upon (one) - Turkish English Dictionary
History

upon (one)



Meanings of "upon (one)" in Turkish English Dictionary : 7 result(s)

English Turkish
Colloquial
upon (one) adj. (birinin) sorumluluğu
upon (one) adj. (birinin) zorunluluğu
upon (one) adj. (birinin) üzerinde
upon (one) adj. (biri) için kaçınılmaz olmuş
upon (one) adj. (birine) zoraki yüklenmiş
upon (one) adj. (biri) mecbur bırakılmış
upon (one) adj. (birinin) üstüne kalmış

Meanings of "upon (one)" with other terms in English Turkish Dictionary : 45 result(s)

English Turkish
General
be upon one v. alacaklıları kapıya dayanmak
be upon one v. alacaklılar kapıya dayanmak
Phrasals
burst upon (one) v. birden aklına gelmek/akıl etmek
burst upon (one) v. aklında/zihninde bir fikir belirivermek
fawn upon (one) v. (birini) göklere çıkarmak
fawn upon (one) v. (birine) yaltaklanmak
fawn upon (one) v. (biri için) yaygara koparmak
fawn upon (one) v. (biri için) ortalığı velveleye vermek
fawn upon (one) v. (biri için) tantana yapmak
visit (something) upon (one) v. (birini bir şeye) uğratmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) yaşatmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) dadandırmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) musallat etmek
visit (something) upon (one) v. (birinin bir şey) yaşamasına neden olmak
visit (something) upon (one) v. (birinde bir şeye) neden olmak
visit (something) upon (one) v. (birini bir şeye) uğratmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) yaşatmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) dadandırmak
visit (something) upon (one) v. (birine bir şey) musallat etmek
visit (something) upon (one) v. (birinin bir şey) yaşamasına neden olmak
visit (something) upon (one) v. (birinde bir şeye) neden olmak
grow upon (one) v. (birinin) gözünde değeri artmak
grow upon (one) v. (biri) tarafından giderek takdir edilmek
grow upon (one) v. (biri) tarafından giderek/zamanla sevilmek
grow upon (one) v. (birinin) içinde büyümek
grow upon (one) v. (biri) için daha belirgin bir hal almak
grow upon (one) v. (biri) için daha aşikar hale gelmek
grow upon (one) v. (biri) için bariz bir hale gelmek
inflict (someone) upon (one) v. (birini birine) yamamak
inflict (someone) upon (one) v. (birini birinin) üstüne atmak/yıkmak
prevail upon (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) razı etmek
prevail upon (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) ikna etmek
set (someone or something) upon (one) v. (birini/bir şeyi birinin) üstüne salmak
set (someone or something) upon (one) v. (birini/bir şeyi birinin) üzerine saldırtmak
Colloquial
(almost) upon (one) expr. kapıda
(almost) upon (one) expr. olmak üzere
(almost) upon (one) expr. gelmek, başlamak üzere
Idioms
bear in upon (one) v. (biri) için açıklık kazanmak
bear in upon (one) v. (birine) dank etmek
bear in upon (one) v. (birinin) kafasına dank etmek
bear in upon (one) v. (biri) anlamaya başlamak
round upon (one) v. (birine) birden saldırmak
round upon (one) v. (birini) benzetmek
round upon (one) v. (birini) azarlamak/fırçalamak
round upon (one) v. (birine) düşmanca davranmak