yaz - Turkish English Dictionary

yaz

Meanings of "yaz" in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

Turkish English
Common Usage
yaz summer n.
This is the last plenary sitting before the summer recess.
Bu, yaz tatilinden önceki son genel kurul oturumudur.

More Sentences
General
yaz summertime n.
Bicycles are for summertime.
Bisikletler yaz içindir.

More Sentences
yaz summer n.
This is the last plenary sitting before the summer recess.
Bu, yaz tatilinden önceki son genel kurul oturumudur.

More Sentences
Computer
yaz type expr.
Type your password on the keypad.
Tuş takımına şifreni yaz.

More Sentences
Meteorology
yaz summer n.
This is the last plenary sitting before the summer recess.
Bu, yaz tatilinden önceki son genel kurul oturumudur.

More Sentences
General
yaz aestival adj.
yaz aestival (us) adj.
yaz estival (brit.) adj.
yaz estival adj.
Computer
yaz write (w) expr.
yaz write expr.
Linguistics
yaz script expr.

Meanings of "yaz" with other terms in English Turkish Dictionary : 497 result(s)

Turkish English
General
yaz tatili summer holiday n.
We would, indeed, have liked to have seen it wrapped up before the summer holidays.
Gerçekten de yaz tatilinden önce tamamlanmış olmasını görmek isterdik.

More Sentences
yaz mevsimi summer n.
Summer is coming.
Yaz mevsimi geliyor.

More Sentences
yaz sezonu summer season n.
After a slow summer season, business began to pick up.
Yavaş bir yaz sezonundan sonra iş ilerlemeye başladı.

More Sentences
yaz tatili summer vacation n.
Exams are right after summer vacation.
Sınavlar yaz tatilinden hemen sonradır.

More Sentences
yaz okulu summer school n.
Tom lived in a tent next to the river while he attended summer school.
Tom yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.

More Sentences
yaz saati uygulaması daylight saving n.
Daylight savings is over today.
Yaz saati uygulaması bugün sona erdi.

More Sentences
yaz yağmuru summer rain n.
I love summer rain.
Yaz yağmurunu severim.

More Sentences
yaz saati summer time n.
These provisions are contained in the Commission proposal on summer time arrangements.
Bu hükümler, yaz saati düzenlemelerine ilişkin Komisyon teklifinde yer almaktadır.

More Sentences
yaz sebzesi summer vegetable n.
Zucchini is a summer vegetable.
Kabak bir yaz sebzesidir.

More Sentences
yaz saati daylight saving time n.
Daylight Savings Time starts on April third.
Yaz saati üç nisanda başlar.

More Sentences
yaz saati uygulaması daylight saving time n.
Daylight Savings Time starts on April third.
Yaz saati uygulaması 3 Nisan'da başlıyor.

More Sentences
yaz kıyafetleri summer clothes n.
Why don't you wear summer clothes?
Neden yaz kıyafetleri giymiyorsun?

More Sentences
yaz sıcağı summer heat n.
My father hates the summer heat.
Babam yaz sıcağından nefret eder.

More Sentences
bütün yaz whole summer n.
We have the whole summer to play.
Çalmak için bütün yazımız var.

More Sentences
yaz meyvesi summer fruit n.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.

More Sentences
bu yaz this summer n.
Many colleagues come from Member States which were this summer struck by floods and landslides.
Pek çok meslektaşım bu yaz sel ve toprak kaymalarının vurduğu Üye Devletlerden gelmektedir.

More Sentences
geçen yaz last summer n.
Last summer we saw what sort of massive destruction forest fires cause.
Geçtiğimiz yaz orman yangınlarının ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını gördük.

More Sentences
yaz kampı summer camp n.
I'm going to summer camp next year.
Seneye yaz kampına gideceğim.

More Sentences
yaz sporları summer sports n.
What's your favorite summer sport?
Favori yaz sporun nedir?

More Sentences
gelecek yaz next summer n.
Aren't you going to go camping next summer?
Gelecek yaz kampa gitmeyecek misin?

More Sentences
sonraki yaz next summer n.
I'll ask my grandfather to take me there during the next summer vacation.
Bir sonraki yaz tatilinde büyükbabamın beni oraya götürmesini isteyeceğim.

More Sentences
Colloquial
her yaz every summer expr.
Every summer, we come out to the country to get fresh air.
Her yaz temiz hava almak için kırlara gideriz.

More Sentences
Speaking
yaz geliyor summer is coming expr.
I'm very happy that summer is coming.
Yaz geliyor diye çok mutluyum.

More Sentences
yaz bitti summer is over expr.
Summer is over.
Yaz bitti.

More Sentences
Technical
yaz saati summer time n.
These provisions are contained in the Commission proposal on summer time arrangements.
Bu hükümler, yaz saati düzenlemelerine ilişkin Komisyon teklifinde yer almaktadır.

More Sentences
yaz saati daylight saving time n.
Daylight Savings Time starts on April third.
Yaz saati üç nisanda başlar.

More Sentences
Informatics
yaz saati summer time n.
These provisions are contained in the Commission proposal on summer time arrangements.
Bu hükümler, yaz saati düzenlemelerine ilişkin Komisyon teklifinde yer almaktadır.

More Sentences
Education
yaz okulu summer school n.
Tom lived in a tent next to the river while he attended summer school.
Tom yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.

More Sentences
yaz stajı summer internship n.
I applied for a summer internship.
Bir yaz stajına başvurdum.

More Sentences
General
yaz üçgenindeki parlak bir yıldız deneb n.
yaz ördeği marbled teal n.
ingiltere üniversitelerinin yaz tatili long vacation n.
yaz ortası midsummer n.
yaz okulu vacation school n.
yaz mevsimi summer season n.
yaz mevsimini geçirme estivating n.
yaz boyunca erimeden kalan buz kitlesi taryn n.
yaz mevsimi summertime n.
yaz mevsimini geçirme estivation n.
suudi arabistan yaz saati saudi arabia daylight time n.
eskimo yaz evi tupik n.
yaz boz flipflop n.
arabistan yaz saati arabian daylight time n.
samoa yaz saati samoa daylight time n.
avustralya merkezi yaz saati aus central daylight time n.
bangkok yaz saati bangkok daylight time n.
orta asya yaz saati central asia daylight time n.
hawaii yaz saati hawaiian daylight time n.
güney afrika yaz saati south africa daylight time n.
fiji yaz saati fiji daylight time n.
greenwich yaz saati greenwich daylight time n.
hindistan yaz saati india daylight time n.
israil yaz saati israel daylight time n.
iran yaz saati iran daylight time n.
orta pasifik yaz saati central pacific daylight time n.
kanada merkezi yaz saati canada central daylight time n.
doğu yaz saati eastern daylight time n.
afganistan yaz saati afghanistan daylight time n.
çin yaz saati china daylight time n.
merkezi yaz saati central daylight time n.
mısır yaz saati egypt daylight time n.
çek yaz saati czech daylight time n.
meksika yaz saati mexico daylight time n.
yaz evi summer house n.
yaz evi garden house n.
yaz evi privy n.
yaz rüzgarı summer wind n.
yaz esintisi summer breeze n.
yaz ortası high summer n.
yaz ortası middle of summer n.
yaz saati daylight-saving time n.
yaz ağacı summerwood n.
yaz dönümü arifesi st john's eve n.
yaz dönümü arifesi midsummer eve n.
yaz giysileri summer clothes n.
yaz dönümü arifesi st john's night n.
yaz dönümü arifesi midsummer night n.
yaz sıcağı summer's heat n.
yaz sonu end of summer n.
yaz saati uygulaması summer time n.
erken gelen yaz an early summer n.
yaz mevsimi season of summer n.
yaz turnesi summer tour n.
yaz şarabı summer wine n.
yaz aşkı summer love n.
yaz kampı idarecisi counselor n.
yaz kampı idarecisi counsellor n.
en sıcak yaz günleri dog days n.
yaz mevsimini geçirme aestivation n.
yaz mevsimini geçirme aestivating n.
yaz zamanı hüznü summertime sadness n.
ingiliz yaz saati british summer time (bst) n.
yaz pusu summer haze n.
bir yaz günü a summer day n.
ortalama yaz sıcaklığı they love takıng care of anımaşs n.
yaz planlarım my summer plans n.
susuz yaz dry summer n.
yaz kuraklığı summer drought n.
yaz dövmesi summer tattoo n.
çocukların grup olarak yaz tatillerinde gittikleri basit yapılı rekreasyon yeri camp n.
yaz kampında el ile yapılmış (el ve sanat işleri) camp-made n.
eskimo yaz evi tupek n.
eskimo yaz evi sealskin tent n.
doğu yaz saati edt (eastern daylight time) n.
yaz gün dönümü june 21 n.
yaz gün dönümü midsummer n.
yaz gün dönümü summer solstice n.
yaz bayramı'ndan bir önceki gün june 23 n.
yaz bayramı jun 24 n.
yaz gündönümü jun 24 n.
yaz bayramı midsummer day n.
yaz gündönümü midsummer day n.
yaz bayramı midsummer's day n.
yaz gündönümü midsummer's day n.
yaz bayramı st john's day n.
yaz gündönümü st john's day n.
abd'de avrupa, latin amerika ve iskandinav topluluklarının 24 haziran'da yaz gün dönümünü kutladıkları gün midsummer day n.
yaz gün dönümünden önceki akşam midsummer night n.
yaz-çizcilik bureaucratism n.
çok sıcak yaz günü dog day n.
yaz havası summer vibe n.
yaz mevsimi gibi ortam summer n.
yaz hissi veren şey summer n.
yaz tatilinde okula gidilmeyen dönem summer holidays n.
yaz havasında olma summerliness n.
yaz mevsimi summertide [dated] n.
yaz ayları summertide [dated] n.
yaz uykusuna yatmak estivate v.
yaz uykusuna yatmak aestivate v.
yaz mevsimini geçirmek estivate v.
yaz okuluna kaydolmak attend the summer school v.
yaz okuluna yazılmak attend the summer school v.
yaz mevsimini geçirmek aestivate v.
(çiftlik hayvanlarını) yaz boyu beslemek summer v.
yaz sıcağından korumak summerise [uk] v.
yaz sıcağından korumak summerize [us] v.
yaz gibi summery adj.
yaz mevsimini geçirmiş estivated adj.
yaz ile ilgili aestival adj.
yaz ile ilgili estival (brit.) adj.
yaz ile ilgili aestival (us) adj.
yaz ile ilgili estival adj.
yaz mevsimini geçirmiş aestivated adj.
yaz ortasına ait midsummer adj.
yaz ortasıyla ilgili midsummer adj.
yaz ortasında meydana gelen midsummer adj.
yaz havasında olan summer adj.
yaz gibi sıcak olan summer adj.
yaz boyu süren summer-long adj.
yaz kış in summer and winter adv.
yaz aylarında in the summer months adv.
yaz süresince summer-long adv.
geri yaz wb (write back) abrev.
Phrases
kısa süre içinde bana yaz write to me soon expr.
yaz kış in season and out of season expr.
Proverb
bir çiçekle yaz gelmez one swallow does not a summer make
bir çiçekle yaz gelmez one swallow doesn't make a summer
bir çiçekle yaz gelmez one swallow does not make a summer
sana yapılan iyiliği mermere, kötülüğü toza yaz write injuries in sand, kindness in marble
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur a bad apple spoils the (whole) barrel
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) barrel
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) bunch
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur one bad apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
bir yaz akşamı a summer evening n.
bir yaz gecesi a summer night n.
kuzey kutup dairesi'nin kuzeyinde yaz boyunca günün her saati güneş ışığı alan ülke land of the midnight sun n.
bir çiçekle yaz gelmez one swallow doesn't make a summer expr.
hesaba yaz add it to the tab expr.
yoğun yaz sezonu gelmek üzere the busy summer season is almost upon us again expr.
yaz bir kenara (söz verirken söylenir) book it expr.
bana yaz write if you get work [old-fashioned] expr.
bana yaz wiygw (write if you get work) expr.
bana doğrudan mesaj yaz dm me expr.
küçük harflerle yaz/konuş turn your caps lock off expr.
şimdilik beni yaz pencil me in expr.
geçici olarak beni yaz pencil me in expr.
iptal olabilir/değişebilir ama şimdilik beni yaz pencil me in expr.
google'a yaz quod google expr.
büyük harfler kullanmadan yaz! turn your caps lock off! (tyclo) exclam.
Idioms
yaz şikayetleri summer complaints n.
yaz şikayeti summer complaint n.
yaz aşkı summer fling n.
önemsiz haberlerin olduğu yaz sezonu gooseberry season n.
haber kaynaklarının pek haber bulamadığı/üretemediği özellikle yaz sezonu gooseberry season n.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move the clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move the clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move one's clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak move one's clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn the clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn the clocks forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn one's clock forward v.
yaz saati uygulaması sebebiyle saatleri ileri almak turn one's clocks forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn the clock forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn the clocks forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn one's clock forward v.
yaz saati uygulamasına geçmek turn one's clocks forward v.
sözlerimi bir kenara yaz mark my words expr.
yaz tahtaya alırsın haftaya charge it to the dust and let the rain settle it expr.
yaz kış demeden come rain or shine expr.
abd'nin güneydoğu eyaletlerindeki tipik yaz sıcağı as hot as highway blacktop expr.
yaz kış demeden come rain, come shine expr.
yaz saati uygulamasında saatlerin ne zaman ileri ne zaman geri alındığını hatırlamak için kullanılan bir ifade spring forward, fall back expr.
Speaking
hesabıma yaz add it on my tab n.
ailen hakkında yaz write about your family expr.
alışveriş yaptığın dükkanları yaz write the shops you buy the things from expr.
bütün yaz birlikteydik we've been together whole summer expr.
bana mektup yaz write me a letter expr.
bütün yaz birlikteydik we've been together all summer expr.
dediklerimi yaz bir kenara you mark my words expr.
geçen yaz çok boy attım I grew a lot last summer expr.
geçen yaz tatile gittim I went on vacation last summer expr.
geçen yaz neredeydin? where were you last summer? expr.
hislerini yaz write your feelings expr.
hikayeni yaz write your story expr.
hesabıma yaz write it on my tab expr.
hesabıma yaz charge it to my account expr.
hesabıma yaz put it on my tab expr.
hesabıma yaz put it on my bill expr.
en sevdiğim mevsim yaz my favorite season is summer expr.
kendinle ilgili yaz write about yourself expr.
kendin hakkında yaz write about yourself expr.
lütfen bana geri yaz please write me back expr.
sözlerimi/bunu bir kenara yaz mark my word expr.
tüm yaz birlikteydik we've been together all summer expr.
türkiye'de yaz şu an this is summer in turkey expr.
tüm yaz birlikteydik we've been together whole summer expr.
yaz tatili üç ay sürer summer vacation lasts three months expr.
Chat Usage
bana tekrar yaz tmb (text me back) expr.
mesajıma cevap yaz tmb (text me back) expr.
Trade/Economic
nominal-yazılı değer nominal value n.
yaz primi summer premium n.
yaz saati uygulaması day light saving time n.
yaz kampanyası summer campaign n.
yaz stajı yapmak do summer internship v.
Law
ingiltere ve galler'deki profesyonel avukat derneklerinde yaz dönemi trinity term n.
(adalet yüksek mahkemesi'nde) yaz idari dönemi trinity sitting n.
üç aylık yaz tatili long vacation n.
Politics
ingiliz parlamentosunun kapanması (yaz dönemi vb gibi sebeplerden ötürü) house rises n.
yaz saati dst (daylight saving time) abrev.
yaz saati uygulaması dst (daylight saving time) abrev.
Tourism
yaz tarifesi summer schedule n.
Technical
yaz şeddesi summer dike n.
yaz su çekimi summer draft n.
yaz klimatizasyonu summer air conditioning n.
yaz-boz teybi scratch tape n.
yaz konuş typetalk n.
yaz saati fast time n.
yaz-boz şeridi scratch tape n.
yaz-konuş type-talk n.
yaz-boz denetimi scratch control n.
yaz kliması summer air conditioning n.
yaz iklimlemesi summer air conditioning n.
yaz mevsimi klimatizasyonu summer air conditioning n.
yaz benzini summer gasoline n.
yaz sulaması kharif irrigation n.
yaz-boz kaseti scratch cassette n.
bir defa yaz çok defa oku write-once-read-many expr.
Computer
alaska yaz saati alaskan daylight time n.
abd doğu yaz saati us eastern daylight time n.
alt-yazı sınırı under-script limit n.
alt-yazı sınırlı büyük işleç large operator with under-script limit n.
batı pasifik yaz saati west pacific daylight time n.
batı asya yaz saati west asia daylight time n.
bir kere yaz write once n.
ekran yaz tuşu print screen key n.
ga doğu yaz saati sa eastern daylight time n.
gmt yaz saati gmt daylight time n.
güney amerika batı yaz saati sa western daylight time n.
güney amerika pasifik yaz saati sa pacific daylight time n.
gün hattı yaz saati dateline daylight time n.
oku-yaz erişimi read-write access n.
newfoundland yaz saati newfoundland daylight time n.
orta atlantik yaz saati mid-atlantic daylight time n.
pasifik yaz saati pacific daylight time n.
romance yaz saati romance daylight time n.
rusya yaz saati russian daylight time n.
sidney yaz saati sydney daylight time n.
sıradağlar yaz saati mountain daylight time n.
tasmanya yaz saati tasmania daylight time n.
taype yaz saati taipei daylight time n.
tokyo yaz saati tokyo daylight time n.
yaz-boz kaseti scratch cassette n.
yaz-boz teybi scratch tape n.
üst-yazı over-script n.
yaz-boz şeridi scratch tape n.
üst-yazı sınırlı büyük işleç large operator with over-script limit n.
üst-yazı ve alt-yazı sınırlı büyük işleç large operator with over-script and under-script limits n.
yaz-boz denetimi scratch control n.
yaz kenar çubuğu summer sidebar n.
yaz künyesi summer masthead n.
yaz web sitesi summer web site n.
yeni zelanda yaz saati new zealand daylight time n.
yaz dönemi çalıştığı işler summer jobs n.
yft yaz saati gft daylight time n.
görsel-yazısal audiographic adj.
adres yaz write address expr.
anahtarı yaz write key expr.
belgeyi yaz write document expr.
dac yaz write dac expr.
dosyayı yaz write file expr.
dosyaların üstüne yaz overwrite files expr.
dosyanın üzerine yaz overwrite file expr.
geri yaz write-back expr.
geri yaz write back expr.
guid yaz type guid expr.
hücrelerin üzerine yaz overwrite cells expr.
içe yaz write through expr.
imzayı yaz write signature expr.
ileti yaz write message expr.
içine yaz type it in expr.
irp'leri yaz write irps expr.
isim yaz print name expr.
içe yaz write-through expr.
nesnesini yaz write expr.
oku ve yaz read and write expr.
kopyayı yaz write instance expr.
kayıt dosyası yaz export registry file expr.
listeleri yaz author lists expr.
örnekleri yaz write instances expr.
oku-yaz read-write expr.
oku/yaz read/write expr.
sınıfları yaz write classes expr.
sayfa yaz author pages expr.
satırları girintili yaz indent rows expr.
sahibini yaz write owner expr.
pano yaz write clipboard expr.
şifreyi yeniden yaz retype password expr.
sistem yaz system write expr.
sınıfı yaz write class expr.
sahibi yaz write owner expr.
tıklat ve yaz click and type expr.
tam yaz full write expr.
tüm öğeleri yaz write all items expr.
üstüne yaz overtype expr.
yaz+oku write+read expr.
veri yaz write data expr.
yeniden yaz redo typing expr.
yeniden yaz retype expr.
üzerine yaz overwrite expr.
üstüne yaz overwrite expr.
yeni liste yaz type a new list expr.
bir kere yaz, her yerde çalışır wore (write once, run everywhere) abrev.
bir yaz-çok oku worm (write once, read many) abrev.
Informatics
ekran yaz tuşu print screen key n.
iz başına (oku/yaz) kafa heads per track n.
bir yaz-çok oku write-once-read-many expr.
Telecom
yaz boz tahtası scratch pad n.
Automotive
yaz lastiği summer tire n.
Marine
geminin yaz yükleme sınırında baş bodoslaması ile kıç bodoslaması arasındaki mesafe length between perpendiculars n.
açık denize giden yük gemilerinin yan kısımlarının tam ortasında bulunan ve yaz sezonu yük çizgisini gösteren işaret mark n.
Medical
rusya bahar-yaz ensefalitisi russian spring summer encephalitis n.
yaz gribi summer flu n.
yaz gribi summer grippe n.
yaz ishali summer complaint n.
görsel-yazılı visual-written adj.
Pathology
yaz ve sonbaharda meydana gelen, ciddi kramp, ishal ve kusma ile kendini gösteren akut bir bağırsak enfeksiyonu cholera morbus n.
Veterinary
sığırların yaz nezlesi bovine atopic rhinitis n.
Gastronomy
yaz salatası summer salad n.
yaz sebzeleri summer vegetables n.
yaz türlüsü summer vegetable stew n.
meyveli yaz pudingi summer pudding [uk] n.
Biology
yaz sonu ve sonbaharda genellikle ağaç köklerinde yetişen yenebilir bir mantar honey fungus (armillariella mellea) n.
yaz sonu ve sonbaharda genellikle ağaç köklerinde yetişen yenebilir bir mantar honey mushroom n.
yaz sonunda gelişme serotiny n.
yaz sonunda görünme serotiny n.
yaz sonunda olgunlaşma serotiny n.
yaz sonunda çiçeklenme serotiny n.
yaz sonunda gelişen serotinal adj.
yaz sonunda görülen serotinal adj.
yaz sonunda gelişen serotine adj.
yaz sonunda görülen serotine adj.
yaz sonunda oluşan serotine adj.
yaz sonunda çiçek açan serotine adj.
yaz sonunda olgunlaşan serotine adj.
yaz sonunda gelişim gösteren serotine adj.
yaz sonunda gelişen serotinous adj.
yaz sonunda görülen serotinous adj.
yaz sonunda oluşan serotinous adj.
yaz sonunda çiçek açan serotinous adj.
yaz sonunda olgunlaşan serotinous adj.
yaz sonunda gelişim gösteren serotinous adj.
Marine Biology
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı little skate (raja erinacea) n.
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı tobacco box (raja erinacea) n.
yaz aylarında kuzey amerika kıyılarınca bolca bulunan bir tür vatoz balığı tobacco–box skate n.
yaz havuzu aestival pond n.
Astronomy
yaz denizi mare aestatis n.
yaz gündönümü summer solstice n.
yaz gecesi gökyüzünde görünen büyük bir üçgen asterizm summer triangle n.
Zoology
yaz atmacası accipiter brevipes n.
yaz aylarında bazı hayvanlarda görülen uyuşukluk estivation n.
yaz uykusu aestivation n.
yaz atmacası levant sparrowhawk n.
yaz uykusu estivation n.
yaz ördeği marmaronetta angustirostris n.
yaz göçmeni summer migrant n.
yaz aylarında bazı hayvanlarda görülen uyuşukluk aestivation n.
yaz uykusu yapmak aestivate v.
yaz uykusu yapmak estivate v.
yaz uykusu yapan aestivate adj.
yaz uykusu yapan estivate adj.
Botanic
geniş yapraklı, yaz kış endemik bir yeni zelanda ağacı tawheowheo (quintinia serrata) n.
batı abd, kanada ve kuzey meksika’nın kurak bölgelerine özgü, yaz sonlarında parlak beyaz veya sarı çiçekler açan bir bitki chamisa (chrysothamnus) n.
yaz ve sonbahar aylarında çiçek açan, bahçelerde yetişen bir şebboy ten-week stock (matthiola incana annua) n.
sarı yaz kabağı straightneck squash n.
sarı yaz kabağı yellow summer squash n.
yaz papatyası bellis n.
yaz karı snow-in-summer n.
yaz krizantemi tricolor chrysanthemum n.
yaz krizantemi chrysanthemum carinatum n.
yaz karı cerastium tomentosum n.
yaz karı love-in-a-mist n.
yaz krizantemi tricolor daisy n.
yaz krizantemi annual chrysanthemum n.
yaz krizantemi painted daisy n.
yaz krizantemi glebionis carinatum n.
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen bir bitki cinsi astrantia n.
yaz ortasında küçük çiçekler açan ve her yıl çiçek açtıktan sonra ölen astrantia cinsi bitkiler masterwort n.
yaz sonunda açan parlak sarı çiçekleri olan çok yıllık bir kuzey amerika bitkisi autumn sneezeweed (helenium autumnale) n.
yaz sonunda açan parlak sarı çiçekleri olan çok yıllık bir kuzey amerika bitkisi helenium autumnale n.
yaz armudu jargonelle n.
pas hastalığının yaz mevsimindeki hali uredo n.
yaz selvi kochia scoparia n.
yaz selvi bassia scoparia n.
yaz selvi summer cypress n.
yaz selvi fire bush n.
yaz selvi fire-bush n.
yaz selvi mexican fire plant n.
yaz selvi mexican fireweed n.
yaz siklameni cyclamen purpurascens n.
yaz karı dusty miller n.
yaz karı snow-on-the-mountain n.
yaz siklameni sow bread n.
yaz kış yeşil evergreen adj.
yaz boyunca çiçek açan summer-blooming adj.
yaz boyunca çiçek açan summer-flowering adj.
Agriculture
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek thrifallow n.
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek trifallow n.
yaz aylarında üçüncü kez saban sürmek thryfallow [obsolete] n.
yaz budaması summer pruning n.
yaz merası summer range n.
sonbaharda ekilip takip eden ilkbaharda veya yaz başında hasat edilen buğday winter wheat n.
bir sonraki yılın mahsulüne hazırlık amacıyla yaz boyunca sık sık sürülen arazi summer fallow n.
yaz nadası uygulaması summer fallow n.
yaz nadası uygulaması summer-fallow v.
baharda veya yaz başında hasat edilmek için sonbaharda ekilen (ekin) winter adj.
Forestry
yaz odunu latewood n.
Education
chautauqua gölünün hemen yanında bulunan yaz okulu chautauqua n.
chautauqua yaz okuluna uygun olarak düzenlenmiş çalışma sistemi chautauqua system n.
ingiltere'deki üniversitelerde yaz dönemi trinity term n.
dinle ve yaz listen and write n.
yaz enstitüsü summer institute n.
yaz stajı rehberi summer internship guide n.
(abd) yaz okulu chautauqua n.
Literature
shakespeare'in 'bir yaz gecesi rüyası' eserinde 'yılan, sinsi' anlamında kullandığı ifade canker blossom n.
yaz mevsiminden edilmiş unsummered adj.
Linguistics
sözlü-yazılı söylem spoken-written discourse n.
History
athena'nın geleneksel doğum gününde kutlanan bir yaz festivali panathenaea n.
Religious
(hristiyanlıkta) yaz bayramı arifesi saint john's eve n.
Environment
net yaz takatı net summer capability n.
Geography
ortalama yaz yağışının eşit olduğu noktaları birleştiren çizgi isotherombrose n.
yaz saati uygulaması daylight savings n.
yaz saati uygulaması daylight-savings time n.
orkney ve shetland takımadalarında yaz ortasında görülüp gece boyu devam eden alacakaranlık simmer dim [scotland] n.
yaz gün dönümüne ait veya ilişkin solstitial adj.
yaz gün dönümüne özgü solstitial adj.
ikinci dünya savaşı sırasında britanya'da saatleri standart saatin iki saat ilerisine alarak uygulanan yaz saati dst (double summer time) abrev.
Meteorology
yaz geceleri kısa bir süre görünme noctilucence n.
kurak yaz dry summer n.
kuru geçen yaz dry summer n.
ortalama yaz sıcaklığı average summer temperature n.
sıcak yaz dönemi dog days n.
yaz musonu summer monsoon n.
eş yaz sıcaklığı çizgisi isothere n.
çin ve japonya'da ilkbahar veya yaz başındaki yağmurlu dönemle ilgili bai-u adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığına ait isotheral adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığıyla ilgili isotheral adj.
aynı ortalama yaz sıcaklığına sahip isotheral adj.
Sport
yaz olimpiyatları uluslararası federasyonlar birliği association of summer olympic international federations (asoif) n.
4 yılda bir yapılan dünya üniversiteler arası spor (yaz-kış) oyunları universiade n.
Theatre
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro summer theatre n.
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro summer stock n.
yaz aylarında şehir dışında kurulan tiyatro strawhat theatre n.
(tiyatroda) yaz oyunu strawhat n.
(tiyatroda) yaz oyunu strawhat theater n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer stock [uk] n.
yaz tiyatrosu summer theater n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer theater n.
(tiyatro) yaz oyunlarına ait veya ilgili strawhat adj.
yaz oyunlarına özgü strawhat adj.
(tiyatro) yaz oyunlarına ait veya ilgili straw-hat adj.
yaz oyunlarına özgü straw-hat adj.
yaz dönemi tiyatrosuna ait veya ilgili straw-hat adj.
yaz dönemi tiyatrosuna özgü straw-hat adj.
Cinema
yaz bekarı the seven-year itch n.
Slang
yaz eğlencesi summertainment n.
Modern Slang
dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin sosyal olarak dezavantajlı tayvanlı çocuklara ingilizce öğrettiği yaz programı aid summer n.
Star Wars
yaz başkenti summer capital n.