saptamak - Turkish English Dictionary
History

saptamak



Meanings of "saptamak" in English Turkish Dictionary : 33 result(s)

Turkish English
Common Usage
saptamak determine v.
General
saptamak determine v.
saptamak appoint v.
saptamak detect v.
saptamak stabilize v.
saptamak map v.
saptamak stereotype v.
saptamak state v.
saptamak ascertain v.
saptamak peg v.
saptamak establish v.
saptamak assign v.
saptamak fix v.
saptamak arrange v.
saptamak confirm v.
saptamak pin down v.
saptamak stabilise v.
saptamak addeem [obsolete] v.
saptamak addoom [obsolete] v.
saptamak measure v.
saptamak deprehend [obsolete] v.
saptamak develop [obsolete] v.
saptamak identify v.
Phrasals
saptamak pick up v.
saptamak nail down v.
saptamak fix up v.
Idioms
saptamak have a fix v.
Technical
saptamak localise v.
saptamak determine v.
saptamak set v.
saptamak localize v.
saptamak establish v.
Archaic
saptamak nominate v.

Meanings of "saptamak" with other terms in English Turkish Dictionary : 89 result(s)

Turkish English
Common Usage
yerini saptamak locate v.
kimliğini saptamak identify v.
General
yerini saptamak spot v.
fiyat saptamak appraise v.
kim olduğunu saptamak identify v.
önceden saptamak predetermine v.
türünü saptamak type v.
saptamak (tarih/gün vb) appoint v.
ne olduğunu saptamak identify v.
yönünü saptamak take one's bearings v.
bazı ipuçlarını izleyerek birinin yerini saptamak trace to v.
saptamak (silsileyi geçmişte belirli bir zamana kadar) trace to v.
kimin olduğunu saptamak identify v.
kimliğini saptamak identify v.
doğrusunu saptamak verify v.
kendinin tam olarak nerede bulunduğunu saptamak orient oneself v.
tam yerini saptamak pinpoint v.
özelliklerini saptamak characterize v.
randevu saptamak make an appointment with somebody v.
fiyatını saptamak valorise v.
politika saptamak determine a policy v.
tarihini saptamak date v.
yükseltiler arasındaki farkları saptamak level v.
yerini saptamak localize v.
sorunu saptamak determine the problem v.
sorunu saptamak identify the problem v.
sorunu saptamak define the problem v.
sorunu saptamak detect the problem v.
fiyatını saptamak valorize v.
özelliklerini saptamak characterise v.
yerini saptamak localise v.
yeniden saptamak redetermine v.
farklı şekilde saptamak redetermine v.
yeniden saptamak reidentify v.
tam yerini saptamak nail v.
(bir şeyin) kimliğini saptamak determinate v.
niteliğini saptamak say [dialect] v.
içeriğini saptamak say [dialect] v.
yönünü saptamak orient v.
önceden saptamak precalculate v.
önceden saptamak prefine [obsolete] v.
saptamak (tarih/gün) slate v.
sorunu saptamak spot the problem v.
Phrasals
(bir şeyin belli bir miktarda) olduğunu saptamak compute (something) at (some amount) v.
bir şeyin belli bir miktarda olduğunu saptamak compute something at something v.
(belli bir miktarda) olduğunu saptamak compute at v.
birini/bir şeyi biri/bir şey olarak saptamak establish someone or something as someone or something v.
(kendini/birini/bir şeyi bir şey) olarak saptamak establish (oneself, someone, or something) as (something) v.
Colloquial
birinin kimliğini saptamak/tespit etmek make someone v.
birinin kim olduğunu saptamak make someone v.
Idioms
amaç saptamak adopt a course of action v.
belirli bir hedef saptamak adopt a course of action v.
doğru olarak saptamak put one's finger v.
doğru olarak saptamak lay one's finger v.
(evlilik vb için) gün saptamak name the day v.
bir problemin kaynağını bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin sebebini bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir probleme neyin yol açtığını bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin nereden çıktığını bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin nereden doğduğunu bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin nedenini bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin kökenini bulmak/saptamak find the root of the problem v.
bir problemin nereden geldiğini bulmak/saptamak find the root of the problem v.
sorunun/meselenin kaynağını saptamak determine the root of the problem v.
sorunun/meselenin nedenini saptamak determine the root of the problem v.
konumunu saptamak lay (one's) a finger on v.
(bir şeyi) saptamak get a fix on (something) v.
(birinin biri) olduğunu saptamak/tespit etmek finger (one) as (someone) v.
olduğunu saptamak/tespit etmek finger as v.
(birinin) yerini/konumunu saptamak have a 20 on (someone) v.
(bir şeyi) saptamak have a fix on (something) v.
Trade/Economic
fiyatını saptamak valorize v.
fiyatını saptamak valorise v.
koşulları saptamak make terms v.
Politics
seçim bölgelerini tekrar saptamak redistrict v.
düşmanın yerini saptamak pinpoint the enemy v.
müzakereler yolu ile saptamak determine by negotiations v.
Technical
self endüktansı saptamak için kullanılan alternatif akım cihazı maxwell bridge n.
şarap içindeki alkol yüzdesini saptamak için kullanılan bir tür yoğunluk ölçer vinometer n.
konumunu saptamak acquire v.
(radarla) konumunu saptamak acquire (radar) v.
menzilini saptamak calibrate v.
(cihaz) fizik olaylarını saptamak sense v.
Marine
yeraltı suyunun akış yönünü ve hızını saptamak için yapılan deney dye test n.
Geometry
(bir şeyin) konumunu saptamak determine v.
Biochemistry
serotipini saptamak serotype v.
Military
hedefleri saptamak spot v.
Slang
(birinin) yerini/konumunu saptamak get a 20 on (someone) v.
Modern Slang
bir telefon hattının numarasını saptamak için kullanılan sistem anac (automatic number announcement circuit) n.