
v.
175
Music
(müziği) ilk kez görülen partisyon üzerinden çalmak
sightsing
v.
176
Music
(müziği) ilk kez görülen partisyon üzerinden çalmak
sight-sing
v.
177
Music
ilk kez olan
prima
adj.
178
Music
ilk kez olan
prima volta
adj.
Cinema
179
Cinema
bir filmin ilk kez gösterildiği sinemadan başka sinemada gösterimi arasında geçmesi gereken süre
clearance
n.
Printery
180
Printery
dört sayfa haline gelmesi için bir kez katlanıp yalnızca ilk sayfasına baskı yapılmış kağıt
fly
n.
Ornithology
181
Ornithology
ilk kez tüy çıkaran martı
coddymoddy
n.
Slang
182
Slang
çöl savaşına ilk kez katılan asker
desert cherry
n.
183
Slang
ilk kez cinsel ilişkiye girmek
burst (one's) cherry
v.
184
Slang
ilk kez tehlikeli/zor/yasa dışı bir şey yapmak
burst (one's) cherry
v.
185
Slang
ilk kez seks yapmak
burst (one's) cherry
v.
186
Slang
bir işi ilk kez yapıyor olmak
burst (one's) cherry
v.
187
Slang
ilk kez seks yapmak
lose (one's) cherry
v.
188
Slang
bir işi ilk kez yapıyor olmak
lose (one's) cherry
v.
189
Slang
ilk kez seks yapmak
lose your cherry
v.
190
Slang
bir işi ilk kez yapıyor olmak
pop (one's) cherry
v.
191
Slang
ilk kez eroin kullanmak
get (one's) wings
v.
192
Slang
ilk kez öpüşmek
reach first base
v.
193
Slang
ilk kez yiyişmek
reach first base
v.
194
Slang
ilk kez öpücük almak
reach first base
v.
195
Slang
ilk kez öpücük çalmak
reach first base
v.
196
Slang
ilk kez cinsel ilişkiye girmek
pop the cherry
v.
Paleontology
197
Paleontology
ilk kez dinozorlarda ortaya çıkan tüyler
protofeather
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ilk kez
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy