Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
tam olarak
Meanings of
"tam olarak"
in English Turkish Dictionary : 68 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
tam olarak
completely
adv.
2
General
tam olarak
outrightly
adv.
3
General
tam olarak
to a t
adv.
4
General
tam olarak
right
adv.
5
General
tam olarak
implicitly
adv.
6
General
tam olarak
truly
adv.
7
General
tam olarak
straight
adv.
8
General
tam olarak
consummately
adv.
9
General
tam olarak
plumb
adv.
10
General
tam olarak
positively
adv.
11
General
tam olarak
in depth
adv.
12
General
tam olarak
rightdown
adv.
13
General
tam olarak
in full
adv.
14
General
tam olarak
accurately
adv.
15
General
tam olarak
definitively
adv.
16
General
tam olarak
strictly
adv.
17
General
tam olarak
flat
adv.
18
General
tam olarak
rootedly
adv.
19
General
tam olarak
fully
adv.
20
General
tam olarak
roundly
adv.
21
General
tam olarak
quite
adv.
22
General
tam olarak
straightly
adv.
23
General
tam olarak
smack
adv.
24
General
tam olarak
precisely
adv.
25
General
tam olarak
literally
adv.
26
General
tam olarak
fairly
adv.
27
General
tam olarak
every bit
adv.
28
General
tam olarak
evenly
adv.
29
General
tam olarak
sheerly
adv.
30
General
tam olarak
to be precise
adv.
31
General
tam olarak
exactly
adv.
32
General
tam olarak
slap-bang
adv.
33
General
tam olarak
faithfully
adv.
34
General
tam olarak
entirely
adv.
35
General
tam olarak
specifically
adv.
36
General
tam olarak
nice
adv.
37
General
tam olarak
nicely
adv.
38
General
tam olarak
nose
adv.
39
General
tam olarak
to a crum
adv.
40
General
tam olarak
algates [brit]
adv.
41
General
tam olarak
merely
adv.
42
General
tam olarak
rightly
adv.
43
General
tam olarak
imprescriptibly
adv.
44
General
tam olarak
inwardly [obsolete]
adv.
45
General
tam olarak
finely
adv.
46
General
tam olarak
preciso
adv.
47
General
tam olarak
slap bang
adv.
48
General
tam olarak
slapdash
adv.
49
General
tam olarak
spang [dated]
adv.
50
General
tam olarak
streite
adv.
51
General
tam olarak
actually
adv.
52
General
tam olarak
by the square [obsolete]
expr.
Phrases
53
Phrases
tam olarak
to be (more) exact
expr.
Colloquial
54
Colloquial
tam olarak
bang on
expr.
55
Colloquial
tam olarak
slap-dab
expr.
56
Colloquial
tam olarak
as such
expr.
Idioms
57
Idioms
tam olarak
the full monty
n.
58
Idioms
tam olarak
to the teeth
adv.
59
Idioms
tam olarak
to be exact
expr.
60
Idioms
tam olarak
down to the ground
expr.
61
Idioms
tam olarak
at the dot
expr.
62
Idioms
tam olarak
at length
expr.
63
Idioms
tam olarak
by heart
expr.
64
Idioms
tam olarak
smack-bang
expr.
65
Idioms
tam olarak
with a capital (some letter)
expr.
Technical
66
Technical
tam olarak
purely
adv.
Archaic
67
Archaic
tam olarak
clean
adv.
68
Archaic
tam olarak
to point
adv.
Meanings of
"tam olarak"
with other terms in English Turkish Dictionary : 257 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yukarı enlemlerde havanın tam olarak kararmadığı gecelere verilen isim
white night
n.
2
General
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen
reformist
n.
3
General
tam olarak nüfuz etme
interpenetration
n.
4
General
tam olarak anlama
clear understanding
n.
5
General
çiçeğin tam olarak açtığı dönem
anthesis
n.
6
General
tam olarak doğru olmayan şey
half-lie
n.
7
General
tam olarak büyümemiş kimse
halfling
n.
8
General
yayı okla tam olarak germek için gereken ağırlık
bow weight
n.
9
General
yuvadan ayrılmış olup tam olarak uçamayan yavru kuş
brancher
n.
10
General
değerini tam olarak anlayamama
misappreciation
n.
11
General
tam olarak bilmemek
not to be sure
v.
12
General
kendinin tam olarak nerede bulunduğunu saptamak
orient oneself
v.
13
General
tam olarak yazmak
write out
v.
14
General
tam olarak kullanmamak
underutilize
v.
15
General
tam olarak kullanmamak
underutilise
v.
16
General
tam olarak belirtmek
indicate clearly
v.
17
General
tam olarak belirtmek
specify precisely
v.
18
General
tam olarak belirtmek
specify exactly
v.
19
General
tam olarak belirtmek
specify fully
v.
20
General
tam olarak belirtmek
pin something down
v.
21
General
tam olarak anlamak
gain a clear understanding
v.
22
General
tam olarak anlayamamak
not quite understand
v.
23
General
birisini gördüğüne tam olarak sevinmemek
be not exactly overjoyed to see someone
v.
24
General
tam olarak açıklamak
set out in full
v.
25
General
yerini tam olarak belirlemek
pinpoint
v.
26
General
haklarını tam olarak vermek
give full credit
v.
27
General
tam olarak anlamak
have a firm understanding
v.
28
General
(aroma, tat) kendini tam olarak göstermek
bloom
v.
29
General
değerini tam olarak anlayamamak
misappreciate
v.
30
General
tam olarak uygulamak
give
v.
31
General
tam olarak ortaya sunmak
delineate
v.
32
General
tam olarak ayarlamak
fine-tune
v.
33
General
tam olarak yetkilendirilmiş
duly-authorized
adj.
34
General
tam olarak açıklanmamış
ill-defined
adj.
35
General
tam olarak uymayan
off-key
adj.
36
General
ölçü olarak tam (şiir)
acatalectic
adj.
37
General
tam olarak sınırlandırılmamış
undefined
adj.
38
General
tam olarak belirlenmemiş
undefined
adj.
39
General
tam olarak ayırt edilmemiş
undefined
adj.
40
General
tam olarak dürüst olmayan
underhonest
adj.
41
General
tam olarak keşfedilmemiş
unplumbed
adj.
42
General
tam olarak asimile edilmemiş
half-digested
adj.
43
General
tam olarak akla yatmayan
half-mad
adj.
44
General
standartları tam olarak karşılamayan
borderline
adj.
45
General
(bir şeyin) değerini tam olarak kavrayamamış
misappreciative
adj.
46
General
tam olarak tanımlanan
delineated
adj.
47
General
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre
grammatic
adj.
48
General
dil bilgisi kurallarına tam olarak uygun olan kelimelere göre
grammatical
adj.
49
General
tam olarak bilinmeyen
iffy
adj.
50
General
tam olarak birbirine bağlı
interlinking
adj.
51
General
tam olarak gelişmeyen
ingrowing
adj.
52
General
tam olarak değil
not necessarily
adv.
53
General
tam olarak değil
not really
adv.
54
General
çok dikkatli ve tam olarak
minutely
adv.
55
General
tam olarak sığacak şekilde
cleanlily
adv.
56
General
tam olarak karışacak şekilde
cleanlily
adv.
57
General
tam anlamıyla bilincinde olarak
taking full account of
prep.
Phrasals
58
Phrasals
(parça) birbirine tam olarak yerleştirmek
bed in
v.
59
Phrasals
tam olarak yazmak/girmek
type out
v.
60
Phrasals
(bir şeyi birine) tam olarak söylemek
enunciate (something) to (one)
v.
61
Phrasals
-e tam olarak söylemek
enunciate to
v.
62
Phrasals
tam olarak neyse o
does (exactly) what it says on the box
expr.
Phrases
63
Phrases
tam gün esasına dayalı olarak
on a full-time basis
adv.
64
Phrases
tam olarak söylemek/belirtmek gerekirse
to be (more) exact
expr.
65
Phrases
tam olarak söylemek gerekirse
to be more precise
expr.
66
Phrases
tam olarak belirtmek gerekirse
to be more precise
expr.
67
Phrases
tam olarak böyle ifade etmezdim
I wouldn't have put it quite like that
expr.
Colloquial
68
Colloquial
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) biçilmiş kaftan olarak düşünmek
think (someone or something) is fit for (someone or something)
v.
69
Colloquial
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye biçilmiş kaftan olarak görmek
think someone or something fit for someone or something
v.
70
Colloquial
(bir şeyi) kesin/tam olarak bilmek
be certain of (something)
v.
71
Colloquial
(tam olarak) hazır olmak
get (all) set
v.
72
Colloquial
tam olarak şimdi değil
not really now
expr.
73
Colloquial
tam olarak anlamadan
without fully understanding
expr.
74
Colloquial
tam olarak bilmiyorum
can't rightly say
expr.
75
Colloquial
senin dikkat çekmek istediğin nokta neydi tam olarak?
aypi (and your point is?)
expr.
76
Colloquial
tam olarak doğru
right on the nail
expr.
77
Colloquial
(biri) tam olarak anlamıyor
(one) catch no ball
expr.
78
Colloquial
tam olarak hatırlayamıyorum
I cannot put my finger on it
expr.
79
Colloquial
tam/kesin olarak bilmiyorum
(I) can't say for sure
expr.
80
Colloquial
tam/kesin olarak bilmiyorum
(I) can't say's I do
expr.
81
Colloquial
ne demek istediğini (tam olarak) anlıyorum
I know (just) what you mean
expr.
82
Colloquial
ben de (tam olarak) öyle düşünüyorum
I know (just) what you mean
expr.
83
Colloquial
tam olarak bir şey
little/nothing short of something
expr.
84
Colloquial
tam olarak doğru
exactly right
exclam.
85
Colloquial
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat alma vaktin!
time (for you) to get a watch!
exclam.
86
Colloquial
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat edinme zamanın!
time (for you) to get a watch!
exclam.
87
Colloquial
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat alma vaktin!
time you got a watch!
exclam.
88
Colloquial
(saati soran birine cevap olarak) tam senin kendine bir saat edinme zamanın!
time you got a watch!
exclam.
Idioms
89
Idioms
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan şey
black box
n.
90
Idioms
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan alet veya işlem
black box
n.
91
Idioms
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan şey
a black box
n.
92
Idioms
tam olarak bilinmeyen/anlaşılmayan alet veya işlem
a black box
n.
93
Idioms
tam olarak doğru/gerçek
the straight goods
n.
94
Idioms
tam olarak doğru
spot on the mark
n.
95
Idioms
tam olarak emin olmama
a question mark
n.
96
Idioms
durumun ne olduğunu tam olarak anlamak
put one's finger on
v.
97
Idioms
tam olarak kapmak
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something)
v.
98
Idioms
tam olarak kapmak
have (solid) grasp of something
v.
99
Idioms
tam olarak idrak etmek
have a (good/solid/sound/etc.) grasp of/on (something)
v.
100
Idioms
tam olarak idrak etmek
have (solid) grasp of something
v.
101
Idioms
durumu tam olarak anlamak
have the right sow by the ear
v.
102
Idioms
tam olarak ne dediğini anlamak
hear (one) loud and clear
v.
103
Idioms
ne kastedildiğin tam olarak anlamak
hear (one) loud and clear
v.
104
Idioms
tam olarak belirleyememek
can't nail (something) down
v.
105
Idioms
tam olarak bitirememek
can't nail (something) down
v.
106
Idioms
birinin bir şeyi tam olarak anlamasını sağlamak
set something straight
v.
107
Idioms
bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak
get all set (to do something)
v.
108
Idioms
bir şeyi yapmaya tam olarak hazır olmak
be all set (to do something)
v.
109
Idioms
tam olarak gerçekleştirememek
go off at half cocked
v.
110
Idioms
tam olarak sonlandıramamak
go off at half cocked
v.
111
Idioms
tam olarak kavramak
make out
v.
112
Idioms
tam olarak sonlandıramamak
go off half-cocked
v.
113
Idioms
tam olarak başaramamak
go off half-cocked
v.
114
Idioms
tam olarak başaramamak
go off at half cocked
v.
115
Idioms
tam olarak gerçekleştirememek
go off half-cocked
v.
116
Idioms
(tam olarak) aklına yatmamak/kafasına uymamak/kabullenmemek
not sit well with somebody
v.
117
Idioms
tam olarak bilmek
know for a fact
v.
118
Idioms
tam olarak nerede olduğunu bulmak/anlamak
find/get your bearings
v.
119
Idioms
(bir şeyi) tam olarak hatırlamamak
not put (one's) finger on (something)
v.
120
Idioms
neyin yanlış/farklı olduğunu tam olarak söyleyememek
not put your finger on something
v.
121
Idioms
(bir şeyi) tam olarak kavramak
be across (something)
v.
122
Idioms
bir şeyi tam olarak kavramak
be across something
v.
123
Idioms
tam olarak/bütünüyle hazır olmak
arm to the teeth
v.
124
Idioms
tam olarak eşit/denk olmak
be even steven
v.
125
Idioms
tam olarak eşit/denk olmak
be even stevens
v.
126
Idioms
tam olarak hazır olmak
be in good condition
v.
127
Idioms
tam olarak uygun olmak
be tailor-made
v.
128
Idioms
(birini/bir şeyi) eksiksiz/tam olarak temsil etmek
do (someone or something) justice
v.
129
Idioms
(birini/bir şeyi) tam/doğru olarak yansıtmak
do (someone or something) justice
v.
130
Idioms
(birini/bir şeyi) tam olarak göstermek
do justice to (someone or something)
v.
131
Idioms
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak
do justice to (someone or something)
v.
132
Idioms
(birini/bir şeyi) doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to (someone or something)
v.
133
Idioms
(birini/bir şeyi) tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to (someone or something)
v.
134
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to
v.
135
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to
v.
136
Idioms
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to
v.
137
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to
v.
138
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to something/someone
v.
139
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to something/someone
v.
140
Idioms
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do justice to something/someone
v.
141
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do justice to something/someone
v.
142
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do someone or something justice
v.
143
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
v.
144
Idioms
birini/bir şeyi doğru/tam olarak yansıtmak
do someone or something justice
v.
145
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak resmetmek/tanımlamak
do someone or something justice
v.
146
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do someone or something justice
v.
147
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do someone or something justice
v.
148
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak göstermek
do justice to someone or something
v.
149
Idioms
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak
do justice to someone or something
v.
150
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (solid) grasp of something
v.
151
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (solid) grasp of something
v.
152
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (sound) grasp of something
v.
153
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (sound) grasp of something
v.
154
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
have a (good) grasp of something
v.
155
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
have a (good) grasp of something
v.
156
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (solid) grasp of something
v.
157
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (solid) grasp of something
v.
158
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (sound) grasp of something
v.
159
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (sound) grasp of something
v.
160
Idioms
bir şeyi tam olarak kapmak
get a (good) grasp of something
v.
161
Idioms
bir şeyi tam olarak idrak etmek
get a (good) grasp of something
v.
162
Idioms
fikrini tam olarak dile getirmek
make your point
v.
163
Idioms
tam olarak ne demek istediğini söylemek
make your point
v.
164
Idioms
(birinin) tam olarak aklına yatmamak/kafasına uymamak
not sit well (with one)
v.
165
Idioms
(bir şeyi) tam olarak tespit etmek/hatırlamak/anımsamak
put (one's) finger on (something)
v.
166
Idioms
tam olarak çıkarmak/belirlemek
put your finger on
v.
167
Idioms
tam olarak tanımlamak/tespit etmek
put your finger on
v.
168
Idioms
tam olarak çıkarmak/belirlemek
put your finger on something
v.
169
Idioms
tam olarak tanımlamak/tespit etmek
put your finger on something
v.
170
Idioms
tam olarak uymak
suit down to the ground
v.
171
Idioms
henüz tam olarak hazır değil
not ready for prime time
adj.
172
Idioms
henüz sıkıntıdan tam olarak kurtulamamış
not out of the woods
adj.
173
Idioms
henüz sıkıntıdan tam olarak kurtulamamış
not out of the wood
adj.
174
Idioms
tam olarak doğru
on-target
adj.
175
Idioms
tam olarak (o kadar yıl)
to the day
adv.
176
Idioms
tam olarak bu işte
about the size of it
expr.
177
Idioms
kelimenin tam anlamıyla ödül olarak kek kazanma
taking the cake
expr.
178
Idioms
tam olarak doğru
on target
expr.
179
Idioms
tam olarak reşit ve özgür
free, white, and twenty-one
expr.
180
Idioms
tam olarak (belirtilen saatte/zamanda)
at (some time) sharp
expr.
181
Idioms
tam olarak belirtilen saatte/zamanda
at some time sharp
expr.
182
Idioms
kesin/tam olarak (belli bir zamanda/saatte)
at the stroke of (some specific time)
expr.
Speaking
183
Speaking
aklından tam olarak ne geçiyor?
what exactly do you have in mind?
expr.
184
Speaking
belirtileriniz tam olarak neler?
what exactly are your symptoms?
expr.
185
Speaking
bu tam olarak ne anlama geliyor?
what does that mean exactly?
expr.
186
Speaking
bundan tam olarak emin değilim
I am not so sure about that
expr.
187
Speaking
bunu tam olarak bir ofis işi olduğu söylenemez
it's not exactly an office work
expr.
188
Speaking
ihtiyacımız olan şey tam olarak bu
it's exactly what we need
expr.
189
Speaking
işte tam olarak bu demek
that's exactly what it means
expr.
190
Speaking
nerede olduğumuzu tam olarak biliyorlar
they know exactly where we are
expr.
191
Speaking
ne yapmamız gerektiğinden tam olarak emin değilim
I'm not really sure what we're supposed to be doing
expr.
192
Speaking
senden bunu tam olarak anlamanı beklemiyorum
I don't expect you to fully understand
expr.
193
Speaking
sizi tam olarak çıkaramadım
I can't quite place you
expr.
194
Speaking
tam olarak bilmiyorum
I don't rightly know
expr.
195
Speaking
tam olarak ne olduğuna dair araştırmalar devam ediyor
what exactly happened is still being investigated
expr.
196
Speaking
tam olarak neler olduğunu bilip anlamam gerekiyor
I need to know and understand exactly what happened
expr.
197
Speaking
tam olarak ne diyorsun?
what exactly are you saying?
expr.
198
Speaking
tam olarak ne demek istiyorsun?
what do you mean exactly?
expr.
199
Speaking
tam olarak ihtiyacımız olan şey bu
it's exactly what we need
expr.
200
Speaking
tam olarak neden bahsettiğini bilmeden sana yardım edemem
I cannot help you if I don't understand what you are talking about
expr.
201
Speaking
tam olarak değil
not exactly
expr.
202
Speaking
tam olarak bilmiyorum
I can't rightly say
expr.
203
Speaking
tam olarak ne diyorsunuz?
what exactly are you saying?
expr.
Trade/Economic
204
Trade/Economic
bir kararın tek bir sonucu olması ve o sonucun da tam olarak bilinmesi
certainty
n.
205
Trade/Economic
hata olasılığı önceden tam olarak bilinen örnekleme
precision sampling
n.
206
Trade/Economic
mülkiyet hakkı başkasına ait olsa bile o maldan tam olarak yararlanan kimse
beneficial owner
n.
207
Trade/Economic
tam olarak tahmin edilen enflasyon
perfectly anticipated inflation
n.
208
Trade/Economic
tam rücu hakkı saklı olarak
with full recourse
expr.
Law
209
Law
sigortalının gemiyi tam hasarlı olarak düşünerek sigortacıya terki ile teminatın tamamını talep etmesi
abandonment
n.
210
Law
tam olarak yürürlükte
in full force and effect
n.
211
Law
(vergiye tabi mülkleri) tam olarak beyan etmek
declare
v.
212
Law
mülkten tam olarak yararlanan sahip
beneficial owner
adj.
Politics
213
Politics
yasama meclislerinde komitenin parçası olarak önergelerin detaylarını tartışma yetkisini içeren tam üyelik
committee of the whole
n.
Tourism
214
Tourism
normal olarak seyahat hizmetlerine tam ücret ödemesi gereken kişi
adult
n.
215
Tourism
tam pansiyon olarak
en pension
adv.
Technical
216
Technical
tam olarak dengeye getiren, denge sağlayan ağırlık
casting weight
n.
217
Technical
gaz kanunlarına tam olarak uyan ideal gaz
perfect gas
n.
218
Technical
henüz tam olarak bilinmeyen olası bir insan türü
homo-floresiensis
n.
Computer
219
Computer
dosya yolunu tam olarak verin
enter complete pathname of file
expr.
Telecom
220
Telecom
hizmetlerin tam olarak ayrıştırılması
full unbundling
n.
Textile
221
Textile
tam olarak bir kalıbı olmayan giyim
tube
n.
222
Textile
eklemesiz olarak tam genişlikte dokunmuş
seamless
adj.
Construction
223
Construction
yerine tam olarak monte edilmiş pencereler ve kapılar
completely assembled windows and doors
n.
Woodworking
224
Woodworking
tam olarak desteklenen yapısal olmayan yüzer döşeme
fully supported non-structural floating floor
n.
Automotive
225
Automotive
deponun tam olarak doldurulması
top off
n.
226
Automotive
motorun şartnamelere tam uygun olarak sökülmesi ve montajı
blueprinting
n.
Transportation
227
Transportation
araç kapasitesini tam olarak dolduran yük
full truckload (ftl)
n.
Marine
228
Marine
geminin veya yükün tam olarak kaybı
total loss
n.
229
Marine
tam yüklü olarak izin verilen yükleme sınırına kadar batmış gemi
full and down
n.
Medical
230
Medical
tüm renklerin grinin tonu olarak algılandığı tam renk körlüğü
monochromasy
n.
Math
231
Math
tam olarak iki elemanı olan küme
doubleton [rare]
n.
232
Math
tam sayı çifti olarak alınan reel sayı
floating-point number
n.
233
Math
aynı birime tam olarak bölünebilen (iki sayı)
commensurable
adj.
234
Math
integral veya polinom köklerine tam olarak bölünebilen
perfect
adj.
Logic
235
Logic
giriş ifadesinin tam tersini çıktı olarak veren mantıksal operatör
not
n.
Chemistry
236
Chemistry
sistemdeki her fazın bileşimini tam olarak tanımlamak için gereken minimum sayıda farklı kimyasal bileşenden her biri
component
n.
Biology
237
Biology
bireyin, üreme hücresinde bulunan tam olarak oluşmuş bir organizmanın büyümesiyle geliştiğine dair teori
theory of preformation
n.
238
Biology
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey
gynecoid
n.
239
Biology
biyolojik olarak fazla farklılaşmamış olup, belirli bir ortama da tam olarak uyarlanmamış
generalized
adj.
Marine Biology
240
Marine Biology
(yengeç) kabuk dökmeye tam olarak hazır olmayan
green
adj.
Astronomy
241
Astronomy
ayakucu: bir gözlemcinin düşey olarak tam altında bulunan nokta
nadir
n.
Botanic
242
Botanic
çiçekleri yapısal olarak tam olup uygulamada ikievcikli olan
dioeciously hermaphrodite
adj.
Breeding
243
Breeding
atın arka ayaklarını pivot olarak kullandığı tam dönüş
pirouette
n.
Military
244
Military
hedefi tam olarak göremediği halde orada olduğunu bildiği için ateş etme
cannot observe
n.
245
Military
tam olarak hedefi vurmayan bir bomba, mermi
near miss
n.
246
Military
tam olarak göreve hazır
fully mission capable
n.
247
Military
tam olarak ateşin edildiği yer
fire support station
n.
248
Military
mevcut yerden tam olarak ayrılmadan aynı veya başka bir silahlı kuvvetlere geçmek
desert
v.
Music
249
Music
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği
absolute pitch
n.
250
Music
bir sesi tam olarak söyleme ve duyma yeteneği
perfect pitch
n.
Archaic
251
Archaic
ölçü veya boyut olarak tam tamına olan
meet
adj.
Engineering
252
Engineering
elektronik çoğaltma sisteminde çıkış sinyalinin giriş sinyalini tam olarak üretememesi
nonlinearity
n.
Ornithology
253
Ornithology
tüyleri tam olarak gelişmemiş kar kiraz kuşu
pied finch [dialect] [uk]
n.
Slang
254
Slang
kırmızı ışıkta yandaki arabanın sürücüsü ile yaşanacak tuhaf göz temasından kaçınmak amacıyla yan pencerelerin tam hizaya gelmesini önleyecek şekilde arabayı kademeli olarak durdurma
stoplight stagger
n.
Modern Slang
255
Modern Slang
tam olarak porno sayılamayacak erotik video/görsel
almost porn
n.
256
Modern Slang
tam olarak erkek veya tam olarak kadın cinsel organı olarak gelişmemiş cinsel organ
ambiguous genitals
n.
257
Modern Slang
neyin kısaltması olduğu/açılımı tam olarak hatırlanmayan/bilinmeyen/önemli olmayan kısaltma
anacronym
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of tam olarak
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy