disrupt - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
disrupt bozmak v.
  • Evidence shows that migrants might affect and disrupt the internal labour market.
  • Kanıtlar, göçmenlerin iç işgücü piyasasını etkileyebileceğini ve bozabileceğini göstermektedir.
  • That disrupts the legal system.
  • Bu da hukuk sistemini bozar.
  • We cannot, though, have a break, as that would disrupt the timetable.
  • Yine de ara veremeyiz, çünkü bu takvimi bozar.
Show More (9)
disrupt bölmek v.
  • Her sister's cry disrupted our phone call.
  • Kız kardeşinin ağlaması telefon konuşmamızı böldü.
  • A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
  • Küçük ama sesi çok çıkan bir azınlık toplantıyı böldü.
Show More (-1)
disrupt kesintiye uğramak v.
  • The live broadcast was disrupted by a technical glitch.
  • Canlı yayın teknik bir arıza nedeniyle kesintiye uğradı.
Show More (-2)
disrupt aksatmak v.
  • Volcanic ash disrupted air travel.
  • Volkanik kül hava yolculuğunu aksattı.
Show More (-2)
disrupt kesilmesine yol açmak (toplantının) v.
  • A small, but vocal minority, disrupted the meeting.
  • Küçük ama sesli bir azınlık, toplantının kesilmesine yol açtı.
Show More (-2)