kuraklık - Turkish English Dictionary

kuraklık

Meanings of "kuraklık" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
Common Usage
kuraklık drought n.
Three years of drought have made the supply situation untenable.
Üç yıldır süren kuraklık arz durumunu savunulamaz hale getirdi.

More Sentences
General
kuraklık dry n.
It rained yesterday after it had been dry for many months.
Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.

More Sentences
kuraklık drought n.
Three years of drought have made the supply situation untenable.
Üç yıldır süren kuraklık arz durumunu savunulamaz hale getirdi.

More Sentences
Technical
kuraklık drought n.
Three years of drought have made the supply situation untenable.
Üç yıldır süren kuraklık arz durumunu savunulamaz hale getirdi.

More Sentences
Meteorology
kuraklık drought n.
Three years of drought have made the supply situation untenable.
Üç yıldır süren kuraklık arz durumunu savunulamaz hale getirdi.

More Sentences
General
kuraklık aridness n.
kuraklık drouth n.
kuraklık dryness n.
kuraklık aridity n.
kuraklık droughtiness n.
kuraklık lack of rain n.
kuraklık water scarcity n.
kuraklık thirstiness n.
kuraklık drouthiness [scotland] n.
kuraklık drowth [obsolete] n.
kuraklık dryth [obsolete] n.
Meteorology
kuraklık exsiccation n.

Meanings of "kuraklık" with other terms in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

Turkish English
General
kuraklık (toprakta) aridity n.
sabit su veya çamurdan oluşan ve kuraklık sezonunda kuruyarak tuz çökeltisi bırakan havza pan n.
Colloquial
kuraklık dönemi dry spell n.
Idioms
kuraklık vs. biraz kırılmak catch a break v.
kuraklık vs. biraz kırılmak get a break v.
(kıtlık/açlık/kuraklık vb) endişesi yaratmak raise the spectre of something v.
(kıtlık/açlık/kuraklık vb) endişesi yaratmak raise the specter of something v.
Politics
kuraklık kurbanları drought victims n.
Biology
bazı tek hücreli organizmaların kuraklık veya kıtlık dönemlerinde içine kapanarak değişime uğramadan çıktığı kapsül hypnocyst n.
Botanic
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlamış bitki tropophyte n.
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan tropophilous adj.
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan tropophytic adj.
şiddetli yağış ile kuraklık arasında değişen dönemlere uyum sağlayan tropophil adj.
Agriculture
kuraklık zamanlarında büyükbaş otlatılan yol kenarı paddock [australia] n.
Environment
aşırı kuraklık severe drought n.
kuraklık hasarı drought damage n.
kuraklık endeksi drought index n.
kuraklık indeksi aridity index n.
kuraklık ve aşırı otlatma veya ziraat sebebiyle çöl sınırlarında ve yarı kurak bölgelerde bitki örtüsünün hızla azalması ve üst toprak tabakasının kaybolması desertification n.
Geography
kuraklık geçirmeye meyilli bölgeler drought-prone areas n.
Meteorology
keetch-byrum kuraklık indeksi keetch-byrum drought index n.
palmer kuraklık şiddeti e/indeksi palmer drought severity index n.