Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bite
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"bite"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 127 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bite
i.
lokma
2
Yaygın Kullanım
bite
i.
ısırık
3
Yaygın Kullanım
bite
f.
ısırmak
General
4
Genel
bite
i.
dişleme
5
Genel
bite
i.
acılık (biberde)
6
Genel
bite
i.
parça
7
Genel
bite
i.
yenik
8
Genel
bite
i.
oltaya vurma
9
Genel
bite
i.
biber
10
Genel
bite
i.
keskinlik
11
Genel
bite
i.
sokma
12
Genel
bite
i.
sertlik (içkide)
13
Genel
bite
i.
acılık
14
Genel
bite
i.
acı
15
Genel
bite
i.
diş izi
16
Genel
bite
i.
ısırma
17
Genel
bite
i.
hayvan ısırığı
18
Genel
bite
i.
insanın içine işleyen özellik
19
Genel
bite
i.
oltaya takılma
20
Genel
bite
i.
törpü yüzeyinin sertliği
21
Genel
bite
i.
böcek ısırığı yarası
22
Genel
bite
i.
güçlü koku
23
Genel
bite
i.
güçlü tat
24
Genel
bite
i.
keskin koku
25
Genel
bite
i.
keskin tat
26
Genel
bite
i.
demeç
27
Genel
bite
i.
kısa ve dikkat çekici bir sunum
28
Genel
bite
i.
bir teklifle ilgilendiğini belirtme
29
Genel
bite
i.
kısa alıntı
30
Genel
bite
i.
tutuş kenarı
31
Genel
bite
i.
kavrama kenarı
32
Genel
bite
i.
(mecazi olarak) saldırganlık
33
Genel
bite
i.
dişiyle yırtma
34
Genel
bite
i.
dişiyle tutma
35
Genel
bite
i.
(soğuk, rüzgar) sertlik
36
Genel
bite
i.
kesinti
37
Genel
bite
i.
otlatma otu
38
Genel
bite
f.
yemek
39
Genel
bite
f.
sokmak
40
Genel
bite
f.
oltaya gelmek
41
Genel
bite
f.
aşındırmak
42
Genel
bite
f.
sızlamak
43
Genel
bite
f.
yakmak (soğuk)
44
Genel
bite
f.
dalamak
45
Genel
bite
f.
yakmak
46
Genel
bite
f.
acımak
47
Genel
bite
f.
dişlemek
48
Genel
bite
f.
kavramak
49
Genel
bite
f.
ısırmak
50
Genel
bite
f.
oltaya vurmak
51
Genel
bite
f.
zokayı yutmak
52
Genel
bite
f.
acıtmak
53
Genel
bite
f.
(böcek) sokmak
54
Genel
bite
f.
rahatsız etmek
55
Genel
bite
f.
kesici aletle kesmek
56
Genel
bite
f.
keskin bir tadı olmak
57
Genel
bite
f.
etkilemek
58
Genel
bite
f.
(birinin üzerinde) etki bırakmak
59
Genel
bite
f.
aldatmak
60
Genel
bite
f.
geri ödememek üzere borç almak
61
Genel
bite
f.
enfekte etmek
62
Genel
bite
f.
sahip olmak
63
Genel
bite
f.
aldatmak
64
Genel
bite
f.
kandırmak
Irregular Verb
65
Irregular Verb
bite
f.
bit - bitten
Colloquial
66
Konuşma Dili
bite
i.
iki lokma yiyecek
67
Konuşma Dili
bite
i.
ufak porsiyon atıştırmalık
68
Konuşma Dili
bite
i.
bir lokmacık
69
Konuşma Dili
bite
f.
(hile, yalan) yemek
70
Konuşma Dili
bite
f.
(hile, yalan) yutmak
71
Konuşma Dili
bite
f.
oltaya gelmek
72
Konuşma Dili
bite
f.
oyuna gelmek
73
Konuşma Dili
bite
f.
kötü, hoşa gitmeyen ve keyif kaçırıcı sözler söylemek
74
Konuşma Dili
bite
f.
sinir etmek
75
Konuşma Dili
bite
f.
ağzı bozuk olmak
76
Konuşma Dili
bite
f.
terslemek
77
Konuşma Dili
bite
f.
bir şeyi çalmak ya da almak
78
Konuşma Dili
bite
f.
yürütmek
79
Konuşma Dili
bite
f.
hacılamak
80
Konuşma Dili
bite
f.
cukkalamak
81
Konuşma Dili
bite
f.
rahatsız edici olmak
82
Konuşma Dili
bite
f.
fiyasko olmak
83
Konuşma Dili
bite
f.
rezalet olmak
84
Konuşma Dili
bite
f.
tahmin konusunda yenilgiyi kabul etmek
85
Konuşma Dili
bite
f.
kötü olmak
86
Konuşma Dili
bite
f.
sinir bozucu olmak
87
Konuşma Dili
bite
f.
can sıkıcı olmak
88
Konuşma Dili
bite
f.
hayal kırıklığı olmak
89
Konuşma Dili
bite
f.
moral bozucu olmak
90
Konuşma Dili
bite
f.
tehditkar olmak
91
Konuşma Dili
bite
f.
korkutucu olmak
Trade/Economic
92
Ticaret/Ekonomi
bite
i.
istenen ücret
93
Ticaret/Ekonomi
bite
i.
maliyet
94
Ticaret/Ekonomi
bite
i.
masraf
95
Ticaret/Ekonomi
bite
i.
gider
Technical
96
Teknik
bite
i.
kapma
97
Teknik
bite
i.
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutuşu
98
Teknik
bite
i.
alet veya makinenin tezgahı sıkıca tutan bölümü
99
Teknik
bite
i.
(takım tezgahı) kesik derinliği
100
Teknik
bite
i.
(törpü, eğe) dişli yüzey
101
Teknik
bite
i.
tutuş yüzeyi
102
Teknik
bite
i.
kavrama yüzeyi
103
Teknik
bite
i.
asitle işleme plakasının asitle erimesi
104
Teknik
bite
i.
asitle işleme plakasının asite maruz kalma süresi
105
Teknik
bite
i.
haddehanedeki bir merdanenin ortasından ölçülen maksimum açı
106
Teknik
bite
f.
(aşındırıcı madde) korozyona uğratmak
Mechanic
107
Mekanik
bite
f.
tezgahı bir aletle sıkıca tutmak
108
Mekanik
bite
f.
(vida, diş) bir malzemenin içine geçmek
109
Mekanik
bite
f.
(vida vb.) malzemeyi sabitlemek
Automotive
110
Otomotiv
bite
i.
(araba) tutuş
111
Otomotiv
bite
i.
(araba) çekiş
Dentistry
112
Diş Hekimliği
bite
i.
ısırma
113
Diş Hekimliği
bite
i.
diş kapanış açısı
114
Diş Hekimliği
bite
i.
oklüzyon
Printing
115
Baskı Teknikleri
bite
f.
baskıyı yanlışlıkla laminasyon filmine yapmak
Fishery
116
Balıkçılık
bite
i.
olta kancasının ucu ile altı arasındaki mesafe
Sport
117
Spor
bite
f.
geri sıçrama yapmak için anlık olarak zemini kavramak
Printery
118
Matbaa
bite
i.
basılmış bir sayfada istenmeden çıkan bir boş alan
119
Matbaa
bite
f.
basılmış bir sayfada istenmeden çıkan bir boş alana neden olmak
Archaic
120
Eski Kullanım
bite
i.
hilebaz kimse
121
Eski Kullanım
bite
i.
düzenbaz kimse
Slang
122
Argo
bite
i.
kesilen para miktarı
123
Argo
bite
i.
el konulan para miktarı
124
Argo
bite
f.
intihal yapmak
125
Argo
bite
f.
izinsiz kopyalamak
126
Argo
bite
f.
izinsiz taklit etmek
127
Argo
bite
f.
(oral seks) emmek
"bite"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
mosquito bite
i.
sivrisinek ısırığı
2
Genel
sound bite
i.
kısa açıklama
3
Genel
sound bite
i.
kısa konuşma
4
Genel
love bite
i.
sivilce
5
Genel
love bite
i.
aşk ısırığı
6
Genel
fly bite
i.
sinek ısırığı
7
Genel
bite mark
i.
ısırık izi
8
Genel
bite marks
i.
ısırık izleri
9
Genel
bite size chocolate
i.
tek/bir lokmalık çikolata
10
Genel
bite size chocolate
i.
tek/bir ısırımlık çikolata
11
Genel
sound bite
i.
konuşmanın en önemli kısmı
12
Genel
small bite
i.
küçük ısırık
13
Genel
mosquito bite
i.
sivrisinek ısırığı
14
Genel
bite [obsolete]
i.
hile
15
Genel
bite [obsolete]
i.
aldatma
16
Genel
bite [obsolete]
i.
dolandırıcılık
17
Genel
mosquito bite
i.
sivrisinek ısırması
18
Genel
mosquito bite
i.
sivrisinek sokması
19
Genel
love bite
i.
öpücük izi
20
Genel
love bite
i.
sevgi ısırığı
21
Genel
love bite
i.
(partneri emme sonucu oluşan) geçici iz
22
Genel
bite-down (on)
i.
dişini geçirme
23
Genel
dog bite
i.
köpek ısırığı
24
Genel
flea bite
i.
pire ısırığı
25
Genel
flea bite
i.
pire ısırığına benzeyen acı
26
Genel
flea bite
i.
önemsiz yara
27
Genel
flea bite
i.
ufak rahatsızlık
28
Genel
flea bite
i.
ıvır zıvır miktar
29
Genel
flea-bite
i.
pire ısırığına benzeyen acı
30
Genel
flea-bite
i.
önemsiz yara
31
Genel
flea-bite
i.
ufak rahatsızlık
32
Genel
flea-bite
i.
ıvır zıvır miktar
33
Genel
grab a bite
f.
bir ısırık almak
34
Genel
bite off
f.
ısırıp koparmak
35
Genel
bite one's lip
f.
dudağını ısırmak
36
Genel
grab a bite
f.
hızlıca yemek yemek
37
Genel
take a bite of something
f.
bir şeyden bir ısırık almak
38
Genel
put the bite on somebody
f.
baskı yapmak
39
Genel
cure from the poisoning of a snake bite
f.
şerbetlemek
40
Genel
bite off
f.
ısırmak
41
Genel
bite the bullet
f.
çok zor bir karar almak
42
Genel
bite on granite
f.
baltayı taşa vurmak
43
Genel
bite one's nails
f.
tırnaklarını yemek
44
Genel
bite the dust
f.
ölmek
45
Genel
bite someone's nose off
f.
birine ters cevap vermek
46
Genel
bite one another
f.
dalaşmak
47
Genel
take a bite of something
f.
bir şeyden bir lokma ısırmak
48
Genel
back bite
f.
iftira etmek
49
Genel
bite the dust
f.
düşüp ölmek
50
Genel
bite the dust
f.
başarısız olmak
51
Genel
bite the bait
f.
oltaya takılmak
52
Genel
(insect) to bite
f.
böcek sokmak
53
Genel
(an insect) to bite
f.
(böcek) sokmak
54
Genel
bite the dust
f.
savaşta öldürülmek
55
Genel
bite one's lips
f.
dudaklarını ısırmak
56
Genel
grab a bite
f.
atıştırmak
57
Genel
bite one's tongue
f.
dilini ısırmak
58
Genel
bite lips
f.
dudak ısırmak
59
Genel
take a bite from the apple
f.
elmadan bir ısırık almak
60
Genel
take a bite of apple
f.
elmadan bir ısırık almak
61
Genel
bite-and-swallow
f.
çiğneyerek yutmak
62
Genel
bite back
f.
kendini geri çekmek
63
Genel
bite back
f.
kendini tutmak
64
Genel
bite back
f.
ısırarak karşı saldırıda bulunmak
65
Genel
bite back
f.
ısırarak öç almak
66
Genel
bite [obsolete]
f.
çiğnemek
67
Genel
bite [obsolete]
f.
otlamak
68
Genel
bite (at)
f.
söylenmek
69
Genel
bite (at)
f.
sızlanmak
70
Genel
bite (at)
f.
dırdır etmek
71
Genel
bite-sized
s.
lokma büyüklüğünde
72
Genel
bite-sized
s.
bir ısırımlık
73
Genel
bite-size
s.
tek lokmalık
74
Genel
bite-size
s.
kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
75
Genel
bite-sized
s.
kolaylık sağlamak için küçük parçalara ayrılmış
Phrasals
76
Öbek Fiiller
bite in
f.
asit vasıtasıyla metal levhaları aşındırmak
77
Öbek Fiiller
bite in
f.
asit vasıtasıyla metal levhaları paslatmak
78
Öbek Fiiller
bite into something
f.
dişlerini geçirmek
79
Öbek Fiiller
bite into something
f.
dişlemek
80
Öbek Fiiller
bite at someone
f.
ısırmak
81
Öbek Fiiller
bite back
f.
(saldırıya/sataşmaya) karşılık vermek
82
Öbek Fiiller
bite into something
f.
bir şeyi ısırmak
83
Öbek Fiiller
bite into something
f.
bir şeyden ısırık almak
84
Öbek Fiiller
bite into someone
f.
birini ısırmak (rüzgar, kar)
85
Öbek Fiiller
bite into someone
f.
birinin canını acıtmak
86
Öbek Fiiller
bite into someone
f.
birine karşı sert/keskin bir şekilde esmek
87
Öbek Fiiller
bite off
f.
(radyo programından) yayın öncesi belirli bölümleri çıkarmak
88
Öbek Fiiller
bite off
f.
(programı) kısa kesmek
89
Öbek Fiiller
bite out
f.
söylemek
90
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi) ısırmak
91
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeye) dişini geçirmek
92
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi) sertçe ısırmak
93
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi) hart diye ısırmak
94
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) baskılamak
95
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) içinde tutmak
96
Öbek Fiiller
bite down on (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) göstermemek için dişini sıkmak
97
Öbek Fiiller
bite in (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) baskılamak
98
Öbek Fiiller
bite in (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) içinde tutmak
99
Öbek Fiiller
bite in (something)
f.
(bir şeyi/duyguyu) göstermemek için dişini sıkmak
100
Öbek Fiiller
bite into
f.
-e dişlerini geçirmek
101
Öbek Fiiller
bite into
f.
-i dişlemek
102
Öbek Fiiller
bite into
f.
-i ısırmak
103
Öbek Fiiller
bite into
f.
-den ısırık almak
104
Öbek Fiiller
bite something off
f.
bir şeyi ısırıp koparmak
105
Öbek Fiiller
bite something off
f.
bir şeyi ısırmak
106
Öbek Fiiller
bite something off
f.
ısırık almak
107
Öbek Fiiller
bite on (something or someone)
f.
zokayı yutmak
108
Öbek Fiiller
bite on (something or someone)
f.
(birinin/bir şeyin) tuzağına düşmek
109
Öbek Fiiller
bite on (something or someone)
f.
oltaya gelmek
110
Öbek Fiiller
bite on (something or someone)
f.
(birinin/bir şeyin) yalanını yemek
111
Öbek Fiiller
bite on (something)
f.
(bir şeyi) ısırmak
112
Öbek Fiiller
bite on (something)
f.
(bir şeyi) çiğnemek
Phrases
113
İfadeler
this bite is infected
expr.
bu yara enfeksiyon kaptı
114
İfadeler
good night, sleep tight, don't let the bedbugs bite
expr.
iyi geceler, iyi uykular
115
İfadeler
don't let the bed bugs bite
expr.
mışıl mışıl uyu
116
İfadeler
don't bite the hand that feeds you
expr.
yemek yediğin tasa tükürülmez
Proverb
117
Atasözü
his bark is worse than his bite
havlayan köpek ısırmaz
118
Atasözü
bite the hand that feeds you
besle kargayı oysun gözünü
119
Atasözü
one's bark is worse than one's bite
havlayan köpek ısırmaz
120
Atasözü
all bark and no bite
havlayan köpek ısırmaz
121
Atasözü
bark is worse than one's bite
havlayan köpek ısırmaz
122
Atasözü
one's bark is worse than one's bite
havlayan köpek ısırmaz
123
Atasözü
barking dogs seldom bite
havlayan köpek ısırmaz
124
Atasözü
don't bark if you can't bite
bir şey yapamayacaksan boşuna çıkışma/efelenme
125
Atasözü
don't bark if you can't bite
ısıramayacaksan havlama
126
Atasözü
one's bark is worse than bite
havlayan köpek ısırmaz
127
Atasözü
your bark is worse than your bite
havlayan köpek ısırmaz
128
Atasözü
your bark is worse than your bite
ne varsa dilindedir
Colloquial
129
Konuşma Dili
monkey bite
i.
maymun ısırığı
130
Konuşma Dili
monkey bite
i.
öpüşme sonrası ciltte oluşan kızarıklık
131
Konuşma Dili
monkey bite
i.
sevişme izleri
132
Konuşma Dili
monkey bite
i.
ciltte iz ya da leke bırakan öpücük
133
Konuşma Dili
bite the dust
f.
mevta olmak
134
Konuşma Dili
bite the big one
f.
berbat olmak
135
Konuşma Dili
bite on someone
f.
birisini taklit etmek
136
Konuşma Dili
bite the big one
f.
çok kötü olmak
137
Konuşma Dili
bite on someone
f.
giyimini taklit etmek
138
Konuşma Dili
bite the dust
f.
işi bitmek
139
Konuşma Dili
bite the big one
f.
ölmek
140
Konuşma Dili
bite the dust
f.
ölmek
141
Konuşma Dili
bite the dust
f.
nalları dikmek
142
Konuşma Dili
bite the dust
f.
toprağa yaklaşmak
143
Konuşma Dili
bite the dust
f.
topu dikmek
144
Konuşma Dili
bite the bullet
f.
(bir sorunu) kabullenmek
145
Konuşma Dili
bite the dust
f.
(makine vb) bozulmak
146
Konuşma Dili
bite it
f.
ölmek
147
Konuşma Dili
bite it
f.
öldürülmek
148
Konuşma Dili
bite it
f.
attan düşmek
149
Konuşma Dili
bite it
f.
motosikletten düşmek
150
Konuşma Dili
bite it
f.
bir araçtan düşmek
151
Konuşma Dili
bite nails
f.
tırnak yemek
152
Konuşma Dili
want a bite?
expr.
bir ısırık ister misin?
153
Konuşma Dili
bite your tongue!
expr.
çeneni tut!
154
Konuşma Dili
bite me!
expr.
hadi oradan!
155
Konuşma Dili
bite me
expr.
kaybol
156
Konuşma Dili
come back to bite you/someone
expr.
kötü bir davranışın yapan kişiye ileride bazı olumsuz sonuçlar getireceğini belirten bir söz
157
Konuşma Dili
all bark and no bite
expr.
sadece kuru gürültü
158
Konuşma Dili
I'm not going to bite you
expr.
seni ısırmam
159
Konuşma Dili
bite your tongue
expr.
dilini ısır
160
Konuşma Dili
bite your tongue
expr.
ağzından yel alsın
161
Konuşma Dili
won't bite
expr.
(korkma) bir şey yapmaz
162
Konuşma Dili
won't bite
expr.
(korkma) ısırmaz
163
Konuşma Dili
won't bite
expr.
korkacak bir şey yok
164
Konuşma Dili
won't bite
expr.
(korkma) zarar vermez
Idioms
165
Deyim
second bite of the apple
i.
ikinci bir şans/fırsat
166
Deyim
another bite at the cherry
i.
ikinci bir şans/fırsat
167
Deyim
another bite at the cherry
i.
başka bir şans/fırsat
168
Deyim
bite (one's) thumb at
i.
baş parmak ısırılarak yapılan eski bir hakaret
169
Deyim
bite (one's) thumb at
i.
baş parmağını (birine) ısırma (hareket çekme)
170
Deyim
bite of the reality sandwich
i.
gerçeklik sandviçini ısırma
171
Deyim
bite of the reality sandwich
i.
ayakları yere basma
172
Deyim
bite of the reality sandwich
i.
hayal aleminden çıkma
173
Deyim
bite of the reality sandwich
i.
şapkayı/takkeyi önüne koyup düşünme
174
Deyim
second bite of the apple
i.
ikinci bir şans/fırsat
175
Deyim
second bite of the apple
i.
başka bir şans/fırsat
176
Deyim
bite the hand that feeds one
i.
besle kargayı oysun gözünü
177
Deyim
another bite of the cherry
i.
bir başka şans
178
Deyim
a second bite of the cherry
i.
bir başka şans
179
Deyim
another bite of the cherry
i.
bir başka fırsat
180
Deyim
a second bite of the cherry
i.
bir başka fırsat
181
Deyim
a bite at the cherry
i.
fırsat
182
Deyim
a bite at the cherry
i.
girişim
183
Deyim
another bite of the cherry
i.
ikinci bir fırsat
184
Deyim
another bite of the cherry
i.
ikinci bir şans
185
Deyim
a second bite of the cherry
i.
ikinci bir şans
186
Deyim
a second bite of the cherry
i.
ikinci bir fırsat
187
Deyim
a bite of the cherry
i.
pastadan pay
188
Deyim
a bite at the cherry
i.
teşebbüs
189
Deyim
a bite of the cherry
i.
fırsat
190
Deyim
a bite of the cherry
i.
girişim
191
Deyim
a bite of the cherry
i.
teşebbüs
192
Deyim
a bite of the cherry
i.
ikinci bir şans/girişim
193
Deyim
a bite at the cherry
i.
fırsat
194
Deyim
a bite at the cherry
i.
girişim
195
Deyim
a bite at the cherry
i.
teşebbüs
196
Deyim
a bite at the cherry
i.
ikinci bir şans/girişim
197
Deyim
a second/another bite at the cherry) [uk]
i.
fırsat
198
Deyim
a second/another bite at the cherry) [uk]
i.
girişim
199
Deyim
a second/another bite at the cherry) [uk]
i.
teşebbüs
200
Deyim
a second/another bite at the cherry) [uk]
i.
ikinci bir şans/girişim
201
Deyim
a second/another bite of the cherry) [uk]
i.
fırsat
202
Deyim
a second/another bite of the cherry) [uk]
i.
girişim
203
Deyim
a second/another bite of the cherry) [uk]
i.
teşebbüs
204
Deyim
a second/another bite of the cherry) [uk]
i.
ikinci bir şans/girişim
205
Deyim
a bite to eat
i.
atıştırma
206
Deyim
a bite to eat
i.
hızlı bir yemek
207
Deyim
a bite to eat
i.
ayak üstü yemek
208
Deyim
a second bite at the cherry
i.
ikinci bir şans
209
Deyim
a second bite of the cherry [uk]
i.
ikinci bir şans
210
Deyim
bite the thumb at
f.
küçümsemek
211
Deyim
bite the tongue
f.
sessiz kalmak
212
Deyim
bite the thumb at
f.
meydan okumak
213
Deyim
bite the dust
f.
savaşta öldürülmek
214
Deyim
bite the biscuit
f.
ölmek
215
Deyim
bite the biscuit
f.
(öteki tarafa) göçmek
216
Deyim
bite the biscuit
f.
öteki tarafı boylamak
217
Deyim
bite the biscuit
f.
mevta olmak
218
Deyim
bite the biscuit
f.
tehlikeli bir durumla karşılaşmak
219
Deyim
bite the biscuit
f.
istenmeyen bir işi üstlenmek
220
Deyim
bite the biscuit
f.
zoraki davranmak
221
Deyim
bite the biscuit
f.
istemeye istemeye yapmak
222
Deyim
bite the biscuit
f.
mecbur kalmak
223
Deyim
take a bite of the reality sandwich
f.
gerçeklik sandviçini ısırmak
224
Deyim
take a bite of the reality sandwich
f.
ayakları yere basmak
225
Deyim
take a bite of the reality sandwich
f.
hayal aleminden çıkmak
226
Deyim
take a bite of the reality sandwich
f.
şapkayı/takkeyi önüne koyup düşünmek
227
Deyim
bite the bullet
f.
acıya göğüs germek
228
Deyim
have a quick bite
f.
ayaküstü bir şeyler atıştırmak
229
Deyim
take a bite out of something
f.
azaltmak
230
Deyim
get a bite to eat
f.
birşeyler atıştırmak
231
Deyim
put the bite on someone
f.
birisinden para istemek
232
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyundan büyük işe kalkmak
233
Deyim
bite somebody's head off
f.
bağırıp çağırmak
234
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyundan büyük işe kalkışmak
235
Deyim
bite off more than one can chew
f.
başından büyük işlere girişmek
236
Deyim
bite someone's head off
f.
bağırıp çağırmak
237
Deyim
bite off more than one can chew
f.
bir koltuğa iki karpuz sığdırmak
238
Deyim
bite someone's head off
f.
birine bağırmak
239
Deyim
bite off more than one can chew
f.
başından büyük işe girişmek
240
Deyim
grab a bite to eat
f.
bir şeyler atıştırmak
241
Deyim
bite someone's head off
f.
birinin yüzüne bağırmak
242
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyundan büyük işlere kalkışmak
243
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyunu aşan işlere kalkışmak
244
Deyim
bite someone's head off
f.
birini bozmak
245
Deyim
put the bite on (someone)
f.
birinden para koparmak
246
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyundan büyük iş almak
247
Deyim
bite off more than one can chew
f.
başından büyük işlere kalkışmak
248
Deyim
go for a bite
f.
bir şeyler yemek
249
Deyim
bite one's lip
f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
250
Deyim
bite the bullet
f.
dişini sıkmak
251
Deyim
bite one's tongue
f.
dilini tutmak
252
Deyim
bite one's lips
f.
dudaklarını ısırmak
253
Deyim
bite one's lips
f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
254
Deyim
have a quick bite
f.
çabucak yemek
255
Deyim
bite on the bullet
f.
cesaretle göğüs germek
256
Deyim
bite one's lip
f.
dudaklarını ısırmak
257
Deyim
get a second bite/ two bites at the cherry
f.
ikinci bir şans yakalamak
258
Deyim
bite one's lip
f.
öfkesini gizlemek
259
Deyim
bite on the bullet
f.
metin olmak
260
Deyim
bite one's lips
f.
öfkesini gizlemek
261
Deyim
bite the dust
f.
ölmek
262
Deyim
bite on something
f.
oltaya gelmek
263
Deyim
put the bite on someone
f.
para sızdırmaya çalışmak
264
Deyim
bite someone's head off
f.
paylamak
265
Deyim
bite somebody's head off
f.
paylamak
266
Deyim
put the bite on someone
f.
para koparmaya çalışmak
267
Deyim
bite on something
f.
tuzağa düşmek
268
Deyim
bite one's nails
f.
tırnaklarını yemek
269
Deyim
bite the bullet
f.
(zorluğa vb) katlanmak
270
Deyim
bite on something
f.
yemek
271
Deyim
have a quick bite
f.
(bir şeyler) atıştırmak
272
Deyim
bite on something
f.
yutmak
273
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
pire için yorgan yakmak
274
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
öfkeyle kalkıp zararla oturmak
275
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
gavura kızıp oruç bozmak
276
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
kendi kendini zor duruma düşürmek
277
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
kendi kuyusunu kazmak
278
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak
279
Deyim
bite (one's) nose off to spite (one's) face
f.
bindiği dalı kesmek
280
Deyim
bite (one's) thumb at
f.
meydan okumak
281
Deyim
bite (one's) thumb at
f.
genellikle başparmağı üst dişlerin arkasından dışarıya doğru hızla itme hareketiyle yapılan arkaik bir hakaret
282
Deyim
bite one's nails
f.
(endişeden) tırnaklarını yemek
283
Deyim
bite (one's) tongue
f.
çenesini tutmak
284
Deyim
bite (one's) tongue
f.
sessiz kalmak/olmak
285
Deyim
bite (to eat)
f.
bir şeyler yemek
286
Deyim
bite (to eat)
f.
bir şeyler atıştırmak
287
Deyim
bite (to eat)
f.
hızlıca bir şeyler yemek
288
Deyim
bite (to eat)
f.
ayak üstü bir şeyler yemek
289
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birine) bağırıp çağırarak karşılık vermek
290
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birini) bozmak
291
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birinin) yüzüne bağırmak
292
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birini) paylamak
293
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birini) terslemek
294
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birine) ters bir cevap/karşılık vermek
295
Deyim
bite (one's) head off
f.
(birine) çıkışmak
296
Deyim
bite (one's) lip
f.
dişini sıkmak
297
Deyim
bite (one's) lip
f.
kendini tutmak
298
Deyim
bite head off
f.
bağırıp çağırmak
299
Deyim
bite head off
f.
bozmak
300
Deyim
bite head off
f.
terslemek
301
Deyim
bite head off
f.
ters davranmak
302
Deyim
bite head off
f.
çıkışmak
303
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
304
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini bozmak
305
Deyim
bite somebody's head off
f.
birinin yüzüne bağırmak
306
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini paylamak
307
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini terslemek
308
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine ters bir cevap/karşılık vermek
309
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine çıkışmak
310
Deyim
bite off more than one can chew
f.
çiğneyebileceğinden fazlasını ısırmak
311
Deyim
bite off more than one can chew
f.
çiğneyebileceğinden büyük bir lokma almak
312
Deyim
bite off more than can chew
f.
boyundan büyük işe kalkışmak
313
Deyim
bite off more than can chew
f.
başından büyük işe girmek
314
Deyim
bite off more than one can chew
f.
boyundan büyük işe kalkışmak
315
Deyim
bite off more than one can chew
f.
başından büyük işe girmek
316
Deyim
bite off more than you can chew
f.
boyundan büyük işe kalkışmak
317
Deyim
bite off more than you can chew
f.
başından büyük işe girmek
318
Deyim
bite someone's head off
f.
birine bağırıp çağırmak
319
Deyim
bite someone's head off
f.
birini bozmak
320
Deyim
bite someone's head off
f.
birini terslemek
321
Deyim
bite someone's head off
f.
birine ters davranmak
322
Deyim
bite someone's head off
f.
birine çıkışmak
323
Deyim
bite someone's head off
f.
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
324
Deyim
bite someone's head off
f.
birine ters cevap/karşılık vermek
325
Deyim
bite the biscuit
f.
tamamen bozulmak
326
Deyim
bite the biscuit
f.
işlemez/çalışmaz hale gelmek
327
Deyim
bite the biscuit
f.
sorumluluğu kabul etmek
328
Deyim
bite the biscuit
f.
durumu kabullenmek
329
Deyim
bite the biscuit
f.
sorumluluğu üstüne almak
330
Deyim
bite the biscuit
f.
riskli/kötü bir durumla yüzleşmek
331
Deyim
bite the biscuit
f.
elini taşın altına koymak/sokmak
332
Deyim
bite the bullet
f.
acıya göğüs germek
333
Deyim
bite the bullet
f.
dişini sıkmak
334
Deyim
bite the bullet
f.
(zorluğa, sorunlara) katlanmak
335
Deyim
bite the dog that bit you
f.
çivi çiviyi sökmek
336
Deyim
bite the dust
f.
gözden düşmek
337
Deyim
bite the dust
f.
popülerliğini yitirmek
338
Deyim
bite the dust
f.
eski kalmak
339
Deyim
bite the dust
f.
yenilmek
340
Deyim
bite the dust
f.
alt edilmek
341
Deyim
bite the dust
f.
öldürülmek
342
Deyim
bite the dust
f.
nalları dikmek
343
Deyim
bite the hand that feeds
f.
bindiğin dalı kesmek
344
Deyim
bite the hand that feeds
f.
yediğin kaba pislemek
345
Deyim
bite the hand that feeds
f.
nankörlük etmek
346
Deyim
bite the hand that feeds
f.
hainlik etmek
347
Deyim
bite the hand that feeds
f.
yemek yediğin tasa tükürmek
348
Deyim
bite the hand that feeds you
f.
bindiğin dalı kesmek
349
Deyim
bite the hand that feeds you
f.
yediğin kaba pislemek
350
Deyim
bite the hand that feeds you
f.
nankörlük etmek
351
Deyim
bite the hand that feeds you
f.
hainlik etmek
352
Deyim
bite the hand that feeds you
f.
yemek yediğin tasa tükürmek
353
Deyim
bite the hand that feeds one
f.
bindiğin dalı kesmek
354
Deyim
bite the hand that feeds one
f.
yediğin kaba pislemek
355
Deyim
bite the hand that feeds one
f.
nankörlük etmek
356
Deyim
bite the hand that feeds one
f.
hainlik etmek
357
Deyim
bite the hand that feeds one
f.
yemek yediğin tasa tükürmek
358
Deyim
bite tongue
f.
dilini ısırmak
359
Deyim
bite tongue
f.
çenesini tutmak
360
Deyim
bite tongue
f.
dilini tutmak
361
Deyim
bite tongue
f.
sessiz kalmak
362
Deyim
bite your lip
f.
dişini sıkmak
363
Deyim
bite your lip
f.
kendini tutmak
364
Deyim
bite your lip
f.
öfkeni gizlemek
365
Deyim
bite your lip
f.
dudaklarını ısırmak
366
Deyim
bite your lip
f.
duygularını kontrol altında tutmaya çalışmak
367
Deyim
bite your nails/fingernails
f.
tırnaklarını yemek
368
Deyim
bite your nails/fingernails
f.
sinirden, stresten, heyecandan tırnaklarını yemek
369
Deyim
bite your tongue
f.
çeneni tutmak
370
Deyim
bite your tongue
f.
dilini tutmak
371
Deyim
bite your tongue
f.
sessiz kalmak
372
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine bağırıp çağırarak karşılık vermek
373
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini bozmak
374
Deyim
bite somebody's head off
f.
birinin yüzüne bağırmak
375
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini paylamak
376
Deyim
bite somebody's head off
f.
birini terslemek
377
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine ters cevap/karşılık vermek
378
Deyim
bite somebody's head off
f.
birine çıkışmak
379
Deyim
eat an elephant one bite at a time
f.
büyük bir hedefe aşama aşama ulaşmak
380
Deyim
eat an elephant one bite at a time
f.
büyük bir hedefe adım adım ilerlemek
381
Deyim
have a bite
f.
bir lokma (bir şey) yemek
382
Deyim
have a bite
f.
hızlıca (bir şey) yemek
383
Deyim
have a bite
f.
atıştırmak
384
Deyim
take a bite out of
f.
önemli ölçüde azaltmak
385
Deyim
take a bite out of
f.
önemli ölçüde bitirmek
386
Deyim
take a bite out of (something)
f.
(bir şeyden) bir ısırık almak
387
Deyim
take a bite out of (something)
f.
(bir şeyi) ısırmak
388
Deyim
take a bite out of (something)
f.
(bir şeyi) önemli ölçüde azaltmak
389
Deyim
take a bite out of (something)
f.
(bir şeyi) önemli ölçüde bitirmek
390
Deyim
bite the hand that feeds you!
expr.
besle kargayı oysun gözünü!
391
Deyim
somebody/something has more bark than bite
expr.
daha çok havlar ısırmaz
392
Deyim
somebody's/something's bark is worse than their/its bite
expr.
daha çok havlar ısırmaz
393
Deyim
his bark is worse than his bite
expr.
ne varsa dilindedir
394
Deyim
I'll bite?
expr.
neymiş bakalım?
395
Deyim
more bark than bite
expr.
kuru tehdit
396
Deyim
I'll bite
expr.
söyle bakalım neymiş?
397
Deyim
somebody/something has more bark than bite
expr.
umulduğu kadar kötü değil
398
Deyim
somebody's/something's bark is worse than their/its bite
expr.
umulduğu kadar kötü değil
399
Deyim
bite the hand that feeds one
expr.
yemek yediği tasa pisledi
400
Deyim
(one) is not going to bite (someone)
expr.
korkma bir şey yapmaz
401
Deyim
(one) is not going to bite (someone)
expr.
(birinden) korkacak bir şey yok
402
Deyim
(one) is not going to bite (someone)
expr.
(biri birine) zarar vermez
403
Deyim
(one) is not going to bite (someone)
expr.
(birinden) utanacak/çekinecek bir şey yok
404
Deyim
(one) is not going to bite (someone)
expr.
(birinden) çekinmeye/korkmaya gerek yok
405
Deyim
(one) won't bite (someone)
expr.
(birinden) korkacak bir şey yok
406
Deyim
(one) won't bite (someone)
expr.
(biri birine) zarar vermez
407
Deyim
(one) won't bite (someone)
expr.
(birinden) utanacak/çekinecek bir şey yok
408
Deyim
(one) won't bite (someone)
expr.
(birinden) çekinmeye/korkmaya gerek yok
409
Deyim
come back to bite (one)
expr.
bugün yediği hurmalar yarın kıçını tırmalar
410
Deyim
come back to bite (one)
expr.
dün yediği hurmalar gün gelir (kişiyi) tırmalar
411
Deyim
come back to bite (one)
expr.
geçmişte yapılanların hesabı sonradan sorulur
412
Deyim
don't let the bedbugs bite
expr.
iyi uykular
413
Deyim
don't let the bedbugs bite
expr.
iyi geceler
414
Deyim
how do you eat an elephant? one bite at a time
expr.
büyük bir hedefe nasıl ulaşırsın? adım adım/yavaş yavaş/aşama aşama
415
Deyim
has more bark than bite
expr.
daha çok havlar ısırmaz
416
Deyim
has more bark than bite
expr.
sanıldığı kadar kötü değil
417
Deyim
his/her bark is worse than his/her bite
expr.
havlayan köpek ısırmaz
418
Deyim
his/her bark is worse than his/her bite
expr.
ne varsa dilindedir
Speaking
419
Konuşma
bite your tongue!
expr.
ağzından yel alsın!
420
Konuşma
don't bite off more than you can chew
expr.
boyundan büyük işlere kalkışma
421
Konuşma
take a bite
expr.
bir ısırık al
422
Konuşma
their bark is worse than their bite
expr.
havlamaları ısırmalarından daha beterdir
423
Konuşma
don't bite your nails
expr.
tırnaklarını yeme
424
Konuşma
(one) won't bite (someone)
expr.
(korkma) bir şey yapmaz
425
Konuşma
don't bite off more than you can chew
expr.
yutamayacağın lokmayı ağzına alma
426
Konuşma
somebody/something won't bite
expr.
(korkma) ısırmaz
Technical
427
Teknik
bite test
i.
dahili sistem testi
428
Teknik
angle of bite
i.
kapma açısı
429
Teknik
bite angle
i.
kapma açısı
430
Teknik
roll bite
i.
merdane kapması
431
Teknik
stil bite
i.
stilbit
Automotive
432
Otomotiv
snake bite
i.
iç lastik patlağı
Aeronautic
433
Havacılık
bite error rate
i.
bayt hata oranı
Medical
434
Medikal
arthropod bite
i.
artropod ısırığı
435
Medikal
bug bite
i.
böcek ısırığı
436
Medikal
stork bite
i.
doğum lekesi
437
Medikal
arthropod bite
i.
eklem bacaklı ısırığı
438
Medikal
bite wound
i.
ısırık yarası
439
Medikal
human bite
i.
insan ısırığı
440
Medikal
tick bite
i.
kene ısırığı
441
Medikal
dry bite
i.
kuru ısırık
442
Medikal
spider bite
i.
örümcek ısırması
443
Medikal
spider bite
i.
örümcek ısırığı
444
Medikal
spider bite
i.
örümcek sokması
445
Medikal
dry bite
i.
zehir enjekte edilmeyen ısırık
446
Medikal
snake bite
i.
yılan sokması
447
Medikal
venomous snake bite
i.
zehirli yılan ısırığı
448
Medikal
dry bite
i.
zehirsiz ısırık
449
Medikal
insect bite
i.
böcek ısırığı
450
Medikal
insect bite
i.
böcek sokması
451
Medikal
in the form of an insect bite
s.
sinek ısırığı şeklinde
Mental Health
452
Ruhbilim
bite nail
f.
tırnak yemek
Dentistry
453
Diş Hekimliği
open bite
i.
açık kapanış
454
Diş Hekimliği
cross bite
i.
çapraz kapanış
455
Diş Hekimliği
deep bite
i.
derin kapanış
456
Diş Hekimliği
bite splint
i.
ısırma splinti
457
Diş Hekimliği
bite plane
i.
ısırma plağı
458
Diş Hekimliği
bite block
i.
ısırma bloğu
459
Diş Hekimliği
bite splint
i.
ısırma plağı
460
Diş Hekimliği
bite plate
i.
ısırtma plağı
461
Diş Hekimliği
bite plane
i.
ısırma splinti
462
Diş Hekimliği
bite occlusion
i.
kapanış
463
Diş Hekimliği
collapsed bite
i.
örtülü kapanış
464
Diş Hekimliği
open bite between anterior teeth
i.
ön dişlerinin arasındaki açıklık
465
Diş Hekimliği
anterior open-bite
i.
ön açık kapanış
Pathology
466
Patoloji
rat-bite fever
i.
sıçan humması
467
Patoloji
rat-bite fever
i.
sıçan humması ateşi
468
Patoloji
rat-bite fever
i.
sıçan (fare) ısırığından kaynaklanan akut bulaşıcı ateşli bir hastalık
Zoology
469
Zooloji
flea-bite
i.
pire ısırığı
470
Zooloji
flea-bite
i.
pire ısırığı yarası
Slang
471
Argo
mosquito bite
i.
küçük memeler
472
Argo
bite (someone) in the ass
f.
intikamı acı olmak
473
Argo
bite (someone) in the ass
f.
hıncını/öcünü/intikamını fena almak/çıkarmak
474
Argo
bite down
f.
kafayı bulmak
475
Argo
put the bite on
f.
para istemek
476
Argo
bite down
f.
(uyuşturucu etkisiyle) dişleri gıcırdatmak
477
Argo
bite (someone) in the arse
f.
(birinden) fena intikam almak
478
Argo
bite (someone) in the arse
f.
(birine) yaptıklarını ödetmek
479
Argo
bite (someone) in the arse
f.
(birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
480
Argo
bite (someone) in the arse
f.
(birini) cezalandırmak
481
Argo
bite (one) in the arse
f.
(birinden) fena intikam almak
482
Argo
bite (one) in the arse
f.
(birine) yaptıklarını ödetmek
483
Argo
bite (one) in the arse
f.
(birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
484
Argo
bite (one) in the arse
f.
(birini) cezalandırmak
485
Argo
bite (one) in the arse
f.
intikamı acı olmak
486
Argo
bite (one) in the arse
f.
(birine) fena ödetmek
487
Argo
bite (one) in the arse
f.
dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar (?)
488
Argo
bite (one) in the ass
f.
(birinden) fena intikam almak
489
Argo
bite (one) in the ass
f.
(birine) yaptıklarını ödetmek
490
Argo
bite (one) in the ass
f.
(birine) yaptığı yanlışların bedelini ödetmek
491
Argo
bite (one) in the ass
f.
(birini) cezalandırmak
492
Argo
bite (one) in the ass
f.
intikamı acı olmak
493
Argo
bite (one) in the ass
f.
(birine) fena ödetmek
494
Argo
bite (one) in the ass
f.
dün yediğin hurmalar bugün götünü tırmalar (?)
495
Argo
bite the big one
f.
mevta olmak
496
Argo
bite the big one
f.
öbür tarafı boylamak
497
Argo
bite the big one
f.
tamamen bozulmak
498
Argo
bite the big one
f.
tam bir hayal kırıklığı olmak
499
Argo
bite the big one
f.
şişirme olmak
500
Argo
bite the ice
ünl.
yürü git
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bite
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy