red - Turkish English Dictionary
History

red

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "red" in Turkish English Dictionary : 52 result(s)

English Turkish
Common Usage
red adj. al
red adj. kızıl
red adj. kırmızı
General
red n. kızılderili
red n. kırmızı giysi
red n. akkor
red n. kırmızı kürklü hayvan
red n. kızıl kürklü hayvan
red adj. kızgın
red adj. değersiz
red adj. kızıl tüylü
red adj. kızıl saçlı
red adj. kızarmış
red adj. kırmızı
red adj. en üst düzeyde aciliyete sahip
red adj. kanlı
red adj. vahşet içeren
red adj. kana bulanmış
red adj. sağlıklı tonlarda (yüz)
red adj. kan çanağına dönmüş (göz)
red adj. alçakça
red adj. ahlaksızca
red adj. günahkar
red adj. hain
red adj. alçak
Trade/Economic
red n. işletmede maliyetin geliri aşması
red n. borç
red adj. kar getirmeyen
red adj. maliyeti gelirini aşan
red adj. ölü (yatırım)
Politics
red n. komünist
red n. rus
red n. solcu
red adj. sosyalist
red adj. devrimci
red adj. radikal
red adj. (amerika'da) cumhuriyetçi
red adj. cumhuriyetçi parti yanlısı
Dyeing
red n. kırmızı boya
red n. kızıl boya
red n. kırmızı pigment
red adj. kan kırmızı renkte
red adj. bakırımsı renkte
Traffic
red n. kırmızı ışık
Gastronomy
red n. kırmızı şarap
Geography
red n. red nehri
red n. mississippi nehri’nin bir kolu
Military
red n. kırmızı alarm
Sport
red n. (bilardoda) kırmızı top
red n. (okçulukta) kırmızı çember
red n. kırmızı çembere denk gelmiş ok atışı
Slang
red n. kırmızı sekobarbital (ilaç) kapsülü

Meanings of "red" in English Turkish Dictionary : 23 result(s)

Turkish English
General
red denial n.
red repudiation n.
red disallowance n.
red rejection n.
red negative n.
red refutation n.
red refusal n.
red no n.
red disavowal n.
red veto n.
red negation n.
red disclaimer n.
red dismissal n.
red declined adj.
Colloquial
red chuck n.
Idioms
red the air n.
Law
red challenging n.
red contestation n.
red refusal n.
red disqualification n.
red rejection n.
Politics
red nay n.
Archaic
red denay n.

Meanings of "red" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
red hair n. kızıl saç
claret red adj. bordo
General
red admiral n. kelebek
red blindness n. kırmızı renge karşı körlük
red chalk drawing n. kırmızı tebeşir çizimi
seeing red n. çok öfkelenme
american red squirrel n. amerikan kırmızı sincapı
red legged partridge n. kızılkeklik
congo red n. kongo kırmızısı
red mace n. sukamışı
turkey red n. kökkırmızısı
the red crescent n. kızılay
red ochre paint n. aşıboyası
red bandfish n. kurdelebalığı
cresol red n. krezol kırmızısı
red light district n. fahişeler mahallesi
red herring n. tütsülenmiş ringa balığı
red currant n. kırmızı kuş üzümü
the red crescent in turkey n. kızılay
red gurnard n. kırlangıçbalığı
red rearlight n. kedigözü
red mulberry n. kırmızı dut
red blood cell n. alyuvar
turkey red n. kökboyası
red cross n. kızılhaç
red clay n. kırmızı kil
red dot n. kırmızı nokta
phenol red n. fenol kırmızısı
low red heat n. düşük kızıl sıcaklık
red ocher n. aşıboyası
red clover n. kızılyonca
red flag n. tehlike işareti
venetian red n. venedik kırmızısı
red brown n. kızıl kahve
red squirrel n. sincap
red indian n. kızılderili
red zone n. kırmızılı alan
red kite n. kızıl çaylak
red lead n. sülüğen
red bearded n. kızıl sakallı
red herring n. ilgiyi başka yöne çekmek için öne sürülen konu
red flag n. kızıl bayrak
red sea n. kızıl deniz
striped red mullet n. has kefal
purplish red n. eflatuni kırmızı
red cross n. kızıl haç
red blind n. kırmızı renge karşı kör
seeing red n. öfkelenme
red crescent n. kızılay
seeing red n. öfkelenerek
red light district n. kent veya kasabalarda genelevler veya seks endüstrisinin diğer kollarının bulunduğu kesim
red panda n. kızıl panda
red brass n. kırmızı pirinç
copper red n. bakır rengi
red pulp n. kırmızı pulpa
red pepper n. kırmızıbiber
red light n. trafik lambasında kırmızı ışık
tile red n. kiremit rengi
a red plum n. türbeeriği
red deer n. kızıl geyik
red herring n. dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz
red herring n. hile
red blood cell n. eritrosit
deep red n. koyu kırmızı
red man n. kızılderili
the red sea n. kızıldeniz
red carpet n. kırmızı halı
the red cross n. kızılhaç
red willow n. kızılsöğüt
red ensign n. kırmızı bandıra
red and green system n. kırmızı yeşil sistemi
red tape n. kırtasiyecilik
red pepper n. çuşka
midnight red n. gece kırmızısı
red pencil n. kırmızı kalem
red pen n. kırmızı kalem
deep red n. ateş kırmızısı
red meat n. kırmızı et
the red brigades n. kızıl tugaylar
red light n. kırmızı ışık
red cabbage n. kırmızı lahana
red brick n. kırmızı tuğla
red brass n. kızıl pirinç
forward looking infra-red n. gece görüş cihazı
infra-red heating n. kızılötesi ısıtma
red-headed bunting n. kızıl başlı çinte
red-tailed wheatear n. kızılca kuyrukkakan
red-crested pochard n. macar ördeği
red-thorated pipit n. kızıl gerdanlı incirkuş
red-indian n. kızılderili
red-backed shrike n. kızıl sırtlı örümcekkuşu
red-throated diver & loon n. kızıl gerdanlı dalgıç
red-light district n. genelevlerin bulunduğu semt
red-headed bunting n. kızılbaşlı kirazkuşu
red-necked phalarope n. deniz düdükçünü
red-tapism n. bürokrasi
red-breasted merganser n. tarakdiş
red-footed falcon n. ala doğan
red-fronted serin n. kara iskete
red-rumped swallow n. kızıl kırlangıç
ottoman red crescent association n. osmanlı hilal-i ahmer cemiyeti
red-necked grebe n. kızıl boyunlu batağan
red-breasted flycatcher n. küçük sinekkapan
red-blooded man n. taş fırın erkeği
turkey red n. türk kırmızısı
turkey red oil n. türk kırmızısı yağı
red crescent disaster operations center n. kızılay afet müdahale merkezi
little red riding hood n. kırmızı başlıklı kız
red bronze n. kırmızı bronz
red ribbon n. kırmızı kurdele
red apple n. kırmızı elma
red dragon n. kızıl ejderha
red dragon n. kızıl ejder
red balloon n. kırmızı balon
man in the red jacket n. kırmızı ceketli adam
red rover n. bir çocuk oyunu
red cross blood center n. kızılhaç kan merkezi
red cross doctor n. kızılhaç doktoru
red tea n. kırmızı çalı çayı
candy red n. şeker kırmızısı
red dawn n. kızıl şafak
red eyes n. kırmızı/kızarmış gözler
red house n. kırmızı ev
red death n. kızıl ölüm
red rose n. kırmızı gül
red spirit filled thermometer n. ispirtolu termometre
red tower n. kızıl kule
red eye n. ucuz viski
red flag n. olumsuz bulgu
red army n. kızıl ordu
red lipstick n. kırmızı ruj
red balloon n. kırımızı balon
red flag n. sosyalist devrim sembolü
red flag n. isyan bayrağı
tile red n. kiremit kırmızısı
red worm n. olta solucanı
red mist n. kızıl sis
red cape n. kırmızı pelerin
claret red n. bordo rengi
permanent red n. kan kırmızısı
permanent red n. pigment kırmızısı
red square n. kızıl meydan
kremlin palace and red square n. kremlin sarayı ve kızıl meydan
red dress n. kırmızı elbise
rust-red n. pas kırmızısı
red pen n. kırmızı tükenmez kalem
red surface n. kızıl yüzey
red surface n. kırmızı yüzey
red packet n. çin geleneğine göre iyi şans getirdiği düşünülen, kırmızı bir zarf içinde verilen para.
red alert n. kırmızı alarm
red carpet n. özel ilgi
red carpet n. hoş karşılama
red carpet n. samimi karşılama
red light n. tehlike uyarı ışığı
red light n. don ateş oyununa benzer bir tür oyun
red envelope n. çin yeni yılı'nda bekar gençlere verilen kırmızı zarf içindeki para
red envelope n. çin düğünlerinde ailelerin gelin ve damada verdiği hediye
red envelope n. çin düğünlerinde gelin ve damadın bekar gençlere verdiği hediye
red rag n. kışkırtma
red rag n. öfkelendiren şey
red region n. cehennem
red region n. cehennem ateşi
red-brown n. kızıl kahve
red-grey n. kırmızımsı gri
red-header n. kızıl saçlı kimse
red-hot n. fanatik kimse
red-hot n. partizan kimse
red-lavender n. kırmızımsı eflatun
red-orange n. kırmızımsı turuncu
red-orange n. narçiçeği
red-purple n. kırmızımsı eflatun
red-purple n. kırmızımsı mor
red-tapeism n. bürokrasi
red-tapery n. bürokrasi
red-tapist n. bürokrasi düşkünü kimse
red-violet n. kırmızımsı mor
red-violet n. kırmızımsı menekşe rengi
british red cross n. i̇ngiliz kızılhaçı
red hands n. el kızartmaca (oyun)
red-baiter n. bir kimseyi anarşist olmakla suçlayan kimse
cherry-red n. kiraz rengi
red osier dogwood n. kırmızımsı mor dalları ve beyaz çiçekleri olan yaygın bir kuzey amerika çalısı
red button n. kırmızı düğme
red button n. kırmızı tuş
brick-red n. kiremit rengi
brick-red n. kiremit kırmızısı
turkish-crescent red n. bir kırmızı tonu
golf red n. kan kırmızısı
dragon's-blood red n. turuncumsu bir kırmızı tonu
red packet n. çin düğünlerinde ailelerin çifte ve bekar gençlere verdiği hediye
code red n. acil duruma hazırlıklı olma
code red n. yakın tehlike uyarısı
code red n. yakın tehlike sinyali
french red n. ruj
french red n. allık
red grapes n. kırmızı üzüm
see red v. öfkelenmek
see red v. son derece öfkelenmek
go red v. kırmızılaşmak
see red v. gözü dumanlanmak
get as red as betroot v. pancar gibi kızarmak
turn red v. kızıllaşmak
see red v. gözü kararmak
see red v. kan beynine çıkmak
be in the red v. borçlu olmak
become red v. kızarmak
turn red v. kırmızılaşmak
go all shades of red v. renkten renge girmek
see red v. gözü dönmek
see red v. gözünü kan bürümek
turn as red as a beet v. pancar gibi olmak
wear red v. allar giymek
go red v. kızıllaşmak
see red v. öfkeden kudurmak
turn red in the face v. mosmor kesilmek
see red v. çok öfkelenmek
go red v. kızarmak
turn red v. kızarmak
(one's face) go red v. yüzü kızarmak
be caught red-handed v. suçüstü yakalanmak
colour someone (red-faced) v. yüzünü kızartmak
catch somebody red-handed v. suçüstü yakalamak
catch someone red-handed v. birini suçüstü yakalamak
color someone (red-faced) v. yüzünü kızartmak
run a red light v. kırmızı ışıkta geçmek
be red from embarrassment v. utancından kıpkırmızı olmak
be red from embarrassment v. utancından kızarmak
commit a red light violation v. kırmızı ışık ihlalinde bulunmak
stop at red lights v. kırmızıda durmak
stop at red lights v. kırmızı ışıkta durmak
get red and puffy v. kızarıp ve şişmek
issue a red notice for v. kırmızı bülten çıkarmak
be sought with red notice by interpol v. interpol tarafından kırımızı bültenle aranmak
issue a red notice for v. kırmızı bülten yayınlamak
be sought by interpol under issue of a red notice v. interpol tarafından kırımızı bültenle aranmak
jump a red light v. kırmızı ışıkta geçmek
red spot v. sivilce
work the red carpet v. kırmızı halıda yürümek
walk on the red carpet v. kırmızı halının üzerinde yürümek
walk on the red carpet v. kırmızı halıda yürümek
work the red carpet v. kırmızı halının üzerinde yürümek
red [dialect] v. kırmızılaşmak
red [dialect] v. kızıllaşmak
red [dialect] v. kırmızılaştırmak
red [dialect] v. kızıllaştırmak
red-ink v. kırmızı mürekkeple işaretlemek
red-pencil v. sansürlemek
red-pencil v. kesmek
red-bait v. bir kimseyi anarşist olmakla suçlamak
red-bait v. anarşist olmakla suçlanmak
bright red adj. kıpkırmızı
somewhat red adj. kırmızımsı
with red colouring adj. allı
red blooded adj. çok sıhhatli
with red lips adj. kiraz dudaklı
brick red adj. kiremit rengi
very red adj. kıpkırmızı
red head adj. kızıl saçlı
as red as adj. kadar kırmızı
grenadine red adj. narçiçeği
dark red adj. güvez
red hot adj. çok kızgın
bright red adj. tavşankanı
dark red adj. koyu kırmızı
dark gray and dark red adj. koyu gri ve koyu kırmızı
dark red adj. ateş kırmızısı
red headed adj. kızıl saçlı
red-hot adj. kızgın
red-haired adj. kızıl saçlı
red-hot adj. öfkeli
red-blooded adj. dinç
red-hot adj. taze (haber)
red-blooded adj. mert
red-letter adj. çok önemli
red-lined adj. kırmızı çizgili
red-hot adj. ateşli
red-hot adj. fanatik
red-faced adj. yüzü kızarmış
red-blooded adj. kanlı canlı
red-blooded adj. yiğit
red-letter adj. unutulmaz
red-blooded adj. yürekli
red-hot adj. yepyeni
red-handed adj. suçüstü
red-headed adj. kızıl saçlı
red-faced adj. kıpkırmızı kesilmiş
red-blooded adj. erkekçe
red-blooded adj. güçlü kuvvetli
red-hot adj. son derece öfkelenmiş
red-hot adj. ateş saçan
red-hot adj. kıpkızıl
red hot adj. en yeni
red blooded adj. dinç
red hot adj. ateş gibi
red blooded adj. mert
red hot adj. çok tutkulu
red hot adj. ateşli
red blooded adj. yürekli
red hot adj. çok taze
red blooded adj. kanlı canlı
red hot adj. fanatik
red hot adj. kıpkırmızı olmuş
red hot adj. öfkeli
red hot adj. kızgın
red blooded adj. yiğit
blood-red adj. kan kırmızısı
blood red adj. kan kırmızısı
blood red adj. kan gibi kırmızı
blood-red adj. kan gibi kırmızı
blood-red adj. kan kırmızı
blood red adj. rengi aşırı kırmızı olan
blood red adj. kan kırmızı
blood-red adj. rengi aşırı kırmızı olan
red and puffy adj. kızarık ve şiş
infra-red adj. kızılötesi
red-tinged adj. kırmızıya çalan
red-cheeked adj. kırmızı yanaklı
red-eyed adj. kırmızı gözlü
red-eyed adj. gözlerinin etrafı kırmızı halkalı
red-eyed adj. gözü kanlanmış
red-eyed adj. gözü kan çanağına dönmüş
red-faced adj. utanmış
red-faced adj. sinirden kıpkırmızı kesilmiş
red-gray adj. kırmızımsı gri
red-hand adj. suçüstü
red-hot adj. enerji dolu
red-hot adj. heves dolu
red-hot adj. sinirli
red-hot adj. öfke kusan
red-hot adj. hararetli
red-hot adj. aşırı heyecanlı
red-letter adj. kırmızıyla işaretlenen
red-letter adj. kırmızı harflerle yazılan (kilise takvimindeki bayram günleri gibi)
red-rimmed adj. kırmızı kenarlı
red-rimmed adj. çevresi kızarmış
red-streaked adj. kırmızı çizgili
red-striped adj. kırmızı çizgili
red-tape adj. formalite ile ilgili
red-tape adj. bürokratik işlemlerle ilgili
red-tape adj. bürokrasi ile ilgili
red hot adj. son derece heyecan verici/popüler
wine-red adj. şarap kırmızısı renkli
high-red adj. koyu kırmızı
high-red adj. kıpkırmızı
brick-red adj. kiremit rengi
brick-red adj. kiremit kırmızısı
red-carpet adj. hoş ve coşku dolu (karşılama)
ruby-red adj. yakut kırmızısı olan
rusty-red adj. pas renginde
rusty-red adj. kızıl kahverengi olan
cinnamon-red adj. tarçına çalan bir kırmızı tonu
pompeian red adj. pompei kırmızısı renginde olan
pompeian red adj. hafif turunculu kırmızı renkte olan
orange-red adj. kırmızımsı turuncu
orangish-red adj. turuncumsu kırmızı
sultan-red adj. kıpkırmızı renkte
red-facedly adv. hicap duyarak
red-facedly adv. mahçubiyetle
red-handedly adv. suçüstü bir şekilde
red-facedly adv. utanarak
rg (red-green) abrev. kırmızı ve yeşil renklerinin birbirine karıştırılması ile karakterize edilen daltonizm veya döteranopiden birine dair
Phrasals
circle something in (red/black) v. (siyah/kırmızı ile) yuvarlak içine almak
Phrases
better dead than red expr. kızıl/komünist olmaktansa ölürüm daha iyi anlamında bir soğuk savaş dönemi sloganı
red sky at night, shepherd's delight expr. güzel havanın habercisi
red sky at night, shepherd's delight expr. geceleyin gökyüzü kırmızıysa çobanın yüzü güler
red sky at night, shepherd's delight expr. güneş gökyüzünü kızıla boyarsa, yarın hava güzel olacak demektir
the red mist descends [uk] expr. dizginlerinden boşaldığında
the red mist descends [uk] expr. tepesinin tası attığında
the red mist descends [uk] expr. gözü karardığında
red sky at night, sailor's delight expr. günbatımı esnasında kızıllaşmış gökyüzü (sonraki gün havanın güzel olacağına yorulur)
Proverb
red sky in the morning, shepherd's warning kızıl doğan gün, kötü hava habercisi
Colloquial
red light n. dur emri
red light n. genelev önlerine ayırt edici olarak konan kırmızı lamba
red mist n. aşırı öfke hali
red mist n. öfkeden gözün dönmesi
red mist n. burnundan soluma
a red eye n. gece yapılan uçak seyahati
a red eye n. gece uçuşu
fire engine red n. genellikle itfaiye araçlarında kullanılan parlak kırmızı renk
red suede n. kırmızı süet
red-carpet n. özel ilgi
red-carpet n. samimi karşılama
a red-letter date n. unutulmaz bir tarih
red gravy n. kan
red-baiting n. bir kimseyi komünist olmakla suçlama
be in a red v. gırtlağına kadar borçlanmak
red shirt v. kırmızı gömlek
see the red light v. tehlikeyi görmek
in the red adj. borçlu
red-hot adj. taze (olay, haber)
red-hot adj. merak uyandırıcı
red-hot adj. ihtiras dolu
red-hot adj. skandal niteliğinde
red ball adj. acil
red ball adj. öncelikli
red-light adj. genelev olan
red-light adj. genelevlerden oluşan
not one red cent expr. zırnık bile
not one red cent expr. azıcık bile para
not one red cent expr. beş para bile
not one red cent expr. üç kuruş bile
not a red cent [us] expr. zırnık bile
not a red cent [us] expr. azıcık bile para
not a red cent [us] expr. beş para bile
not a red cent [us] expr. üç kuruş bile
(boy,) is my face red! expr. çok utanıyorum
(boy,) is my face red! expr. çok utanç verici
(boy,) is my face red! expr. yüzüm kızarmış olmalı
is my face red! expr. çok utanıyorum!
is my face red! expr. çok utanç verici!
is my face red! expr. yüzüm kızarmış olmalı!
is my face red! expr. yüzüm kızarmış mı!
a pop of red expr. birazcık kırmızı
a pop of red expr. bir parça kırmızı
Idioms
red tape n. resmi formaliteler
red tape n. formalite
red tape n. bürokratik işlemler
red tape n. bürokrasi
a red flag to a bull [us] n. bam teli
a red flag before a bull [us] n. bam teli
a red flag to a bull [us] n. kırmızı çizgisi
a red flag before a bull [us] n. kırmızı çizgisi
a red flag to a bull [us] n. hassas noktası
a red flag before a bull [us] n. hassas noktası
a red flag to a bull [us] n. en nefret ettiği
a red flag before a bull [us] n. en nefret ettiği
a red flag to a bull [us] n. tahrik
a red flag before a bull [us] n. tahrik
a red flag to a bull [us] n. kışkırtma
a red flag before a bull [us] n. kışkırtma
a red flag to a bull [us] n. damarına basma
a red flag before a bull [us] n. damarına basma
a red flag before a bull [us] n. (birini) kızdıracağı belli olan şey
a red flag before a bull [us] n. insanı yerinde (ter ter) tepindiren şey
a red flag before a bull [us] n. boğaya kırmızı gösterme
red in tooth and claw n. bir çatışma ya da rekabet sırasında acımasız ve zalim taktiklere başvurma
red in tooth and claw n. kurt kanunu
red in tooth and claw n. kurtlar sofrası
red in tooth and claw n. göze göz dişe diş mücadele
red in tooth and claw n. dişe diş kana kan mücadele
red ink n. borç
a red herring n. dikkati başka yöne çekmek için söylenen söz
down the little red lane n. gırtlaktan aşağıya
red-letter day n. mühim gün
a red-letter day n. mutlu gün
a red-letter day n. önemli/özel gün
red-letter day n. önemli gün
red eye n. ucuz viski
red ink n. zarar
red-face test n. bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test
red-face test n. sorulan sorular karşısında yüzünün kızarıp kızarmayacağına dair yapılan bir test
red-face test n. dürüstlük testi
a red face n. utançtan kızarmış surat
a red face n. utançtan kıpkırmızı olmuş yüz
a red face n. büyük utanç
a red face n. çok bozulma
a red face n. büyük mahcubiyet
a red flag [us] n. kırmızı alarm
a red flag [us] n. uyarı
a red flag [us] n. tehlike işareti
a red herring n. dikkat dağıtmak için kullanılan şey
a red herring n. hedef şaşırtmak için kullanılan şey/ipucu
a red rag to a bull n. bam teli
a red rag to a bull n. kırmızı çizgisi
a red rag to a bull n. hassas noktası
a red rag to a bull n. en nefret ettiği
a red rag to a bull n. tahrik
a red rag to a bull n. kışkırtma
a red rag to a bull n. damarına basma
a red rag to a bull n. (birini) kızdıracağı belli olan şey
a red rag to a bull n. boğaya kırmızı gösterme
a red rag to a bull n. insanın sinirlerini zıplatan şey
a red rag to a bull n. insanı azgın boğaya dönüştüren şey
(like) a red rag to a bull n. tahrik
(like) a red rag to a bull n. kışkırtma
(like) a red rag to a bull n. damarına basma
(like) a red rag to a bull n. (birini) kızdıracağı belli olan şey
(like) a red rag to a bull n. boğaya kırmızı gösterme
(like) a red rag to a bull n. insanın sinirlerini zıplatan şey
(like) a red rag to a bull n. insanı azgın boğaya dönüştüren şey
red thread n. ana fikir
red wave [us] n. amerika'da cumhuriyetçi adayların olağan dışı şekilde çok oy alması
red-carpet treatment n. kırmızı halı serme
red-carpet treatment n. kral muamelesi
red-carpet treatment n. özel muamele/ilgi
red-flag term n. sakıncalı kelime/söz
red-flag term n. kırıcı söz
red-flag term n. ağır/kötü söz
red-sauce parlor n. domates bazlı soslu geleneksel italyan makarnasıyla ünlü bir italyan-amerikan restoranı
scarlet red n. koyu kırmızı
scarlet red n. biyolojik leke olarak kullanılan koyu kırmızı/kızıl boya
take the red eye v. gece uçuşu yapmak
take the red eye v. uçakla gece yolculuğu bakmak
be bleeding red ink v. mali zorluk yaşamak
be bleeding red ink v. sürekli olarak para kaybetmek
be bleeding red ink v. kırmızı mürekkep kanamak
be bleeding red ink v. maddi olarak zor bir dönemden geçmek
put out the red carpet (for someone) v. kırmızı halılar sermek
put out the red carpet (for someone) v. ayağının altına kırmızı halı sermek
put out the red carpet (for someone) v. yoluna kırmızı halılar sermek