otlatma - Turkish English Dictionary
History

otlatma



Meanings of "otlatma" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
General
otlatma pasturage n.
otlatma grazing n.
otlatma graze n.
otlatma feed [obsolete] n.

Meanings of "otlatma" with other terms in English Turkish Dictionary : 76 result(s)

Turkish English
General
mekanik otlatma mechanical grazing n.
hayvan otlatma grazing n.
otlatma otu bite n.
(arazi üzerinde) otlatma hakkı feed [obsolete] n.
(orman veya koruda) domuz otlatma pannage n.
domuz otlatma hakkı pannage n.
domuz otlatma yetkisi pannage n.
domuz otlatma yetkisi için yapılan ödeme pannage n.
(orman veya koruda) domuz otlatma panage n.
domuz otlatma hakkı panage n.
domuz otlatma yetkisi panage n.
domuz otlatma yetkisi için yapılan ödeme panage n.
hayvanları ortak merada otlatma hakkı stray [uk] n.
otlatma ile ilişkili grazing adj.
Law
başkasının otlağında hayvan otlatma hakkı herbage n.
başkasının merasında hayvan otlatma hakkı the right of feeding beasts on the land of another n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı commodity appurtenant n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı common of pasture n.
otlatma ücreti agistment n.
otlatma hakkı pasture n.
otlatma hakkı agistment n.
ormanda hayvan otlatma hakkı verd [obsolete] [uk] n.
hayvan otlatma izni occupation license n.
ekilebilir arazi sahiplerinin veya sakinlerinin bulundukları malikanenin boş arazisinde hayvan otlatma hakkı common appendant n.
komşu iki kasabada yaşayan sakinlerin çiftlik hayvanlarını birbirlerinin arazisinde otlatma hakkı common because of vicinage n.
bir şeyi başkalarıyla müşterek kullanma (otlatma) hakkı commonage n.
başkasının arazisinde hayvan otlatma hakkı commonty n.
derebeyinin kiracısına toprağı üzerinde otlatma izni verme hakkı soke n.
Technical
alternatif otlatma alternative grazing n.
Botanic
abd'nin iç kesimlerinde hayvan otlatma maksatlı yetiştirilen değerli bir çim nimble will (muhlenbergia schreberi) n.
abd'nin iç kesimlerinde hayvan otlatma maksatlı yetiştirilen değerli bir çim nimblewill n.
Agriculture
ağır otlatma heavy grazing n.
alternatif otlatma alternative grazing n.
aşırı otlatma overgrazing n.
erken otlatma early grazing n.
mekanik otlatma mechanical grazing n.
münavebeli otlatma rotational grazing n.
nöbetleşe otlatma pasture rotation n.
nöbetleşe otlatma alternative grazing n.
otlatma mevsimi grazing season n.
otlatma kapasitesi grazing capacity n.
otlatma arazisi grazing land n.
otlatma değeri grazing value n.
otlatma süresi grazing period n.
sıralı otlatma rotational grazing n.
sıralı otlatma pasture rotation n.
yoğun otlatma intensive grazing n.
otlatma hakkı eatage n.
Breeding
aşırı otlatma overgrazing n.
aşırı otlatma over grazing n.
aşırı otlatma excessive grazing n.
dağda otlatma mountain grazing n.
düzenli otlatma browsing n.
gezici otlatma nomadic grazing n.
hayvan otlatma alanı rangeland n.
kontrollü otlatma controlled grazing n.
otlatma kapasitesi grazing capacity n.
otlatma yoğunluğu grazing intensity n.
otlatma yönetimi grazing management n.
otlatma sistemi grazing system n.
otlakta otlatma pasturing n.
otlatma (koyun/keçi) herding (sheep/goat) n.
otlatma alanı grazing land n.
sürekli otlatma browsing n.
tümüyle otlatma total grazing n.
sıralı otlatma folding [uk] n.
münavebeli otlatma folding [uk] n.
hayvanları çitle çevrili dar alana kapatarak kısa süreli ve yoğun bir şekilde otlatma folding [uk] n.
(ortak mera alanında) belirli sayıda hayvan otlatma hakkı stint [uk] n.
(bir araziyi) otlatma alanlarına bölmek stint [uk] v.
(çobana) hayvan otlatma sınırı getirmek stint [uk] v.
Environment
kuraklık ve aşırı otlatma veya ziraat sebebiyle çöl sınırlarında ve yarı kurak bölgelerde bitki örtüsünün hızla azalması ve üst toprak tabakasının kaybolması desertification n.
(otlatma, sel) dış etkilerin sonuçlarının görüldüğü evre subsere n.
Archaic
(aşırı otlatma nedeniyle) otlatma alanı bırakmamak depasture v.
otlatma alanını aşındırmak depasture v.
otlatma için kullanmak depasture v.