taşınabilen - Turkish English Dictionary

taşınabilen

Meanings of "taşınabilen" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Technical
taşınabilen portable adj.

Meanings of "taşınabilen" with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
General
tek kişi tarafından taşınabilen sıkıştırılmış yük manpack n.
bavulla taşınabilen packable adj.
sırt çantasında taşınabilen packable adj.
Colloquial
elde taşınabilen carry-on n.
Trade/Economic
geleceğe taşınabilen vergi zararı tax-loss carry-forward n.
geçmişe taşınabilen vergi zararı tax-loss carry-back n.
kolay taşınabilen ve tez bozulan malların toptan satışı ile ilgilenen ufak toptancı tacir truck jobbers n.
taşınabilen mallar movables n.
(konteyner) karma taşımacılıkla taşınabilen intermodal adj.
Law
taşınabilen mal biens meubles n.
Technical
taşınabilen daldırma tipi ısıtıcı portable immersion heater n.
taşınabilen sızdırmaz alkalin sekonder pil portable sealed alkaline secondary battery n.
kısa kütük taşınabilen kızak çifti sloop n.
elde taşınabilen veya seyyar olmak üzere imal edilmiş manufactured as mobile or portable adj.
Computer
programın dış bellekten iç belleğe taşınabilen kısmı page n.
Transportation
tek bir seferde taşınabilen yük turn [us] n.
tek bir seferde taşınabilen miktar turn [us] n.
römorkla taşınabilen trailerable adj.
Aeronautic
son derece tehlikeli kabul edilip yalnızca yüksek güvenlikli kargo uçaklarıyla taşınabilen kargo controlled dangerous air cargo n.
Marine
kendi üzerinde taşınabilen sualtında soluma aygıtı self contained underwater breathing apparatus n.
rüzgarla taşınabilen kum eolian sands n.
geminin bir tarafından diğerine taşınabilen balast shifting ballast n.
Medical
elde taşınabilen immünokromatografik test hand-held immunochromatographic assay n.
elde taşınabilen immünokromatografik test hand held immunochromatographic assay n.
Environment
kolay taşınabilen toplu sığınak high-mobility shelter n.
Military
farklı hedeflere bomba bırakabilen ama tek bir füzeyle taşınabilen silah sistemi multiple independently targetable reentry vehicle n.