tek kişilik - Turkish English Dictionary
History

tek kişilik



Meanings of "tek kişilik" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
General
tek kişilik single-seater n.
tek kişilik sulky adj.
tek kişilik oneman adj.
tek kişilik single adj.
tek kişilik state adj.
tek kişilik individual adj.
tek kişilik solo adj.
tek kişilik one-man adj.
tek kişilik one-person adj.
Tourism
tek kişilik single-bedded adj.

Meanings of "tek kişilik" with other terms in English Turkish Dictionary : 89 result(s)

Turkish English
General
tek kişilik servis takımı place setting n.
tek kişilik dama solitaire n.
tek kişilik oda single room n.
tek kişilik iskambil oyunu solitaire n.
tek kişilik tarife single occupancy rate n.
tek kişilik kolsuz koltuk slipper chair n.
tek kişilik oyun solo n.
tek kişilik yatak single bed n.
tek kişilik uçak single seater n.
tek kişilik nevresim single duvet cover n.
tek kişilik nevresim takımı single duvet cover set n.
tek kişilik kızak luge n.
tek kişilik sergi one-man show n.
tek kişilik şirketler one-person corporations n.
tek kişilik porselen takımı a sulky set of china n.
99 x 190 cm boyutlarında tek kişilik yatak twin bed n.
tek kişilik kek fairy cake n.
tek kişilik gösteri one-man show n.
tek kişilik yarış solo race n.
tek kişilik ordu one man army n.
tek kişilik küçük denizaltı seamoth n.
tek kişilik yolcu koltuğu bucket seat n.
genellikle kütüphane gibi yerlerde kullanılan bölmeli tek kişilik çalışma masası carrel n.
tek kişilik münhal billet n.
tek kişilik küçük kompartıman booth n.
tek kişilik küçük odacık booth n.
tek kişilik kar kızağı sürme luging n.
(mahkum tarafından ödenen) tek kişilik hücre parası chummage [obsolete] n.
(lapland'de) geyiklerin çektiği tek kişilik kızak pulka n.
tek kişilik gösteri single n.
tek kişilik performans single n.
tek kişilik bir iskambil oyunu puss in the corner n.
tek kişilik komedi gösterisi standup n.
tek kişilik komedi gösterisi stand-up n.
tek kişilik komedi sanatçısı stand-up n.
tek kişilik komedi sanatçısı standup comedian n.
(sıra) tek kişilik single-file adj.
tek kişilik gösteri sergileyen standup adj.
tek kişilik gösteri sergileyen sanatçıya ait veya ilgili standup adj.
Phrasals
tek kişilik yerde iki kişi kalmak double up v.
Phrases
tek kişilik (bilet) admit one expr.
Idioms
tek kişilik dev kadro a one-man band n.
tek kişilik grup/bando a one-man band n.
tek kişilik (tek bir kadından oluşan) kadroya sahip oyun one-woman show n.
tek kişilik dev kadro the whole team and the dog under the wagon [old-fashioned] [us] n.
tek kişilik bir azınlık olmak be in a minority of one v.
tek kişilik yemek yapmak cooking for one v.
Trade/Economic
tek kişilik şirket proprietorship n.
tek kişilik şirket one man company n.
tek kişilik şirket sole corporation n.
tek kişilik şahıs işletmesi sole proprietorship n.
Law
tek kişilik mahkeme one person tribunal n.
tek kişilik hücre cezası solitary confinement n.
tek kişilik hücre cezası solitary n.
Tourism
çift kişilik odada tek konaklama için müşteri tarafından yapılan ek ödeme single supplement n.
iki kişilik bir odadaki tek kişilik iki yataktan her biri twin bed n.
tek kişilik ilave yatak fiyatı single bed supplement price n.
tek kişilik yatak twin bed n.
tek kişilik oda single n.
tek kişilik yataklı oda single room n.
Technical
tek kişilik otomobil runabout n.
yuvarlak arkalı tek kişilik koltuk bucket seat n.
bir prizmanın hareketlerini takip eden ve tek kişilik bir ekip tarafından kullanılabilen teodolit robot n.
Construction
tek kişilik odaları olan taşınabilir bina donga [australia] n.
Furniture
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk cogswell chair n.
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk cogswell n.
eğimli sırtı, koltuk minderi, ince ve açık kolları ve kavisli ayakları olan tek kişilik bir koltuk coxwell chair n.
(yatak veya nevresim) tek kişilik single adj.
Automotive
araba ve uçaklarda kullanılan tek kişilik yuvarlak arkalıklı ve alçak koltuk bucket n.
Transportation
tek kişilik bir at arabası türü desobligeante n.
Marine
tek kişilik küçük bir sandal türü europe n.
tek kişilik küçük bir sandal türü finn n.
tek kişilik küçük bot finn n.
tek kişilik kamaralı sürat teknesi sedan n.
tek kişilik gemi mürettebatına ait single-handed adj.
(gemi mürettebatı) tek kişilik single-handed adj.
Gastronomy
tek kişilik küçük ekmek roll n.
Military
tek kişilik uçak single place aircraft n.
tek kişilik hava aracı single place aircraft n.
tek kişilik av single place fighter n.
içinde keskin nişancının saklandığı, kamufle edilmiş bir kapağı veya örtüsü olan tek kişilik siper spider hole n.
içinde keskin nişancının saklandığı kamufle edilmiş tek kişilik siper spiderhole n.
Sport
tabanında yuvarlak plaka bulunan tek kişilik bir kayak teleferiği türü button lift [uk] n.
tabanında yuvarlak plaka bulunan tek kişilik bir kayak teleferiği türü button tow n.
hızla akan nehirde koltuk benzeri küçük, tek kişilik şişme botla yapılan rafting river bugging n.
Music
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik vokal parça aria n.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça arietta n.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça ariette n.
(operada) enstrümanın eşlik ettiği tek kişilik kısa vokal parça short aria n.