of oneself - Turkish English Dictionary
History

of oneself

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "of oneself" in Turkish English Dictionary : 1 result(s)

English Turkish
General
of oneself adv. kendiliğinden

Meanings of "of oneself" with other terms in English Turkish Dictionary : 280 result(s)

English Turkish
General
representation of oneself as n. kendini ... olarak tanıtma
representation of oneself as n. kendini olarak tanıtma
be sure of oneself v. kendine güvenmek
inform oneself of something v. öğrenmek
feel oneself capable of v. gözüne kestirmek
make a fool of oneself v. kendini gülünç duruma düşürmek
get hold of oneself v. kendini tutmak
have a high opinion of oneself v. fasulye gibi kendini nimetten saymak
break oneself of a habit v. bırakmak
be in possession of oneself v. kendine hakim olmak
make an exhibition of oneself v. elaleme maskara olmak
possess oneself of v. zaptetmek
be in possession of oneself v. kendine sahip olmak
think no small beer of oneself v. kendini fasulye gibi nimetten saymak
avail oneself of something v. yararlanmak
avail oneself of v. değerlendirmek
take care of oneself v. sakınmak
be unaware of the happenings around oneself v. dünyadan haberi olmamak
deliver oneself of v. belirtmek
wriggle oneself out of v. sıyrılmak
break oneself of a habit v. kurtulmak
make a pig of oneself v. tıka basa yemek
be full of oneself v. kendini beğenmek
avail oneself of v. yararlanmak
relieve oneself of an obligation v. yükümlülükten kurtulmak
possess oneself of v. sahip olmak
give an account of oneself v. kendisi hakkında hesap vermek
possess oneself of v. ele geçirmek
take care of oneself v. kendi başının çaresine bakmak
give a good account of oneself v. kendini göstermek
deliver oneself of v. açıklamak
be sure of oneself v. kendinden emin olmak
take care of oneself v. kendine dikkat etmek
make a nuisance of oneself v. baş belası olmak
rid oneself of v. kendini bir düşünce vb'nden kurtarmak
avail oneself of the right to v. bir haktan faydalanmak
avail oneself of the right to v. bir haktan yararlanmak
think highly of oneself v. fasulye gibi kendini nimetten saymak
be unaware of what is going on around oneself v. dünyadan haberi olmamak
be ashamed of oneself v. kendinden utanmak
feel ashamed of oneself v. kendinden utanmak
make a pig of oneself v. domuz gibi tıkınmak
make a spectacle of oneself v. kendini gülünç duruma düşürmek
make a spectacle of oneself v. kendini madara etmek
make a spectacle of oneself v. kendini maskara etmek
avail oneself of v. -den faydalanmak
think of oneself v. kendini düşünmek
have no advantage out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
get no benefit out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
get no advantage out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
have no benefit out of (a situation) for oneself v. çıkarı olmamak
avail oneself of v. kendi çıkarına kullanmak
avail oneself of v. yarar sağlamak
avail oneself of v. kendi yararına kullanmak
make a nuisance of oneself v. başa bela olmak
make a nuisance of oneself v. rahatsız edici şekilde davranmak
be proud of oneself v. kendisiyle gurur duymak
be proud of oneself v. kendisiyle gururlanmak
avail oneself of the law v. yasadan yararlanmak
think highly of oneself v. kendini bir şey sanmak
sink oneself into the effort of v. çabası içine girmek
keep oneself informed of the latest developments v. yenilikleri takip etmek
keep oneself informed of the latest developments v. son gelişmeleri takip etmek
plant oneself in front of someone v. birinin önünde dikilmek
plant oneself in front of someone v. birinin karşısına dikilmek
fling the blanket off of oneself v. üzerindeki battaniyeyi kenara doğru atmak/fırlatmak
take good care of oneself v. kendine iyi bakmak
lose control of oneself v. kendinden geçmek
lose control of oneself v. kontrolünü kaybetmek
lose control of oneself v. kendini kaybetmek
make a fool of oneself v. kendini aptal yerine koymak
be full of oneself v. çalımından geçilmemek
add something of oneself v. kendinden bir şeyler katmak
avail (oneself) of v. fırsatı değerlendirmek
avail (oneself) of v. yararlanmak
distrustful of oneself adj. çekingen
availing oneself of this opportunity adv. bu fırsattan yararlanarak
Phrasals
relieve (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini) rahatlatmak
relieve (someone or oneself) of (something) v. (birinin/kendinin) yükünü hafifletmek/almak
relieve (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini) görevden almak
relieve (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini) açığa almak
relieve (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini) görevden uzaklaştırmak
relieve (someone or oneself) of (something) v. birinin bir şeyini çalmak
relieve (someone or oneself) of (something) v. birini soymak
vindicate (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyden) aklamak
vindicate (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyden) temize çıkarmak
vindicate (someone or oneself) of (something) v. (birinin/kendinin bir şeyde) suçsuz olduğunu kanıtlamak
vindicate (someone or oneself) of (something) v. (birinin/kendinin bir şeyde) suçsuz olduğunu ispat etmek
deliver (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyden) kurtarmak
deliver (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyle) açıklamak
deliver (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyle) betimlemek
deliver (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyle) anlatmak
disabuse (someone or oneself) of (something) v. (birinin/kendinin bir konuda) gözünü açmak
disabuse (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir konudaki) yanlış düşüncesinden vazgeçirmek
disabuse (someone or oneself) of (something) v. (birinin/kendinin bir şeyi) görmesini sağlamak
disabuse (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeyden) kurtarmak
disabuse (someone or oneself) of (something) v. (birini/kendini bir şeye) uyandırmak
fling off of (oneself) v. üzerinden atmak/fırlatmak
fling off of (oneself) v. üzerinden çekmek
get (oneself) out of (something) v. (kendini bir şeyden) kurtarmak
get (oneself) out of (something) v. (kendini zor/kötü bir durumdan) kurtarmak/çıkarmak
get (oneself) out of (somewhere) v. (kendini bir yerden) dışarı atmak
get (oneself) out of (somewhere) v. (kendini bir yerden) kurtarmak/çıkarmak
give of (oneself or something) v. (kendini/bir şeyi) adamak
give of (oneself or something) v. (kendinden/bir şeyden) katkı sağlamak
give of (oneself or something) v. (kendini/bir şeyi) vermek
give of (oneself or something) v. (kendinden/bir şeyden) fedakarlık yapmak/etmek
talk (oneself) out of (something) v. konuşarak (kendini) bitirmek
talk (oneself) out of (something) v. konuşarak (kendini bir şeyde) başarısız kılmak
talk (oneself) out of (something) v. konuşarak (bir şeydeki) şansını yitirmek
talk (oneself) out of (something) v. konuşmasıyla (bir şeyi) elinden kaçırmak
talk (oneself) out of (something) v. (kendi kendini bir şeyden) caydırmak/vazgeçirmek
talk (oneself) out of (something) v. (kendi kendini bir şeyden) uzaklaştırmak
Phrases
in spite of oneself expr. elinde olmadan
in spite of oneself expr. istemese de
Colloquial
master of oneself n. kendi kendinin efendisi
make an exhibition of oneself v. ele güne rezil olmak
make an exhibition of oneself v. konu komşuya rezil olmak
make an exhibition of oneself v. kendini rezil etmek
make an exhibition of oneself v. kendini ele güne rezil etmek
take (one) out of (oneself) v. (birinin) kafasını dağıtmak
take (one) out of (oneself) v. (birini kendinden/endişelerden/stresten) uzaklaştırmak
be cocksure of (oneself) v. kendinden çok emin olmak
full of oneself adj. kendini beğenmiş
full of oneself adj. çalımından geçilmeyen
full of oneself adj. kendini bir şey sanan
full of oneself adj. kendini bir bok sanan
full of oneself adj. yalnızca kendini düşünen
full of oneself adj. yalnızca kendinden konuşan
Idioms
a shadow of (oneself) n. epeyce çökmüş kimse/şey
a shadow of (oneself) n. eski halinin silik bir gölgesi
a shadow of (oneself) n. canlılığını kaybetmiş kimse/şey
a shadow of (oneself) n. eski neşesini kaybetmiş kimse/şey
a shadow of (oneself) n. ölü/hayalet gibi kimse/şey
throw oneself on the mercy of someone v. merhamet için yalvarmak
get (oneself) into the best of health v. tümüyle iyileşmek/ayağa kalkmak
get (oneself) into the best of health v. yeniden sapasağlam/çok sağlıklı olmak
get (oneself) into the best of health v. tümüyle sağlığına kavuşmak
get ahead of oneself v. aceleci davranıp hata yapmak
find oneself on the wrong side of the law v. adaletle başı derde girmek
lose control of oneself v. balatayı yakmak
get oneself out of debt v. borçtan kurtulmak
lose control of oneself v. balatayı sıyırmak
lose control of oneself v. dinden imandan çıkmak
make a pig of oneself v. domuz gibi yemek
make a pig of oneself v. çok yemek yemek
be shadow of oneself v. eski halinden eser kalmamak
be shadow of oneself v. eski halini mumla aratmak
be shadow of oneself v. eski halinin silik bir gölgesi olmak
give of oneself v. fedakarlık yapmak
give of oneself v. fedakarlık etmek
find oneself in the line of fire v. eleştirilerin hedefi olmak
laugh oneself out of something v. güldüğü için hakkını/bir şeyi kaybetmek
make a laughingstock of oneself v. gülünç kaynağı olmak
make a martyr of oneself v. fedakarlık/kahramanlık yapmak
give a good account of oneself v. iyi bir sınav vermek
give a good account of oneself v. kendi payına düşeni layığıyla yapmak
be full of oneself v. kendisiyle dolu olmak
be full of oneself v. kendini bir şey sanmak
be full of oneself v. kendini bir bok sanmak
make a fool of oneself v. kendini komik duruma düşürmek
think no small beer of oneself v. kendini dev aynasında görmek
give of oneself v. kendini birşeye adamak
make a martyr of oneself v. kendini feda etmek
find oneself on the wrong side of the law v. kanunla başı derde girmek
keep something inside of oneself v. kendi içinde tutmak
hold something inside of oneself v. kendi içinde tutmak
find oneself on the wrong side of the law v. kanunla başı belaya girmek
find oneself in the line of fire v. kendini ateş hattında bulmak
be full of oneself v. kendini çok önemli sanmak
make a laughingstock of oneself v. kendini gülünç duruma düşürmek
be full of oneself v. kendini fasulyeden nimet saymak
lose control of oneself v. şalteri atmak
find oneself on the wrong side of the law v. polis ve adaletle başı derde girmek
make a pig of oneself v. tıkınmak
make a pig of oneself v. tıka basa yemek
lose control of oneself v. tepesi atmak
throw oneself at the mercy of the court v. yargının merhametine sığınmak
be full of oneself v. yalnızca kendini düşünmek
throw oneself on the mercy of some authority v. (yargının merhametine vb.) sığınmak
throw oneself on the mercy of some authority v. yargıya sığınmak
throw oneself at the mercy of some authority v. (yargının merhametine vb.) sığınmak
throw oneself at the mercy of some authority v. yargıya sığınmak
be full of oneself v. yalnızca kendinden konuşmak
get ahead of oneself v. vakitsiz ötmek
throw oneself at the mercy of the court v. yargıya sığınmak
hold something inside of oneself v. (hislerini/duygularını) içinde tutmak
keep something inside of oneself v. (hislerini/duygularını) içinde tutmak
find oneself on the wrong side of the law v. yasalarla başı belaya girmek
push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi birinden, bir şeyden, kendinden) uzaklaştırmak
push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi birinden, bir şeyden kendinden) uzağa itmek
dig (oneself) out of a hole v. (kendini) zor bir durumdan kurtarmak
dig (oneself) out of a hole v. (kendini) sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
dig (oneself) out of a hole v. (kendini) kötü bir durumun içinden çıkarmak
dig (oneself) out of a hole v. (kendini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak
stuff (oneself) full of (something) v. (bir şeyden) çok yemek
stuff (oneself) full of (something) v. (bir şeyden) tıka basa yemek
hold something inside of oneself v. bir şeyi içine atmak
hold something inside of oneself v. bir şeyi dışa vurmamak
hold something inside of oneself v. bir şeyi belli etmemek
keep something inside of oneself v. bir şeyi içine atmak
keep something inside of oneself v. bir şeyi dışa vurmamak
keep something inside of oneself v. bir şeyi belli etmemek
give a bad account of (oneself) v. batırmak
give a bad account of (oneself) v. becerememek
give a bad account of (oneself) v. kötü geçmek
be cocksure of (oneself) v. (kendinden) fazla emin olmak
be cocksure of (oneself) v. (kendinden) gayet emin olmak
be cocksure of (oneself) v. (kendine) fazla güvenmek
dig (oneself) out of a hole v. durumunu kurtarmak
dig (oneself) out of a hole v. yeniden ayağa kalkmak/kaldırmak
get a grip of (oneself) v. (kendini) tutmak
get a grip of (oneself) v. duygularına hakim olmak
get a grip of (oneself) v. (kendine) hakim olmak
get a grip of (oneself) v. (kendini) kontrol altında tutmak
get a grip of (oneself) v. kontrolünü kaybetmemek
get a grip of (oneself) v. sakin olmak
get a hold of (oneself) v. (kendini) tutmak
get a hold of (oneself) v. duygularına hakim olmak
get a hold of (oneself) v. (kendine) hakim olmak
get a hold of (oneself) v. (kendini) kontrol altına almak
get a hold of (oneself) v. sakinleşmek
get a hold of (oneself) v. toparlanmak
get a hold of (oneself) v. kendine gelmek
get ahold of (oneself) v. (kendini) tutmak
get ahold of (oneself) v. duygularına hakim olmak
get ahold of (oneself) v. (kendine) hakim olmak
get ahold of (oneself) v. (kendini) kontrol altına almak
get ahold of (oneself) v. sakinleşmek
get ahold of (oneself) v. toparlanmak
get ahold of (oneself) v. (kendini) toplamak
get ahold of (oneself) v. kendine gelmek
laugh oneself out of v. güldüğü için (hakkını/bir şeyi) kaybetmek
make a fool (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) maskaraya çevirmek
make a fool (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) gülünç duruma düşürmek
make a fool (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) aptal durumuna düşürmek
make a fool (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) rezil etmek
make a laughingstock of (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi/kendini) gülünç duruma düşürmek
make a laughingstock of (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi/kendini) alay konusu yapmak
make a laughingstock of (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi/kendini) maskara etmek
make a laughingstock of (someone, something, or oneself) v. (birini/bir şeyi/kendini) aptal durumuna düşürmek
make a monkey (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) maskaraya çevirmek
make a monkey (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) küçük düşürmek
make a monkey (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) maymun etmek
make a monkey (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) gülünç duruma düşürmek
make a monkey (out) of (someone or oneself) v. (birini/kendini) aptal durumuna düşürmek
make something of (oneself) v. kendi çabalarıyla/girişimleriyle başarıya ulaşmak
make something of (oneself) v. başarılı olmak
make something of (oneself) v. (kendini) bir yere getirmek
make the most of (oneself) v. başarılı olmak için elinden geleni yapmak
make the most of (oneself) v. yapabileceğinin en iyisini yapmak
make the most of (oneself) v. potansiyelinin/yapabileceklerinin farkına varmak
make the most of (oneself) v. başarılı olmak için çalışmak
make the most of (oneself) v. potansiyelini kullanmak
make the most of oneself v. olabileceği en güzel/çekici şekilde görünmek
make the most of oneself v. potansiyelinin farkına varmak
make the most of oneself v. tüm güzelliğini/çekiciliğini ortaya koymak/göstermek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. piyasanın dışında/üstünde fiyatlandırmak
price (oneself, someone, or something) out of the market v. fiyatını yükseltmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. değerini yükseltmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. yüksek fiyata satmak
price (oneself, someone, or something) out of the market v. çok fazla değer biçmek
price (oneself, someone, or something) out of the market v. piyasa ortalamasının üzerinde fiyat vermek
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) on the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. (merhametine) sığınmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) at the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. (yargının merhametine) sığınmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. (kendini birinin) merhametine bırakmak
throw (oneself) upon the mercy of (someone) v. merhamet için yalvarmak
throw oneself on the mercy of v. merhamet için yalvarmak
throw oneself on the mercy of v. (yargının merhametine) sığınmak
throw oneself on the mercy of v. kendini (birinin) merhametine bırakmak
Politics
avail oneself of a right v. bir haktan yararlanmak
avail oneself of an offer v. bir tekliften yararlanmak
Slang
make an ass of oneself v. kendini gülünç duruma düşürmek
make an ass of oneself v. kendini komik duruma düşürmek
make an ass of oneself v. kendini aptal durumuna düşürmek