bite - Turkish English Dictionary
History

bite

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "bite" in Turkish English Dictionary : 127 result(s)

English Turkish
Common Usage
bite n. lokma
bite n. ısırık
bite v. ısırmak
General
bite n. dişleme
bite n. acılık (biberde)
bite n. parça
bite n. yenik
bite n. oltaya vurma
bite n. biber
bite n. keskinlik
bite n. sokma
bite n. sertlik (içkide)
bite n. acılık
bite n. acı
bite n. diş izi
bite n. ısırma
bite n. hayvan ısırığı
bite n. insanın içine işleyen özellik
bite n. oltaya takılma
bite n. törpü yüzeyinin sertliği
bite n. böcek ısırığı yarası
bite n. güçlü koku
bite n. güçlü tat
bite n. keskin koku
bite n. keskin tat
bite n. demeç
bite n. kısa ve dikkat çekici bir sunum
bite n. bir teklifle ilgilendiğini belirtme
bite n. kısa alıntı
bite n. tutuş kenarı
bite n. kavrama kenarı
bite n. (mecazi olarak) saldırganlık
bite n. dişiyle yırtma
bite n. dişiyle tutma
bite n. (soğuk, rüzgar) sertlik
bite n. kesinti
bite n. otlatma otu
bite v. yemek
bite v. sokmak
bite v. oltaya gelmek
bite v. aşındırmak
bite v. sızlamak
bite v. yakmak (soğuk)
bite v. dalamak
bite v. yakmak
bite v. acımak
bite v. dişlemek
bite v. kavramak
bite v. ısırmak
bite v. oltaya vurmak
bite v. zokayı yutmak
bite v. acıtmak
bite v. (böcek) sokmak
bite v. rahatsız etmek
bite v. kesici aletle kesmek
bite v. keskin bir tadı olmak
bite v. etkilemek
bite v. (birinin üzerinde) etki bırakmak
bite v. aldatmak
bite v. geri ödememek üzere borç almak
bite v. enfekte etmek
bite v. sahip olmak
bite v. aldatmak
bite v. kandırmak
Irregular Verb
bite v. bit - bitten
Colloquial
bite n. iki lokma yiyecek
bite n. ufak porsiyon atıştırmalık
bite n. bir lokmacık
bite v. (hile, yalan) yemek
bite v. (hile, yalan) yutmak
bite v. oltaya gelmek
bite v. oyuna gelmek
bite v. kötü, hoşa gitmeyen ve keyif kaçırıcı sözler söylemek
bite v. sinir etmek
bite v. ağzı bozuk olmak
bite v. terslemek
bite v. bir şeyi çalmak ya da almak
bite v. yürütmek
bite v. hacılamak
bite v. cukkalamak
bite v. rahatsız edici olmak
bite v. fiyasko olmak
bite v. rezalet olmak
bite v. tahmin konusunda yenilgiyi kabul etmek
bite v. kötü olmak
bite v. sinir bozucu olmak
bite v. can sıkıcı olmak
bite v. hayal kırıklığı olmak
bite v. moral bozucu olmak
bite v. tehditkar olmak
bite v. korkutucu olmak
Trade/Economic
bite n. istenen ücret
bite n. maliyet
bite n. masraf
bite n. gider
Technical
bite n. kapma
bite n. alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutuşu
bite n. alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutan bölümü
bite n. (takım tezgahı) kesik derinliği
bite n. (törpü, eğe) dişli yüzey
bite n. tutuş yüzeyi
bite n. kavrama yüzeyi
bite n. asitle işleme plakasının asitle erimesi
bite n. asitle işleme plakasının asite maruz kalma süresi
bite n. haddehanedeki bir merdanenin ortasından ölçülen maksimum açı
bite v. (aşındırıcı madde) korozyona uğratmak
Mechanic
bite v. tezgahı bir aletle sıkıca tutmak
bite v. (vida, diş) bir malzemenin içine geçmek
bite v. (vida vb.) malzemeyi sabitlemek
Automotive
bite n. (araba) tutuş
bite n. (araba) çekiş
Dentistry
bite n. ısırma
bite n. diş kapanış açısı
bite n. oklüzyon
Printing
bite v. baskıyı yanlışlıkla laminasyon filmine yapmak
Fishery
bite n. olta kancasının ucu ile altı arasındaki mesafe
Sport
bite v. geri sıçrama yapmak için anlık olarak zemini kavramak
Printery
bite n. basılmış bir sayfada istenmeden çıkan bir boş alan
bite v. basılmış bir sayfada istenmeden çıkan bir boş alana neden olmak
Archaic
bite n. hilebaz kimse
bite n. düzenbaz kimse
Slang
bite n. kesilen para miktarı
bite n. el konulan para miktarı
bite v. intihal yapmak
bite v. izinsiz kopyalamak
bite v. izinsiz taklit etmek
bite v. (oral seks) emmek

Meanings of "bite" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
mosquito bite n. sivrisinek ısırığı
sound bite n. kısa açıklama
sound bite n. kısa konuşma
love bite n. sivilce
love bite n. aşk ısırığı
fly bite n. sinek ısırığı
bite mark n. ısırık izi
bite marks n. ısırık izleri
bite size chocolate n. tek/bir lokmalık çikolata
bite size chocolate n. tek/bir ısırımlık çikolata
sound bite n. konuşmanın en önemli kısmı
small bite n. küçük ısırık
mosquito bite n. sivrisinek ısırığı
bite [obsolete] n. hile
bite [obsolete] n. aldatma
bite [obsolete] n. dolandırıcılık
mosquito bite n. sivrisinek ısırması
mosquito bite n. sivrisinek sokması
love bite n. öpücük izi
love bite n. sevgi ısırığı
love bite n. (partneri emme sonucu oluşan) geçici iz
bite-down (on) n. dişini geçirme
dog bite n. köpek ısırığı
flea bite n. pire ısırığı
flea bite n. pire ısırığına benzeyen acı
flea bite n. önemsiz yara
flea bite n. ufak rahatsızlık
flea bite n. ıvır zıvır miktar
flea-bite n. pire ısırığına benzeyen acı
flea-bite n. önemsiz yara
flea-bite n. ufak rahatsızlık
flea-bite n. ıvır zıvır miktar
grab a bite v. bir ısırık almak
bite off v. ısırıp koparmak
bite one's lip v. dudağını ısırmak
grab a bite v. hızlıca yemek yemek
take a bite of something v. bir şeyden bir ısırık almak
put the bite on somebody v. baskı yapmak
cure from the poisoning of a snake bite v. şerbetlemek
bite off v. ısırmak
bite the bullet v. çok zor bir karar almak
bite on granite v. baltayı taşa vurmak
bite one's nails v. tırnaklarını yemek
bite the dust v. ölmek
bite someone's nose off v. birine ters cevap vermek
bite one another v. dalaşmak
take a bite of something v. bir şeyden bir lokma ısırmak
back bite v. iftira etmek
bite the dust v. düşüp ölmek
bite the dust v. başarısız olmak
bite the bait v. oltaya takılmak
(insect) to bite v. böcek sokmak
(an insect) to bite v. (böcek) sokmak
bite the dust v. savaşta öldürülmek
bite one's lips v. dudaklarını ısırmak
grab a bite v. atıştırmak
bite one's tongue v. dilini ısırmak
bite lips v. dudak ısırmak
take a bite from the apple v. elmadan bir ısırık almak
take a bite of apple v. elmadan bir ısırık almak
bite-and-swallow v. çiğneyerek yutmak
bite back v. kendini geri çekmek
bite back v. kendini tutmak
bite back v. ısırarak karşı saldırıda bulunmak
bite back v. ısırarak öç almak
bite [obsolete] v. çiğnemek
bite [obsolete] v. otlamak
bite (at) v. söylenmek
bite (at) v. sızlanmak
bite (at) v. dırdır etmek
bite-sized adj. lokma büyüklüğünde
bite-sized adj. bir ısırımlık
bite-size adj. tek lokmalık
bite-size adj. kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
bite-sized adj. kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
Phrasals
bite in v. asit vasıtasıyla metal levhaları aşındırmak
bite in v. asit vasıtasıyla metal levhaları paslatmak
bite into something v. dişlerini geçirmek
bite into something v. dişlemek
bite at someone v. ısırmak
bite back v. (saldırıya/sataşmaya) karşılık vermek
bite into something v. bir şeyi ısırmak
bite into something v. bir şeyden ısırık almak
bite into someone v. birini ısırmak (rüzgar, kar)
bite into someone v. birinin canını acıtmak
bite into someone v. birine karşı sert/keskin bir şekilde esmek
bite off v. (radyo programından) yayın öncesi belirli bölümleri çıkarmak
bite off v. (programı) kısa kesmek
bite out v. söylemek
bite down on (something) v. (bir şeyi) ısırmak
bite down on (something) v. (bir şeye) dişini geçirmek
bite down on (something) v. (bir şeyi) sertçe ısırmak
bite down on (something) v. (bir şeyi) hart diye ısırmak
bite down on (something) v. (bir şeyi/duyguyu) baskılamak
bite down on (something) v. (bir şeyi/duyguyu) içinde tutmak
bite down on (something) v. (bir şeyi/duyguyu) göstermemek için dişini sıkmak
bite in (something) v. (bir şeyi/duyguyu) baskılamak
bite in (something) v. (bir şeyi/duyguyu) içinde tutmak
bite in (something) v. (bir şeyi/duyguyu) göstermemek için dişini sıkmak
bite into v. -e dişlerini geçirmek
bite into v. -i dişlemek
bite into v. -i ısırmak
bite into v. -den ısırık almak
bite something off v. bir şeyi ısırıp koparmak
bite something off v. bir şeyi ısırmak
bite something off v. ısırık almak
bite on (something or someone) v. zokayı yutmak
bite on (something or someone) v. (birinin/bir şeyin) tuzağına düşmek
bite on (something or someone) v. oltaya gelmek
bite on (something or someone) v. (birinin/bir şeyin) yalanını yemek
bite on (something) v. (bir şeyi) ısırmak
bite on (something) v. (bir şeyi) çiğnemek
Phrases
this bite is infected expr. bu yara enfeksiyon kaptı
good night, sleep tight, don't let the bedbugs bite expr. iyi geceler, iyi uykular
don't let the bed bugs bite expr. mışıl mışıl uyu
don't bite the hand that feeds you expr. yemek yediğin tasa tükürülmez
Proverb
his bark is worse than his bite havlayan köpek ısırmaz
bite the hand that feeds you besle kargayı oysun gözünü
one's bark is worse than one's bite havlayan köpek ısırmaz
all bark and no bite havlayan köpek ısırmaz
bark is worse than one's bite havlayan köpek ısırmaz
one's bark is worse than one's bite havlayan köpek ısırmaz
barking dogs seldom bite havlayan köpek ısırmaz
don't bark if you can't bite bir şey yapamayacaksan boşuna çıkışma/efelenme
don't bark if you can't bite ısıramayacaksan havlama
one's bark is worse than bite havlayan köpek ısırmaz
your bark is worse than your bite havlayan köpek ısırmaz
your bark is worse than your bite ne varsa dilindedir
Colloquial
monkey bite n. maymun ısırığı
monkey bite n. öpüşme sonrası ciltte oluşan kızarıklık
monkey bite n. sevişme izleri
monkey bite n. ciltte iz ya da leke bırakan öpücük
bite the dust v. mevta olmak
bite the big one v. berbat olmak
bite on someone v. birisini taklit etmek
bite the big one v. çok kötü olmak
bite on someone v. giyimini taklit etmek
bite the dust v. işi bitmek
bite the big one v. ölmek
bite the dust v. ölmek
bite the dust v. nalları dikmek
bite the dust v. toprağa yaklaşmak
bite the dust v. topu dikmek
bite the bullet v. (bir sorunu) kabullenmek
bite the dust v. (makine vb) bozulmak
bite it v. ölmek
bite it v. öldürülmek
bite it v. attan düşmek
bite it v. motosikletten düşmek
bite it v. bir araçtan düşmek
bite nails v. tırnak yemek
want a bite? expr. bir ısırık ister misin?
bite your tongue! expr. çeneni tut!
bite me! expr. hadi oradan!
bite me expr. kaybol
come back to bite you/someone expr. kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz
all bark and no bite expr. sadece kuru gürültü
I'm not going to bite you expr. seni ısırmam
bite your tongue expr. dilini ısır
bite your tongue expr. ağzından yel alsın
won't bite expr. (korkma) bir şey yapmaz
won't bite expr. (korkma) ısırmaz
won't bite expr. korkacak bir şey yok
won't bite expr. (korkma) zarar vermez
Idioms
second bite of the apple n. ikinci bir şans/fırsat
another bite at the cherry n. ikinci bir şans/fırsat
another bite at the cherry n. başka bir şans/fırsat
bite (one's) thumb at n. baş parmak ısırılarak yapılan eski bir hakaret
bite (one's) thumb at n. baş parmağını (birine) ısırma (hareket çekme)
bite of the reality sandwich n. gerçeklik sandviçini ısırma
bite of the reality sandwich n. ayakları yere basma
bite of the reality sandwich n. hayal aleminden çıkma
bite of the reality sandwich n. şapkayı/takkeyi önüne koyup düşünme
second bite of the apple n. ikinci bir şans/fırsat
second bite of the apple n. başka bir şans/fırsat
bite the hand that feeds one n. besle kargayı oysun gözünü
another bite of the cherry n. bir başka şans
a second bite of the cherry n. bir başka şans
another bite of the cherry n. bir başka fırsat
a second bite of the cherry n. bir başka fırsat
a bite at the cherry n. fırsat
a bite at the cherry n. girişim
another bite of the cherry n. ikinci bir fırsat
another bite of the cherry n. ikinci bir şans
a second bite of the cherry n. ikinci bir şans
a second bite of the cherry n. ikinci bir fırsat
a bite of the cherry n. pastadan pay
a bite at the cherry n. teşebbüs
a bite of the cherry n. fırsat
a bite of the cherry n. girişim
a bite of the cherry n. teşebbüs
a bite of the cherry n. ikinci bir şans/girişim
a bite at the cherry n. fırsat
a bite at the cherry n. girişim
a bite at the cherry n. teşebbüs
a bite at the cherry n. ikinci bir şans/girişim
a second/another bite at the cherry) [uk] n. fırsat
a second/another bite at the cherry) [uk] n. girişim
a second/another bite at the cherry) [uk] n. teşebbüs
a second/another bite at the cherry) [uk] n. ikinci bir şans/girişim
a second/another bite of the cherry) [uk] n. fırsat
a second/another bite of the cherry) [uk] n. girişim
a second/another bite of the cherry) [uk] n. teşebbüs
a second/another bite of the cherry) [uk] n. ikinci bir şans/girişim
a bite to eat n. atıştırma
a bite to eat n. hızlı bir yemek
a bite to eat n. ayak üstü yemek
a second bite at the cherry n. ikinci bir şans
a second bite of the cherry [uk] n. ikinci bir şans
bite the thumb at v. küçümsemek
bite the tongue v. sessiz kalmak
bite the thumb at v. meydan okumak
bite the dust v. savaşta öldürülmek
bite the biscuit v. ölmek
bite the biscuit v. (öteki tarafa) göçmek
bite the biscuit v. öteki tarafı boylamak
bite the biscuit v. mevta olmak
bite the biscuit v. tehlikeli bir durumla karşılaşmak
bite the biscuit v. istenmeyen bir işi üstlenmek
bite the biscuit v. zoraki davranmak
bite the biscuit v. istemeye istemeye yapmak
bite the biscuit v. mecbur kalmak
take a bite of the reality sandwich v. gerçeklik sandviçini ısırmak
take a bite of the reality sandwich v. ayakları yere basmak
take a bite of the reality sandwich v. hayal aleminden çıkmak
take a bite of the reality sandwich v. şapkayı/takkeyi önüne koyup düşünmek
bite the bullet v. acıya göğüs germek
have a quick bite v. ayaküstü bir şeyler atıştırmak
take a bite out of something v. azaltmak
get a bite to eat v. birşeyler atıştırmak
put the bite on someone v. birisinden para istemek
bite off more than one can chew v. boyundan büyük işe kalkmak
bite somebody's head off v. bağırıp çağırmak
bite off more than one can chew v. boyundan büyük işe kalkışmak
bite off more than one can chew v. başından büyük işlere girişmek
bite someone's head off v. bağırıp çağırmak
bite off more than one can chew v. bir koltuğa iki karpuz sığdırmak
bite someone's head off v. birine bağırmak
bite off more than one can chew v. başından büyük işe girişmek
grab a bite to eat v. bir şeyler atıştırmak
bite someone's head off v. birinin yüzüne bağırmak
bite off more than one can chew v. boyundan büyük işlere kalkışmak
bite off more than one can chew v. boyunu aşan işlere kalkışmak
bite someone's head off v. birini bozmak
put the bite on (someone) v. birinden para koparmak
bite off more than one can chew v. boyundan büyük iş almak
bite off more than one can chew v. başından büyük işlere kalkışmak
go for a bite v. bir şeyler yemek
bite one's lip v. duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
bite the bullet v. dişini sıkmak
bite one's tongue v. dilini tutmak
bite one's lips v. dudaklarını ısırmak
bite one's lips v. duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
have a quick bite v. çabucak yemek
bite on the bullet v. cesaretle göğüs germek
bite one's lip v. dudaklarını ısırmak
get a second bite/ two bites at the cherry v. ikinci bir şans yakalamak
bite one's lip v. öfkesini gizlemek
bite on the bullet v. metin olmak
bite one's lips v. öfkesini gizlemek
bite the dust v. ölmek
bite on something v. oltaya gelmek
put the bite on someone v. para sızdırmaya çalışmak
bite someone's head off v. paylamak
bite somebody's head off v. paylamak
put the bite on someone v. para koparmaya çalışmak
bite on something v. tuzağa düşmek
bite one's nails v. tırnaklarını yemek
bite the bullet v. (zorluğa vb) katlanmak
bite on something v. yemek
have a quick bite v. (bir şeyler) atıştırmak
bite on something v. yutmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. pire için yorgan yakmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. öfkeyle kalkıp zararla oturmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. gavura kızıp oruç bozmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. kendi kendini zor duruma düşürmek
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. kendi kuyusunu kazmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
bite (one's) nose off to spite (one's) face v. bindiği dalı kesmek
bite (one's) thumb at v. meydan okumak
bite (one's) thumb at v. genellikle başparmağı üst dişlerin arkasından dışarıya doğru hızla itme hareketiyle yapılan arkaik bir hakaret
bite one's nails v. (endişeden) tırnaklarını yemek
bite (one's) tongue v. çenesini tutmak
bite (one's) tongue v. sessiz kalmak/olmak
bite (to eat) v. bir şeyler yemek
bite (to eat) v. bir şeyler atıştırmak
bite (to eat) v. hızlıca bir şeyler yemek
bite (to eat) v. ayak üstü bir şeyler yemek
bite (one's) head off v. (birine) bağırıp çağırarak karşılık vermek
bite (one's) head off v. (birini) bozmak
bite (one's) head off v. (birinin) yüzüne bağırmak
bite (one's) head off v. (birini) paylamak
bite (one's) head off v. (birini) terslemek
bite (one's) head off v. (birine) ters bir cevap/karşılık vermek
bite (one's) head off v. (birine) çıkışmak
bite (one's) lip v. dişini sıkmak
bite (one's) lip v. kendini tutmak
bite head off v. bağırıp çağırmak
bite head off v. bozmak
bite head off v. terslemek
bite head off v. ters davranmak
bite head off v. çıkışmak
bite somebody's head off v. birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
bite somebody's head off v. birini bozmak
bite somebody's head off v. birinin yüzüne bağırmak
bite somebody's head off v. birini paylamak
bite somebody's head off v. birini terslemek
bite somebody's head off v. birine ters bir cevap/karşılık vermek
bite somebody's head off v. birine çıkışmak
bite off more than one can chew v. çiğneyebileceğinden fazlasını ısırmak
bite off more than one can chew v. çiğneyebileceğinden büyük bir lokma almak
bite off more than can chew v. boyundan büyük işe kalkışmak
bite off more than can chew v. başından büyük işe girmek
bite off more than one can chew v. boyundan büyük işe kalkışmak
bite off more than one can chew v. başından büyük işe girmek
bite off more than you can chew v. boyundan büyük işe kalkışmak
bite off more than you can chew v. başından büyük işe girmek
bite someone's head off v. birine bağırıp çağırmak
bite someone's head off v. birini bozmak
bite someone's head off v. birini terslemek
bite someone's head off v. birine ters davranmak
bite someone's head off v. birine çıkışmak
bite someone's head off v. birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
bite someone's head off v. birine ters cevap/karşılık vermek
bite the biscuit v. tamamen bozulmak
bite the biscuit v. işlemez/çalışmaz hale gelmek
bite the biscuit v. sorumluluğu kabul etmek
bite the biscuit v. durumu kabullenmek
bite the biscuit v. sorumluluğu üstüne almak
bite the biscuit v. riskli/kötü bir durumla yüzleşmek
bite the biscuit v. elini taşın altına koymak/sokmak
bite the bullet v. acıya göğüs germek
bite the bullet v. dişini sıkmak
bite the bullet v. (zorluğa, sorunlara) katlanmak
bite the dog that bit you v. çivi çiviyi sökmek
bite the dust v. gözden düşmek
bite the dust v. popülerliğini yitirmek
bite the dust v. eski kalmak
bite the dust v. yenilmek
bite the dust v. alt edilmek
bite the dust v. öldürülmek
bite the dust v. nalları dikmek
bite the hand that feeds v. bindiğin dalı kesmek
bite the hand that feeds v. yediğin kaba pislemek
bite the hand that feeds v. nankörlük etmek
bite the hand that feeds v. hainlik etmek
bite the hand that feeds v. yemek yediğin tasa tükürmek
bite the hand that feeds you v. bindiğin dalı kesmek
bite the hand that feeds you v. yediğin kaba pislemek
bite the hand that feeds you v. nankörlük etmek
bite the hand that feeds you v. hainlik etmek
bite the hand that feeds you v. yemek yediğin tasa tükürmek
bite the hand that feeds one v. bindiğin dalı kesmek
bite the hand that feeds one v. yediğin kaba pislemek
bite the hand that feeds one v. nankörlük etmek
bite the hand that feeds one v. hainlik etmek
bite the hand that feeds one v. yemek yediğin tasa tükürmek
bite tongue v. dilini ısırmak
bite tongue v. çenesini tutmak
bite tongue v. dilini tutmak
bite tongue v. sessiz kalmak
bite your lip v. dişini sıkmak
bite your lip v. kendini tutmak
bite your lip v. öfkeni gizlemek
bite your lip v. dudaklarını ısırmak
bite your lip v. duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
bite your nails/fingernails v. tırnaklarını yemek
bite your nails/fingernails v. sinirden, stresten, heyecandan tırnaklarını yemek
bite your tongue v. çeneni tutmak
bite your tongue v. dilini tutmak
bite your tongue v. sessiz kalmak
bite somebody's head off v. birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
bite somebody's head off v. birini bozmak
bite somebody's head off v. birinin yüzüne bağırmak
bite somebody's head off v. birini paylamak
bite somebody's head off v. birini terslemek
bite somebody's head off v. birine ters cevap/karşılık vermek
bite somebody's head off v. birine çıkışmak
eat an elephant one bite at a time v. büyük bir hedefe aşama aşama ulaşmak
eat an elephant one bite at a time v. büyük bir hedefe adım adım ilerlemek
have a bite v. bir lokma (bir şey) yemek
have a bite v. hızlıca (bir şey) yemek
have a bite v. atıştırmak
take a bite out of v. önemli ölçüde azaltmak
take a bite out of v. önemli ölçüde bitirmek
take a bite out of (something) v. (bir şeyden) bir ısırık almak
take a bite out of (something) v. (bir şeyi) ısırmak
take a bite out of (something) v. (bir şeyi) önemli ölçüde azaltmak
take a bite out of (something) v. (bir şeyi) önemli ölçüde bitirmek
bite the hand that feeds you! expr. besle kargayı oysun gözünü!
somebody/something has more bark than bite expr. daha çok havlar ısırmaz
somebody's/something's bark is worse than their/its bite expr. daha çok havlar ısırmaz
his bark is worse than his bite expr. ne varsa dilindedir
I'll bite? expr. neymiş bakalım?
more bark than bite expr. kuru tehdit
I'll bite expr. söyle bakalım neymiş?
somebody/something has more bark than bite expr. umulduğu kadar kötü değil
somebody's/something's bark is worse than their/its bite expr. umulduğu kadar kötü değil
bite the hand that feeds one expr. yemek yediği tasa pisledi
(one) is not going to bite (someone) expr. korkma bir şey yapmaz
(one) is not going to bite (someone) expr. (birinden) korkacak bir şey yok
(one) is not going to bite (someone) expr. (biri birine) zarar vermez
(one) is not going to bite (someone) expr. (birinden) utanacak/çekinecek bir şey yok
(one) is not going to bite (someone) expr. (birinden) çekinmeye/korkmaya gerek yok
(one) won't bite (someone) expr. (birinden) korkacak bir şey yok
(one) won't bite (someone) expr. (biri birine) zarar vermez
(one) won't bite (someone) expr. (birinden) utanacak/çekinecek bir şey yok
(one) won't bite (someone) expr. (birinden) çekinmeye/korkmaya gerek yok
come back to bite (one) expr. bugün yediği hurmalar yarın kıçını tırmalar
come back to bite (one) expr. dün yediği hurmalar gün gelir (kişiyi) tırmalar
come back to bite (one) expr. geçmişte yapılanların hesabı sonradan sorulur
don't let the bedbugs bite expr. iyi uykular
don't let the bedbugs bite expr. iyi geceler
how do you eat an elephant? one bite at a time expr. büyük bir hedefe nasıl ulaşırsın? adım adım/yavaş yavaş/aşama aşama
has more bark than bite expr. daha çok havlar ısırmaz
has more bark than bite expr. sanıldığı kadar kötü değil
his/her bark is worse than his/her bite expr. havlayan köpek ısırmaz
his/her bark is worse than his/her bite expr. ne varsa dilindedir
Speaking
bite your tongue! expr. ağzından yel alsın!
don't bite off more than you can chew expr. boyundan büyük işlere kalkışma
take a bite expr. bir ısırık al
their bark is worse than their bite expr. havlamaları ısırmalarından daha beterdir
don't bite your nails expr. tırnaklarını yeme
(one) won't bite (someone) expr. (korkma) bir şey yapmaz
don't bite off more than you can chew expr. yutamayacağın lokmayı ağzına alma
somebody/something won't bite expr. (korkma) ısırmaz
Technical
bite test n. dahili sistem testi
angle of bite n. kapma açısı
bite angle n. kapma açısı
roll bite n. merdane kapması
stil bite n. stilbit
Automotive
snake bite n. iç lastik patlağı
Aeronautic
bite error rate n. bayt hata oranı
Medical
arthropod bite n. artropod ısırığı
bug bite n. böcek ısırığı
stork bite n. doğum lekesi
arthropod bite n. eklem bacaklı ısırığı
bite wound n. ısırık yarası
human bite n. insan ısırığı
tick bite n. kene ısırığı
dry bite n. kuru ısırık
spider bite n. örümcek ısırması
spider bite n. örümcek ısırığı
spider bite n. örümcek sokması
dry bite n. zehir enjekte edilmeyen ısırık
snake bite n. yılan sokması
venomous snake bite n. zehirli yılan ısırığı
dry bite n. zehirsiz ısırık
insect bite n. böcek ısırığı
insect bite n. böcek sokması
in the form of an insect bite adj. sinek ısırığı şeklinde
Mental Health
bite nail v. tırnak yemek
Dentistry
open bite n. açık kapanış
cross bite n. çapraz kapanış
deep bite n. derin kapanış
bite splint n. ısırma splinti
bite plane n. ısırma plağı
bite block n. ısırma bloğu
bite splint n. ısırma plağı
bite plate n. ısırtma plağı
bite plane n. ısırma splinti
bite occlusion n. kapanış
collapsed bite n. örtülü kapanış
open bite between anterior teeth n. ön dişlerinin arasındaki açıklık
anterior open-bite n. ön açık kapanış
Pathology
rat-bite fever n. sıçan humması
rat-bite fever n. sıçan humması ateşi
rat-bite fever n. sıçan (fare) ısırığından kaynaklanan akut bulaşıcı ateşli bir hastalık
Zoology
flea-bite n. pire ısırığı
flea-bite n. pire ısırığı yarası
Slang
mosquito bite n. küçük memeler
bite (someone) in the ass v. intikamı acı olmak
bite (someone) in the ass v. hıncını/öcünü/intikamını fena almak/çıkarmak
bite down v. kafayı bulmak
put the bite on v. para istemek
bite down v. (uyuşturucu etkisiyle) dişleri gıcırdatmak
bite (someone) in the arse v. (birinden) fena intikam almak
bite (someone) in the arse v. (birine) yaptıklarını ödetmek
bite (someone) in the arse v. (birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
bite (someone) in the arse v. (birini) cezalandırmak
bite (one) in the arse v. (birinden) fena intikam almak
bite (one) in the arse v. (birine) yaptıklarını ödetmek
bite (one) in the arse v. (birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
bite (one) in the arse v. (birini) cezalandırmak
bite (one) in the arse v. intikamı acı olmak
bite (one) in the arse v. (birine) fena ödetmek
bite (one) in the arse v. dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar (?)
bite (one) in the ass v. (birinden) fena intikam almak
bite (one) in the ass v. (birine) yaptıklarını ödetmek
bite (one) in the ass v. (birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
bite (one) in the ass v. (birini) cezalandırmak
bite (one) in the ass v. intikamı acı olmak
bite (one) in the ass v. (birine) fena ödetmek
bite (one) in the ass v. dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar (?)
bite the big one v. mevta olmak
bite the big one v. öbür tarafı boylamak
bite the big one v. tamamen bozulmak
bite the big one v. tam bir hayal kırıklığı olmak
bite the big one v. şişirme olmak
bite the ice interj. yürü git