tedavi - Turkish English Dictionary
History

tedavi



Meanings of "tedavi" in English Turkish Dictionary : 22 result(s)

Turkish English
Common Usage
tedavi treatment n.
tedavi cure n.
General
tedavi healer n.
tedavi handling n.
tedavi therapy n.
tedavi remedy n.
tedavi cure n.
tedavi treatment n.
tedavi curation n.
tedavi care n.
tedavi treature [obsolete] n.
tedavi guideship [scotland] n.
tedavi succedane n.
tedavi deal n.
Idioms
tedavi balm in gilead n.
Medical
tedavi treatment n.
tedavi therapeutics n.
tedavi healing n.
tedavi therapy n.
tedavi succedaneum [obsolete] n.
Pharmaceutics
tedavi panpharmacon [obsolete] n.
Archaic
tedavi demean n.

Meanings of "tedavi" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
kronik hastalıkların tedavi edildiği hastane sanatorium n.
kronik hastalıkların tedavi edildiği hastane sanitorium n.
kronik hastalıkların tedavi edildiği hastane sanitarium n.
tedavi etmek treat v.
tedavi etmek cure v.
General
telefon vasıtasıyla tedavi telemedicine n.
tedavi bilimi therapeutics n.
tedavi edici sıcak su therapeutic use hot water n.
acil tedavi emergency treatment n.
kronik hastalıkların tedavi edildiği hastane sanatarium n.
akut tedavi acute care n.
ruhsal tedavi teknolojisi dianetics n.
tedavi etme eylemi sanation n.
ayakta tedavi kliniği outpatient clinic n.
hipnotizma ile tedavi mesmerism n.
tedavi edilemezlik irremediableness n.
ayakta tedavi edilen hasta outpatient n.
tamamlayıcı tedavi aftercare n.
tedavi etme entreating n.
tedavi edilemez kimse incurable n.
fizik tedavi physiotherapy n.
ilaçla tedavi drug treatment n.
tedavi edilebilirlik curableness n.
doğal tedavi merkezi naturel therapy center n.
tıbbi tedavi medical treatment n.
ayakta tedavi ambulatory treatment n.
tedavi masrafları expenses of treatment n.
bilişsel tedavi cognitive therapy n.
tıbbi tedavi medical therapy n.
tedavi edilebilirlik treatability n.
tedavi eden treater n.
tedavi edici treater n.
beynin tedavi edilemeyecek şekilde zarar görmesi brain damage n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medevac n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların başka bir yere tahliye edilmesi medical evacuation n.
hastanın baştan savma tedavi edilmesi medical negligence n.
aktif tedavi active treatment n.
tedavi masrafları treatment expenses n.
tedavi giderleri treatment costs n.
tedavi sistemi treatment system n.
psikolojik tedavi psychological treatment n.
tedavi merkezleri treatment centers n.
tedavi hizmeti treatment service n.
tedavi tavsiyesi treatment advice n.
eksik tedavi incomplete treatment n.
tamamlayıcı tedavi after-treatment n.
hastanede yatarak tedavi gören hasta in-patient n.
okuma-tedavi amaçlı eğitim reading-remedial teaching n.
yanlış tedavi malpractice n.
tedavi yaklaşımı treatment approach n.
tedavi amacıyla kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt posset n.
yatakta tedavi bed rest n.
yatakta tedavi bedrest n.
tedavi edilmemiş yara untreated wound n.
endobronşiyal tedavi yöntemleri endobronchial therapeutic modalities n.
ilaçsız tedavi drug-free treatment n.
hamam ve doğal sularla tedavi balneotherapy n.
tedavi programı treatment program n.
ayakta tedavi gören hasta ambulant patient n.
banyo ile tedavi bilimi balneology n.
klinik tedavi uzmanı clinician n.
tedavi edilebilirlik curability n.
yanlış tedavi malpractise n.
tedavi verimi treatment efficiency n.
evde hazırlanan ilaçlarla yapılan tedavi home remedy n.
tedavi performansı treatment performance n.
tedavi edici ve koruyucu merhem healing and protective ointment n.
temel tıbbi tedavi basic medical treatment n.
uzun süreli tedavi long-term treatment n.
tedavi süresi cure time n.
sıtma hastalığından korunmak için kullanılan böcek öldürücü tedavi yatak filesi/ağı insecticide treated bed net n.
tedavi aracı treatment tool n.
kanla beslenemediği için tedavi olması imkansız yara gangrene n.
banyo ile tedavi bilimi balneography n.
banyo ile tedavi bilimi balneology n.
tedavi etme remediation n.
tedavi edilemezlik remedilessness n.
dağıtılan tedavi miktarı ve türü measure n.
tedavi amacıyla ağır yaralı hastaların hastaneye tahliye edilmesi için kullanılan helikopter medevac n.
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara medicine lodge n.
amerikan yerlilerinin ritüel ve tedavi amaçlarla içine girerek terlediği, sıcak taşlara akıtılan suyla ısınan kulübe, barınak veya mağara sweathouse n.
hastalıkları dua ve tanrı inancı ile tedavi etme faithcure n.
şifalı bitkilerin tedavi için incelenmesi veya kullanılması herbal medicine n.
bitkisel ilaçlar kullanarak tedavi eden kimse herbalist n.
su ile tedavi merkezi hydropathic [uk] n.
lüks tedavi delicacy [obsolete] n.
vücuttan zehri ve yabancı maddeleri atmayı amaçlayan perhiz veya tedavi detox n.
tedavi bilimi iamatology n.
ağrıyı tedavi etmek üzerine uzmanlaşmış doktor algiatrist n.
eskiden kramp ve epilepsi gibi hastalıkları tedavi ettiğine inanılan bir yüzük cramp ring n.
bilimsel olmayıp dogmalara dayanan tedavi sistemi cult n.
mayaların tedavi tekniklerini kullanan meksikalı kadın curandera n.
tedavi veya ameliyat yoluyla bir hastalığın veya yaralanmanın gidişatını değiştiren eylem intervention n.
(ingiliz sağlık ve sigorta planlarına göre) doktorun tedavi ettiği hastalar panel n.
tedavi edici ayakkabı üretme sanatı pedorthics n.
tedavi çamuru peloid n.
tedavi edilemeyen bir hastalığın izi plague mark n.
kumaşa sararak tedavi pack n.
doktor tarafından tedavi edilme doctoring n.
doktor tarafından uygulanan tedavi doctoring n.
geniş kapsamlı tedavi peregrination n.
tıbbi tedavi physics [obsolete] n.
zedelenme veya sakatlık durumunda fiziksel tedavi için verilen yazılı talimat prescription n.
kişinin tedavi amacıyla kafasına göre madde kullanması self-medication n.
(akupunktur uygulamalarda) vücutta tedavi amaçlı baskı uygulanan nokta pressure point n.
(tedavi, taşıma için) hayvan sabitleme kafesi squeeze box n.
tedavi eden kimse succorer [us] n.
tedavi eden kimse succourer [uk] n.
telkin ile tedavi suggestive medicine n.
fizik tedavi uzmanı physiotherapist n.
tedavi etmek remedy v.
tedavi etmek cleanse v.
elle tedavi etmek treat manually v.
tedavi etmek take v.
tedavi olmak be treated v.
galvanik akımla tedavi etmek galvanize v.
tedavi etmek physic v.
tedavi etmek doctor v.
kataraktı tedavi etmek couch v.
hastayı tedavi etmek treat a patient v.
tedavi etmek attend v.
tedavi etmek nurse v.
tedavi görmek be treated v.
birinin yaralarını tedavi etmek patch someone up v.
ilaçla tedavi etmek medicate v.
tedavi görmek undergo a cure v.
tedavi etmek cure v.
ayakta tedavi görmek have an outpatient treatment v.
hastalığı tedavi etmek treat the disease v.
ayakta tedavi görmek undergo an outpatient treatment v.
tedavi görmek receive a treatment v.
hasta tedavi etmek treat a patient v.
tedavi görmek undergo a treatment v.
tedavi uygulamak administer treatment v.
tedavi geçirmek get a treatment v.
tedavi geçirmek have a treatment v.
tedavi geçirmek receive a treatment v.
tedavi geçirmek undergo a treatment v.
kokainle tedavi etmek cocainize v.
kokainle tedavi etmek cocainise v.
tedavi etmek treat v.
tedavi edilemeyen bir hastalığın pençesine düşmek fall victim to an incurable disease v.
birini tedavi ettirmek have someone cured v.
birini tedavi ettirmek have someone treated v.
hastalığını tedavi ettirmek have one's illness treated v.
tedavi edilemeyen bir hastalığın pençesine düşmek suffer from an incurable disease v.
hastalığını tedavi ettirmek have one's illness cured v.
fizik tedavi görmek receive physiotherapy v.
fizik tedavi olmak receive physiotherapy v.
fizik tedavi olmak have physiotherapy v.
fizik tedavi görmek have physiotherapy v.
tedavi masraflarını karşılamak cover the medical costs v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemler bodywork v.
beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla fizik tedavi/egzersiz gibi yöntemleri kullanan veya bunları yapan/yaptıran kimse bodyworker v.
tedavi programına girmek enter into any treatment program v.
duman solumadan dolayı tedavi görmek be treated for smoke inhalation v.
galvanik akımla tedavi etmek galvanise v.
tekrar tedavi etmek retreat v.
yeniden tedavi etmek retreat v.
kafurla tedavi etmek camphorate v.
merhametle tedavi edilmek find favor in the eyes of v.
tedavi etmek leech v.
özenle tedavi etmek wet-nurse v.
tedavi uygulamak heal v.
gazla tedavi etmek gas v.
tedavi görmek obtain v.
tedavi almak obtain v.
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek debrief v.
fazla tedavi sağlamak overtreat v.
aşırı tedavi uygulamak overtreat v.
(damar yolu ile) tedavi uygulamak infuse v.
tedavi başlatmak cure v.
(sanatoryum veya spa merkezinde) tedavi görmek cure v.
(kendini) doktora gitmeden tedavi etmek self-medicate v.
önceden tedavi etmek pretreat v.
tedavi etmek succor [us] v.
tedavi etmek succour [uk] v.
(tedavi) görmek receive v.
(tedavi) görmek undergo v.
tedavi edici medical adj.
tedavi edilebilir remediable adj.
tedavi edici remedial adj.
ilaçla tedavi edilebilir medicable adj.
tedavi edilemez incurable adj.
ayakta tedavi edilen ambulant adj.
tedavi edilebilir curable adj.
tedavi edici therapeutical adj.
tedavi edici curative adj.
tedavi eden remedial adj.
tedavi edilmiş entreated adj.
tedavi edici medicinal adj.
çok şiddetli tedavi uygulanarak gelişimi durdurulmuş jugulated adj.
tedavi edilemez irremediable adj.
tedavi amaçlı therapeutic purpose adj.
tedavi amaçlı for medical purpose adj.
tedavi amaçlı for medicinal purpose adj.
tedavi edilebilir treatable adj.
tedavi edilmez irrelievable adj.
tedavi edilemez immedicable adj.
evde tedavi edilen home-cured adj.
tedavi amaçlı treatment-purpose adj.
tedavi edilmemiş unhealed adj.
tedavi edilemez untreatable adj.
tam tedavi edilememiş undertreated adj.
eksik tedavi edilmiş undertreated adj.
tedavi amaçlı intent-to-treat adj.
ayakta tedavi edilen ambulatory adj.
hem teşhis hem tedavi için kullanılan theranostic adj.
(bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi görmemiş drug-naive adj.
(bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi almamış treatment-naive adj.
(bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi almamış drug-naive adj.
(bellirli bir hastalık için) hiç bir tedavi görmemiş treatment-naive adj.
tedavi dışı non-therapeutic adj.
tedavi edici therapeutic adj.
tedavi edilemeyen uncureable adj.
uzun süreli tedavi veya iş göremezlik raporu ile sonuçlanan hastalık veya yaralanma ile ilgili catastrophic adj.
tedavi edilemez remediless adj.
tedavi edilmemiş uncured adj.
test edilmemiş (yeni ürün, sistem, tedavi) unproven adj.
tedavi edilmemiş unremedied adj.
tedavi edici özelliği olan medicable adj.
tedavi edilebilir medicinable adj.
tedavi edilemeyen hopeless adj.
kesin tedavi eden infallible adj.
ilaçla ve sargı yapılarak tedavi edilmiş dressed adj.
tedavi edilemez irrecured [obsolete] adj.
tedavi edilebilir sanable [obsolete] adj.
tedavi eden physical [obsolete] adj.
kısmen tedavi edilmiş semicured adj.
hava ve gazların tedavi amaçlı kullanımlarını inceleyen bilim dalına ait veya ilgili pneumatologic adj.
hava ve gazların tedavi amaçlı kullanımlarını inceleyen bilim dalına ait veya ilgili pneumatological adj.
tedavi edilebilir succorable adj.
tedavi edilemez bir şekilde irremediably adv.
tedavi edilebilir bir şekilde curably adv.
tedavi edici bir şekilde therapeutically adv.
tedavi amaçlı for therapeutic purpose adv.
tedavi ederek remedially adv.
tedavi eden bir şekilde remedially adv.
tedavi edilemez bir şekilde remedilessly adv.
tedavi edilemez bir şekilde uncurably adv.
(belirli bir madde veya sistem ile uygulanan) terapötik tedavi anlamına gelen son ek -praxis suf.
Phrasals
tedavi etmek care for v.
birisini tedavi etmek (özellikle ilk yardım) doctor someone up v.
hastalığını (bir şeyle) tedavi etmek treat someone (for something) (with something) v.
tüm vücudunu muayene/tedavi etmek work someone over v.
baştan aşağı muayene/tedavi etmek work someone over v.
tepeden tırnağa muayene/tedavi etmek work someone over v.
(birini) tedavi etmek cure (someone) of (something) v.
(birinin hastalığını) tedavi etmek cure (someone) of (something) v.
Phrases
tedavi amaçlı for the purpose of medical therapy expr.
Proverb
iyileşmek için tedavi göreceğine hasta olmamaya çalış an ounce of prevention is worth a pound of cure
Colloquial
kemoterapötik tedavi chemo n.
hastanın ücretsiz tedavi görüp tıbbi olmayan ek hizmetlere ücret ödediği hastane yatağı pay bed n.
tedavi için kullanılan ilaçlarla kafayı bulan kişi drugstore cowboy n.
fizik tedavi physio n.
birisini tedavi etmek (ilk yardım vb) doctor someone up v.
tedavi etmek doctor up v.
Idioms
sihirli ilaç/tedavi magic bullet n.
tedavi edici etkisi olmayan hap sugar pill n.
hastalıktan beter tedavi a cure worse than the ailment n.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a cure worse than the ailment n.
hastalıktan beter tedavi a cure worse than the disease n.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a cure worse than the disease n.
hastalıktan beter tedavi a treatment worse than the disease n.
hastalıktan daha ağır etkileri olan tedavi a treatment worse than the disease n.
ayakta tedavi etmek/uygulamak patch someone up v.
ayaküstü tedavi etmek patch someone up v.
birini tedavi etmek put someone right v.
(uyuşturucuyu/alkolü bırakmak için) tedavi almak take the cure v.
yarasını tedavi etmek patch someone up v.
psikiyatrik ya da psikanalitik tedavi gören on the couch adj.
Speaking
tedavi hastalıktan daha kötü olabilir cure could be worse than the disease expr.
tedavi bittiğinde when the treatment is finished expr.
tedavi sona erdiğinde when the treatment is finished expr.
tedavi sonlandığında when the treatment is finished expr.
Trade/Economic
ilaç ve tedavi masrafları medical expenses n.
iskelet yapısına müdahale edilerek yapılan tedavi zb (zero balancing) n.
Law
ıslah tedavi uzmanı correctional treatment specialist n.
zorunlu psikiyatrik tedavi öngören yasalar psychiatric commitment laws n.
(ingiliz hukukunda) 1948 yılında çıkarılan ceza adaleti yasası uyarınca mükerrir suçlunun tıbbi yardım alması, psikiyatrik tedavi görmesi veya ıslah edici bir eğitimden geçmesi için verilen hüküm preventive detention [uk] n.
Politics
insan menşeili tedavi edici maddelerin değişimine dair avrupa sözleşmesi european agreement on the exchange of therapeutic substances of human origin n.
insan menşeili tedavi edici maddelerin karşılıklı verilmesine dair avrupa anlaşmasına ek protokol additional protocol to the european agreement on the exchange of therapeutic substances of human origin n.
iklimsel özel vasıtalar ve tıbbi tedavi konularında karşılıklı yardıma dair avrupa sözleşmesi european agreement on mutual assistance in the matter of special medical treatments and climatic facilities n.
ortayol tedavi intermediate treatment n.
Institutes
türkiye eklem hastalıkları tedavi vakfı turkish joint diseases foundation n.
ingiltere'de akıl hastası suçluları tedavi eden bir kurum broadmoor n.
Insurance
hastane gündelik tazminatı tedavi insurance of daily benefits during hospitalization n.
hastane ve tıbbi tedavi masrafları sigortası hospital and medical expenses insurance n.
tıbbi tedavi masrafları medical expenses n.
tedavi masrafları sigortası insurance of medical expenses n.
tedavi masrafları sigortası medical expenses insurance n.
sigortanın karşılamadığı tedavi giderleri için kesilen fatura balance bill n.
hastaya sigortasının karşılamadığı tedavi giderlerini fatura etme balance billing n.
tedavi şansı olmayan hastalar için evde bakım sağlayan bakım ve destek programı hospice n.
hastaya sigortasının karşılamadığı tedavi giderlerini fatura etmek balance bill v.
tıbbi tedavi için sigorta teminatının kapsamadığı noncoverage adj.
Tourism
bakım ve tedavi tesisi nursing and treatment facility n.
termal tedavi merkezi thermal therapy center n.
tedavi havuzu cure pool n.
Technical
röntgen ışınları ile tedavi actinotherapy n.
ışınla tedavi actinotherapy n.
döner ışınla tedavi rotation therapy n.
fiziksel tedavi physical therapy n.
ısıyla tedavi thermotherapy n.
ışınla tedavi radiotherapy n.
kızılötesi tedavi lazerleri infrared therapeutical lasers n.
mekanik yöntemlerle tedavi mechanotherapy n.
lokal antiseptik olarak iltihaplı deri dokularını tedavi etmek için kullanılan bir bileşik argyrol n.
nefes alma tedavi cihazları breathing therapy devices n.
ön-tedavi precuring n.
ruhsal tedavi psychotherapy n.
röntgen ışınları ile tedavi radiotherapy n.
şok tedavi shock therapy n.
ultrasonik tedavi aygıtı ultrasonic therapeutic equipment n.
diyatermi ile tedavi etmek diathermize v.
tedavi etmek treat v.
tedavi etmek cure v.
ısı ile tedavi hakkında diathermic adj.
tedavi edici therapeutical adj.
Electric
elektrikle üretilen ısının tedavi amacıyla kullanılması electrothermy n.
Medical
beynin iki hemisferini birbirine bağlayan korpus kallosumun tedavi amaçlı kesilmesi callosectomy n.
beynin iki hemisferini birbirine bağlayan korpus kallosumun tedavi amaçlı kesilmesi callosotomy n.
kan, saç ve tükürük gibi hastaya ait bir işaret kullanarak kişiye özel geliştirilen bir tedavi yöntemi radionics n.
tedavi edilemez cinnet acromania n.
şiddetli veya tedavi edilemez zihinsel bozukluk acromania n.
ışınlı tedavi actinotherapy n.
madde bağımlılığı, akıl hastalığı veya diğer davranışsal sorunlar için tedavi sağlayan sağlık hizmeti tesisi rehab n.
madde bağımlılığı, akıl hastalığı veya diğer davranışsal sorunlar için tedavi sağlayan sağlık hizmeti tesisi residential treatment center n.
hastane ya da sağlık kuruluşunda tedavi edilen çeşitli klinik vakalar casemix n.
uzun süreli tedavi veya hastanede yatış gerektiren yüksek maliyetli hastalık catastrophic illness n.
kademeli uygulama ile iyileşme amaçlayan tedavi regimen n.
kan dolaşımındaki metalleri sönümleme yoluyla metal zehirlenmesini tedavi etmede kullanılan bileşikler chelating agents n.
koroner atardamarların iç duvarlarından kalsiyum birikintilerini çıkarmaya çalışan tartışmalı bir damar sertliği tedavi yöntemi chelation n.
tedavi yapılmaması nontreatment n.
hastanın iltihaplı akıntıları kullanılarak oluşturulan bir homeopatik tedavi nosode n.
kronik kan dolaşım sistemi hastalıkları için uygulanan bir terapötik tedavi yöntemi nauheim treatment n.
üçüncü basamak tedavi hizmeti tertiary care n.
tedavi bilimi therapeusis n.
fizik tedavi therapeutic rehabilitation n.
fizik tedavi physical rehabilitation n.
fizik tedavi physical restoration n.
hastaları iyileştirirken hastaya dokunan veya ellerini hastaya yaklaştırarak tedavi uygulayan şifacı therapeutic touch n.
tedavi becerisi therapy n.
tedavi vasfı therapy n.
ısıyla tedavi thermatology n.
tıpta ilaç veya tedavi olarak ısının incelenmesi thermatology n.
tıpta ilaç veya tedavi olarak ısının incelenmesi thermotherapy n.
ısının tedavi edici olarak kullanımı thermotheraphy n.
ısının tedavi edici olarak kullanımı thermotherapy n.
teşhis veya tedavi amacıyla sıvının göğüsten delik açılarak çıkarılması thoracentesis n.
teşhis veya tedavi amacıyla sıvının göğüsten delik açılarak çıkarılması thoracocentesis n.
teşhis veya tedavi amacıyla sıvının göğüsten delik açılarak çıkarılması pleurocentesis n.
farklı metallerden yapılmış iki çubuğunun uçlarının vücudun yaralı kısmı üzerinde çekilmesini içeren eski bir tedavi tekniği tractoration n.
(geçmişte) zührevi hastalıklar için sıcak bir küvette oruç tutup terleyerek yapılan tedavi tub-fast n.
çin'de uygulanan kas veya eklem ağrısını tedavi etmekte kullanılan bir tür masaj tui-na n.
kelliği tedavi eden tıp uzmanı alopecist n.
hastanın ücretsiz tedavi görüp tıbbi olmayan ek hizmetlere ücret ödediği hastane yatağı amenity bed n.
agresif tedavi aggressive management n.
anti-tiroid tedavi anti-thyroid treatment n.
antifungal tedavi antifungal therapy n.
antivenom tedavi antivenin therapy n.
antikoagülan tedavi anticoagulant therapy n.
aşırı tedavi overtreatment n.
alternatif tedavi yöntemi alternative treatment method n.
aşırı tedavi over-treatment n.
antiplatelet tedavi antiplatelet therapy n.
antiinflamatuvar tedavi anti-inflammatory therapy n.
antiepileptik tedavi antiepileptic therapy n.
ayakta tedavi outpatient treatment n.
ağrının mekanizmasına dayalı tedavi mechanism-based pain treatment n.
amerikan farmakoloji ve deneysel tedavi bilimi derneği american society for pharmacology and experimental therapeutics (aspet) n.
acil tedavi emergency treatment n.
ampirik tedavi empiric treatment n.
acil tedavi ve nöroloji konsültasyon nedenleri emergent treatment and neurological consultation n.
ayakta tedavi outpatient care n.
antidepresan tedavi antidepressant treatment n.
acil cerrahi tedavi immediate surgical treatment n.
ayakta tedavi ortamı ambulatory setting n.
ayakta tedavi ambulatory setting n.
at ile tedavi hippotherapy n.
acil tedavi immediate treatment n.
ateşle tedavi pyretotherapy n.
antitüberküloz tedavi antituberculous treatment n.
antihipertansif tedavi antihypertensive therapy n.
antihipertansif tedavi antihypertensive treatment n.
ayakta tedavi ambulatory care n.
anti-tüberkülo tedavi anti-tuberculosis treatment n.
arı ürünleriyle tedavi apitherapy n.
antiviral tedavi antiviral therapy n.
alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezi alcohol and substance addiction treatment center n.
alternatif tedavi metodları alternative treatment methods n.
ardışık tedavi sequential therapy n.
adjuvan radyoterapi ile tedavi adjuvant radiation therapy n.
adjuvan tedavi ortamı adjuvant setting n.
adjuvant sistemik tedavi adjuvant systemic treatment n.
ayakta tedavi outpatients n.
ayakta tedavi ambulatory treatment n.
antitiroid tedavi antithyroid treatment n.
artıcı dozlarla tedavi anatherapeusis n.
ameliyatsız tedavi non-operative treatment n.
alternatif tedavi metodları alternative treatment modalities n.
antifungal tedavi antifungal treatment n.
alternatif tedavi replacement treatment n.
antimikrobiyal tedavi antimicrobial treatment n.
ayakta tedavi hizmetleri ambulatory care facilities n.
adjuvan tedavi seçimi adjuvant therapy choice n.
allerjileri tedavi eden hekim allergist n.
alzheimer hastalarının hafıza kaybını ve diğer bilişsel noksanlıklarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaç tacrine n.
antibiyotik tedavi rejimi antibiotic therapy regime n.
avrupa kanser tedavi araştırma organizasyonu european organization for research on treatment of cancer n.
ayakta tedavi gören hasta outpatient n.
ayaktan tedavi edilen depresyonlu hastalar depressive outpatients n.
balla tedavi apitherapy n.
bebek tedavi merkezi baby hospice n.
bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi immunosuppression n.
bağışıklık sağlamak için yapılan tedavi immunotherapy n.
bal arısı zehirinin tedavi amaçlı kullanılması apitherapy n.
bağlantı tedavi merkezi link therapeutic centre n.
bazı göz tümörlerinde plak şeklinde radyoaktif madde ile yapılan tedavi plaque therapy n.
basınçlı havayla tedavi pneumatotherapy n.
bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi immunosuppressive therapy n.
basamaklı tedavi stepped care n.
baş bölgesinin tedavi sırasında sabitlenmesi head immobilization n.
benzeri ile tedavi yöntemi homeopathy n.
balla tedavi apitherapeutical n.
beraberinde alınan tedavi concomitant treatment n.
bağışıklığı artırıcı tedavi immunotherapy n.
basit tıbbi tedavi simple medical treatment n.
birleşik tedavi combined therapy n.
bitkisel tedavi phytotherapie n.
bitkisel tedavi herbology n.
bitkilerle yapılan tedavi medicinal botany n.
bitkisel tedavi botanical medicine n.
bitkisel tedavi herbal medicine n.
birinci basamak tedavi primary care n.
birinci basamak tedavi primary-care n.
bitkisel tedavi herbalism n.
bitkisel tedavi phytotherapy n.
birden fazla tedavi yöntemlerini içeren tedavi multimodal therapy n.
birleşik tedavi combination therapy n.
bronkodilatör tedavi bronchodilator therapy n.
bitkilerle yapılan tedavi herbology n.
bir hastalığı diğer bir hastalıkla tedavi etme yöntemi nosotherapy n.
birinci basamak tıbbi tedavi first-line medical therapy n.
bitkisel tedavi herbal remedy n.
bitkisel tedavi medicinal botany n.
bitkilerle yapılan tedavi herbalism n.
bitkilerle yapılan tedavi medical herbalism n.
bir kimseye diğer bir kimseden alınan kan veya plazma ile yapılan tedavi homohemotherapy n.
bitkilerle yapılan tedavi phytotherapy n.
bitkisel tedavi medical herbalism n.
bitkilerle yapılan tedavi botanical medicine n.
birinci basamak tedavi hizmeti primary care service n.
bitkilerle yapılan tedavi herbal medicine n.
bir hastalığı, bu hastalığın neden olduğu sonuçlardan farklı ya da bu sonuçların tam zıttı sonuçlar yaratan ilaçlarla tedavi etme yöntemi allopathy n.
bitkisel tedavi herbal treatment n.
bilişsel tedavi cognitive therapy n.
birinci basamak tedavi first-line therapy n.
birinci basamak tedavi ortamı primary care setting n.
cerrahi tedavi clinic n.
cüzzamlıların tedavi edildiği hastane leprosaria n.
çok yönlü tedavi yaklaşımı multifaceted approach to treatment n.
cerrahi tedavi surgical therapy n.
cerrahi olarak tedavi edilmiş yabanci cisim alımı surgically treated foreign body ingestion n.
cerrahi tedavi gecikmesi surgical treatment delay n.
cerrahi olmayan tedavi nonsurgical therapy n.
çapraz tedavi crossover n.
cerrahi olmayan tedavi nonsurgical treatment n.
cüzzamlıların tedavi edildiği hastane lazarhouse n.
çok yüksek doz vitamin verilerek yapılan tedavi megavitamin therapy n.
cerrahi olmayan tedavi aleti non-surgical treatment device n.
cilt altına idrar zerkedilerek yapılan tedavi urotherapy n.
çapraz ışınla tedavi multi-field therapy n.
cerrahi sonrası mikrometastazları yok etmeye yönelik yardımcı tedavi adjuvant n.
cerrahi tedavi uygulanmış larenks kanserli hasta surgically treated laryngeal cancer patient n.
cerrahi tedavi sonuçları surgical results n.
diabetik medikal tedavi diabetic medical therapy n.
desmopressin ile tedavi treatment with desmopressin n.
destekleyici tedavi supportive therapy n.
daha önce tedavi görmemiş hastalar previously untreated patients n.
deniz banyosu, deniz seyahati veya deniz havası ile yapılan tedavi thalassotherapy n.
destekleyici tedavi supportive treatment n.
dermatolojik tedavi dermatological therapy n.
daha ileri tedavi further treatment n.
deneysel tedavi experimental treatment n.
damardan serum verilerek yapılan tedavi osmotherapy n.
destekleyici tedavi supportive care n.
damar içi tedavi intravenous therapy n.
devam eden tedavi ongoing treatment n.
devam eden tedavi ongoing care n.
diüretik olmayan antihipertansif tedavi non-diuretic antihypertensive medication n.
dokusal tedavi naprapathy n.
düzenli bir tedavi rejimi a regular treatment regimen n.
dopaminerjik tedavi dopaminergic treatment n.
doğal taşlar/kristaller ile tedavi lithotherapy n.
düşük dozlarda tedavi low dose treatment n.
doğrudan gözetimli tedavi directly observed treatment n.
dirimsel tedavi biotherapy n.
dondurularak yapılan tedavi cryotherapy n.
doğum sırasında uterus dışında tedavi exit (ex-utero intrapartum treatment) n.