the head - Turkish English Dictionary
History

the head

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "the head" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
General
the head n. en tepedeki insan
Education
the head n. başöğretmen
the head n. baş öğretmen

Meanings of "the head" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
the head church n. başkilise
General
back of the head n. ense
swimming of the head n. baş dönmesi
head of the financial department n. defterdar
head of the state n. devlet başkanı
head of the registry office n. nüfus müdürü
head of the family n. aile reisi
head of the finance office n. mal müdürü
light in the head n. ahmak
co-head the department of n. ... bölümü başkan yardımcılığı
head of the department of n. anabilim dalı başkanı
head of the department n. bölümün başkanı
head of the penis n. penis kafası
assistant to the head n. başyardımcı
bullet in the head n. kafadaki kurşun
a buck of the first head n. olgunluğa ulaşmış beş yaşında geyik boynuzu
the head church n. başkilise
the voice inside your head n. iç sesim
the voice inside your head n. iç ses
the voice inside your head n. içimdeki ses
put one's head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
head the poll v. seçimde kazanmak
be at the head of v. başında bulunmak
knock one's head against the wall v. başını taştan taşa vurmak
put one's head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
have one's head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
head the company after someone v. birisinden sonra şirketin başına geçmek
head the company v. şirketin başına geçmek
head the company v. şirketi yönetmek
talk off the top of one's head v. ezbere konuşmak
duck the head v. şaşırtmak
bury one's head in the pillow v. kafasını yastığa gömmek
shoot in the head v. başından vurmak
take off the head of v. baş kesmek
sever the head from v. baş kesmek
head for the hills v. sıvışmak
be head-in-the-clouds v. aklı havada olmak
be head-in-the-clouds v. aklı bir karış havada olmak
have one's head screwed on the right way v. aklı başında biri olmak
hit the nail right on the head v. kafasına çivi çakmak
become the head of the v. (şirket/kulüp) başına geçmek
get shot in the head v. kafasından vurulmak
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. başını yastığa koyar koymaz uyumak
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. kafasını yastığa koyar koymaz uyumak
head straight for the top v. zirveye çıkmak
head straight for the top v. zirveye doğru yol almak
go over the head of a person v. üst makamdan birine itiraz etmek
knock in the head v. kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek
head for the hills v. yüksek irtifalı bir yere seyahat etmek
head for the hills v. yaylaya çıkmak
trimmed by the head adj. başa tirimli
light in the head adj. sersemlemiş
light in the head adj. kafasız
soft in the head adj. kafasız
queer in the head adj. çatlak
queer in the head adj. kaçık
sick in the head adj. kafadan hasta
sick in the head adj. kafadan çatlak
weak in the head adj. kafadan kontak
messed up in the head adj. kafası allak bullak olmuş
head-in-the-clouds adj. aklı bir karış havada olan
by the head and ears adv. yaka paça
in the head adv. son tahlilde
from the top of the head to the bottom of the feet adv. tepeden tırnağa
with the head bent adv. başı öne eğik
head-in-the-clouds adv. hayal alemine dalmış bir şekilde
Phrases
under the head of expr. başlığı altında
with one's head in the air expr. burnu havada
under the head of expr. maddesinde
upside the head expr. kafanın tepesine
upside the head expr. kafanın ortasına
upside the head expr. kafanın yanına
upside the head expr. kafanın üst tarafına
upside the head expr. kafasının yanından
upside the head expr. kafasının yanına doğru
upside the head expr. kafasının yanına
upside the head expr. kafasına karşı
upside the head expr. kafasına doğru
Proverb
better be the head of a dog than the tail of a lion ata kuyruk olmaktansa fareye baş olmak yeğdir
uneasy lies the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
intelligence is in the head not in the age akıl yaşta değil baştadır
a fish rots from the head down balık baştan kokar
heavy is the head that wears the crown büyük başın derdi büyük olur
heavy hangs the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
heavy hangs the head that wears the crown büyük başın derdi büyük olur
better be the head of a dog than the tail of a lion öküz ayağı olmaktansa buzağı başı olmak yeğdir
better be the head of a dog than the tail of a lion bir boğanın kuyruğu olmaktansa bir tavuğun başı ol
better be the head of a dog than the tail of a lion daha mütevazı da olsa kendi işinin patronu olmak, başkasının yanında çalışmaktan daha iyidir
the fish stinks from the head down balık baştan kokar
a fish stinks from the head down balık baştan kokar
uneasy is the head that wears a crown büyük başın derdi büyük olur
uneasy is the head that wears the crown büyük başın derdi büyük olur
uneasy lies the head that wears the crown büyük başın derdi büyük olur
Colloquial
hit one’s head on the sink v. başını küvete/lavaboya çarpmak
touched in the head adj. birkaç tahtası eksik
touched in the head adj. kafadan çatlak
odd in the head adj. kafadan kontak
odd in the head adj. terelelli
funny in the head adj. akli dengesi bozuk
funny in the head adj. kaçık
funny in the head adj. kafadan çatlak
funny in the head adj. kafadan sakat
with one's head in the clouds expr. ayakları yere basmaz
with one's head in the clouds expr. dalgın
odd in the head expr. deli
odd in the head expr. delirmiş
odd in the head expr. çılgın
with one's head in the clouds expr. hayal aleminde
Idioms
the head honcho n. bir yerdeki en önemli kişi
a rush of blood to the head n. beyne kan sıçraması
a sudden rush of blood to the head n. beyne kan sıçraması
love-tooth in the head n. sürekli sevgiye ihtiyaç duyma
love-tooth in the head n. sürekli sevgi isteme
a (sudden) rush of blood (to the head) n. (bir anda) tepesi atma
a (sudden) rush of blood (to the head) n. (bir anda) sigortaları atma
a rush of blood to the head n. galeyana gelme
a rush of blood to the head n. gaza gelme
eyes in the back of (one's) head n. arkasındaki göz
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of (one's) head n. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
eyes in the back of your head n. arkandaki göz
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyin farkında olma
eyes in the back of your head n. etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
give one the head v. bırakmak
have a bee in the head v. sinirli olmak
lie on the head of v. itham edilmek
have a bee in the head v. aceleci olmak
give one the head v. kontrolü bırakmak
knock in the head v. sona erdirmek
lie on the head of v. suçlusu olarak görülmek
have a bee in the head v. hafif deli olmak
give one the head v. kısıtlamalardan kurtarmak
knock in the head v. yenmek
knock in the head v. sinirlendirmek
knock in the head v. bozmak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiç ihtiyacı/gereği olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
head the bill v. gecenin yıldızı olmak
head the bill v. gecenin/günün yıldızı olmak
put your head on the block v. kendini riske/tehlikeye atmak
put your head on the block v. riski/tehlikeyi göze almak
put your head on the block v. kendini ateşe atmak
lay your head on the block v. kendini riske/tehlikeye atmak
lay your head on the block v. riski/tehlikeyi göze almak
lay your head on the block v. kendini ateşe atmak
keep (one's) head below the parapet v. göze batmamaya/dikkat çekmemeye çalışmak
keep (one's) head below the parapet v. ilgi toplamamaya/kenarda kalmaya çalışmak
keep (one's) head below the parapet v. kenarda durmaya çalışmak
keep (one's) head below the parapet v. göz önünde/hedef olmaktan kaçınmak
keep (one's) head below the parapet v. göz önünde/hedef olmaktan sakınmak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
talk through the back of one's head v. abuk sabuk konuşmak
have one's head screwed on the right way v. akıllı olmak
have one's head screwed on the right way v. aklı başında olmak
not be right in the head v. aklı başında olmamak
have one's head screwed on the right way v. aklı selim olmak
be crazy in the head v. aklından zoru olmak
have one's head screwed on the right way v. aklıselim olmak
wet the baby's head v. alkollü bir içecek eşliğinde bir bebeğin doğum gününü kutlamak
have eyes in the back of one's head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of one's head v. arkasında gözleri olmak
have one's head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have one's head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek sallamak
knock one's head against the wall v. boşa uğraşmak
knock one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
have one's head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
have one's head in the sand v. başını kuma gömmek
stick one's head in the sand v. başını kuma gömmek
like a sword of damocles hanging over the head v. başında demokles'in kılıcı gibi sallanmak
wet the baby's head v. bebeğin doğumunu içerek kutlamak
head someone off at the pass v. birinin yolunu kesmek
bury one's head in the sand v. başını kuma gömmek
knock one's head against the wall v. boşa yorulmak
hide one's head in the sand v. başını kuma gömmek
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
knock something on the head v. bir şeyi yapmayı bırakmak
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
bury one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
hide one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
have one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
put one's head above the parapet v. cesaret edip düşüncülerini söylemek
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
hide one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma sokmak
have one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
have one's head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
bury one's head in the sand like an ostrich v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
stick one's head above the parapet v. cesaret edip düşüncülerini söylemek
hit the nail on the head v. hedefi on ikiden vurmak
bury one's head in the sand v. gerçekleri kabul etmemek
bury one's head in the sand v. gerçeği yok saymak
have one's head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
tell off-the-top-of-the-head v. hafızadan söylemek
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
need like a hole in the head v. hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
put one's head above the parapet v. ileri çıkmak
stick one's head above the parapet v. ileri çıkmak
bury one's head in the sand v. kabullenmemek
not be right in the head v. kafası yerinde olmamak
put one's head on the block v. kendini tehlikeye atmak
put one's head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put one's head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
put one's head on the block v. kendini riske atmak
place one's head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
have one's head screwed on the right way v. mantıklı olmak
head for the last roundup v. miadını doldurmak
have one's head screwed on the right way v. keskin zekası olmak
lay one's head on the block v. okkanın altına girmek
put one's head in the lion's mouth v. kelle koltukta
head for the hills v. kaçıp saklanmak/gizlenmek
have one's head screwed on the right way v. kafası çalışmak
put one's head on the block v. kendini okkanın altına atmak
stick one's head above the parapet v. kendini öne atmak
have eyes in the back of one's head v. kafasının arkasında gözleri olmak
head for the hills v. kaçmak
place one's head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put one's head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
place one's head in the lion's mouth v. kendisini tehlikeye atmak
put one's head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
head for the last roundup v. ölmek/bitmek üzere olmak
lay one's head on the block v. kendini okkanın altına atmak
put one's head above the parapet v. kendini öne atmak
lay one's head on the block v. kendini tehlikeye atmak
have one's head screwed on the right way v. keskin zekalı olmak
put one's head on the block v. okkanın altına girmek
put one's head in the lion's mouth v. kelleyi koltuğa almak
lay one's head on the block v. kendini riske atmak
head for the tall timber v. kaçıp saklanmak/gizlenmek
tell off-the-top-of-the-head v. kafadan söylemek
head for the last roundup v. son demlerini yaşamak
talk out of the back of one's head v. saçmalamak
have one's head in the clouds v. sürekli düş kurmak
head for the hills v. sıvışıp uzaklaşmak
head for the hills v. sıvışmak
stick one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
hide one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
head for the hills v. tabanları yağlamak
hit the nail on the head v. taşı gediğine koymak
hit the nail right on the head v. taşı gediğine koymak
hit the nail on the head v. tam isabet kaydetmek
hit the nail right on the head v. tam üstüne basmak
hit the nail on the head v. tam üstüne basmak
hit the nail right on the head v. tam isabet etmek
hit the nail on the head v. tam bilmek
wet the baby's head v. (içki) ıslatmak
have one's head screwed on the right way v. zeki olmak
hit the nail on the head v. üstüne basmak
talk out of the back of (one's) head v. zırvalamak
talk out of the back of (one's) head v. saçma sapan şeyler söylemek
talk out of the back of (one's) head v. atmak
talk out of the back of (one's) head v. kafadan atmak
talk out of the back of (one's) head v. sallamak
talk out of the back of (one's) head v. uydurmak
talk out of the back of (one's) head v. kurusıkı atmak
talk out of the back of (one's) head v. palavra atmak
talk out of the back of (one's) head v. işkembeden atmak
talk out of the back of (one's) head v. şişirmek
go soft in the head v. aptallaşmak
go soft in the head v. salaklaşmak
go soft in the head v. akılsızlaşmak
go soft in the head v. kafayı yemek
go soft in the head v. aklını kaçırmak
go soft in the head v. aklını kaybetmek
be/go soft in the head v. aptal olmak
be/go soft in the head v. kafasız olmak
be/go soft in the head v. salak olmak
be/go soft in the head v. akılsız olmak
be/go soft in the head v. beyinsiz olmak
be/go soft in the head v. kafayı yemiş olmak
be/go soft in the head v. aklını kaçırmış olmak
be/go soft in the head v. aklını kaybetmiş olmak
be/go soft in the head v. kuş beyinli olmak
be/go soft in the head v. kaz kafalı olmak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyi) zerre kadar istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeye) karşı hiç istek duymamak
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şeyi) hiç ama hiç istememek
want (something) like (one wants) a hole in the head v. (bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
head for the setting sun v. bir kanun hükmünden/hukuki yaptırımdan paçayı kurtarmak için batıya gitmek
knock (someone) on the head v. (kazara veya bilerek birinin) başına çarpmak
knock (someone) on the head v. (kazara veya bilerek birinin) başına vurmak
knock something on the head [uk] v. bir şeyin yanlış olduğunu göstermek
knock something on the head [uk] v. yanlış olan bir şeyi baştan engellemek/bertaraf etmek
knock something on the head [uk] v. bir şeyin başını ezmek
knock something on the head [uk] v. bir şeyin büyümesini baştan engellemek
knock something on the head [uk] v. yılanın başını küçükken ezmek
knock something on the head [uk] v. bir şeyi yapmamaya karar vermek
put (one's) head in the wolf's mouth v. kelle koltukta olmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. kendini ateşe atmak
put (one's) head in the wolf's mouth v. tehlikeye atılmak
talk through the back of (one's) head v. aptal aptal konuşmak
talk through the back of (one's) head v. saçma sapan konuşmak
talk through the back of (one's) head v. yüksekten atmak
talk through the back of (one's) head v. yaptıklarını/bilgisini abartmak
talk through the back of (one's) head v. kendiyle övünmek
talk through the back of (one's) head v. böbürlenmek
talk through the back of (one's) head v. atıp tutmak
the sword of damocles hangs over (one's) head v. (birinin) başının üstünde demokles'in kılıcı gibi sallanmak
be not right in the head v. aklı başında olmamak
be not right in the head v. kafası yerinde olmamak
be not right in the head v. akli dengesi yerinde olmamak
be soft in the head v. aptal olmak
be soft in the head v. kafasız olmak
be soft in the head v. salak olmak
be soft in the head v. akılsız olmak
be soft in the head v. beyinsiz olmak
be soft in the head v. kuş beyinli olmak
be soft in the head v. kaz kafalı olmak
beat (one's) head against the wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. akıntıya kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat (one's) head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat (one's) head against the wall v. boş yere çabalamak
beat (one's) head against the wall v. havanda su dövmek
beat one's head against the wall v. akıntıya karşı kürek çekmek
beat one's head against the wall v. akıntıya kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
beat head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat head against the wall v. boşa kürek sallamak
beat head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat head against the wall v. boş yere çabalamak
beat head against the wall v. havanda su dövmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
beat one's head against the wall v. boşa kürek sallamak
beat one's head against the wall v. boşuna uğraşmak
beat one's head against the wall v. boş yere çabalamak
beat one's head against the wall v. havanda su dövmek
bury head in the sand v. başını kuma gömmek
bury head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury head in the sand v. kabullenmemek
bury head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury your head in the sand v. başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek
bury your head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury your head in the sand v. kabullenmemek
bury your head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
bury/hide one's head in the sand v. başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak
bury/hide one's head in the sand v. gerçeği yok saymak/kabul etmemek
bury/hide one's head in the sand v. kabullenmemek
bury/hide one's head in the sand v. sorunları görmezden gelmek
get (one's) head out of the sand v. kafasını kumdan çıkarmak
get (one's) head out of the sand v. kafasını gömdüğü yerden çıkarmak
get (one's) head out of the sand v. görmezden gelmeyi bırakmak
get (one's) head out of the sand v. yokmuş gibi davranmayı bırakmak
give (one's) head for the washing v. teslim olmak
give (one's) head for the washing v. boyun eğmek
give (one's) head for the washing v. karşılık vermemek
give (one's) head for the washing v. kaderine razı olmak
give (one's) head for the washing v. mücadele etmemek
have your head screwed on (the right way) v. aklı başında biri olmak
have your head screwed on (the right way) v. aklı başında olmak
have your head screwed on (the right way) v. aklıselim olmak
have your head screwed on (the right way) v. mantıklı olmak
have your head screwed on (the right way) v. sağduyulu olmak
have a (sudden) rush of blood to the head v. beynine kan sıçramak
have a (sudden) rush of blood to the head v. (bir anda) beynine kan sıçramak
have a (sudden) rush of blood to the head v. (bir anda) tepesi atmak
have a (sudden) rush of blood to the head v. (bir anda) sigortaları atmak
have a rush of blood to the head [humorous] v. kan beynine sıçramak
have a rush of blood to the head [humorous] v. galeyana gelmek
have a rush of blood to the head [humorous] v. gaza gelme
have eyes in the back of head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of head v. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of head v. kafasının arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head v. arkada gözü olmak
have eyes in the back of your head v. arkasında gözleri olmak
have eyes in the back of your head v. kafasının arkasında gözleri olmak
have head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
have head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
have head in the clouds v. başı bulutlarda olmak
have head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
have head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
have head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
have your head in the clouds v. aklı bir karış havada olmak
have your head in the clouds v. ayakları yere basmamak
have your head in the clouds v. başında kavak yelleri esmek
have your head in the clouds v. bulutlarda gezinmek
have your head in the clouds v. başı bulutlarda olmak
have your head in the clouds v. düş dünyasında yaşamak
have your head in the clouds v. hayal aleminde yaşamak
have your head in the clouds v. sürekli düş kurmak
head someone or something off at the pass v. birinin/bir şeyin son anda yolunu kesmek/önüne geçmek
head someone or something off at the pass v. birine/bir şeye son anda engel olmak
head someone or something off at the pass v. birinin/bir şeyin önünü almak
head off at the pass v. yolunu kesmek
head/top the bill v. gecenin/günün yıldızı olmak
knock one's head against the wall v. boşa yorulmak
knock one's head against the wall v. boşa uğraşmak
knock one's head against the wall v. boşa kürek çekmek
knock (someone) on the head v. (birinin) kafasına vurmak/çarpmak
knock (someone) on the head v. (birinin) kafasına patlatmak/geçirmek
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyin) önünü kesmek
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyin) ilerlemesine engel olmak
knock (someone) on the head [uk] v. yanlış olan (bir şeyi) baştan engellemek/bertaraf etmek
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyin) başını ezmek
knock (someone) on the head [uk] v. yılanın başını küçükken ezmek
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyi) bırakmak
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyi) yapmamak
knock (someone) on the head [uk] v. (bir şeyi) ilerletmemek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) hiç gereği olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
need (something) like (one) needs a hole in the head v. (bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin hiç gereği olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
need something like you need a hole in the head v. bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
need something like you need a hole in the head v. bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
put head on the block v. okkanın altına girmek
put head on the block v. riski/tehlikeyi göze almak
put your head above the parapet v. cesaret edip düşüncülerini söylemek
put your head above the parapet v. kendini öne atmak
put your head above the parapet v. düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek
stick your head above the parapet [uk] v. cesaret edip düşüncülerini söylemek
stick your head above the parapet [uk] v. kendini öne atmak
stick your head above the parapet [uk] v. düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek
put your head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put your head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put your head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
put your head into the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put your head into the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put your head into the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put your head into the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put your head into the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
put your head in the lion's mouth v. kellesini koltuğuna almak
put your head in the lion's mouth v. tehlikeye atılmak
put your head in the lion's mouth v. kendisini aslanın ağzına atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini tehlikeye atmak
put your head in the lion's mouth v. kendini ateşe atmak
talk through the back of your head v. saçma sapan konuşmak
talk through the back of your head v. yüksekten atmak
talk through the back of your head v. atıp tutmak
talk through the back of your head v. palavra atmak
talk through the back of your head v. uydurmak
talk through the back of your head v. kafadan atmak
talk through the back of your head v. abartılı konuşmak
talk through the back of your head v. bir tarafından uydurmak
have one's head in the clouds v. hayalperestlikten iş görememek
hit the nail right on the head v. doğru noktaya parmak basmak
messed up in the head adj. kafası allak bullak olmuş
soft in the head adj. kuş beyinli
crazy in the head adj. kafadan çatlak
touched in the head (rur.) adj. kafayı sıyırmış
right in the head adj. kafası yerinde
right in the head adj. aklı başında
over the head of adv. idrakinin ötesinde bir şekilde
over the head of adv. algılayışının ötesinde bir şekilde
the top of one's head expr. zihnin bilinçsiz kısmı
the top of one's head expr. doğaçlama davranmayı sağlayan kısım
touched in the head (rur.) expr. aklını kaçırmış
the fish always stinks from the head downwards expr. balık baştan kokar
off the top of your head expr. düşünmeden (cevap vermek)
touched in the head (rur.) expr. deli
crazy in the head expr. deli
right off the top of one's head expr. doğaçlama
harder than the back of god's head expr. çok sert
right off the top of one's head expr. düşünmeden
right off the top of one's head expr. ezbere
soft in the head expr. kaz kafalı
off the top of your head expr. ön hazırlık yapmadan (cevap vermek)
over the head of expr. sorunu/şikayeti (emri altında olduğu müdürü vb) atlayarak bir üst yöneticiye taşıma
how many angels can dance on the head of a pin expr. bir toplu iğnenin ucunda kaç melek dans eder
how many angels can dance on the head of a pin expr. bir iğnenin başında kaç melek dans edebilir
how many angels can dance on the head of a pin expr. yersiz/önemsiz entelektüel tartışma
how many angels can dance on the head of a pin expr. fındık kabuğunu doldurmayacak fikir tartışması
how many angels can dance on the head of a pin expr. gereksiz fikir tartışması
how many angels can dance on the head of a pin expr. pratikte bir önemi olmayan/bir yere varmayan entelektüel tartışma