odaklı - Turkish English Dictionary
History

odaklı



Meanings of "odaklı" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
odaklı centred adj.

Meanings of "odaklı" with other terms in English Turkish Dictionary : 239 result(s)

Turkish English
General
uzun odaklı mercek long focus lens n.
elektrik odaklı kablolarla yapılan taşıma telferage n.
çift odaklı gözlük camı bifocal n.
okur odaklı eleştiri reader-response criticism n.
çift odaklı gözlük bifocals n.
toplum odaklı felsefe community-oriented philosophy n.
duygu odaklı/yüklü dil/konuşma loaded language n.
duygu odaklı/yüklü dil/konuşma emotive language n.
duygu odaklı/yüklü dil/konuşma high-inference language n.
çaba odaklı faaliyet effort-driven activity n.
efor odaklı faaliyet effort-driven activity n.
çözüm odaklı düşünme solution-oriented thinking n.
tasarım odaklı düşünme design thinking n.
insan odaklı tasarım ergonomic design n.
başarmaya odaklı kimse hacker n.
ürün yelpazesindeki ucuz ürünleri satmaya odaklı şirket broadline n.
iktidar ve denetim odaklı örgütlenme politburo n.
dünyevi hususlara odaklı kimse fleshworm [obsolete] n.
erek dilin kaynak dil üzerindeki politik, ideolojik ve ekonomik etkisini hiçe sayıp, tamamen kaynak dil odaklı yapılan çeviri translatese n.
sonuç odaklı olmak be result-oriented v.
değer odaklı value driven adj.
hedef odaklı target oriented adj.
insan odaklı people oriented adj.
çözüm odaklı solution oriented adj.
davranış odaklı behavior oriented adj.
duygu odaklı emotion-focused adj.
değer odaklı value-driven adj.
problem odaklı problem-focused adj.
değer odaklı value-focused adj.
sonuca odaklı result-oriented adj.
başarı odaklı success-oriented adj.
erek odaklı target-oriented adj.
paylaşım odaklı share-based adj.
para odaklı money-minded adj.
kariyer odaklı career-wise adj.
aile odaklı family-oriented adj.
kaynak odaklı source-based adj.
bağlam/içerik odaklı context-driven adj.
proje odaklı project-oriented adj.
verimliliğe odaklı efficiency-fixated adj.
sonuç odaklı result-based adj.
ihtiyaçlar odaklı requirements-driven adj.
içerik odaklı content-specific adj.
gelecek odaklı future-oriented adj.
soru odaklı question driven adj.
kar odaklı profit-driven adj.
hedef odaklı objective-driven adj.
risk odaklı risk-driven adj.
sonuç odaklı result-oriented adj.
süreç odaklı process-driven adj.
kimlik odaklı identity-driven adj.
sonuç odaklı outcome-oriented adj.
gösteriş odaklı vanity-driven adj.
efor odaklı effort-driven adj.
çaba odaklı effort-driven adj.
hedef odaklı target-oriented adj.
kullanıcı-odaklı user-driven adj.
büyüme odaklı growth-based adj.
hedefe odaklı goal-driven adj.
hedef odaklı goal-driven adj.
gelir odaklı income driven adj.
tasarım odaklı design-driven adj.
performans odaklı performance-oriented adj.
teknoloji odaklı technology-driven adj.
güvenlik odaklı security-driven adj.
emniyet odaklı security-driven adj.
albüm odaklı album-oriented adj.
pazarlama odaklı marketized adj.
pazarlama odaklı marketised adj.
analiz odaklı analysis-oriented adj.
hedef odaklı goal-directed adj.
tek duruma odaklı one-note adj.
para odaklı money-oriented adj.
incil odaklı gospel adj.
amerikan odaklı americancentric adj.
cinsellik ve şiddet odaklı pulpy adj.
topluluk odaklı community-minded adj.
... odaklı oriented adj.
aynı odaklı olarak confocally adv.
-merkezli, -eksenli, -odaklı anlamını veren son ek -centric suf.
Proverb
başta hazırlıklı ve odaklı olmak çoğu zaman başarı getirir a good beginning makes a good ending
Colloquial
nota odaklı grade-grubbing adj.
not odaklı grade-grubbing adj.
Idioms
para odaklı dollars-and-cents adj.
Trade/Economic
bireye odaklı mülakat focused interview n.
etki odaklı veri impact oriented data n.
faktör odaklı ekonomi factor-driven economy n.
fiyat istikrarına odaklı para politikası price stability-oriented monetary policy n.
fiyata odaklı müşteriler price sensitive customers n.
kaliteye odaklı müşteriler quality sensitive customers n.
kullanıcı odaklı tasarım user-centered design n.
müşteri odaklı sistem consumer oriented system n.
müşteri odaklı pazarlama consumer-generated marketing n.
müşteri odaklı pazarlama customer driven marketing n.
mükellef odaklı hizmet ilkesi taxpayer focused service principle n.
müşteri odaklı yönetim customer-oriented management n.
risk odaklı denetim risk based auditing n.
stil odaklı tüketiciler style conscious consumers n.
yetkinlik odaklı bütünleşik yönetim yaklaşımı competence-oriented integrated management approach n.
fiyat odaklı pricewise adj.
görev odaklı task-oriented adj.
görev odaklı task-oriented adj.
görev odaklı task-oriented adj.
iş odaklı work-oriented adj.
müşteriye odaklı customer-based adj.
kar odaklı profit-oriented adj.
müşteri odaklı customer-driven adj.
kar odaklı profit-minded adj.
maliyet odaklı cost-oriented adj.
müşteri odaklı customer-oriented adj.
müşteri odaklı customer-focused adj.
müşteriye odaklı customer-driven adj.
müşteri odaklı shopper-driven adj.
müşteri odaklı customer-centric adj.
piyasa odaklı market-oriented adj.
piyasa odaklı market-driven adj.
pazar odaklı market-driven adj.
tüketici odaklı consumer-wise adj.
tüketici odaklı consumer-led adj.
pazar odaklı market-led adj.
piyasa odaklı quote-driven adj.
kar odaklı commercial adj.
fiyat odaklı price-sensitive adj.
Politics
eylem odaklı haritalama action oriented mapping n.
ihracat odaklı ekonomi export-led economy n.
ihracat odaklı büyüme export-focused growth n.
piyasa odaklı döviz kuru market-oriented exchange rate n.
devlet odaklı state-led adj.
hükümet odaklı government-led adj.
Technical
çift odaklı tüp double focus tube n.
değişir odaklı mercek variable focus lens n.
değişir odaklı mercek zoom lens n.
hassas odaklı radyografi microfocus radiography n.
iki odaklı cam bifocal lens n.
ışık kaynağı odaklı aydınlatma source- focussed illumination n.
kaynaşık çift odaklı gözlük camı fused bifocals n.
mini ve mikro odaklı x-ışını tüplerinin gerçek odak noktası büyüklüğü actual focal spot size of mini and micro focus x-ray tubes n.
mini ve mikro odaklı x-ışını tüpleri mini and micro focus x-ray tubes n.
müşteri odaklı pazar vertical market n.
odaklı alıcılık focused receptivity n.
ortak odaklı gözmerceği parfocal eyepiece n.
sabit odaklı objektif fixed focus objective n.
tek odaklı hidrojel kontak lens single-vision hydrogel lens n.
uzun odaklı mercek long focus lens n.
uzun odaklı objektif long focus lens n.
ürün odaklı pazar vertical market n.
yumuşak odaklı mercek diffuser lens n.
yumuşak odaklı mercek diffusing lens n.
aynı odaklı confocal adj.
değişken odaklı varifocal adj.
çift odaklı bifocal adj.
iki odaklı bifocal adj.
ortak odaklı parfocal adj.
sabit odaklı fixed focus adj.
üç odaklı trifocal adj.
mod odaklı modal adj.
Computer
internet odaklı iş internet-driven business n.
internet odaklı iş internet-based business n.
servis odaklı mimari service-oriented architecture n.
alan odaklı field has focus expr.
iş odaklı bir bilgisayar programlama dili rpg (report program generator) abrev.
Telecom
görev odaklı uç birim job-oriented terminal n.
bağlantı odaklı connection oriented adj.
Lighting
(lamba) odaklı prefocus adj.
(lamba) sabit odaklı prefocus adj.
Marine
çeşitli odaklı varifocal adj.
Medical
çok odaklı lökoensefalopati multifocal leukoencephalopathy n.
çözüm odaklı stratejik terapi solution-focused strategic therapy n.
hedefe yönelik/odaklı tedavi targeted treatment n.
hedefe yönelik/odaklı tedavi target treatment n.
müşteri odaklı tedavi client centered therapy n.
travma için karın odaklı sonografi fast (focused abdominal sonography for trauma) n.
çok odaklı multifocal adj.
Psychology
danışan odaklı terapi client-centered therapy n.
duygu odaklı başa çıkma emotion-focused coping n.
gelişim odaklı zihin growth mindset n.
ilerlemeli çok odaklı lökoensefalopati progressive multifocal leukoencephalopathy n.
problem odaklı başa çıkma problem-focused coping n.
içe dönük, sezgisel, his odaklı ve yargılayıcı introverted, intuitive, feeling, and judging (infj) n.
zihinsel imgelemesi görsel veya işitsel olmaktan çok hareket odaklı kimse motile n.
çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma solution-focused short-term psychological counseling n.
duygu odaklı emotion-oriented adj.
Optics
üç odaklı gözlük trifocal n.
çok odaklı mercek boşluğu multifocal lens blank n.
çok odaklı mercekler multifocal lenses n.
çift odaklı gözlük bifocals n.
eş odaklı göz merceği parfocal eyepiece n.
tek odaklı mercekler single focal lenses n.
tek görüşlü ve çok odaklı mercek boşluğu single vision and multifocal lens blanks n.
değişken odaklı camlara sahip bir gözlük varifocals n.
camı çift odaklı gözlük bifocal n.
katarakt ameliyatından sonra uzağın net görülebilesi için kullanılan tek odaklı bir lens monofocal iol n.
katarakt ameliyatından sonra uzağın net görülebilesi için kullanılan tek odaklı bir lens monofocal lens implant n.
eş odaklı hale getirmek parfocalize v.
eş odaklı hale getirmek parfocalise v.
aynı odaklı confocal adj.
camı çift odaklı gözlük takan bifocaled adj.
Biology
biyolojik odaklı biology-oriented adj.
Botanic
iki odaklı ve tek kapsüllü bicapsular adj.
Agriculture
kentsel tarım odaklı bir yerleşim alanı agrihood n.
Social Sciences
amerikan odaklı americentric adj.
Education
öğrenci odaklı faaliyetlerin aksine, öğretmenin karatahta başında konuşmasına odaklı öğretim yöntemi chalk and talk n.
yüksek öğrenim kurumu olduğunu iddia eden fakat kar odaklı olması sebebiyle yetersiz mezunlar veren kuruluş diploma mill n.
öğrenci odaklı learner-centred adj.
öğrenci odaklı learner-centered adj.
Linguistics
alan odaklı sınav domain-referenced test n.
bilgisayar odaklı dil sınavı computer-based language testing n.
düzgü odaklı sınav norm-referenced testing n.
düzgü odaklı sınav norm-referenced test n.
içerik odaklı öğretim content based instruction n.
iletişim odaklı dil sınavı communicative test n.
öğrenci odaklı öğretim student centred learning n.
parça odaklı sınama discrete-point testing n.
süreç odaklı yazma process writing n.
topluluk odaklı dil öğretimi community language learning n.
alan odaklı domain oriented adj.
bütünce odaklı corpus-driven adj.
yetişkin odaklı adultomorphic adj.
yapı odaklı form-focus adj.
edinç odaklı competency-based
Religious
teolojik olarak mesih odaklı olan christocentric adj.
isa peygamber odaklı christocentric adj.
Philosophy
japonya'da gelişen meditasyon odaklı bir mezhep zenism n.
Military
etki odaklı harekat effect based operations n.
bölge odaklı (personel veya birimler) area-oriented n.
Music
ritim ve blues müziğinin modern ve ticari odaklı türü contemporary r&b n.
Cinema
değişir odaklı mercek variable focus lens n.
değişmez odaklı mercek fixed focus lens n.
derin odaklı çekim deep focus shot n.
Photography
üç odaklı mercek trifocal n.
değişir odaklı mercek zoom lens n.
geri odaklı mercek retrofocus lens n.
otomatik odaklı fotoğraf makinesi point-and-shoot camera n.
(mercek) yumuşak odaklı fotoğraf çeken soft-focus adj.
otomatik odaklı (kamera) point-and-shoot adj.
Slang
romantizm veya cinsellik odaklı olmayan hayran kurgusu gen n.
Modern Slang
başarı odaklı kimse achievaholic n.
başarmaya odaklı kimse achievaholic n.
hedef odaklı kimse achievaholic n.