Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
yatan
Meanings of
"yatan"
in English Turkish Dictionary : 4 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yatan
recumbent
adj.
2
General
yatan
couchant
adj.
3
General
yatan
reclined
adj.
4
General
yatan
cumbent
adj.
Meanings of
"yatan"
with other terms in English Turkish Dictionary : 263 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
altında yatan
underlying
adj.
General
2
General
nerede olsa yatan kimse
dosser
n.
3
General
yatan kimse (yatakta)
occupant
n.
4
General
hapishanede yatan kimse
inmate
n.
5
General
önüne gelenle yatan ahlaksız kadın
skank
n.
6
General
pusuya yatan
skulker
n.
7
General
ardında yatan anlam
overtone
n.
8
General
altta yatan neden
underlying cause
n.
9
General
(bir durumun vb) altında yatan nedenler
underlying results
n.
10
General
hastanede yatan hasta
hospital patient
n.
11
General
(bir durumun vb) altında yatan sonuçlar
underlying results
n.
12
General
yatan hasta
hospital patient
n.
13
General
uzun süredir hastanede yatan hasta
long-stay patient
n.
14
General
hastanede yatan hasta
in-patient
n.
15
General
altında yatan sebep
underlying reason
n.
16
General
altında yatan sır
underlying secret
n.
17
General
ardında yatan anlam
underlying meaning
n.
18
General
altında yatan anlam
core meaning
n.
19
General
altında yatan neden
the underlying reason
n.
20
General
altında yatan sebep
the underlying reason
n.
21
General
altında yatan sebep
the underlying cause
n.
22
General
altında yatan neden
the underlying cause
n.
23
General
problemin altında yatan sebep
the underlying reason (for the problem)
n.
24
General
altta yatan neden
underlying reason
n.
25
General
altta yatan sebep
underlying reason
n.
26
General
altında yatan/temelindeki mantık
underlying logic
n.
27
General
yatan para
the money deposited
n.
28
General
yoğun bakımda yatan hastalar
patients in the intensive care unit
n.
29
General
yatan kimse
recliner
n.
30
General
altında yatan anlam
undermeaning
n.
31
General
bilinçaltında yatan tutku
underpassion
n.
32
General
bilinçaltında yatan hırs
underpassion
n.
33
General
bilinçaltında yatan ihtiras
underpassion
n.
34
General
ardında yatan anlam
undersense
n.
35
General
altında yatan his
undersense
n.
36
General
ardında yatan anlam
undersong
n.
37
General
pusuya yatan
lurker
n.
38
General
bir şeyin altında yatan amaç
meaning
n.
39
General
pusuya yatan kimse
micher
n.
40
General
yaratıcı bir işin altında yatan veya sembolik olarak kendini gösteren tema
mythoi
n.
41
General
yan gelip yatan kimse
loll
n.
42
General
yatan hasta
in-patient
n.
43
General
pusuya yatan kimse
insidiator [obsolete]
n.
44
General
altta yatan neden
root
n.
45
General
çalıştığı yerde yatan kimse
sleep-in
n.
46
General
ilk kez hapis yatan hükümlü
star [uk]
n.
47
General
yatan birini oturtmak
sit someone up
v.
48
General
yüzükoyun yatan
prostrate
adj.
49
General
sırtüstü yatan
supine
adj.
50
General
herkesle yatan
promiscuous
adj.
51
General
yan yatan
recumbent
adj.
52
General
yan yatan
slanting
adj.
53
General
önüne gelenle yatan
promiscuous
adj.
54
General
yerde yatan
repent
adj.
55
General
temelinde yatan
underlying
adj.
56
General
kuluçkaya yatan
incubating
adj.
57
General
yanında yatan
lying beside
adj.
58
General
altta yatan
underlying
adj.
59
General
toprağın altında yatan (ölü)
belowground
adj.
60
General
içinde yatan
within
adj.
61
General
pusuya yatan
bushwhacking
adj.
62
General
salağa yatan
disingenuous
adj.
63
General
altta yatan
inferred
adj.
64
General
(hanedan armalarında hayvan) ayaklar yukarıya bakacak şekilde karın üstü yatan
couchant
adj.
65
General
normal seviyenin altında yatan
sea-level
adj.
66
General
akla yatan
skillful [obsolete]
adj.
67
General
iş yerinde yatan
sleep-in
adj.
68
General
çalıştığı yerde yatan
sleep-in
adj.
69
General
hesaba yatan
deposited into the account
adj.
70
General
hesaba yatan
deposited to the account
adj.
71
General
sere serpe yatan
spreadeagled
adj.
72
General
altta yatan
subjacent
adj.
73
General
üzerinde yatan
superincumbent
adj.
74
General
yeryüzünde yatan
superterranean
adj.
75
General
yeryüzünde yatan
superterraneous
adj.
76
General
altında yatan
behind
adj.
77
General
altta yatan gerçekleri ortaya çıkararak
home
adv.
Phrasals
78
Phrasals
(bir şeyin) altında yatan neden/sebep olmak
lay behind (something)
v.
79
Phrasals
(bir şeyin) altında yatan anlamı bulmaya çalışmak
read into (something)
v.
Phrases
80
Phrases
erken yatan sağlık bulur
one hour's sleep before midnight is worth two after
expr.
81
Phrases
birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey
where one is coming from
expr.
82
Phrases
birinin görüşünün/bakış açısının altında yatan şey
where someone is coming from
expr.
83
Phrases
birinin söylediği şeyin altında yatan inançları, fikirleri, kişiliği
where somebody is coming from
expr.
Proverb
84
Proverb
itle yatan bitle kalkar
those who sleep with dogs will rise with fleas
85
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
those who sleep with dogs will rise with fleas
86
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
if you lie down with dogs you will rise up with fleas
87
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
rotten apple spoils the barrel
88
Proverb
itle yatan pireyle kalkar
When you lie down with dogs you get fleas
89
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
When you lie down with dogs you get fleas
90
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
a bad apple spoils the (whole) barrel
91
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bunch
92
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bushel
93
Proverb
itle yatan bitle kalkar
a bad apple spoils the (whole) barrel
94
Proverb
itle yatan bitle kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bunch
95
Proverb
itle yatan bitle kalkar
a rotten apple spoils the (whole) bushel
96
Proverb
düşman iyi davranıyorsa bunun altında yatan bit yeniğinden şüphelenmeli
beware the greeks bearing gifts
97
Proverb
düşmanın iyiliğinin altında yatan niyete dikkat edilmeli
beware the greeks bearing gifts
98
Proverb
düşman iyi davranıyorsa bunun altında yatan bit yeniğinden şüphelenmeli
fear the greeks bearing gifts
99
Proverb
düşmanın iyiliğinin altında yatan niyete dikkat edilmeli
fear the greeks bearing gifts
100
Proverb
itle yatan bitle kalkar
a bad apple spoils the (whole) barrel
101
Proverb
düşman iyi davranıyorsa bunun altında yatan bit yeniğinden şüphelenmeli
fear the greeks bearing gifts
102
Proverb
düşmanın iyiliğinin altında yatan niyete dikkat edilmeli
fear the greeks bearing gifts
103
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
he that lieth with dogs riseth with fleas
104
Proverb
itle yatan bitle kalkar
he that lieth with dogs riseth with fleas
105
Proverb
itle yatan bitle kalkar
if you lie with dogs, you will get fleas
106
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
if you lie with dogs, you will get fleas
107
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
108
Proverb
itle yatan bitle kalkar
it takes one bad apple to spoil the (whole) bunch
109
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
110
Proverb
itle yatan bitle kalkar
it takes one bad apple to spoil the (whole) bushel
111
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one bad apple spoils the (whole) barrel
112
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one bad apple spoils the (whole) barrel
113
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one bad apple spoils the (whole) bunch
114
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one bad apple spoils the (whole) bunch
115
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one bad apple spoils the (whole) bushel
116
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one bad apple spoils the (whole) bushel
117
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) barrel
118
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one rotten apple spoils the (whole) barrel
119
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bunch
120
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bunch
121
Proverb
körle yatan şaşı kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bushel
122
Proverb
itle yatan bitle kalkar
one rotten apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
123
Colloquial
(birinin) altta yatan düşüncesi
(one's) game
n.
124
Colloquial
yan gelip yatan kimse
layabout
n.
125
Colloquial
aynı yatakta yatan kişiler
bedfellows
n.
126
Colloquial
yan yana yatan kişiler
bedfellows
n.
127
Colloquial
önüne gelenle yatan kadın
chippie [us/canada]
n.
128
Colloquial
bunun altında yatan bir durum/neden var
that's saying something
expr.
129
Colloquial
arkasında yatan neden ne?
what's all this
expr.
Idioms
130
Idioms
altta yatan sebep
the idea behind
n.
131
Idioms
gönüllerde yatan aslan
one's wishful thinking
n.
132
Idioms
ününün altında yatan neden
someone's claim to fame
n.
133
Idioms
sorunun/meselenin altında yatan neden
the root of the issue
n.
134
Idioms
altında yatan temel/yapı
warp and woof
n.
135
Idioms
altında yatan bir sıkıntı/problem
a catch to it
n.
136
Idioms
televizyon karşısında yan gelip yatan kimse
a couch potato
n.
137
Idioms
(birinin) yaptığı deliliğin altında yatan mantıklı/haklı neden/amaç
method in (one's) madness
n.
138
Idioms
yan gelip yatan kimse
sofa spud
n.
139
Idioms
görüneni değil altında yatan/içini/özünü görmeye/anlamaya çalışmak
look beneath the surface
v.
140
Idioms
tilki uykusuna yatan birini gafil avlamak
catch a weasel asleep
v.
141
Idioms
altında yatan anlamı anlamak
read between the lines
v.
142
Idioms
(bir şeyi yapmanın) altında yatan nedeni anlamak
see the point in (doing) (something)
v.
143
Idioms
(birinin) sözlerinin altında yatan imayı/kinayeyi anlamak
catch (one's) drift
v.
144
Idioms
sözlerinin altında yatan imayı/kinayeyi anlamak
catch/get somebody's drift
v.
145
Idioms
(hastalık yüzünden) evde yatan
down with (an illness)
adj.
146
Idioms
yorgan döşek yatan
down with (an illness)
adj.
147
Idioms
(hastalık yüzünden) evde yatan
down with a disease
adj.
148
Idioms
yorgan döşek yatan
down with a disease
adj.
149
Idioms
divana yatan
on the couch
adj.
150
Idioms
yorgan döşek yatan
flat on back
adj.
151
Idioms
yorgan döşek yatan
flat on one's back
adj.
152
Idioms
gülmekten yerlere yatan
rolling in the aisles
adj.
153
Idioms
itle yatan bitle kalkar
if you lie down with dogs you will get up with fleas
expr.
154
Idioms
körle yatan şaşı kalkar
if you lie down with dogs you will get up with fleas
expr.
155
Idioms
körle yatan şaşı kalkar
the rotten apple injures its neighbours
expr.
156
Idioms
a'ya biraz yakından bakarsan içinde yatan b'yi göreceksin/görürsün
scratch a and you’ll find b
expr.
157
Idioms
avantaya yatan
in on the act
expr.
158
Idioms
bunun altında yatan bir hikaye var
thereby hangs a tale
expr.
159
Idioms
bunun altında yatan bir hikaye var
herein lies a tale
expr.
160
Idioms
bunun altında yatan bir hikaye var
therein lies a tale
expr.
161
Idioms
bunun altında yatan bir hikaye var
thereby lies a tale
expr.
162
Idioms
bunun altında yatan (bir neden) var
therein lies (something)
expr.
Trade/Economic
163
Trade/Economic
nakit yatan
cash deposit
n.
Law
164
Law
suçlu davranışı altında yatan sebep
motive
n.
165
Law
altta yatan
underway
adj.
Politics
166
Politics
altta yatan enflasyon
underlying inflation
n.
167
Politics
altta yatan sorun
underlying problem
n.
168
Politics
cezaevinde yatan hükümlü sayısını azaltmaya yönelik hükümet politikası
decarceration
n.
Technical
169
Technical
yatan hurda
dormant scrap
n.
Computer
170
Computer
bilgisayar ve ilgili yazılım ve donanımlarını kullanabilen ve altta yatan kavramları anlayabilen kimse
computer-literate
adj.
Automotive
171
Automotive
arkaya yatan koltuk
reclining seat
n.
Marine
172
Marine
seyir halindeyken kolayca yana yatan (gemi)
tender
adj.
173
Marine
(tekne) öne veya arkaya yatan
cranky
adj.
Mining
174
Mining
altta yatan maden cevheri
underset
n.
Medical
175
Medical
hastanede yatan bir hastanın toplam sıvı ve elektrolit gereksinimlerinin, hastanın vücut ağırlığına, vücut sıcaklığına, hareketliliğine, ventilasyonuna ve diğer faktörlere dayanarak tahmin edilmesi
caloric method
n.
176
Medical
altta yatan tıbbi rahatsızlığın değerlendirilmesi
evaluation of the associated underlying medical condition
n.
177
Medical
altta yatan etyolojik faktör
underlying etiological factor
n.
178
Medical
altta yatan hastalık
underlying disease
n.
179
Medical
altta yatan hastalık
triggering disease
n.
180
Medical
altta yatan kronik akciğer hastalığı
underlying chronic lung disease
n.
181
Medical
altta yatan nöromüsküler geçiş bozukluğu
underlying neuromuscular transport disorder
n.
182
Medical
altta yatan olağan patolojiler
common underlying pathologies
n.
183
Medical
altta yatan önemli bir hastalığın belirtisi
manifestation of significant underlying disease
n.
184
Medical
altta yatan patoloji
underlying pathology
n.
185
Medical
altta yatan santral sinir sistemi bozukluğu
underlying central nervous system disorder
n.
186
Medical
altta yatan sebebin tedavisi
treatment of underlying cause
n.
187
Medical
hastanede yatan hastalarda gelişen akut böbrek yetmezliği
hospital-acquired acute kidney failure
n.
188
Medical
hastanede yatan hasta
inpatient
n.
189
Medical
hastanın altta yatan karakteristik özellikleri
underlying host characteristics
n.
190
Medical
hastanede yatan hastalar
hospitalized patients
n.
191
Medical
yatan hasta
inmate
n.
192
Medical
yatan hastalar
hospitalized patients
n.
193
Medical
yatan hasta
inpatient
n.
194
Medical
kısa süre yatan hastalara ait
short-stay
adj.
195
Medical
kısa süre yatan hastalar için olan
short-stay
adj.
Logic
196
Logic
altta yatan anlam
implicature
n.
197
Logic
altta yatan anlam
conversational implicature
n.
Biology
198
Biology
kış uykusuna yatan varsayımsal bir mantar formu
mycoplasm
n.
Biochemistry
199
Biochemistry
bir organizmanın temelinde yatan jeneratif kod
wetware
n.
Zoology
200
Zoology
kış uykusuna yatan hayvanlar
hibernating animals
n.
201
Zoology
kış uykusuna yatan
hibernator
n.
202
Zoology
kış uykusuna yatan
hibernating
adj.
203
Zoology
bir mevsimde birçok kez kuluçkaya yatan
polygoneutic
adj.
204
Zoology
kuluçkaya yatan
sitting
adj.
Social Sciences
205
Social Sciences
erkeklerle yatan ama kendini mutlaka eşcinsel olarak tanımlamayan erkek
men who have sex with men
n.
Education
206
Education
hastanede yatan çocukların eğitimi
education of hospitalized children
n.
Literature
207
Literature
zola'nın romancılığının temelinde yatan tarafsız natüralizm ve determinizm
zolaism
n.
208
Literature
yaratıcı bir işin altında yatan veya sembolik olarak kendini gösteren tema
mythos
n.
209
Literature
altta yatan anlamı olan
subtextual
adj.
Linguistics
210
Linguistics
altta yatan soyut formlardan dilbilgisi formları oluşturma kurallarını kullanan
generative
adj.
Philosophy
211
Philosophy
metafiziğin altında yatan felsefi veya kuramsal ilke
metaphysic
n.
212
Philosophy
altta yatan maddenin tezahür ettiği görünüm, biçim veya tarz
mode
n.
213
Philosophy
ahlaki sorumluluğun temelinde yatan seçim özgürlüğü
moral liberty
n.
Geology
214
Geology
tortul kayaçlar ve altında yatan aşınmış magmatik ya da metamorfik kayaçlar arasındaki temas yüzeyi
nonconformity
n.
215
Geology
altta yatan zayıf kayaç tabakası üzerinde gelişen
subsequent
adj.
216
Geology
kireç taşının üzerinde yatan
supercretaceous
adj.
Military
217
Military
pusuya yatan kimse
bushwhacker
n.
Hunting
218
Hunting
pusuya yatan avcıyı saklamak üzere eğitilen av atı
stalking-horse
n.
Sport
219
Sport
jimnastik ve dövüş sporlarında sırt üstü yatan kimsenin bacaklarından ve ellerinden kuvvet alarak doğrudan ayağa kalkarken yaptığı manevra
kip
n.
Art
220
Art
(armacılık) yatan (hayvan figürü)
lodged
adj.
Archaic
221
Archaic
altta yatan
subject
adj.
222
Archaic
altta yatan
subjected
adj.
Engineering
223
Engineering
altta yatan toprağı su erozyonuna karşı korumak için kullanılan beton vb. zemin kaplaması
apron
n.
Ornithology
224
Ornithology
yuvada yatan
nidulant
adj.
Entomology
225
Entomology
dönem başına üç kere kuluçkaya yatan
trivoltine
adj.
Slang
226
Slang
cezaevinde yatan mahkumun eşiyle ilişki kuran kimse
sancho
n.
227
Slang
ikinci derece cinayetten yatan mahkum
serving a second
n.
228
Slang
motor/önüne gelenle yatan kız
scrubber
n.
229
Slang
önüne gelenle yatan kadın
spunk bucket
n.
230
Slang
önüne gelenle yatan kadın
hoochie
n.
231
Slang
önüne gelen herkesle yatan kimse
hoe
n.
232
Slang
önüne gelenle yatan
broad
n.
233
Slang
önüne gelenle yatan kadın
spunk dustbin
n.
234
Slang
önüne gelenle yatan kadın
hoochies
n.
235
Slang
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum
old-timer
n.
236
Slang
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum
old head
n.
237
Slang
üstü başı kirli sokaklarda yatan kadın
ragamuffin
n.
238
Slang
uzun senedir söz konusu hapishanede yatan mahkum
old school
n.
239
Slang
yolda yatan ceset
road kill
n.
240
Slang
herkesle yatan kadın
garden tool
n.
241
Slang
önüne gelenle yatan kadın
garden tool
n.
242
Slang
buz hokeyi oyuncularıyla yatan kadın
hockey whore
n.
243
Slang
buz hokeyi oyuncularıyla yatan kadın
puck bunny
n.
244
Slang
herkesle yatan kimse
poon hound
n.
245
Slang
önüne gelenle yatan kadın
loslyf [south africa]
n.
246
Slang
önüne gelenle yatan ahlaksız kadın
scank
n.
247
Slang
hastanede komada yatan hasta
veggy
n.
248
Slang
hastanede komada yatan hasta
veggie
n.
249
Slang
dokuz aydan fazla hapis yatan çocuk suçlu
sleeper
n.
250
Slang
herkesle yatan
trampy
adj.
251
Slang
önüne gelenle yatan
round heels
adj.
252
Slang
önüne gelenle yatan
round-heeled
adj.
253
Slang
hapis yatan/yatma
jailin'
expr.
British Slang
254
British Slang
askerlerle yatan kadın
squaddie mattress (military use)
n.
255
British Slang
mahallede önüne gelenle yatan kadın
town bike
n.
256
British Slang
motor/önüne gelenle yatan kadın
town bike
n.
257
British Slang
motor/önüne gelenle yatan kadın
bike
n.
258
British Slang
önüne gelenle yatan kadın
slapper
n.
259
British Slang
önüne gelenle yatan tip
cum bucket
n.
260
British Slang
önüne gelenle yatan kadın
spunk bucket
n.
261
British Slang
önüne gelenle yatan kadın
scut
n.
262
British Slang
önüne gelenle yatan kadın
scrubber
n.
Anthropology
263
Anthropology
(antik yunan'da) yatan ölü insan temsili
prothesis
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yatan
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy